11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Erol SARIAL Türkiye ve bölgesindeki etkileri çerçevesinde… C S TRATEJİ yitirmeye başlar. Halk arasında çatışma, iç savaş çıkacağı; kardeş kanı döküleceği korkusu gelişir. Sorunun, iktidarın muhalefete devriyle sona ereceğini düşünen iktidar yanlıları dahil, gidişattan hoşnut olmayan halk kitleleri; paralı, eğitimli amigoların öncülüğünde sokak gösterilerine başlar. Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan; en son Kırgızistan’da başarılan yönetim değişimleri kadife devrimin seçkin uygulamalarıdır. Özbekistan’da İslam Kerimov, 2002'de yapılan referandumla, 2005'te sona erecek başkanlık süresini iki yıl uzatır. 2004 genel seçimlerinde muhalefetin adı bile yokken Mayıs 2005’te Özbekistan aniden Kadife devrim sürecine evirildi. Ancak, Özbek yönetimi olayların tetiklendiği Andican kentini ablukaya aldı; yabancı ajan ve gazeteciler güveliklerinin sağlanamayacağı kaygısı gerekçe gösterilerek şehir dışına çıkarıldı. Ayaklanma kanlı şekilde bastırıldı. mperyalizm ve uzantılarının hedef ülkelerde yönetimleri değiştirerek, yandaş yönetimleri işbaşına getirmesi, bütün dünyada, yeni ve moda deyimlerle anılmaktadır. Ancak çoğu zaman belli bir sistematik içeren değişim örneklerinin tümü için kısaca, "kadife devrim" yada "turuncu devrim" deyimleri kullanılmaktadır. Son dönemlerde daha da genelleme yapılarak renkli devrim sözcüğünün kullanımı yaygınlaşırken; ülkelere, işbaşına getirilen liderleri sembolize eden objelere göre, ayrıntılı yerel adlandırmalar da yapılmaktadır. Bu sorunu, öncelikle gidermek, yerli yerine oturtmak gerekir. E TURUNCU DEVRİM Küresel dönüşüm stratejileri Bu uygulamada iktidara gelmesi istenen muhalefet, kendisini ve destekçilerini fazla yıpratmadan, üzmeden, ele vermeden parasal güçle, medyatik destekle değişimi başarır. Bu tür bir değişim için yalnızca seçimle sağlanan başarı yeterlidir. Bir portakalın dalından sessizce kıvrılıp koparılması şeklinde uygulanan bir yöntemdir. Seçim sonuçları başarı getirmez ise kadife devrime, darbe sürecine doğru olaylar yönlendirilir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 2000 yılında yüzde on düzeyinde oyu bulunan CTP ve lideri Mehmet Ali Talat, Türkiye’de Kasım 2002’de AKP’nin iktidara gelmesinin ardından, Aralık 2003 seçimleriyle iktidarı devraldı. Bu değişimler sonucu Kıbrıs’ta "çözümsüzlük çözüm değildir" söylemiyle çözümün yalnızca Türklerin vereceği ödünlerle sağlanabileceğini ilan eden yeni bir anlayış gelişti. Turuncu devrimin lideri Talat, 17 Nisan 2005 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini de Türkiye’deki yönetsel kadroların, Yunanistan, Kıbrıs Rum Yönetimi, AB ve ABD’nin desteğinde ezici bir çoğunlukla kazanarak Denktaş'tan sonra KKTC'nin İkinci Cumhurbaşkanı seçildi. KKTC’de turuncu devrimin sonucunda oluşan yönetimden emperyalizmin beklentisi Kıbrıs’ın coğrafi, siyasal ve yönetsel açıdan bir Rum adası ve devleti olarak tescil edilmesine yönelik adımları atması, bu sonuca direnmemesidir. Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın Kıbrıs’ta sağlanmak istenen çözüme karşı tarihsel belleğe Yuşçenko gönderme ile yinelediği "Girit" örneği asıl hedeftir. Bu sonuca gidecek politik değişimi, yaklaşımı, yeni bir savaşa neden olmadan; Kıbrıs ve Anadolu Türk halkına kabul ettirmenin yollarını bulmak; ödünlerle çözüm üretmeye çalışan "boyalı devrim" ürünü yöneticilerin işi ve görevidir. DARBE Emperyalizmin doğuya doğru yöntemlerle, yönetim değişimini ilerleyişinde kullandığı yöntemler Demokratik gerçekleştirecek bir muhalefetin yaratılamadığı; güdümlü güçlü bir muhalefetin çeşitlilik gösteriyor. Bu çeşitlilik dışarıdan yedeklenemediği otoriter, baskıcı yönetimler veya büyük çoğunluğunun desteğine sahip renkli devrimlerden işgale kadar halkın iktidarlara karşı içeriden silahlı muhalefet parasal destek verilir, veya ülkenin silahlı uzanıyor. Renkli devrimler KKTC, yaratılır, kuvvetleri devreye sokularak iç darbe ile gerçekleştirilir. Yetmişli yıllarda Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan ve değişiklik Arjantin, Şili, Yunanistan, 1980’de Türkiye’de olduğu gibi... Küba ve Venezuela’da Amerikan son olarak Özbekistan emperyalizmi ve küresel şirketler tarafından bütün değişim örnekleri denenmiş, Venezuela’nın anti deneyimlerinde görüldü. emperyalist lideri Cavez bir iç darbe ile devrilmiş; iktidarı zorlayarak, ayaklanmalar, sokak gösterileri düzenleyerek, gerekli durumlarda ölçülü güç kullanılmasını sağlayarak, istenilen değişimin gerçekleştirilmesidir. Önceden seçim sonuçlarına hile karışacağı ilan edilerek mevcut iktidar baskı altına alınır ve batının sevmediği iktidarın gitmesi için uluslararası kuruluşlara harekete geçme iletisi verilir. İstenilen muhalefet kazanamazsa içeriden ve dış destekçilerden seçim sonuçlarına hile karıştırıldığı yönünde alışılagelmiş beklenen açıklamalar yapılır; koro halinde tüm batılı kuruluşlar, iktidarı tanımadıklarını açıklayıp, görevden çekilmesini isterler. Yaptırımlar ve ambargolar gündeme getirilir. Baskılar karşısında sıkışan iktidar direnirse, çoğunlukla kendi seçmen desteğini de Saakaşvili Kerimov kendisi yönetimden feragat etmeyi düşündüğü halde, Venezuela halkı emperyalist teröre boyun eğmeyerek seçimle işbaşına getirdiği liderini feda etmemiştir. Yine Azerbaycan’da Kasım 2003’te Devlet Başkanlığı seçimleri sonrası yapılan bir deneme ölümlü olayların yaşanması sonucu başarısızlıkla sonuçlandı. Kasım 2005 seçimlerinde yapılmak istenen bir kadife devrim denemesi de sonuç vermedi. Azerbaycan, beşte biri Ermeni işgali altında olan yeraltı doğal kaynakları çok zengin bir ülke.. İran, Irak ve Venezuela gibi.. İŞGAL İç dinamiklerine müdahale edilemeyecek denli kapalı, herhangi siyasi ve silahlı muhalefet geliştirilemeyecek denli denetimli ülkelerde, açıktan saldırı ile ülkenin özellikle yönetim merkezi hedef alınır, işgal edilerek, kendi lehine yönetim oluşturma yoluyla yapılan değişimdir. Geçmişte Afganistan, en son Irak’ta süren değişim klasik, geleneksel işgalle yönetim değişikliklerinin birer örneğidir. Irak’ta yürütülen büyük operasyonda yönetim değişikliği güdülen stratejik amaçlardan yalnızca birisi, ve operasyonun başlangıcını oluşturmaktadır. Bu konuya ileride yeri gelince genişçe değinilecektir. Yukarıda "Turuncu Devrim" ve "Kadife Devrim" başlıkları altında vurgulanmaya çalışılan demokratik değişim yöntemleri aslında, emperyalist çıkarların, ülke içinden yandaş grupların eliyle yönetilmesi seçenekleridir. Ülkemiz; gelişkin demokratik yapısı yanında, ekonomik açıdan az gelişmişliği, ağır borç yükü, bankacılık sisteminin, basın ve KADİFE DEVRİM Eğer bir ülkede emperyalizmin çıkarlarına hizmet adına işbaşına gelmek üzere seçilen, emperyalist çevrelerce üzerinde uzlaşılan muhalefet cılız, tam istenileni başaramayacak durumda ve başka bir seçenek yoksa; veya turuncu devrim uygulaması muhalefet tarafından başarılamamış ise destekleyenlerin mevcut
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle