17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması ve Ukrayna’da ayrılıkçı eğilimlerin çıkmaması son derece önemlidir. Bu yüzdendir ki Almanya gibi kıta Avrupa’nın büyük ülkeleri, UkraynaRusya ilişkileri krize girmeden Ukrayna’nın Avrupa serüveninin devam etmesini istiyorlar. Zira iki ülke ilişkilerindeki kriz Rusya’nın Kırım konusundaki iddiaları tetikleyebilir. Buna benzer bir şekilde Avrupa ülkeleri, Moldova’nın toprak bütünlüğünün korunmasıyla yakından ilgileniyorlar. Zira bu ülkenin toprak bütünlüğünün korunması Rusya’nın sınırlandırılmasıyla ve Dinyester bölgesinde bulunan Rus askerlerinin çıkarılmasıyla yakından ilgilidir. Son AB genişlemesinden sonra Moldova’da beklendiği gibi Avrupa çekiciliğinin önemli ölçüde arttığı, Moldovalıların kardeş Romanya’nın vatandaşı olabilmek için sıraya girdikleri gözleniyor. Moldova’daki Romanya Büyükelçiliği’ne göre yaklaşık olarak 400 bin Moldovalı Romanya vatandaşlığını almış ve 500 bin kadar başvuru daha yapılmıştır. Seçmen sayısının 1,5 milyon olduğu bir ülke için bu rakamların çok önemli olduğu ortadadır. Bu gidişle Romanya Cumhurbaşkanı’nın "RomanyaMoldova birleşmesi AB çatısı altında gerçekleşecek" (3) iddiasının orta vadede gerçekleşme şansının hiç de düşük olmadığı söylenebilir. Zaten Moldova’daki Voronin hükümetinin "Rus yanlılığından" "Batı yanlılığına" kaymasının ana sebebi, ABD’nin demokrasi çalışmaları ve baskısı değil, Avrupa’nın "dayanılmaz çekiciliği" olmuştur. Rusya ile ilişkilerinde dostluk, kriz ve diyalog gibi aşamalardan geçen Voronin yönetimi, son dönemde Rusya ile normalleşen ilişkilerine rağmen Dinyester görüşmeleri konusunda AB’nin daha aktif rol oynamasından yanadır. AB’nin Ukrayna ve Moldova gibi ülkelerde benimsediği demokrasi özendirme politikası irdelendiğinde, benimsediği söyleme rağmen sivil toplum, şeffaf seçimler, demokratik siyasi partiler gibi liberal demokratik değerlerin aslında ikinci planda olduğu görülecektir. AB’nin gerçek demokrasi özendirme stratejisi Sovyet sonrası toplumu değil, Sovyet sonrası devleti hedef alıyor ve özgürlüğü değil, devlet yapısının dönüşümüne odaklanıyor.(4) ABD daha çok STK’lar aracılığıyla bu ülkelerde etkili olmaya çalışırken, AB de sivil toplumla ilgileniyor, ancak özellikle elitleri hedef alıyor. Ukrayna ve Moldova’daki gelişmeler AB’ye komşu ülkelerde AB’nin "yumuşak gücünün" ABD’ninkinden daha etkili olduğunu gösteriyor. Rusya’yı batıdan çevreleyen Ukrayna, Belarus ve Moldova cumhuriyetlerinin Rusya karşısındaki en zayıf taraflarından birisi, Rusya’ya olan enerji bağımlılıklarıdır. Yakın zamana kadar Güney Kafkasya’daki iki "AB komşusu" da aynı şekilde, üçüncü "komşu" Azerbaycan da enerji kaynaklarını dünya pazarlarına ulaştırma açısından Rusya’ya bağımlı idi. Jeopolitik nedenlerle ABD’nin yoğun desteğine sahip olan BaküTiflisCeyhan petrol boru hattının açılmasından sonra BaküTiflisErzurum doğal gaz boru hattı da hayata geçmeye başladı. Üstelik Güney Kafkasya’daki enerji mücadelesine aktif olarak katılmaya başlayan AB, son bir yıl içerisinde NABUCCO doğal gaz boru hattı konusundaki çalışmaları hızlandırdı. NABUCCO’nun 2011 yılında faaliyete geçmesi ve kapasitesinin 30 milyar metreküp dolayında olacağı bekleniyor. Bu boru hattıyla Azerbaycan, Irak, İran, Mısır ve belki de Türkmenistan ile Kazakistan’dan da doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması planlanıyor. Rusya’nın AB’ye sattığı doğal gaz miktarının 2010’da 200 milyar metreküpü aşabileceği göz önüne alınırsa, NABUCCO’nun bir alternatif değil, ancak gerekli çeşitlendirme oluşturacağı açıktır. Buna ek olarak Türk Cumhuriyetlerinin doğal gazı vasıtasıyla AB ülkelerinin Rusya’ya olan enerji bağımlılığının azaltılması çok önemli bir konu olsa da bu, NABUCCO’nun birincil derecedeki önemi değildir. NABUCCO’nun esas önemi İran gazından ve jeopolitikten kaynaklanıyor. Birincisi AB, NABUCCO’nun tam olarak faaliyete geçeceği yıllarda İran etrafındaki problemlerin (bir şekilde) halledileceğini(5) umuyor. Dolayısıyla doğal gaz rezervleri açısından Rusya’dan sonra ikinci olan bu enerji devinin (27 trilyon metre küplük rezerv) doğal gazının Avrupa’ya akması için altyapı hazır olmuş olacaktır. İkincisi, Rusya ve İran’ın doğal gaz C S TRATEJİ 9 tekrar çevrilerek kapasitesinin dokuzdan, kırk milyon tona artırılmasını istiyor. Daha önce bu boru hattını dolduracak Hazar petrolü bulunmadığı için hat ters olarak çalıştırılmaya başlanmıştı. Ancak petrol üretimi hızlı bir şekilde artan Kazakistan’ın 2015 yılından itibaren yılda 150 milyon ton petrol üretmesi bekleniyor. AB, çıkış arayan Kazak petrolünün bir şekilde Karadeniz’e, arkasından da Ukrayna’nın Odessa Limanı’na ulaştırılıp OdessaBrodıPlotsk hattıyla Avrupa’ya taşınmasıyla yakından ilgileniyor. Bu arada Hazar Boru Hatları Konsorsiyumu (HBK) boru hattının kapasitesinin artırılmasını engelleyerek Kazakistan’ı Hazar geçişli projelere "yönlendiren" Rusya’nın kaygılarından birisi Karadeniz’e ulaşacak Kazak petrolünün Ukrayna bağımsızlığı için oynayacağı rolle de alakalı olabilir. Nitekim HBK kapasitesinin artırılmasına olan ilgisini kaybetmeye başlayan Kazakistan, Kazakistan Hazar Ulaştırma Sistemi projesi konusunda prensip karar aldı. Bu sistem aracılığıyla yılda 38 milyon ton petrolün BTC’ye doldurulması planlanıyor. Diğer taraftan 2 Şubat’ta Ukrayna ve Kazakistan arasında imzalanan anlaşmalara göre OdessaBrodıPlotsk hattı Kazak petrolüyle doldurulması yönünde çalışmalar başlayacak. Son dönemde eski Sovyet Rusya gazını Baltık alanında çeşitli şekillerde Denizi üzerinden Rusya’nın boru hatlarına Almanya’ya taşıması bağımlı olan eski Sovyet planlanan boru hattı... ülkeleri arasında yeni işbirliği şemaları ortaya çıkmış durumda. Böylece Rusya’nın askeri müttefikleri olan ve olmayan eski Sovyet ülkeleri enerji mağdurundan enerji müttefiki haline geldiler. AzerbaycanGürcistan, KazakistanUkrayna, KazakistanGürcistan enerji ilişkileri giderek pekişmektedir. Buna Türkiye’nin de katıldığı ve AB’nin oluşturduğu Bakü Girişimi’ni de katmak gerekiyor. AB açısından bakıldığında ise, Hazar havzasındaki eski Sovyet ülkelerinin enerji kaynakları, sadece kendi enerji güvenliği açısından değil, komşu eski Sovyet ülkelerinin enerji güvenlikleri açısından ve dolayısıyla AB etrafında güvenlik kordonunun oluşması açısından da büyük önem taşıyor. Ancak bu hedeflerin gerçekleşmesi için yeri doldurulamaz bir ülke vardır ki, o da Avrasya enerjisinin Avrupa’ya taşınmasının Rusya’ya alternatif tek yolu üzerinde bulunan Türkiye’dir. Hazar ve Ortadoğu enerji kaynaklarını doğrudan Avrupa’ya ulaştırabilecek hatların tek geçiş yeri Türkiye’dir. Dolaysıyla AB açısından, Türkiye’nin gelecekte bu enerji hatlarını milli gücünün bir bileşeni olarak kullanmayacak bir yapıda olması, güvenliği açısından elzem olarak görülmektedir. Dipnotlar 1 Neil Macfarlane, "European Strategy Toward Kazakhstan", Robert Legvold (Ed.), Thinking Strategically: The Major Powers, Kazakhstan, and the Central Asian Nexus, Cambridge, Massachusets, Londra, MIT Press, 2003, s. 146147. 2 EU Observer, "Ukraine foreign ministry shakeup could improve EU relations", 1 Şubat 2007, http://euobserver.com/9/23390 3 "35 Milliardov Dollarov na Obyedineniye", Nezavisimaya Gazeta, 2 Şubat 2007. 4 Jeffrey Kopstein, "The Transatlantic Divide over Democracy Promotion", The Washington Quarterly, C.29, S.2, s. 9091. 5 Breffni O’Rourke, "Caspian: EU Invests In New Pipeline", 27 Haziran 2006, Radio Free Europe/Radio Liberty. AB, enerji konusunda gelecek planlamaları yaparken, İran, Hazar kaynakları ve diğer Ortadoğu rezervlerini göz önüne alıyor. Türkiye, bu aşamada AB için tek alternatif geçiş noktası olarak öne çıkıyor. rezervlerinin yanında küçük kalan Türk Cumhuriyetleri’nin doğal gazının Batı yönünde akmaya başlamasının esas önemi, Rusya’ya olan transit bağımlılığının ortadan kaldırılması için bir fırsat sunmasındadır. Dolayısıyla BTC ve BTE de olduğu gibi, NABUCCO ekonomik öneme sahip olmasının yanı sıra, daha çok jeopolitik önemi öne çıkan bir boru hattıdır. Ukrayna’nın NABUCCO’ya katılmak istediği konusunu aktif bir şekilde gündeme getirmeye başlamasından sonra, söz konusu boru hattının aynı zamanda Ukrayna bağımsızlığını pekiştirme özelliğine da sahip olabileceği ortaya çıktı. Son dönemde NABUCCO’nun yanı sıra AB’nin öne çıkardığı diğer bir proje olan OdessaBrodıPlotsk petrol boru hattı projesi de aynı amaç için tasarlandı. Projeye göre Ukrayna’daki OdessaBrodı hattının Polonya’ya kadar uzatılıp Hazar petrolünün Avrupa’ya taşınması için kullanıma açılacaktır. Rusya’da faaliyet gösteren TNKBP şirketi bu boru hattını ters yönde kullanarak Rus petrolünü Karadeniz’e indirmek için 2007’ye kadar kiraladı. AB, hattın doğru (planlanan) akış yönünde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle