10 Ocak 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Melek KIRMACI TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası kirmaci@tusam.net AB, ‘uluslar üstü’ yerine ‘egemen uluslar’ yaklaşımını benimsedi… C S TRATEJİ 5 zün kısası Lizbon’da elde edilen "başarı", Avrupa değerleri ve çıkarları yerine ulusal çıkarlarını gözeten üye devletlerin taleplerinin karşılanması karşılığında elde edilen bir başarı. A vrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin liderleri, Lizbon’da gerçekleştirilen gayrı resmi zirvede yaklaşık altı yıldır devam eden anayasal tartışmaya nihayet son verdiler. Dönem Başkanı Portekiz’in ev sahipliğini yaptığı zirvede Avrupalı liderler, yaklaşık yedi saat süren pazarlıkların ardından da olsa, AB Anayasasını tarihin çöplüğüne gönderirken anayasa metninin küllerinden doğan Reform Anlaşması’nı kucakladılar. "Başarmak istediğimizi başardık" diyerek zirveden çıkan karardan duyduğu memnuniyeti açıkça dile getiren Portekiz Başbakanı Jose Socrates, Reform Anlaşması ile Avrupa’nın daha güçlü hale geldiğini bundan böyle küreselleşmeden kaynaklanan problemler karşısında daha güçlü bir Avrupa’nın olacağını söyledi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun dediği gibi "Artık, AB’ye hareket edebilme olanağı sağlayan bir anlaşma" var Avrupalı liderlerin elinde... Aynı zamanda anayasanın gerisine düşen, zirveden başarıyla çıkabilmek adına kendi taleplerini kabul ettirmekte ısrarlı üye devletlere taviz verilmesine neden olan… Aslına bakılırsa bir de kurumsal reform ihtiyacını gidermek amacıyla 2001 yılından bu yana devam eden belirsizliğe son vermek böylelikle birliği içe dönük tartışmalardan kurtarmak yolunda önemli bir adım olarak da değerlendirilebilir söz konusu Reform Anlaşması... Ancak Reform Anlaşması’nın hedeflen anlaşma olmadığı da son derece açık. Avrupa’da değişim rüzgârı her şeye rağmen esmeye de devam ediyor ayrıca. Bir önceki dönem başkanı Almanya’nın başlattığı girişim Portekiz’in dönem başkanlığında çözüme kavuşturulmuş görünüyor. Şimdi sıra Reform Anlaşması’nın 13 Aralık’taki AB Liderler Zirvesi’nde üye devletler tarafından imzalanmasında... Eğer işler istendiği gibi gider de Reform Anlaşması tüm üye devletler tarafından onaylanırsa 2009 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce AB "uluslarüstü" değil "egemen uluslar"dan oluşan bir kurumsal yapı ile yeni onyıla merhaba diyecek. ‘Anayasa’ olmadı ‘reform’ Anayasa konusunu uzun süre tartışan AB, nihayet sonuç niteliğinde bir anlaşmaya varabildi. AB Anayasası yerine Reform Anlaşmasının önümüzdeki aralık ayında Liderler Zirvesine sunulması kararlaştırıldı. AB kendi iç sorununu ‘egemen ulusların birliği’ yaklaşımıyla aşmayı deniyor. GENİŞLEME VE TÜRKİYE ELVEDA ANAYASA! Fransa ve Hollanda’da yapılan referandumda reddedilen Avrupa Anayasası yerine Lizbon’da Reform Anlaşması ile "mutlu son"u aradılar. Aranılan mutlu sona erişmek Avrupalı liderler için pek kolay olmadı kuşkusuz. Dile kolay umudun peşi sıra hayal kırıklığı ile geçen altı yıl! İşte bu nedenle Jose Manuel Barroso, "Altı yıl kurumsal yapıyı tartıştık. Artık yola devam etme zamanı" geldi" diyerek Avrupalı liderleri uyardı. Ve ekledi: "Bu zirve bir Lizbon savaşına dönüşmeyecek". Barroso, uyarılarında haklı idi. Zira kimi üye devletlerin taleplerinin karşılanması konusundaki ısrarları istedikleri karşılanana kadar devam etti. Bu nedenle Lizbon Zirvesi’nde yaşananlar, AB’de uzlaşmanın ancak her bir üye devletin kendi çıkarını gözettiği çetin bir pazarlık sürecinin ardından sağlanabildiğini bir kez daha gösterdi. Lizbon’da alınan kararla Reform Anlaşması ile AB içinde bulunduğu kurumsal krizden kurtulmuş görünüyor. Kurumsal krizden kurtulmanın bedeli ise son dakika taleplerinin karşılanması ve kırmızı çizgilerin Lizbon’da "yeni bir sayfa açan" Avrupalı liderler zirvenin ikinci gününde birliğin küreselleşmeden kaynaklanan problemlerle nasıl başa çıkabileceğinden Avrupa’nın küresel siyasetteki rolüne, küresel mali piyasalardaki çalkantılardan iklim değişikliğine, Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik muhtemel sınır ötesi operasyonundan Ortadoğu sorununa kadar birçok konuyu tartıştılar. Reform Anlaşması üzerinde uzlaşmaya varıldığından AB’nin içe kapanma dönemi de sona eriyor ne de olsa. Kötünün iyisi olarak tanımlayabileceğimiz Reform Anlaşması’nın Aralık ayında imzalanıp önümüzdeki bir yıl içinde onaylanmasının ardından genişleme sürecini yeniden ele alacak. Bundan sonra kendi evini temizlemek üzere genişleme sürecini askıya alan AB’de, Avrupalı liderlerin genişleme sürecine ilişkin olarak "AB’nin iç sorunlarını halletmeden yeni üyelere kapılarını açamayacağı yönündeki açıklamaları da geçerliliğini yitirecek. Reform Anlaşması ile getirilmesi öngörülen reformlar henüz AB üyesi olmadığı için Türkiye’yi doğrudan ilgilendirmemekle birlikte Reform Anlaşması üzerinde varılan uzlaşma Avrupalı liderler tarafından genişleme sürecinin yeniden tartışılmaya başlayacak olması nedeniyle genişleme sürecinin bir parçası olan Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Bu bakımdan Fransa’nın Aralık ayındaki Liderler Zirvesi’nde Akil Adamlar Komitesi oluşturulması teklifindeki ısrarı Türkiye’nin kabul edilmesi oldu. İtalya, Avrupa Parlamentosu’nda AB üyeliği sürecine doğrudan değilse bile dolaylı olarak fazladan bir sandalye elde ederek İngiltere ile eşit Franetki edecek. Bu da önümüzdeki birkaç haftada Avrupa’da sa’dan bir eksik sandalye sayısına sahip olacak. İtalya Türkiye konusunun yeniden gerginlik yaratacağına işaret Başbakanı Romano Prodi ise "Artık İtalya’nın Avruediyor. Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Lizbon Zirpa’daki rolünü tanıyan bir durumda yerini" aldığını söyvesi’nde yaptığı konuşmada, Reform Anlaşması’nın lerken istediğini elde etmenin keyfini çıkarıyor gibiydi. AB’ye yeni katılımların önünü açtığını, anlaşmanın önLizbon Zirvesi’nden yalnızca üç gün sonra erken seçime görüldüğü gibi 2009 yılından önce yürürlüğe girmesi hagiden Polonya’da iki yıl önce iktidara gelen Hukuk ve linde bu durumdan ilk yararlanacak ülkenin Hırvatistan Adalet Partisi’nin (PiS) genel başkanı ve Başbakan Jarosolduğunu ancak Türkiye’nin AB üyeliği konusunu aynı law Kaczynski, ülkesinin Lizbon’da taviz vermeyeceği kapsamda değerlendirmediğini söyleyerek önümüzdeki sözünü verdi Polonyalılara. Kaczynskiler, Konsey tarahaftalarda cereyan edecek Türkiye tartışmasında ilk adıfından nitelikli oy çokluğu ile alınan bir karara belirli bir mı attı. sayıda itiraz edilmesi halinde Konseyin, en kısa zamanda, Kasım ayının ilk haftasında AB Komisyonu İlerleme Anlaşma’da belirlenecek bir yüzde ile kabul edilecek bir Raporu’nu yayımlayacak. Türkiye’nin AB üyeliği konuçözüm bulmak zorunda olması olarak tanımlanan Ioannisunda Avrupa’da gerilim tırmanmaya başladı bile. Avruna Uzlaşması’nın Reform Anlaşması metnine dâhil edilpa Parlamentosu Genel Kurulu’nda oylanan Hristiyan mesi talebini kabul ettirmeyi başardılar. Ne var ki PolonDemokrat Ria OomenRuijten tarafından kaleme alınan yalılar Avrupa Birliği’ne daha yakın duran Yurttaş Plattasarıya Ermeni gruplar sözde Ermeni soykırımının dâformu’nu seçerek Kaczynskilerin Polonya’yı Brüksel’de hil edilmesi için var güçleriyle çalışıyorlar. Öte yandan uğrattığı itibar kaybına son vermeyi seçti sandıkta. Öte Türkiye’deki terör olayları kınanırken Türkiye’ye Irak’a yandan Reform Anlaşması’nı referanduma götürmesi girmeme çağrısı yapılıyor. Lizbon Zirvesi’nde de Avuskonusunda ciddi bir siyasi baskıya maruz kalan Brown turya’nın girişimi ile Türkiye’nin olası sınır ötesi operasİngiltere’si Lizbon’da kırmızıçizgilerinden geri adım atyonu gündeme taşıdı nitekim. Yine Fransa Dışişleri Bamayarak adalet ve içişleri konularında muafiyet kullankanı Bernard Kouchner, Türkiye’de yaşanan son olaylara ma hakkını elde etti, tabii Polonya ile birlikte. Uzun söilişkin olarak bölgede durumun çok tehlikeli olduğunu ancak PKK ile mücadele konusunda askeri bir çözüm olmadığı yönünde bir Avrupa liderleri... açıklama yaptı Kosova’daki ziyareti sırasında. Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier da Türk ve Irak hükümetlerinin imzaladıkları ortak güvenlik anlaşması temelinde terör sorununa Kuzey Irak’taki yetkililer ile birlikte barışçıl bir çözüm bulunmasından yana olduklarını dile getirdi. Türkiye her bakımdan oldukça kritik bir süreçten geçiyor! Avrupa Birliği ile ilişkiler giderek tırmanıyor. Türkiye’nin AB çıpasından uzaklaşmasını istemiyor AB… Ancak Ab’nin, Türkiye’nin üyeliği konusunda da kafası oldukça karışık…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle