02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

olmadan yürütülemez. Başkan, ancak Lyndon Johnson’un başlangıçta Vietnam’da yaptığı gibi, mevcut fonları ve destek malzemesini kullanarak her hangi bir girişimi başlatabilir, fakat eninde sonunda Kongre’den mali destek istemek zorundadır. Kongre bazen de yasama direktifleri (Legislative Directives) çıkartarak yeni bir programı başlatmak, belirli dış politika faaliyetlerinde yürütmeye yetki vermek ya da yürütme organına rehber teşkil edecek esaslar vermek suretiyle dış politika ya da güvenlik politikası konusunda yürütme organını yönlendirebilir. Örneğin Ticaret Kanununda değişiklik yapan JacksonVanik değişikliği (1974) Yahudilerin göçüne izin vermeyen Sovyetler Birliği’nin en çok korunan devlet statüsünün kaldırılmasını ve bu ülkeye kredilerin kesilmesini yasaya bağlamıştır. Kongre bazen yasama yetkisini yürütme üzerinde bir tehdit olarak kullanmak suretiyle de dış politikayı yönlendirebilir. Buna örnek olarak da 1985 yılında Başkan Reagan’ın Güney Afrika politikasından memnun olmayan Kongre üyelerinin, bu ülkeye ekonomik yaptırımlar uygulanması konusunda bir yasa çıkartacakları tehdidini ileri sürmeleri gösterilebilir. Bu tehdit üzerine Başkan Reagan bir yürütme kararı çıkartarak Güney Afrika Cumhuriyeti’ne bazı yaptırımlar uygulamıştır. Kongre’nin yasama üzerinde kullanabileceği en etkin silahlardan birisi yürütmeye bazı yasal kısıtlamalar (Legislative restrictions) getirmesidir. Bu tür kısıtlamalar genellikle Başkan’ın veto edemeyeceği tahsisat ya da mali yetki yasaları içerisinde geçirilmektedir. Kongre bazen de dış politika konularında yürütmeye tavsiyelerde bulunan ya da belirli bir tavır koyan yasama kararları (Resolution) almaktadır. Ermeni Soykırımı Kararı bu niteliktedir. Kararlar Kongre’nin her iki kanadında da kabul edilebilir. Bir kanatta kabul edilmesi diğer kanatta kabulünü gerektirmez. Başkan tarafından onaylanmayan ve yürütme organını bağlayıcı olmayan bu tür kararlar bazı konularda yürütmenin politikalarını destekleyici, yönlendirici ya da diğer ülkelere bir mesaj iletici özellikleri dolayısıyla dış politikaya katkıda bulunurlar. Nitekim Ermeni Soykırım Kararı ile Temsilciler Meclisinin Başkan’a iki tavsiyede bulunması amaçlanmaktadır: 1. Ermeni soykırımı konusunda ABD kayıtlarında belgelenen; soykırım, etnik temizlik ve insan hakları ihlalleri konularındaki hassasiyetin ve anlayışın ABD dış politikasına yansıtılması; 2. Başkan’ın her yıl 24 Nisan’da yayınladığı mesajda, 1,5 milyon Ermeni’nin sistematik ve bilinçli şekilde yok edilmesini soykırım olarak tanımlaması. Temsilciler Meclisinin Dış ilişkiler Komitesinde kabul edilen karar Genel Kuruldan da geçerse "Temsilciler Meclisi Kararı" (House Resolution) haline gelecektir. Kararlar yürütmeyi bağlamamakla birlikte Kongre’nin eğilimini yansıtmakla önemli bir psikolojik ağırlık taşımakta ve diğer parlamentoların benzer kararlarına emsal oluşturmaktadır. Kongre yürütme organı üzerinde denetim yetkisini kullanmak suretiyle de dış politika ve güvenlik politikalarına etkili olabilmektedir. Yasama soruşturmaları (Investigations) ve komisyonlarda ilgili kişilerin dinlenmesi (Hearings) dış politika konularında çok yaygın olarak kullanılan yasama organı faaliyetleridir. Bazen Kongre üyelerinin Başkan’a ya da yürütme organındaki bazı yetkililere gayrı resmi olarak tavsiyelerde bulunmaları dahi dış politikanın yönlendirilmesinde etkili olabilmektedir. Ayrıca yukarıda Başkan’ın yetkileri incelenirken belirtildiği gibi, yürütme organının diğer ülkelerle anlaşma yapması, savaş yetkisi ve büyükelçi atamaları gibi konularda yasama organı yürütmenin yetkilerini paylaşmakta ve her iki organ birbirlerini kontrol ederek dış politikanın önemli kararlarında yetkileri paylaşmaktadırlar. ABD Kongresinin yasama faaliyetleri gerek Senato, gerekse Temsilciler Meclisi bünyelerinde bulunan komisyonlar (committe) vasıtasıyla yerine getirilmektedir. Her iki meclise sunulan herhangi bir yasa önerisi bu komisyonlarda görüşüldükten sonra genel kurula getirilmekte her iki meclisin uzlaşamadığı konularda ise uzlaştırma komisyonu (Conference committee) ortak bir çözüm aramaktadır. Her iki meclisin bünyesinde dış ve güvenlik politikaları konularında yetkili toplam 16 adet komisyon bulunmaktadır. C S TRATEJİ 11 özgü pek çok faktörün etkisi altında bazen yürütmenin, bazen de yasamanın tarafına kaymaktadır. Başta etnik gruplar olmak üzere, lobilerin dış politika kararlarını etkileme olanakları da Kongre’nin politikaların oluşturulmasına etkili olmaktadır. Zira Kongre üyeleri ABD çıkarları kadar seçmenlerinin sesine de kulak vermek zorundadır. Bu durum ABD dış politikasında Başkanlara kısmen rahatlık sağlamaktadır. Başkanlar rahatlıkla "Ben bu karara karşı idim ama Kongre’yi ikna edemedim" diyebilmektedirler. ABD’nin kendi sisteminden kaynaklanan iç çekişmeler bir yana, bizim açımızdan bakıldığında tek bir "ABD" vardır. Bu ABD’nin Temsilciler Meclisinin Dış İlişkiler Komitesinde kabul edilen Ermeni Soykırım Kararı (yürütme organını bağlamamakla birlikte), tarihçilere bırakılması gereken bir konuda ve Ermeni lobisinin etkisi altında Türkiye’yi işlemediği bir suçtan dolayı suçlamıştır. Temsilciler Meclisi Genel Kurulunda kabul edilmesi kararın ağırlığını artıracaktır. Türkiye söz konusu kararın alınmasında ağırlığını koyamamış, bu durum AKP’nin dış politikadaki başarısızlıklarına bir yenisini eklemiştir. Dipnotlar: 1 http://thomas.loc.gov/cgibin/query/D?c1101:1./temp/c110ZFP96V:: 2 Paul Y. Watanabe, Ethnıc Groups, Cogress and American Foreign Policy, ABD, Greenwood Press, 1984, S. 23 KONGRE İLE YÜRÜTMENİN MÜCADELESİ ABD Anayasası, ABD dış politikasını yönetme ayrıcalığını ele geçirmek için yasama ve yürütme organlarını birbirleri ile mücadele etmeye davetiye çıkartmaktadır. Bu mücadelede genellikle Başkanlar ortaya bir şey koymak, bir şey önermek, Kongre de kaynak tahsis etmek ya da destek vermek durumundadır. Bazen de Ermeni kararında olduğu gibi, Kongre üyeleri seçmenlerinin ve lobilerin etkisi ile iç politik düşüncelerle kararlar alabilmekte, bu kararlar dış politika gerçeklerine uymamaktadır. Pek çok yazar uluslararası arenada mantıklı ve tutarlı bir dış politika uygulama ihtiyacı ile dış politikanın oluşumuna katkı sağlayan iç demokratik düzeni korumak arasında ciddi bir fark olduğu kanaatindedir.(2) Dış politika yetkilerinin yasama ve yürütme organları arasında ne ölçüde paylaştırılması gerektiği çok tartışılmıştır. Anayasa bu yetkiyi yukarıda incelendiği gibi her iki organa da paylaştırmakla beraber, sorumlulukların kesin olarak nerede başladığı nerede bittiği konusunda bir açıklık yoktur. Anayasanın bilinçli olarak davetiye çıkarttığı bu mücadelede ağırlık, Başkanların Kongre’deki desteği ve kişilikleri başta olmak üzere, olaya Ermeni iddialarının ABD Kongresi’nde yeniden gündeme gelmesi, bu ülkenin dış politikasına ilişkin süreçleri yeniden tartışma konusu yaptı. Buna karşın Çıkan kararlar, kongreyi değil tüm ABD’yi bağlıyor. Pelosi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle