02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Cihangir DUMANLI [email protected] Ermeni iddiaları ışığında… C S TRATEJİ kayıplara mal olan Kore ve Vietnam savaşları dahi resmen savaş ilan edilmeksizin yürütülmüştür. Başkan, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı olarak ABD menfaatlerinin gerekli kıldığı hallerde yurt dışındaki ABD yurttaşlarını, ya da malvarlığını korumak, ya da uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmek gerekçeleri ile diğer ülkelere savaş ilan etmeksizin askeri güç gönderme yetkisine sahiptir. Bu yetki ABD tarihinde 200 den fazla olayda kullanılmıştır. Vietnam savaşının uzaması ve ABD için maliyetinin yükselmesi üzerine savaş aleyhinde oluşan kamuoyunun da etkisiyle Kongre’de Başkanın yurt dışında askeri güç kullanma yetkisini kısıtlamak eğilimi belirmiştir. 1973 yılında Başkan Nixon’un vetosuna rağmen çıkartılan Savaş Yetkisi Yasası (War Powers Resolutıon), Başkan’ın ABD dışında askeri güç kullanma yetkisine kısıtlamalar getirmiştir. Savaş Yetkisi Yasası’nın getirdiği başlıca düzenlemeler şunlardır: ? Başkan her hangi bir çatışma ortamına ABD birliklerini göndermeden önce Kongre üyelerine danışmalıdır. ? Her hangi bir askeri güç kullanılmasını 48 saat içerisinde yazılı olarak Kongre’ye bildirmek zorundadır. ? Kongre, 60 gün içerisinde harp ilan etmez, süreyi uzatmaz ya da toplanıp bir karar almaz ise, Başkan 60 gün içerisinde askeri güç kullanımına son vermek zorundadır. Bu süre gerekirse 90 güne çıkartılabilir. Bu suretle dış politika seçeneklerinin en uç noktasında yer alan savaş hali konusundaki yetki ve sorumluluklar, yasama ve yürütme organları arasında paylaşılmış olmaktadır. Harbin sevk idaresi konusunda da en yetkili makam Başkomutan (Commanderinchief) sıfatıyla Başkan’dır. Başkan dış ve güvenlik politikaları ile ilgili karaları alırken, kendisine Başkan Yardımcısı, Ulusal Güvenlik Danışmanı, Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, CIA Başkanı gibi yakın çalışma arkadaşları yardımcı olmaktadır. Ulusal Güvenlik Konseyi’nin (UGK) dört asıl üyesi Başkan, Başkan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanıdır. Başkan gerekli gördüğünde Genelkurmay Başkanı, CIA Başkanı gibi diğer yetkililer oy hakları olmaksızın toplantılara katılırlar. UGK’nin kararları tavsiye niteliğindedir. Konsey’in ana görevi iç, dış ve askeri politikaları koordine etmek ve birleştirmek, bunlarla ilgili hedefleri ve öncelikleri tayin etmek ve hareket tarzlarını önermektir. A BD Temsilciler Meclisinin Dış İşleri Komisyonunda 11 Ekim’de kabul edilen Ermeni Soykırım Kararı (Tam adıyla: Ermeni Soykırımı Konusundaki ABD Kayıtlarının Onaylanması Kararı) (1) Irak ve terör tartışmaları ile birlikte gündeme oturdu. Kararın anlamının iyi anlaşılması için ABD dış ve güvenlik politikalarının oluşturulmasında sürecin nasıl işlediğinin bilinmesi gerekiyor. Bu yazıda olayın siyasi boyutu dışarıda bırakılarak ABD sisteminin nasıl işlediği üzerinde durulacaktır. Sistemin hukuksal kaynağını teşkil eden ABD Anayasası, güçler ayrılığı ilkesine uygun olarak, diğer konularda olduğu gibi dış politika ile ilgili görev ve sorumlulukları da yasama ve yürütme organları arasında dengeli olarak dağıtmış, her iki organın birbirlerini kontrol etmelerini esas almıştır (Checks and balance system). ABD dış politikasında karar süreci ABD’de dış politika yapım süreçleri yürütme ve yasama organlarının ortak çalışması ile gerçekleşiyor. Bu süreç işlerken, zaman zaman yürütme, zaman zaman da yasama öne geçiyor. Başkan ile Kongre’nin kaygıları sürece göre değişiyor. Başkan’ın münhasır yetkisinde olan dış politika kararlarıdır. Dış politikanın yürütülmesi esnasında alınan pek çok kararlar da yürütme organının doğal görevleri arasındadır. Örneğin Başkan ABD çıkarlarına aykırı politikalar uygulayan diğer devletlere karşı elçiyi geri çekmek, ambargo uygulamak, ekonomik ve askeri yardımı kısıtlamak, bir ülkeyi " terörist " ilan ederek yardımı kesmek, ya da en fazla korunan devlet statüsünü vermek veya kaldırmak gibi yaptırımlar uygulamak yetkisine sahiptir. Savaş ilan etme yetkisinin münhasıran Kongre’de olduğunu belirtmiştik. Ancak bu yetki ABD tarihinde en sonuncusu İkinci Dünya Savaşı’nda olmak üzere beş kez kullanılmıştır. ABD’ye büyük BAŞKANIN SORUMLULUKLARI ABD Anayasa yapıcıları, dış politikayı belirleme ve uygulama yetkisini genel olarak Başkan’a vermekle birlikte, yürütmenin tek başına bu konuda egemen olmasını da önleyici tedbirler getirmişlerdir. Her şeyden önce başka bir devlete savaş açma yetkisi münhasıran Kongre’ye bırakılmıştır. Bunun dışında yürütme organı dış politika konusunda geniş yetkilerle donatılmıştır Başkan, diğer ülkelerle anlaşmalar yapmak yetkisine sahiptir, ancak anlaşmaların onaylanması için Senato’nun 2/3 çoğunluğunun oyuna ihtiyaç vardır. Bu suretle anlaşma yapma yetkisi her iki organ arasında paylaşılmıştır. Kongre’nin denetiminden rahatsızlık duyan başkanlar genellikle anlaşma yerine sözleşme (executıve agreement) yapmayı tercih etmektedirler. Zira bu sözleşmeler Senato’nun 2/3 çoğunluğunun onayını gerektirmeden yürürlüğe girmektedirler. Bazı sözleşmelerin uygulanması için yasa çıkartılması gerekse bile, söz konusu yasalar için adi çoğunluk yeterli olmaktadır. Başkanın dış politikadaki diğer bir yetkisi de büyükelçileri atamaktır. Büyükelçi atamaları da Senato’nun onayını ve tavsiyesini gerektirdiğinden bu yetki de Kongre ile bir ölçüde paylaşılmıştır. Yabancı bir devleti tanımak, diplomatik ilişkiler kurmak ya da mevcut ilişkileri sona erdirmek KONGRENİN SORUMLULUKLARI Kongre’nin dış politikanın belirlenmesi ve uygulanması konusunda yürütme organı üzerinde kullanabileceği en etkili güç para gücüdür (Power of purse). Zira anayasaya göre ABD ulusal savunması ve refahı için para harcama yetkisi Kongre’ye aittir. Kongre bu yetkisini kullanarak savunma ve dış politika konularında her yıl harcanacak paraları en ince ayrıntısına kadar bütçede onaylamakta ve uygulamada her faaliyet için parayı ayrıca tahsis etmektedir. Başkan her yıl bütçesini Kongre’ye sunmakta, yönetimin öncelikleri konusunda Kongre’de gerekli desteği sağlamak için lobi yapmakta, gerektiğinde veto yetkisini ileri sürerek tehdit etmektedir. Ancak Kongre para tahsisi yaparken aynı kanun içerisinde birden fazla konuda tahsisat bulunması Başkan’ın veto yetkisini kullanmaktan alıkoymakta ve Kongre karşısında pazarlık gücünü azaltmaktadır. Sonuç olarak hiçbir dış politika veya savunma politikası girişimi, Kongre’nin parasal desteği Bush
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle