02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu ve Kafkasya Araştırmaları Masası [email protected] Küresel ve bölgesel güçlerin gözü bölgede… C S TRATEJİ tarafından Hazar ülkeleri ile oluşturulacak askeri bir birlik olan KASFOR’u desteklemektedir. İran’a göre KASFOR’un oluşturulması Hazar’da güvenliğin sağlanması için yeterli olacak ve aynı zamanda bu birlik Hazar’a kıyısı olmayan ülkelerin bölgeye askeri birlik yerleştirmesini de engelleyecektir. ABD ise Rusya’nın KASFOR teklifine karşı Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan arasında oluşturulacak Caspian Force’u kurmayı hedeflemektedir. Tarafların birbirine saldırmayacağı ve bir kıyı devletinin topraklarının diğer kıyı devletin toprağına karşı askeri müdahale amaçlı kullanılamayacağını öngören 14. madde Rusya Devlet Başkanı Putin’in teklifiyle bildiriye konuldu. 14. madde Hazar bölgesinden kendine karşı faaliyetler yürütüldüğünü iddia eden İran açısından da önem taşımaktadır. Genelde Kazakistan ve Azerbaycan’ın Hazar’ın güvenliği için ABD ile askeri işbirliği içinde olması İran ve Rusya’da endişeye neden olmaktadır. Özellikle ABD’nin İran’a karşı olası askeri operasyonda Azerbaycan topraklarını kullanma olasılığı uzun zamandır dünya gündeminde. İlham Aliyev bu bildiriye imza atarak İran ve Rusya’yı büyük ölçüde rahatlattı. Fakat İran Tahran bildirisinin 19. maddesinde yer alan, "devletler NPT üyesi olan bütün devletlerin nükleer enerjiyi üretim, kullanım hakkına sahip olduğunu desteklemektedir" şartı İran tarafından "kötüye kullanılırsa" 14. maddenin işlevi ortadan kalkabilir. Sonuç bildirisine, "Hazar’da balıkçılık ve gemicilik kıyı devletlerin bayrağı altında yürütülecektir" maddesinin konulması ile Hazar’daki çalışmalar kıyı ülkelerin inisiyatifiyle sınırlı tutulmaya çalışmıştır. Hazar’da ortaya çıkacak sorunları bölge devletlerinin çözüm arayışıyla sınırlı tutmak Rusya ve İran’a üstünlük sağlar. 2001’deki İranAzerbaycan krizinden sonra Türkiye uçaklarının Bakü’de gösteri yapması İran’ı rahatsız etti. İran, üçüncü tarafların bu soruna müdahale etmemesi gerektiğini ifade etti. Bunun dışında burada üçüncü taraf olarak NATO ve ABD’ye vurgu yapılmaktadır. Hazar’ın statüsünün belirlenmemesi TransHazar projesinin önünde bir engeldir. Bu ise Rusya destekli Hazar boru hattının şansını artırmaktadır. İran’ın ise Hazar’da yeterli enerji kaynağı bulunmamaktadır. Statü konusunda Kazakistan’ın da hiçbir ülkeyle bir sıkıntısı yoktur. Statü sorunundan en fazla zarar gören ülke Azerbaycan’dır. Azerbaycanİran ve AzerbaycanTürkmenistan arasında tartışmalı petrol ve doğalgaz kuyuları bulunmaktadır. Bu durum Türkmenistan ve İran’ın Hazar’ın beş eşit parçaya bölünmesini istemesinden kaynaklanmaktadır. Zirvede Hazar statüsünün belirlenmesiyle ilgili tek olumlu gelişme Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov’un konuşması oldu. Berdihumammedov’un konuşması Türkmenistan’ın yakın zamanda RusyaKazakistanAzerbaycan anlaşmasına katılabileceğinin işaretini veriyordu. Zira Türkmenistan’ın Hazar’ın statüsü ile ilgili tek sorunu Azerbaycan tarafıyladır ki, şu anda taraflar arasında sorunlu bölgelerle ilgili görüşmeler devam etmektedir. Sonuç bildirisinin Hazar’ın statüsünün belirlenmesi açısından en önemli sonucu ise, her altı ayda bir kıyı ülkelerin dışişleri bakanlarının görüşmesini ve her yıl devlet başkanları zirvelerinin yapılmasını öngörmesidir. 2008 zirve toplantısının ise Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılması kararlaştırıldı. 20 02 Aşkabat Zirvesinden çıkan olumsuz sonuç Hazar’a kıyısı olan devletlerin beş yıl tekrar bir araya gelmesini engelledi. Tahran Zirvesinde ise kıyı devletlerden üçünün lideri değişti fakat Hazar bu zirvede de paylaşılamadı. 16 Ekim 2007’de Tahran’da yapılan Hazar Zirvesindeki görüşmeler dünya basınında, Rusyaİran, RusyaABD ve İran’ın nükleer çalışmaları bağlamında yer aldı. Zirve sonrası Putin’in gizemli İran ziyareti ve kıyı devletlerarasında imzalanan sonuç bildirgesi gündemdeydi. Tahran Zirvesi sonuç bildirgesi zirvenin tek olumlu sonucu ve son 20 yılda kıyı devletlerin hepsi tarafından imzalanan tek resmi belgeydi. Bu nedenle Hazar’ın paylaşılması anlaşmasının imzalanmaması dikkatlerden uzak kaldı. Sonuç bildirgesi hazırlanır ve görüşmeler yapılırken İran ve Rusya aralarında "paslaşarak" zirvenin kontrolünü ellerinde tutmaya çalıştı. Sonuç bildirisine diğer üç kıyı devletin (Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan) gönlünü alacak bazı maddeler de eklendi. Hazar paylaşılamıyor İran’ın başkenti Tahran’da toplanan ve dünya kamuoyunda ilgiyle izlenen Hazar’a kıyıdaş ülkelerin devlet başkanları zirvesinde Rusya ile İran öne çıktı. Zirvede Hazar’ın statüsüne ilişkin bir gelişme yaşanmadı. Buna karşın zirve ABD’ye mesajlar içeren bildiri ile sona erdi. bildirgesine konulan bazı maddeler diğer bölge devletlerinin desteği alınmadan konulamazdı. Bu maddelerin sadece Rusya ve İran destekli olduğunu vurgulamak tam olarak doğru bir yaklaşım olmayabilir. Fakat Hazar’dan Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’a yönelik Rusya ve İran dışında her hangi bir üçüncü devletten direk saldırı tehdidi bulunmamaktadır. Bu devletler Rusya ve özellikle İran, ABD’nin diğer üç kıyı devleti ile kurduğu ilişkileri hem kendilerine yönelik hem de bölgesel etkinliklerine yönelik olduğunu düşünmektedir. İran ve ABD arasında Ortadoğu’da olduğu gibi Orta Asya ve Güney Kafkasya’da da diğer bölge ülkelerinin desteğini almaya yönelik bir mücadele söz konusudur. Özellikle Azerbaycan ve Türkmenistan’ın tutumu iki devlet arasındaki mücadelenin sonucu açısından önemlidir. Sonuç bildirgesinin ABD’yi memnun etmeyeceği son derece açıktır. Zira ABD bölge ülkelerine İran’a karşı destek almak için baskı yaparken Hazar ülkeleri arasında imzalanan sonuç bildirgesi devletlerin bölgede yeni bir kriz istemediklerini göstermektedir. Hazar’a kıyısı olmayan ülkelerin askeri gücünün bulunmasına kesinlikle karşı çıkan İran, Rusya RUSYAİRAN ‘PASLAŞMASI’ Hazar Havzası, Rusya ve İran arasında stratejik işbirliğinin ABD’ye karşı tepkisel bir işbirliği olduğunu gösteren en önemli bölgedir. Bu bölgede aslında tarihsel bir rekabet içinde olan Rusya ve İran, ABD’nin bölgeye gelmesiyle birlikte bir anda stratejik müttefike dönüşmüştür. Bu bölgede iki devlet arasında rekabetin sürmesine rağmen ABD’ye karşı zorunlu bir işbirliği vardır. Bu bölgede iki devlet arasında çıkarların örtüştüğü nokta ABD’nin bölgeye yerleşmesini veya bölgesel devletleri kendilerine karşı üs olarak kullanmasını engellemektir. Ahmedinecad Hazar’a kıyısı olan ülkelerin bölgesel bir ekonomik işbirliği örgütü kurmasını teklif etti ve Putin’den destek aldı. Putin bu amaçla 2008 yılında Rusya’da bir konferans yapmayı teklif etti. Ahmedinecad ise Hazar ülkeleri arasında kurulacak Ekonomik İşbirliği Örgütü için ilk başkanlığın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e verilmesini istedi. Bu arada söz konusu örgütün kurulabilmesi değil kurulduktan sonra çalışabilmesi önemlidir. Çünkü şu ana kadar bu bölgede kurulan BDT dahil bir çok teşkilat Rusya veya İran’ın samimi olmayan stratejilerinden dolayı "ölü" doğmuştur. Kurulması hedeflenen örgüt diğer kıyı devletleri kontrol etmek ve onların üçüncü devletlerle işbirliğini etkilemek amaçlı olursa, örgütün aktif olmayacağı şimdiden söylenebilir. Ekonomik İşbirliği Örgütü düşüncesinin Ahmedinecad tarafından ortaya atılması ve ilk başkanının Putin’in olması teklifi örgütün farklı amaç için "kullanılabileceği" düşüncesine neden olmaktadır. ‘BARIŞ’ DENİZİ HAZAR Tahran Zirvesinde imzalanan sonuç bildirgesi İran’ın zaferi olarak değerlendirildi. Bu Zafer diğer Hazar ülkelerine karşı değil ABD’ye karşıdır. Aslında sonuç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle