02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Mehmet PERİNÇEK İstanbul Üniversitesi AİİTE Ar. Gör. [email protected] 15 olaylarına giden süreci anlamanın en temel noktalarından biri de Ermeni milliyetçiliğinin doğuşu ve özelliklerinin incelenmesidir. Dönemin belgeleri, Ermeni milliyetçiliğinin Batı’nın ve Çarlık Rusyası’nın özellikle 19. yüzyılda başlayan Ermenileri Türkiye’ye karşı kullanma tasarımlarına paralel olarak geliştiğini göstermektedir. Özellikle ideologlarının yayınları ve belgeleri, Ermeni milliyetçiliğinin işbirlikçi, bağnaz ve saldırgan köklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu çerçevede Ermeni milliyetçiliğinin ilk teorisyenlerinden Grigori Yeremeyeviç Artsruni’nin fikirleri ve hareketi oturttuğu temel büyük önem taşımaktadır. İlk teorisyeni Artsruni’nin ağzından C S TRATEJİ silahı eline almasından geçmektedir. Artsruni, Avrupa’nın Türkleri sadece Avrupa’dan kovmakla yetinmemesi gerektiğini tekrar ve tekrar vurgular. Doğu Sorununun kesin bir şekilde çözülmesi için devlet yönetmeye yeteneği olmayan Mongol ırkının devlet hayatını elinde bulundurma hakkı tarihin bir yargısı olarak elinden alınmalıdır. Çünkü devlet yönetme becerisi olan arî ve semit ırklar, beceriksiz Türklerin iktidarı altında inlemektedir. Bu bakımdan Slav ırklarla Küçük Asya boyları arasında Avrupa kültürünün yayılmasına engel olan Türk iktidarı ortadan kaldırılmalıdır. Artsruni’nin ifadesiyle tarih affetmeyecektir. Tarih, devlet yönetme geleneği olmayan Türkleri bu haktan yoksun bırakacaktır. 19 Ermeni milliyetçiliğinin kökleri ARTSRUNİ’NİN YAŞAMI Artsruni, 1845 yılında Moskova’da doğdu. Dedesi, 1813’te Van’dan Güney Kafkasya’ya göçmüştü, babası ise Rus ordusunda generaldi. Kökeninin eski bir Ermeni prensliğine dayandığı söylenen ailesi, büyük mal varlıklarına sahipti. Artsruni, çocukluğunda aile eğitimini Rusça ve Fransızca temelli aldı, Ermeniceyi ise bilmiyordu. Yüksek öğretimini Moskova, Petersburg ve ardından da Zürich, Cenevre ve Heidelberg’de tamamladı. 1869 yılında Heidelberg’de felsefe ve siyaset ekonomisi alanında doktora unvanını aldı. Sonrasında Venedik’e geçen Ermeni liberalizminin ilk temsilcilerinden Artsruni, Ermeniceyi Vatikan’ın Ortadoğu’daki etkisini artırmaya yönelik çalışan Mihitarist Ermeni manastırında öğrendi. 1972 yılında Tiflis’te Ermeni milliyetçiliğinin en önemli ve etkili yayın organı olacak Mşak’ı (İşçi) çıkarmaya başladı. Mşak’ın önemli amaçları arasında Türkiye ve Rusya Ermenilerini birbirlerine yakınlaştırmak ve Avrupa’ya Ermenileri tanıtmak bulunuyordu. Artsruni, daha sonra Taşnakizmin "uygulamalarının" temelini oluşturacak başlıca tezleri, bu popüler gazetenin sayfalarında işlemeye başladı. Ermeni burjuvazisinin ideolojisini net çizgileriyle ilk olarak şekillendiren Artsruni, böylece Taşnaksutyun’un da fikir babası oldu. Taşnaklar da Grigori Artsruni’yi kendi kuramcılarından birisi olarak gördüklerini her zaman vurgulamışlardır. Ermeni edebiyatçılarına göre Artsruni, büyük bir yetenek sahibi değildi; pek çarpıcı bir eğitimi ya da okuma alışkanlığı da yoktu. Kafkas ve Ermeni gerçekliğinin somut koşullarını iyi bilmiyordu; Türkiye Ermenileri konusundaysa bulanık bir tasavvura sahipti. Ermeni edebiyatçılarının kesinlikle ifade ettiği üzere, Artsruni yazılarında gayet kaba, hantal ve bozuk bir dil kullanmaktaydı. Fakat bu "niteliklerine" rağmen Artsruni, 188090’lı yılların Ermeni "uygar" cemiyetinin "önderi", "kahramanı" ve "kuramcısı" olmayı başardı. 19 Aralık 1892’de Tiflis’te ölen Artsruni’nin defin töreni, Tiflis şehrinin tüm Ermeni cemaatinin ve Ermeni halk yığınlarının geniş katılımıyla milli bir matem gününe dönüştü.(1) Peki Artsruni’nin geniş kitleleri peşinden sürükleyecek olan, Ermeni milliyetçiliğinin temellerini atan fikirleri neydi, Ermenileri özgürleştirme Ermeni milliyetçiliğinin teorisyeni kabul ARTSRUNİ’NİN GÖZÜYLE edilen Artsruni’nin yaklaşımı ırkçılığa ve TÜRKLER VE KÜRTLER Dünyadaki temel çelişmeyi ve Ermenilerin işbirlikçiliğe dayanıyor. Artsruni, özgürleşmesini ari ve semit ırklarla turan ırklarının mücadelesine bağlayan Artsruni, bu kitaplarında Türkleri, Kürtleri ve ırkçı tavrını "Türkiye Ermenilerinin Ekonomik Durumu" başlıklı kitabında da sürdürür.(4) Müslümanları aşağılıyor. Tiflis’te Ermeni milliyetçiliğinin fikir babası Artsruni’nin Mayıs 1879 tarihinde Tiflis Zanaatkârlar çıkardığı Mşak adlı gazetesinde Osmanlı 11 Kulübü’nde Ermenice olarak verdiği ders, 1880 kitap olarak basılır. yönetimindeki Ermenileri kışkırtıyor. yılında Artsruni kitabın ikinci bölümüne "O kadar geniş programını hangi eksene oturtmuştu? ARTSRUNİ VE DOĞU SORUNU Artsruni, 1876 yılında Tiflis’te "Doğu Sorunu" başlığıyla bir broşür yayınlar.(2) Broşür, Ermeni milliyetçi aydınlarının bağnaz ve ırkçı yönünü net bir şekilde ortaya koymaktadır. Artsruni, Doğu Sorununun kültürlü ve medeni ırkların barbar ırklara karşı mücadelesi, arî ve semit boyların turan boylarına karşı savaşı sorunu olduğunu belirtmektedir. Artsruni’ye göre Doğu Sorunu; Slavların, Rumların, Ermenilerin, Asurluların, Gürcülerin ve Yahudilerin onları ezen Mongol hükümranlığına karşı savaşıdır. İşte Avrupa’nın anlaması gereken budur: "Türkiye iktidarı altındaki arî ve semit kökenli boylar, Osmanlı İmparatorluğu’nda nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Türkiye nüfusunun bu boyları arasında Müslüman olsalar da şu arî ırkları da saymak gerekir: Mongolların barbar baskıları altında Müslümanlığı kabul etmiş olan Müslüman Slavlar, Müslüman Rumlar, Müslüman Ermeniler, Müslüman Gürcüler ve hatta Kürtler ve semit ırklar: Müslüman Yahudiler ve Müslüman Asurlular. Bu boylar, bir avuç TürkSelçuklu evladıyla karşılaştırıldığında Türkiye’de ezici bir çoğunluk oluşturmaktadır. "Eğer Avrupa, gelişmeye açık ve kültüre sahip medeni ırkları, bu ırklar geçici olarak ezilseler de, yeniden kültüre kavuşturmak, yeniden insanlığa döndürmek istiyorsa, turan olmayan bütün ırkları turan hükümranlığından kurtarması gerekir."(3) Artsruni, Avrupa politikasının Türkleri Avrupa’dan atarak Anadolu’ya kovmakla sınırlı olduğunun, ancak Doğu Sorununun asla böyle çözülemeyeceğinin altını çizer. Peki o zaman kültürlü insanlığın beşiği Küçük Asya’da yaşayan milyonlarca HintAvrupa ırkına ne olacaktır? Avrupa, onları Mongol ırkının eline mi bırakacaktır, Küçük Asya çekirge sürüsü Türklere mi terk edilecektir? Artsruni, bu şekilde Doğu Sorununun çözülemeyeceğini, tam tersine uzayacağını, daha da zor bir hal alacağını ifade eder. Doğu Sorununun çözümü Avrupa’daki Türk tabiiyetine bağlı ırkların ayaklanması gibi, Küçük Asya’daki Türk tabiiyetine bağlı ırkların kültürel yetenekleri olan Ermeniler niçin etrafını kuşatmış olan entelektüel gelişimi kendisinden bin kat geri barbar boylar üzerinde hâkimiyet kuramamaktadır?" sorusuyla başlar. Medeniyet yarışında diğerlerinden hem fiziki hem manevi üstünlüğü olan halklar galip gelmektedir. Ermeniler, etrafını çevirmiş milletlerden ya da boylardan kültürel yetenekleriyle ayrılmaktadır. Ancak bu muazzam üstünlüğünün yanında Ermeniler, Müslümanlar tarafından asırlardır sömürülmenin ezikliğini üstünden atamamıştır; birlik, kin ve bağlılık ruhundan yoksundur. Köle gibi yaşarken özgürlük öğrenilememektedir; özgürlük, ancak özgürsen öğrenilmektedir. O yüzden Ermenilerin dış güçler tarafından Türk hükümranlığından kurtarılması gerekmektedir. İşte o zaman bu zafiyetleri hemen kaybolacaktır. Artsruni, dış etkenleri esas alan bu tespitinin ardından Ermenilerin komşuları Türkleri ve Kürtleri değerlendirmeye geçer. Ermeni liberalizminin öncüsü Artsruni’nin ifadesiyle ne Türklerin ne de vahşi Kürtlerin geçmişi, tarihi, edebiyatı, okulları, iktisadi üretim ruhu ve çalışma aşkı vardır. Doğa, bütün halklara aynı yeteneklere sahip beyin vermemiştir. Var olma savaşında nicelik nitelik kadar önem taşımamaktadır. Türklerin ve Kürtlerin kültüre ve medeniyete eğilimleri yoktur. Dilleri vardır, ancak çok geri ve ilkeldir. Bu dillerde en iyi ihtimalle ortaokul eğitimi verilebilir. Bu yüzden insanlığın genel mutluluğu için kültüre yatkınlığı olmayan halklar, kültürlü halklar tarafından yutulmalıdır. Buradaki güçlü kavramı, çoğunluk olarak algılanmamalıdır. Görüldüğü üzere Artsruni, "Doğu Sorunu" adlı broşüründe "medeni arî ve semit ırkları", Küçük Asya’da çoğunluk olarak değerlendirirken, şimdi azınlık olarak ifade etmektedir. Diğer taraftan dünyadaki en medeni halklar bile kölelik rejimini kurmuş, derebeyi olmuştur. Ancak Ermeniler, tarihleri boyunca kimseyi sömürmemiş, köle kullanmamıştır. Bütün milletler dini fanatizm sürecinden geçmişken, Ermenistan’ın siyasi bağımsızlığı döneminde inançlara tamamen hoşgörüyle yaklaşılmış, vicdanlar özgür bırakılmıştır. Dünyada Ermeniler dışında Yahudilere zulüm etmeyen başka bir millet yoktur. O yüzden de geniş Yahudi kesimleri Ermenilere karışmıştır. Artsruni, Ermeni milliyetçiliğinin ideolojik temellerini attığı kitabında Kürtlerin en önemli meşguliyetlerinin yağma olduğunu belirtir. Ermenilerle yaşayan Kürtler, her zaman onların hizmetinde çalışmış, hatta birlikte Ermeni kilisesinde Ermenice
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle