Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
olduğu tarikatlara göre renk ve biçim değiştirerek dinsel bir simge olarak kadınımızın kişiliğini bastırmaya ve öne çıkmasını engellemeye dönük olduğunu söylemedik. Dahası, başta muhalefet partisi başkanı olmak üzere türbanın Çankaya’ya çıkmasında bir sakınca olamayacağını belirtirken Atatürk’ün koyduğu devrim yasalarını yok saydık Bu yasalara göre hiçbir din görevlisi (papaz,imam,müezzin,haham), dinsel görevini yerine getirmekte olduğu alanın dışında hiçbir yerde dinsel kılık kıyafetle dolaşamayacaktı ve dolaşmadı da yıllarca. Oysa biz kamusal alan tanımını da çarpıtmalarına göz yumduk ve yalnızca resmi daireler olarak algıladık. Benim, sizin, insanların dolaştığı sokak, caddeler, meydanlar, pazar yerleri kamusal alan değiller miydi yoksa? Dincilerin, sahici dindar olanların türban bağlayacağını söyleyerek dindarlığına toz kondurtmayan Türk kadınını can damarından vurmalarına izleyici kaldık. Seçim zamanlarında yaptıkları antilaik propagandalara karşı savlarla karşı çıkamadık.Beş yıl boyunca daha da yetkinleştirmek adına eğitim dizgemizde yapılması gereken bir yığın düzenlemeler varken yalnızca imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girmesini sağlayacak yolların açılmaya çalışılması karşısında gene sesimiz çıkmadı;yollara dökülmedik, alanları doldurmadık. Ülkemizi oradan buradan özelleştirme yoluyla ona buna sattılar gazetelerde çıkan bir iki yazı,televizyonlardaki bir iki konuşma dışında gene ses yok. Medyanın taraflılığına; iktidarı durmadan pohpohlamasına gene sesimiz çıkmadı.Başta Abdullah Gül olmak üzere kendilerini bizden daha dindar(!) sayanların daha cumhuriyetçi olabileceklerini söyleyen medyaya,eşini, verdiği davette,insan içine çıkarmayan birinin nasıl bizden daha cumhuriyetçi olabileceğini sormak aklımıza gelmedi.Ya da eşsiz bir davete çağrılan bizlerin bu davete kalkıp gitmeyi nasıl içimize sindirdiğimizi de kendi kendimize sormadık.Düşünebiliyor musunuz erkek erkeğe bir davet ! 2000’li yıllarda Cumhuriyet Türkiyesi’nden bir manzara. Ya da sunulan alkollü içkilere hiç kimsenin el sürmemesindeki saygıyı mı,desem,korkuyu mu,sorgulamadık… Bitmedi. 40 derece sıcakta ,kendisi denizin serin sularına girip serinlerken kadınını kumlar üstünde sapır sapır terleten; ya da tekne gezisinde tayfaların, kadınları bikiniyle görmelerini engellemek için genç adamları saatlerce kamaralara tıkan bir zihniyetin nasıl cumhuriyetçi olabileceğini ben anlamakta güçlük çekiyorum ya siz ? Bunu da sormadık… C S TRATEJİ 23 Küreselleşen dünyada dinin ağırlığı giderek artıyor. Bu durum salt Türkiye’ye özgü değil… Özellikle, Kilise insanlar üstünde daha çok ağırlığını duyurmak istiyor. Bunun için diğer dinleri de yanına çekmeye çalışırken, laikliğe karşı savaş açma hazırlığı yapıyor. Gül S T R A T E J İ K İ T A P L I Ğ I da tüm bu cevapsız soruların ve daha fazlasının yanıtını sunuyor. Aynadaki görüntülerle, gölge oyunları ile perdeden yansıtılanlarla yetinmek istemeyenlere perdelerin, aynaların ardındakileri sunuyor. Çünkü asıl gerçekler perdelerin, aynaların ardında gizli. Gelin hep birlikte aynadan yansıyan, yansıtılan Türkiye'yi değil, gerçek Türkiye'yi görelim. Ali Külebi, Türkiye'nin Enerji Sorunları ve Nükleer Gereklilik adlı bu son çalışmasında Enerji konusunda nasıl oyalandığımızı, oyuna getirildiğimizi, elimizdekileri neden kullanamadığımızı, öz kaynaklarımız varken neden ve nasıl dışarıya bağlı ve bağımlı hale getirildiğimizi tüm çıplaklığı ile Türk kamuoyunun bilgilerine sunuyor. Türk halkı geleceği üzerine oynanan bu oyunları görmeli, bilmeli ve Türkiye'ye reva görülen bu teknolojik gerilik, çağdaşlık yolundaki büyük Türkiye için "kader" olmamalı... Türkiye'nin Enerji Sorunları ve Nükleer Gerginlik G hikayeleri ile uyutulduk? Dünyada eçmişte koyu bir çevreci "bitti" dedikleri nükleer enerji için olan ünlü fizikçi Stepplanlanan ve bir kısmı inşa halinde hen Hawking, dünya nüolan 250 nükleer santral nerede kufusunun önümüzdeki rulacak? Türki100 yıl içinde 1,5 ye'de bu sorulamilyara ineceğini ve rın cevapları buna küresel ısınmaYazar: Ali Külebi yetkililer tara7 nın neden olacağını 200 iran Haz rı, ınla Yay i Bilg fından, ne yazık söylüyor. Küresel ısınki verilemiyor. maya çare olmasa bile Daha doğrusu verilmek istenmiyor. bunun etkilerini azaltacak bir çare Ancak, birileri Türkiye için, Türkiolarak da nükleer enerjiye yeniden ye'nin geleceği için bu soruların ceağırlık verilmesini öngörüyor. Dünvabını mutlaka vermeli. Türk halyada halen 430 nükleer santral var. kından gizlenenleri birer birer ortaDünyanın önde gelen endüstri ülkeya çıkarmalı... lerinin hepsi bu teknolojiyi alabilİşte tam da bu noktada Cumhudiğine kullanıyor, Türkiye hariç... riyet Strateji'de yazdığı yazılarınHal böyle olunca da sormadan ededan ve bizzat hazırlayıp sunduğu miyor insan, bu teknoloji Türklertelevizyon programlarından aşina den nasıl ve neden esirgendi? Ayolduğumuz, TUSAM Ulusal Günanın ardındaki gerçekler neler? venlik Stratejileri Merkezi BaşkanÇevreciler nasıl geçmişe dayalı isvekili Ali Külebi'nin geniş çaplı tatistikleri dezenformasyon ile milaraştırmaları sonucunda kaleme alletimize sunuyorlar? Çin ve Hindisdığı "Türkiye'nin Enerji Sorunları tan kaderlerini, geleceklerini, vizve Nükleer Gereklilik" çalışma çıyonlarını nükleer enerjiye, teknolokıyor karşımıza. Ali Külebi kitabınjiye bağlamışken biz nasıl Çernobil STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI