Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası asomuncuoglu@tusam.net 007 Eylül’ünün başında 15. Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi’ne (APEC) giden Rusya Devlet Başkanı Valdimir Putin’in Avustralya ve Endonezya’da yaptığı görüşmeler bazı yorumcular tarafından "Rusya’nın AsyaPasifik bölgesine dönüşü" şeklinde lanse edilmişti. Belirtilen iki ülke dışında Birleşik Arap Emirlikleri’ni de ziyaret eden Putin’in oldukça uzun süreli ve mesafeli bir dış gezi gerçekleştirdiği doğrudur. Bu gezi sırasında somut anlaşmalar da yaşandı. Avustralya’da uranyum ithalatı konusunda anlaşma imzalayan Putin, yaptığı basın toplantısında bu uranyumun askeri amaçlarla kullanılabileceğine dair şüpheleri dağıtmaya çalıştı. Bu konudaki açıklaması oldukça ikna edici ve doyurucu olsa da, Putin’in Endonezya temasları bölgede bazı endişelere sebep oldu. Ziyaret sırasında doğal gaz, petrol ve bazı diğer hammaddeler konusunda Rusya’nın Endonezya’da yaklaşık olarak dört milyar dolarlık yatırımda bulunması konusu görüşüldü. Ayrıca iki ülke arasında Endonezya ordusunun modernizasyonuna ilişkin anlaşma imzalandı. Varılan anlaşmaya göre Endonezya, Rusya’nın verdiği yaklaşık olarak bir milyar dolarlık krediyi kullanarak Rusya’dan iki denizaltı, tank ve uçak alacaktır. Yapılan anlaşmayı, AsyaPasifik bölgesinde yaşanan silahlanma ve Asya’da yeni güçler dengesinin oluşması bağlamında değerlendirmek mümkündür. Ancak Rusya’ya göre Endonezya ile yapılan anlaşma, AsyaPasifik bölgesindeki güçler dengesini etkileyecek veya silahlanmayı körükleyecek bir anlaşma değildir. C S TRATEJİ 17 Enerji yönü "Güneydoğuya" DENGELER ABD ve Rusya karar vericileri, AsyaPasifik bölgesinde dengelerin değişmesini belirleyen önemli bir faktörün de Çin’in ekonomik büyümesi olduğu konusunda hemfikirdir. Ancak ABD’ye göre Çin’in AsyaPasifik bölgesindeki muhtemel baskın nüfuzunu engellemek için ABD, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Hindistan arasında işbirliğinin geliştirilmesi şarttır. Böylece hem Çin, diğer bölgesel güçler tarafından dengelenecek hem de ABD’nin bölgedeki nüfuzunun azalması engellenecektir. (Daniel Twining, "America’s Grand Design in Asia", The Washington Quarterly, Yaz 2007) Buna karşın Rusya’nın önceliği, bölgesel güçler arasındaki işbirliği yoluyla ABD’nin Avrasya’nın genelindeki nüfuzunun dengelenmesidir. Buna uygun olarak Rusya, Hindistan’ı kendi stratejik müttefiki olarak görmek istemektedir. Rusya Dışişleri Bakanlığı, HindistanRusyaÇin işbirliğinin sağlamlaşması gerektiği kanısındadır. Rusya’nın söz konusu üçgen konusundaki çabaları büyük ölçüde ABD’ye karşı denge oluşturma niyetinden ileri geliyor. Rusya, ileride Çin’in yükselişinin kendisi için önemli riskler doğuracağının farkındadır. Ancak bu risk daha uzun vadeli bir risktir. Diğer taraftan, Rusya’nın Hindistan ile stratejik işbirliğine gitmek istemesi, sadece bugün için değil, yarın da (muhtemel RusÇin rekabeti durumunda) işe yarayabilir. Ayrıca Çin ile yakın ilişkilerin kurulması da hem bugünün hem de yarının ihtiyaçlarına cevap veriyor. Zira bugünkü durumda özellikle Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) çerçevesindeki ÇinRus işbirliği ABD’nin Orta Asya’daki etkinliğine karşı koymanın etkin yoluyken, yarının dünyasında güçlü Çin ve daha zayıf bir Rusya arasındaki iyi ilişkilerin sürdürülmesinin yolu işbirliğinden geçmektedir. Bu açıdan gelişen RusÇin enerji işbirliğinin altında sadece ekonomik sebepler değil, güvenlik kaygıları da bulunuyor olabilir. Rusya’nın BM’ye, ŞİÖ’ye ve AsyaPasifik’teki işbirliği mekanizmalarına ilgi duyması, hem bugünün hem de yarının dünyası ile ilgili kaygılarından ileri geliyor olabilir. Aynı zamanda bu kaygılar Rusya’nın nükleer potansiyelini geliştirmesine de sebep oluyor. 2 Rusya’nın AsyaPasifik Vizyonu Putin’in ilk başkanlık döneminden farklı olarak Rusya daha sık olarak kendisinin sadece bir Avrupa devleti değil, aynı zamanda büyük bir AsyaPasifik ülkesi olduğunu dile getiriyor. Zaman içerisinde Asya ekonomilerinin gelişmesine paralel olarak Rus enerji kaynaklarının akış yönünün Avrupa’dan Asya’ya kayacağı da bu ülkede sıkça dillendiriliyor. BELİRSİZLİK Rusya’da hakim olan görüşe göre, AsyaPasifik’te olsun, dünyanın diğer bölgelerinde olsun silahlanmayı körükleyen başlıca etken ABD’dir. Buna göre Endonezya gibi ülkelerin silahlanması da, ABD’nin küresel politikası tarafından tetiklenen belirsizliğin ve güvensizliğin sonucudur. Rusya’da yaygın olan ve Putin’in da paylaştığı fikre göre, uluslararası ilişkiler önemli bir dönüşüm geçirmektedir. Değişen dünyada AsyaPasifik bölgesi giderek daha önemli rol oynamaya başlıyor. Bu ortamda tek kutuplu dünyadan bahsetmek artık mümkün değildir. Buna göre ekonomik gücün yavaş yavaş Asya tarafına kayması yeni güç paylaşımını de beraberinde getirecektir. Yeni dengeler birden bire oluşmayacağı için dünyanın bir tür belirsizlik ve dengesizlik döneminde bulunduğu ve bu süreçte aktif rol alan büyük ve orta boy ülkelerin yeni dünyanın şekillendirilmesine katılabileceği tahmin ediliyor. Putin’in konuşmalarında, Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından 2007 yılında yayınlanan Rus Dış Politikası Değerlendirmesi raporunda ve Rusya’daki değişik araştırma kurumlarının raporlarında bu görüşün hakim olduğu gözleniyor. GELECEK VİZYONU Rusya’daki etkili düşünce kuruluşlarından olan Dış ve Savunma Politika Konseyi tarafından bu yıl yayınlanan "Rusya’nın Etrafındaki Dünya 2017: Yakın Geleceğin Çizgileri" raporunda önümüzdeki on yılda dünya arenasının çelişkili, istikrarsız, ancak bununla birlikte etkiye açık olacağı konusunda tahminler yürütülüyor. Raporun editörü ve Rus dış politikasında etkin bir isim olan Sergey Karaganov bu tahminden yola çıkarak şu çıkarımda bulunuyor: "Kaynakların sınırlı olduğu böyle bir ortamda bile, doğru politika yoluyla ülke ve onun vatandaşlarının başarısı için birçok şey yapılabilir. Temel stratejik değişiklikler tahmin edilen dönemin (20072017) sonrasında veya sonunda meydana gelecektir. Rusya’nın ilerleyeceği yönü, yakın yıllarda alınacak olan dış politika kararları belirleyecektir." (S.A. Karaganov (Ed.), Mir Vokrug Rossiyi:2017. Konturı Nedalyokogo Buduşego, Dış ve Savunma Politika Konseyi, Moskova, 2007, s. 78.) Bu tarz düşünceler Rus resmi belgelerinde ve konuşmalarda da fark ediliyor. Görüldüğü gibi, Rus karar alıcıları ABD’nin Rusya’ya biçtiği rolden memnun olmadıkları gibi, dünyanın sadece ABD tarafından şekillenmediği kanısındadırlar. Hareket alanının genişlediğini hisseden Rusya, Asya’daki değişikliklerin kendisi için hem fırsat hem de risk doğurduğunun da farkındadır. Bu yüzden Rus karar alıcıları, Rusya’nın geleceği ve kaderini şekillendirmek adına Asya’daki gelişmelerin kapıya dayanmasını beklemeden, bölgedeki süreçlere aktif olarak katılmak ve etki araçlarını çoğaltmak gerektiğinin farkındadırlar. ETKİ Rusya’nın resmi görüşüne göre "AsyaPasifik bölgesinin önemi dünya ekonomisindeki "lokomotif" rolü" tarafından belirlenmiştir. (Obzor Vneşney Politiki Rossiyskoy Federatsiyi, Rusya Dışişleri Bakanlığı websitesi) Yukarıda sözü geçen Dış Politika Değerlendirmesi’ne göre, Rusya’nın bölgedeki bütünleşme çalışmalarına katılımı önemli ve daha da güçlendirilmesi gereken bir etki aracıdır. Bu anlamda Rusya’nın AsyaPasifik bölgesinde cereyan eden çeşitli bütünleşme projelerine katılımını sürdürmesi ve artırması planlanıyor. Putin’in ilk başkanlık döneminden farklı olarak Rusya daha sık olarak kendisinin sadece bir Avrupa devleti değil, aynı zamanda büyük bir AsyaPasifik ülkesi olduğunu dile getiriyor. Zaman içerisinde Asya ekonomilerinin gelişmesine paralel olarak Rus enerji kaynaklarının akış yönünün Avrupa’dan Asya’ya kayacağı konusu da Rusya’da sıkça dile getiriliyor. Rusya ve Çin arasında gelişen enerji işbirliği de bunun ön göstergesidir. ASEAN Bölgesel Güvenlik Forumu ve APEC’in çalışmalarına aktif olarak katılan Rusya, aynı ABD gibi, bölgesel işbirliği mekanizmalarının dışında kalmamayı özen gösteriyor. Bu arada bölgede ABD ve Rusya’nın işbirliği söz konusu olsa da (Kuzey Kore konusundaki altılı görüşmeler), iki ülkenin bölgesel politikalarında zıtlaşma örnekleri çoktur ve bunların çoğalma potansiyeli de bulunuyor.