17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

teşkilat, en yozlaşmış sektör olarak değerlendiriliyor. 2003 yılında, 2 milyar dolara yakın malvarlığının büyük bir kısmını, kara para aklama ve özelleştirmelerle edinen eski bir güreş şampiyonu olan Ilya Pavlov’un öldürülmesi olayında dosya, delil yokluğundan rafa kaldırılmıştı. Benzer bir şekilde, 2005 yılında, 1.5 milyar dolar varlığıyla Bulgaristan’ın zenginler listesinin ilk sırasında yer alan, eski polis Emil Kyulev’in öldürülmesi dosyası da delil yetersizliğinden rafa kaldırıldı. Bulgaristan ve Romanya’nın kamu sektörlerindeki üst düzey yolsuzluk, AB’nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn’in de daha önce birçok kez dile getirdiği üzere, kronik bir sorun. Bulgaristan’da 2005 yılında Ulusal Meclis Yolsuzlukla Mücadele Komitesi, 630’u aşkın yolsuzluk olayı tespit etmiş, bunun da 101’i adli sistemde yer alan kamu görevlilerince yapılmış. Kamu görevlilerinin kişisel varlıklarını beyan etmeleri ve parlamento üyelerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması yollarıyla ilerleme sağlandığını kabul eden Komisyon, reformları yeterli bulmuyor. Bu hususta, Bulgaristan’dan anayasal değişiklik yapılması; Ulusal Denetim Servisi kurulması; yargının hesap verme yükümlülüğünün ve şeffaflığının sağlanması konularında ileri reformlar yapması bekleniyor. Zira Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yayımladığı 2005 raporunda Bulgaristan’ın şeffaflık notu 10 üzerinden 4. Rapordan anlaşıldığı üzere Romanya, yolsuzlukla mücadele konusunda Bulgaristan’dan daha iyi bir durumda görülse de, bu ülkenin üst düzey yolsuzlukla başı belada. Yine, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yıllık raporunda, Romanya’nın şeffaflık notu 10 üzerinden 3. Komisyon, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Birimi’nden reformların devamlılığının sağlanması adına daha ileri bir düzeyde çaba göstermesini bekliyor. Bugüne dek yapılan reformlar çerçevesinde, kamu yetkililerine malvarlıklarını açıklama zorunluluğu getirilmesi kapsamında, eski başbakan Adrian Nastase, 1 milyon doları aşkın servetinin kaynağını açıklayamayınca istifa etmek zorunda kalmıştı. Yine, Romanya’nın ikinci büyük petrol şirketi grubu Rampetrol’ün yönetim kurulu başkanı Dinu Patriciu’ya vergi kaçırmak ve para aklamak suçlarından açılan davada, başbakan Calin Popescu Tariceanu’nun başsavcı Ilie Botos’u telefonla araması yeni bir yolsuzluk skandalıyla beraber adli sistemin yozlaşmışlığını gözler önüne bir kez daha serdi. C S TRATEJİ Barosso ve Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu 17 rafa kaldırılması gündemde. Avrupa ile bütünleşmenin derinleştirilmesi için genişlemenin askıya alınmasının bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Barroso, Birliğin hazmetme kapasitesinin sınırlarının önemine dikkat çekiyor. Genişledikçe hantallaşacak olan bir AB’yi mevcut yasalarla yürütmek neredeyse imkânsız görünüyor. İşte bu nedenle, ortak kurallar üzerinde anlaşılmadan daha fazla genişlemenin Birliğin sonunu hazırlayacağından endişe ediliyor. Komisyon ile Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in işbirliği çerçevesinde Almanya, 2007’nin ilk yarısında yapacağı dönem başkanlığı süresince, Anayasa’nın yeniden gündeme getirilmesi için çalışacak. 26 Eylül’de Barroso’nun yaptığı konuşmada da, genişlemenin etkin bir şekilde devam edebilmesi için kurumsal değişikliğe gidilmesi gerektiği, bunun da yolunun Anayasa’nın yeniden tartışılmasından geçtiği belirtildi. Bu nedenle, Merkel’in liderliğindeki Almanya’nın dönem başkanlığı süresince, somut bir eylem planı ile Anayasa’nın yeniden canlandırılması için çalışacak olan AB’yi zor ve sıkıntılı günler bekliyor. Balkanlara yönelik bu genişlemenin ardından birliğin anayasasının Almanya’nın dönem başkanlığında yeniden gündeme getirilmesi bekleniyor. Bu süreç sonunda Hırvatistan, diğer Balkan ülkeleri ve Türkiye için oyunun kuralları değişecek. Basescu da ülkesinin Birliğe katılım koşullarını "vasat" olarak tanımladı. Bu durum, Birliğin "Değişken Geometrili Avrupa" yolunda ilerlediği yönündeki kanıyı güçlendiriyor. Ekim 2005 İlerleme raporundan bu yana bekletilen Bulgaristan ve Romanya’nın bir yıl daha kapı dışında tutulması halinde AB’ye duyulan güveni azalacağından dolayı bu ülkelerin üyeliğine evet denildiği düşünülüyor. Ancak daha da önemlisi, bu "evet" ile Birliğin kurucu anlaşması olan Roma Anlaşması’nın 50. yılı kutlamalarının yaratacağı coşku içerisinde, daha önce rafa kaldırılan Anayasa’yı yeniden gündeme getirmek için uygun zemin yaratılmaya çalışılıyor. Anayasa’nın gündeme gelebilmesi, öncelikle Bulgaristan ve Romanya’ya evet denmesini zorunlu kılıyor. Şubat 2003’ten bu yana yürürlükte olan Nis (Nice) Anlaşması, Birliğin 28. üyeyi kabul etmeden önce kurumsal değişiklik yapmasını öngörüyor. Bu nedenle, 28. üyenin alınabilmesi için oylama ve karar verme konularının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Çünkü Nis Anlaşması, Anayasa’dan önce Birliğin o dönemki mevcut sorunlarına yanıt vermek amacıyla düzenlenmiş geçici bir anlaşma idi. Ancak, Anayasa’nın yapılan referandumlarda kabul edilmeyip rafa kaldırılması üzerine, Birlik halen bu çerçeve anlaşmaya dayandırılarak yürütülmek zorunda. Bulgaristan ve Romanya hakkında Gözlem Raporu’nun yayımlanmasını takiben Barroso, Bulgaristan ve Romanya’nın katılımının ardından yapılması gereken anayasal değişikliklerin gerçekleştirmesi için genişleme sürecinin askıya alınması gerektiğini açıkladı. Bu durum, 2009 itibariyle AB’ye üye olmayı hedefleyen Hırvatistan’ın üyeliğinin belli olmayan bir zamana ertelenmesi anlamına geliyor. Hırvatistan’ın yanı sıra, Balkan ülkeleri ve Türkiye ile yürütülen müzakere sürecinin de sorun giderilinceye kadar YENİDEN ANAYASA 26 Eylül’de yayımlanan Gözlem Raporu’na bakıldığında, Bulgaristan ve Romanya’nın üyeliğe tam olarak hazır olmadıkları gerçeği karşısında getirilen sert önlemler, tam anlamıyla bir katılım olarak görülemez. Romanya Cumhurbaşkanı Triaian Haziran 1995: Romanya’nın AB’ye tam üyelik başvurusu. Aralık 1995: Bulgaristan AB’ye tam üyelik başvurusu. Aralık 1997 Lüksemburg Zirvesi: Bulgaristan ve Romanya’nın üyelik başvurusu kabulü. Şubat 2000: Müzakerelerin başlangıcı. Aralık 2002 Kopenhag Zirvesi: 2007 yılı iki ülkenin Birliğe katılacağı tarih olarak belirlendi. Haziran 2004: Müzakerelerin tamamlanması. Nisan 2005: AB ile Katılım Anlaşması’nın imzalanması. Ekim 2005 Gözlem Raporu: Bulgaristan ve Romanya’nın bazı alanlarda gerekli reformları yerine getirmediği gerekçesiyle 6 ay daha bekleme süresi verildi. Mayıs 2006 Gözlem Raporu: reform sürecinde bazı alanlarda hala ciddi problemlerin olduğu gerekçesiyle 6 ay daha bekleme süresi verildi. Eylül 2006 Gözlem Raporu: Bulgaristan ve Romanya’ya tam üyeliğin başlangıç tarihi olarak Ocak 2007 verildi. Ancak; AB üyelerinin ulusal düzeyde Katılım Anlaşması’nı onaylamaları gerekiyor. Geriye yalnızca Almanya ve Danimarka kaldı. Bu sürecin ardından yapılacak bir AB Konseyi zirvesi ile Romanya ve Bulgaristan resmen Birliğin yeni üyeleri ilan edilecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle