05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Araz ASLANLI TUSAM Kafkasya Araştırmaları Masası Ekim 1991 tarihini resmi bağımsızlık günü olarak kabul etmiş olan Azerbaycan bu sene bağımsızlığının 15. yılını kutlayacak. Kendisini, 28 Mayıs 1918’de ilan edilmiş ve 27 Nisan 1920’de Bolşevik Rusya tarafından işgal edilinceye kadar yaşamış olan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin mirasçısı olarak nitelendiren günümüzdeki Azerbaycan Devleti bağımsızlığına kavuşmasından günümüze kadarki süreçte ciddi sıkıntılar yaşamasına karşın önemli mesafeler almış durumda. Geride bırakılmış olan 15 yılın en önemli kazanımlarından birisi ülkenin bağımsızlığının, resmi bağımsızlık ilanının ötesine taşınarak fiili bağımsızlığın da önemli ölçüde hissedilmesi olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası bu coğrafyada yaşanan gelişmeleri yakından izleyenler eski Sovyet cumhuriyetlerinin bağımsızlıktan sonra uğradıkları baskılardan ve bu ülkelerin önemli bir kısmının günümüzdeki iç ve dış politikalarının daha çok farklı başkentlerde belirlenebildiğinden haberdardırlar. Azerbaycan 1993’te yaşadığı iç savaş tehlikesini önemli kayıplarla da olsa başarıyla atlattı ve ülkede istikrar ortamı oluşturuldu. Azerbaycan, başlangıçtan beri bağımsızlığındaki kararlı tutumu ve özellikle Haydar Aliyev ile birlikte geliştirilen ve uygulanan dengeli dış politika anlayışı ile günümüzde önemli güçlerin hemen hepsi ile ciddi sorunlar yaşamadan ilişkisini sürdürmekte, bu devletlerin talep ve baskılarını dengeleyebilmektedir. 1995 yılında yapılan halkoylaması ile yeni anayasanın onaylanması sonrasında yerel yönetimlere ilişkin reform gerçekleştirildi. Bağımsızlığından günümüze kadarki süreçte, uluslararası ve bölgesel kuruluşlara üyelik ve çeşitli entegrasyon projeleri içerisinde de başarıyla yer alındı. Azerbaycan, BM, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Bağımsız Devletler Topluluğu, GUAM (Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan, Moldova) ve diğer yapılanmalara üyedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) üyeliği de bulunan Azerbaycan’ın, Dünya Ticaret Teşkilatı’na üyelik süreci ve AB ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik çalışmaları sürüyor. Azerbaycan uyguladığı denge politikası ile hem BDT hem GUAM çerçevesinde aktif ülke olarak yer alabildi. Ülke, BDT ve AB ile yakın komşuluk politikası çerçevesinde çalışmalarını sürdürürken, Türk Dünyası’nın entegrasyon sürecinde de (TÜDEV kurultayına katılım, Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi ve diğerleri) en yoğun çalışan ülkelerden birisi olma özelliğini de sergileyebiliyor. Ülkenin mevcut durumuna bakıldığında, çeşitli konulardaki sorunların varlığından bahsedilebilir. Bunlar içerisinde en önemlisi, daha bağımsızlık mücadelesi döneminden itibaren Ermenistan’ın kendisine yönelik önce toprak iddiaları, daha sonra saldırısı ile karşı karşıya kalmış olan Azerbaycan’ın topraklarının yaklaşık yüzde 20’sinin halen Ermenistan işgali altında kalmış olmasıdır. Ateşkes sonrası 12 yılı aşkın süredir yapılan görüşmelere rağmen sorun çözüme kavuşturulamadı. Azerbaycan yetkilileri her fırsatta, sorunun barışçıl yollarla çözüme kavuşturulamaması durumunda askeri yöntemler de dahil olmak üzere her türlü yola başvurulacağını ve toprakların Ermenistan işgalinden kurtarılacağını dile getiriyorlar. Ülke, demokrasinin ve insan haklarının Bağımsızlığının 15. yılında… C S TRATEJİ ekonomisi doğal kaynaklar merkezli olmak üzere önemli bir mesafe kaydetti. Özellikle bu alanda ciddi boyutlarda yabancı sermayeyi ülkeye çekilebilmiştir. 18 Türkiye Azerbaycan ilişkileri Azerbaycan bağımsızlığına kavuşmuş olmanın 15. yılını kutluyor... Geçen sürede Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinde ciddi ilerlemeler yaşandı. Hazar petrolünü Ceyhan’a taşıyan hat tamamlandı. Bazı sorunlara karşın iki ülke yöneticileri, ‘bir millet iki devlet’ yaklaşımını benimsiyor. durumuna ilişkin olarak uluslararası kuruluşlar ve muhalefet tarafından eleştirilere hedef oluyor. Fakat bu alanda yapılmış olan önemli yasal düzenlemeler ve kurumsallaşmalar da takdirle ifade ediliyor. Ülke Sezer ile Aliyev, BTC’nin açılışını yaptıktan sonra... TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER Bilindiği üzere, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler daima çok yüksek seviyede olmuştur. Tarih boyu bazen ortak bazen farklı devletlerin çatısı altında yaşamış olan bu iki toplum arasındaki ilişkiler, dünyada örneği bulunmayacak düzeyde yüksek stratejik ortaklık potansiyeline sahip olmayı sürdürüyor. SSCB döneminde iki toplum arasındaki direkt ilişkiler kesintiye uğramışsa da, 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasından itibaren, iki toplum arasındaki ilişkiler yeniden gelişmeye, güçlenmeye başladı. Bağımsızlık mücadelesi döneminde Azerbaycan’ın, en çok yardımı Türkiye’den gördüğü herkesçe bilinen bir gerçektir. Aslında, Türkiye’nin hiçbir şey yapmayıp, sadece devlet olarak var olması bile Azerbaycan’daki mücadele açısından çok önemli olmuştur. Azerbaycan bağımsızlığına kavuştuğunda ilk olarak Türkiye tarafından tanındı, Ermenistan’ın saldırılarına uğradığında yine en çok desteği Türkiye’den gördü. 7 Haziran 1992’de, Azerbaycan’daki ilk devlet başkanlığı seçimlerini kazanan bağımsızlık mücadelesi lideri Ebülfez Elçibey, Azerbaycan petrollerine ilişkin konsorsiyum projesinde, Rusya ve İran’a yer vermezken, Azerbaycan’dan sonra en büyük payı, büyük devletlerin ve dev petrol şirketlerinin itirazlarına rağmen Türkiye’ye vermiştir. Tüm bunlar, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin başlangıç noktası için iyi örnekler olarak dikkat çekiyor. Türk yetkililerin de vurgulamayı ihmal etmedikleri, "bir millet, iki devlet" sloganının Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev tarafından da devamlı olarak dile getirilmesi ilişkilere verilen önemin günümüzdeki göstergeleridir. Hayal olarak nitelendirilen BaküTiflisCeyhan Petrol Boru Hattı’nın tamamlanmış, BaküTiflisErzurum Doğalgaz Boru Hattı’nın tamamlanmak üzere ve KarsTiflisBakü Demiryolu Hattı’nda önemli mesafe kaydedilmiş olması, iki ülke arasındaki ilişkilerin hem genel niteliği hem de özellikle ekonomik alandaki ortak çalışmalar açısından alınan mesafenin örneklerindendir. İkili askeri ilişkilerin giderek gelişmesi özellikle Azerbaycan’ın, en çok ihtiyaç duyduğu güvenlik alanındaki sıkıntılarını gidermesi açısından yararlı olmaktadır. Hem Türkiye’de hem de Azerbaycan’da toplumların kendilerine en yakın ülke olarak diğerini nitelendirmesi, tarihten gelen kültürel yakınlığın ve Sovyetler Birliği dönemindeki kesintiden kaynaklanan sıkıntıların giderilmesi sürecinde atılan ortak adımlar olumlu hususlar olarak dikkat çekiyor. Fakat iki ülke arasındaki mevcut vize rejimi, uçak bileti ve telefon görüşmesi fiyatlarının halen çok yüksek olması hem ikili ilişkilerin potansiyeli hem de cumhurbaşkanlarının ikili ilişkilere atfettikleri değer ile uyuşmuyor. Genel olarak bakıldığında, Azerbaycan’ın bağımsızlığa kavuşmasından bu yana, bazı önemli sorunlar devam etmekle beraber ilişkilerde önemli mesafeler alındığı görülüyor. Türkiye ile ilişkiler konusunda da siyasal, askeri, ekonomik ve kültürel alanda önemli adımlar atılmakla birlikte ilişkilerin potansiyeline ve TürkiyeAzerbaycan yetkililerinin ilişkilere atfettikleri önem ile örtüşmeyen bazı sorunlar varlığını sürdürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle