17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 tehditlere karşı özel olarak yetiştirilen Özel Kuvvetlerin varlığı ve güçlendirilmesi olacaktır. Her çeşit ve değişik koşul için gerektiğinde gizli operasyonları yürütebilecek güçler yetiştirmek ve bunları gerektiğinde, karşılarındaki gayrı nizami birliklerin operasyon anlayışı içinde, benzer taktiklerle kullanmak önemlidir. Bugün Lübnan ve Irak’ta kendini güncelleyen asimetrik savaşların, düşük yoğunluklu savaşla beraber ortaya çıkabileceği veya düşük yoğunluklu savaş özelliği kazanabileceği, gayrı nizami birliklerin Lübnan örneğinde olduğu üzere füzeler dâhil ağır silahlar kullanabilecekleri durumlarda alan hâkimiyeti ve hedef bölgeleri kontrol altına alabilmek için klasik piyade birliklerinin yoğun biçimde kullanılması da zorunludur. Ancak bu birliklerin de bu tür operasyonlar sonrası gidecekleri bölgelerde, asilere karşı müdahale edebilecek ve kendilerini koruyacak taktik eğitimlerle donatılmaları gerekir. Yine bunların teçhizatları da böyle operasyonlar için yeterli düzeyde olmalıdır. Bütün bunlar için modernleşme ve yapılandırma bir koşuldur. Asimetrik savaş koşullarında, kara güçleri kadar olmasa da hava ve deniz güçlerine de görev düşer. Bu noktada özellikle terörist faaliyetlerin saptanmasında giderek kullanıma giren insansız keşif ve saldırı uçakları önem kazanıyor. Yine hava kuvvetlerinin terör odaklarının yerleştiği yerlere nokta tesirli hassas vuruş yapabilecek platformlarının ve keşif unsurlarının bulunması da önemlidir. Bütün bu unsurların etkin bir şekilde kullanılması, eldeki yetenek ve kapasiteler göz önüne alınarak sağlanmalıdır. Terör odaklarının temizlenmesinde bunlara destek veren bütün politik, ekonomik ve askeri unsurlar da bir arada ele alınmalı ve kesin bir sonuç için hepsinin bir arada halledilmesi Asimetrik unsurlarla mücadelede askeri, toplumsal ve teknolojik önlemlerin önemi biliniyor. En önemlilerin başında ise bu unsurların bir adım sonraki hareket tarzlarının doğru öngörüyle tahmin edilmesi. gerekmektedir. Aksi takdirde yılan tekrar canlanır, canlandırılır. Gayrı nizami savaşta kalıcı, köklü başarı için; Gayrı nizami unsurların, sivil halktan doğru bir şekilde ayırt edilmesi gerekir. Aksi takdirde gereksiz yere düşman yaratılmış olur, Operasyon bölgesiyle ilgili derinlemesine bilgi sahibi olunması gerekir, Operasyon bölgeleriyle ilgili yoğun stratejik, taktik ve operasyonel düzeyde istihbarat elde edilmiş olması gerekir, Askeri ve polis harekâtlarının özellikleri farklı olması nedeniyle, hangi harekât yapılıyorsa ona uygun hareket edilmelidir, Tehdit çeşitliliğini de göz önüne alarak komuta, kontrol, haberleşme, bilgi depolama, istihbarat, gözetleme ve keşif gibi konularda taktik seçenekler yaratılmalıdır, C S TRATEJİ Taktik birlikler arasındaki örgütsel yetenek ve istihbarat düzeylerinin savaş koşullarına uygun şekilde uyumlu hale getirilmesi gerekir, Özellikle şehir savaşlarında kullanılacak şekilde, lazer silahları ve optik silahlar kullanımının da geliştirilmesi ve bunların birliklerin korunmasında elektronik savaş ve sensör destekli aktif korunma sistemleriyle desteklenmesi gerekir, Gayrı nizami birliklerin keskin nişancı, pusu ve roket atar silahlarına karşı etkin ateş sistemleri ile elektronik savaş sistemleri geliştirilmelidir, Gayrı nizami savaşta, terörist unsurların lojistik gereksinimlerini bulundukları dar mahalden sağlayacakları göz önüne alınarak buna karşı önlemler alınmalıdır. Ancak bu noktada, gayrı nizami unsurların genelde (Kandil Dağı gibi istisnalar hariç) kendilerine ait saldırılacak demir veya karayollarının, köprülerinin mühimmat depolarının, eğitim merkezlerinin olmaması sorun yaratmaktadır. Ayrıca halkın arasına karışmış olmaları da onların silahtan arındırılmalarını güçleştirir, Modern orduların uydukları belli savaş doktrinleri söz konusuyken, gayrı nizami birliklerin çoğu zaman belli bir doktrinlerinin olmaması, onların bir adım sonra ne yapacaklarını ve hedeflerini kestirmede sorun yaratır. Aynı zamanda böyle bir yaklaşımın olmaması onların olduğundan daha düşük şekilde değerlendirilmelerine neden olur ki bu da son derece yanıltıcı sonuçları beraberinde getirebilir. Bu bakımdan istihbarat ve ilgili düşünce kuruluşlarının terör örgütlerinin gelecekteki niyet ve stratejilerini çözmeye yönelik analizlerine önem verilmesi bunların etkisizleştirilmesi açısından önemli olacaktır. Bütün bu unsurlar önlemleriyle dikkate alınmazsa gayrı nizami savaş olgusu, bulundukları bölge veya ülkede bir yara olmayı sürdürecektir. istiyor. Bu demokrasi "aşkı" ise, akıllara ister istemez Bush yönetiminin Mübarek’in Firavunları aratmayan despotluğuna neden karşı çıkmadığı sorusunu getiriyor. Bu çelişki, Mısır yönetiminin bazı sözde "demokratikleşme" adımlarıyla aşılmak istenmiş, daha doğrusu dünya kamuoyundan buna inanması beklenmiştir. Hâlbuki Mısır’da muhalefetin, her aşamasını boykot ettiği bu sözde reform sürecinde, muhalefetin en güçlü temsilcisi Müslüman Kardeşler’e başkanlık için aday çıkarma şansı bile verilmedi. Bu ortamda yapılan başkanlık seçimlerinden ikinci olarak çıkan Eymen Nur ise seçimlerden sonra tutuklandı. Ayrıca parlamento seçimleri sırasında yapılan sayısız usulsüzlük hâkimlerce rapor edildi, fakat Mısır yönetimi oralı bile olmadı. Sonuçta Mübarek bir dönem (6 yıl) daha başkan seçilirken, partisi Ulusal Demokratik Parti de 454 üyeli Mısır Halk Meclisi’ne 311 temsilci yollamayı "başardı." Parlamento seçimlerinde Müslüman Kardeşler’i, diğer muhalefet partilerinden daha az engelleyerek ikinci parti olmasına izin veren Mübarek, böylelikle dünyaya ve özellikle de ABD’ye "ben gidersem Müslüman Kardeşler gelir" mesajı vermek isterken, bir anlamda demokrasiyle bağdaşmayan yönetimini Radikal İslam karşısında meşrulaştırmaya çalıştı. Ali Behran ÖZÇELİK TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası avalalı Mehmed Ali Paşa’dan Nasır’a, Arap siyasi eğilimlerini belirlemede her zaman ayrıcalıklı bir yer edinmiş olan Mısır, Arap Dünyası’nın yüzde 30’unu, Maşruk’un ise yüzde 40’ını oluşturan nüfusu ve Süveyş üzerindeki denetimi ile bugün de Ortadoğu üzerine yapılan çoğu hesabın merkezinde yer alıyor. Mısır halkı, diğer Arap halklarıyla dayanışmasını "Kudüs’e giden yol Kahire’den geçer", "Bağdat’a giden yol Kahire’den geçer" gibi sloganlarla ifade eder. Mısır’da çelişki, Kahire’yi dayanışmanın en önemli ayağı olarak addeden halkın aksine, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in Kahire’yi bu dayanışma ile çelişen Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) bir ayağı olarak tasarlamasından ileri geliyor. Sert uygulamalarını ödüllendirdiği Mübarek’ten ‘demokrasi’ istiyor… K BOP AÇISINDAN MISIR ABD’nin Mısır çelişkisi görünen tek gerilim noktası, "demokrasi" sorunsalıdır. Düzenli seçimlerin yapıldığı, serbest piyasa ekonomisinin tüm kurumlarıyla işlediği sistemlerin terörizmin kaynağını kurutacağı inancında olan Bush yönetimi, BOP’u fetişleştirerek bu amaca ulaşmak Mısır esasen Bush yönetimi için sorun oluşturan bir ülke değildir. İsrail’i tanıyan bir ülke olarak Mısır’ın varlığı ABD’nin çıkarınadır ve bu yüzden Mısır diğer Arap ülkelerine de örnek olabilecek bir askeri, siyasi ve ekonomik düzeyde tutulmalıdır. ABD her yıl Mısır’a 1.3 milyar doları askeri olmak üzere, 1.8 milyar dolar yardım yapmaktadır. Hatta 2005 yılında Mısır ordusunun bütün askeri alımları, ABD’den sağlandı. ABD’nin "terörle mücadelesi" açısından da, işkence konusunda Ebu Garip’ten veya Guantanamo’dan farkı olmayan hapishanelerinde her yıl binlerce Müslüman Kardeşler üyesini "ağırlayan" Mısır, ayrıca CIA’nın gizli uçuşlarına gerek bırakmayarak da Bush yönetimini uçak masraflarından kurtarıyor(!) İki ülke arasındaki son derece "stratejik" ilişkilerde ABD bir yandan Mısır’da, ‘demokrasinin ve piyasa ekonomisinin yerleştirilmesini’ istiyor. Baskıcı ÜBAREK SONRASI MISIR yönetimiyle bilinen Mübarek’e, yıllık 1.8 M 78 yaşındaki Hüsnü Mübarek’in sağlık durumunun pek iyi olmaması Mısır’da milyar dolar yardım yapması ise "Mübarek sonrası Mısır" tartışmalarını da içten içe beraberinde getirmiş durumda. En çelişkiye neden oluyor. olası görünen senaryo, bir doğu klasiği haline gelen saltanat usulü ile devlet başkanlığının babadan oğla, yani Cemal Mübarek’e geçmesidir. Arap basınında, Hüsnü Mübarek’in feragat mektubunun hazır olduğu, hatta bir yıl içinde kesinlikle görevi oğluna devredeceği iddiaları sıklıkla yer alıyor. Bu bağlamda,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle