05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mübarek’in partisi Hüsnü Mübarek Ulusal Demokratik Parti içinde de deneyimli ve yaşça büyük olanların zayıflatılması ve hatta dışlanması, Cemal Mübarek’in önünü açma girişimleri olarak nitelendirilebilir. Halkın taleplerinden bihaber olan BOP mimarları, yeni gözdeleri Cemal Mübarek için model arayışına bile girişmiş durumda. Bu bağlamda gündemde Çin, Türkiye, Meksika ve Cezayir modelleri vardır. Oysa burada unutulan ya da görmezden gelinen, Mısır’ın giderek güç kazanan muhalefet hareketi Kifaye (Yeter!) Hareketi’nin Aralık 2004’ten beri gerçekleştirdiği cesur protesto eylemleri sayesinde neredeyse tamamen yeraltına inmiş Mısır sivil toplumunun artık sesini yüksek sesle duyurur olması ve halktaki yaygın hoşnutsuzluğu ortaya çıkarmasıdır. Kifaye yaklaşık iki yıldır yaptığı eylemlerle ve arkasına aldığı halk desteği ile Mısır’ın artık eski veya yeni bir Mübarek’e tahammülü kalmadığının açıkça ortaya koymuştur. Dolayısıyla müstakbel devlet başkanı Cemal Mübarek’in müstakbel iktidarının da demokratik ve meşru olmayacağı son derece açıktır. Mısır’da yapılacak demokratik ve meşru bir seçim ise, sadece ve sadece Müslüman Kardeşler’i iktidara taşır ve bu da ABD için bir kâbus olabilir. Bush yönetimi ise ortaya çıkan bu Mısır resmi karşısında son dönemin popüler devrimlerinden turuncu, kadife, sedir gibi süslü devrimlerin bir benzerini yapacak "Soros Havarisi" bulamamanın sıkıntısını çekiyor. Bu göreve en yakın isim olan, Eymen Nur ise şu an cezaevinde olması bir yana, serbestken bile Müslüman Kardeşler’i yenecek güçte görünmedi. Mübarek Hanedanı’nın demokrasi iddiasıyla çeliştiğinin farkında olan ABD yine de uzun vadede istikrarı tercih ettiği için Amerikan Kongresi aracılığıyla Eymen Nur Meselesi’ni birazcık Mısır’ın başına kakıp, Mübarek Hanedanı’na bir anlamda icazet vermeyi yeğliyor. Ancak her şeye rağmen işgal ettiği topraklara Ebu Garip zulmünü reva gören ABD’nin, Mısır’a verebileceği tek şey de yine Hüsnü Mübarek’tir. Ama Hüsnü Mübarek’in baskıcı iktidarı, aslında sadece merkezkaç etkisiyle rejim muhaliflerini güçlendiriyor. Yoğun bir baskı üzerine kurulan rejimlerde, bu baskı çok az gevşetilse bile sistemin devamı ciddi tehlikeye girer, hatta sistem yıkılır; tıpkı Gorbaçov’un açılımlarının SSCB’nin sonunu getirdiği gibi. Hüsnü Mübarek’in demokratik açılımları da, kendi sonunu getirecek süreci başlatmış gibi görünüyor. Ortadoğu’nun, her gün insanları Amerika ve onun müttefikleri karşısında birleştiren olaylara sahne olması ve olağan Mısır’da başkanlık seçimlerinin 2011’de yapılacak olması, Mübarek karşıtı güçlere ihtiyaç duydukları alan ve zamanı sağlıyor. S Hüsnü Mübarek sonrasında, demokrasinin hakkını veren ve Ulusal Demokratik EÇİM SENARYOLARI Parti’nin parlamentodaki ezici çoğunluğunu suiistimal etmeden yapılacak bir erken seçim, yukarıda da Resmin tamamına bakıldığında, yakın bir vadede değinildiği üzere, Müslüman Kardeşler’i iktidara Mısır semalarında erken seçim gözükmüyor. Resmi getirir. Bu durum Hamas’ın Filistin’deki iktidarının, takvime göre, parlamento seçimleri 2010’da, başkanlık epey büyütülmüş bir kopyası olur ve ilk hedef olarak seçimleri ise 2011’de yapılacak. Erken seçim olasılığı İsrail’e saldıracağı gibi Hamas’ın aksine gayet etkili ise bir tek Hüsnü Mübarek’in ölmesi veya başkanlığı olma şansına da sahiptir. Amerika’yla yol gitmesi zaten bırakması ile mümkün olabilir. Bu bile yeterli değil, olanaksız olan Müslüman Kardeşler, Rusya ve Çin’i de çünkü böyle bir durumda yukarıda da değinildiği üzere Ortadoğu Sorunu’na dahil edip deyim yerindeyse ateşle Hüsnü Mübarek büyük ihtimalle başkanlığı oğlu Cemal oynayabilir. Mübarek’e devredecektir. Bunun ülke siyasetinde bir Hiçbir erken seçim yapılmadığı durumda başkanlık değişikliğe yol açmayacağı da kesindir. ve parlamento seçimlerinden Müslüman Kardeşler Hizbullah–İsrail Savaşı’nda gördüğümüz gibi, galip çıkacak ve Mısır yönetimi halkı gibi Amerikan ve Hüsnü Mübarek Hizbullah’ı ve genel anlamda Şiileri İsrail karşıtı bir çizgiye gelecektir. Mısır’daki muhalefeti suçladı, bunun sonucunda da Arap halkları tarafından küçümseyenler Mübarek’in Nisan 2006’da yapılması Amerika’nın ve İsrail’in işbirlikçisi olmakla itham gereken ve yasaklı Müslüman Kardeşler’in başkan edildi. Amerika’ya olan yakınlığı ve İsrail ile olan adayı çıkarmalarının önündeki son engeli de kaldıracak ilişkileri uğruna, Mısır halkı da dahil olmak üzere tüm olan yerel danışma meclisleri seçimlerini 2008’e Arap halklarını karşısına alan Hüsnü Mübarek, "En ertelemiş olmasına bakabilirler. Özetle bütün durumlar, nihayetinde bir Arap" olarak ABD ve İsrail’deki Mübarekler’in ancak antidemokratik uygulamalarla şahinlerin de asla tam olarak güvenini iktidarda kalabileceğini, demokratik her seçimin ilk kazanamadığından, ABD ve İsrail’den uzaklaşabilir. olasılık olarak Müslüman Kardeşler’i, sonra solcuları ve Şayet başkanlık seçimi 2011’da yapılacak ve o zamana son olasılık olarak da Nasırcıları iktidara taşıyacağını kadar ülkeyi Cemal Mübarek yönetecekse de aynı gösteriyor. Dolayısıyla, gerçek bir demokrasi her durum söz konusudur. Yani başkanın Ulusal zaman, sözde demokrasinin bayraktarlığını yapan Demokratik Parti’den çıktığı bir Mısır’da Amerika ile BOP’a engel olacaktır. Bush yönetimi, esasen ittifak esas olup, yanına denge unsuru olarak Çin’i Amerikan kamuoyunu maniple etmenin bir aracı olan bu demokrasi söylemini, kendi çıkarları için Mısır’daki Mısır’a dayatmayacak, Mısır’ın başında gösterilerden... Mübarek veya benzeri "Firavunlar" görmek isteyecektir. Güçlü ilişkileri dikkate alındığında ABD Mısır’da kendine uygun bir yönetimi iktidarda tutmaya muktedirdir. Dolayısıyla demokrasi mücadelesi halkın kendisine düşüyor. Mısır’da Hüsnü Mübarek’in karşıt açıklamalarına rağmen yapılan Hizbullah’a destek gösterilerinde öne çıkan "NasırNasrallah" benzetmeleri bir fikir verebilir. Mısır halkı, Amerika’ya ve İsrail’e karşı savaşmış olmakla, sosyal hizmetlerle ve devletleştirmelerle ünlü olan liderleri istiyor. İsrail’le dost, Amerikan müttefiki olmakla veya özelleştirmelerle ünlü olanları değil! Sırtını Amerika’ya dayamış bir iktidarın devrilmesi ise Ortadoğu halklarının kendi kaderlerini kendilerinin belirlediği, sınırların emperyalistlerin bastonu veya cetveliyle değil de, direnen halkların eliyle çizildiği dolayısıyla Condoleezza Rice’ınkinden farklı bir Yeni Ortadoğu’nun kurulması demektir. Mübarek’in veya oğlu Cemal Mübarek’in iktidarının demokratik seçimlerle sürmesi zor. ABD’nin istediği demokratik seçimler ise Müslüman Kardeşler, Nasırcılar ya da solcuları iktidar yapabilir. C S TRATEJİ Cemal Mübarek 17 katmak yan bir yol olacaktır. Radikal İslamcıları ve solcuları istemeyen, güçlü bir liberal aday bulamayan ABD istikrar açısından Mübarek yönetimine göz yumacak ve yerleşik çıkarlarını koruyacaktır. Ama yine de bunun veya başkanlığın babadan oğla geçmesinin kamu vicdanına ve demokrasi iddiasına vereceği zararlar büyük ihtimalle 2010’daki başkanlık seçimlerinde Amerika’nın istemediği unsurları iktidara taşıyabilir ve ABDMısır ilişkilerinde bir dönem kapanabilir. MÜSLÜMAN KARDEŞLER İKTİDARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle