17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S S T R A T E J İ Yazar: Dr. Sait Yılmaz Alfa Yayınları, Haziran 2006, 762 sayfa üvenlik" ve "istihbarat" sözcükleri, taşıdığı gizem nedeniyle birçok insanın hemen dikkatini çekmeye yetiyor. Türkiye son yıllarda bu iki kavramı yoğun olarak tartıştı. "Psikolojik harekat", "milli güvenlik", "Milli Güvenlik Kurulu", "Toplumla İlişkiler Başkanlığı" gibi kavram ve kurumlar AKP iktidarının ilk yıllarında AB’ye uyum çerçevesi ve gerekçesiyle basında ve kamuoyunda yoğun olarak tartışıldı. Sonuçta Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin tartışılan yasası değiştirildi. Kurum yeniden yapılandırıldı, birçok çalışanı emekliye ayrıldı, bazıları diğer kurumlara gönderildi… Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, Genelkurmay İstihbaratı gibi kurumlar da son dönemde bazı olaylarla ilgilendirilerek de olsa gündeme geliyor ve sokakta yürüyen insanların dahi ilgisini çekiyor. Peki, istihbarat nedir, nasıl yapılır, neleri hedefler, günümüzde hangi yöntemleri kullanır, güvenlikle ilişkisi nedir, türleri kaça ayrılır?... Bu soruların yanıtlarını normal insanların bilmesi pek olanaklı değil. Türkçe’de bu konuları okuyarak TRATEJİ 23 K İ T A P L I Ğ I ganda ve Psikolojik Savaş", "Örtülü Operasyonlar ve Faaliyetler", "Koruyucu Güvenlik", "Devlet Adamı ve İstihbarat", "Ulusal Güvenlik Politikasının Oluşturulması ve İstihbarat", "BM ve İstihbarat", "AB ve İstihbarat", "Türk Ulusal Güvenlik Sistemi", "Türkiye’de İstihbaratçılık"… Kitap kaynak olma özelliğini yalnızca içeriğinden değil, örneğin sonuna eklenen eklerinden de alıyor. Verilen üç ekin başlıkları da, şöyle: "Ulusal Güvenlik Kurumları", "Yabancı Özel Askeri Şirketler" ve "İstihbarat Amaçlı Uydu Sistemleri". Ayrıca konular toplam 18 tablo ile açıklanırken kitapta, ülkelerin istihbarat ve güvenlik sistemlerinin anlatıldığı 6 şekil bulunuyor. Kitabın hemen üçüncü sayfasında, "Bu kitapta belirtilen görüş ve yorumlar yazara aittir. Türk Silahlı Kuvvetleri ya da diğer kamu kuruluşlarının görüşlerini yansıtmaz" notu dikkat çekiyor. Yazar kitabının özelliklerini ve hedefini de şöyle sıralıyor: "Bu kitap, güvenlik ve istihbarat alanında yaşanan değişimler ile gittikçe daha muğlak hale gelen istihbarat fonksiyonlarının daha belirgin bir şekilde tanımlanarak ve kategorileştirilerek teşhis edilmesini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. ülkemizde güvenlik ve istihbarat alanlarında akademik birimlerin ve programların çok sınırlı olması, öte yandan bu tür alanlarda yoğunlaşan kurum mensuplarının akademik ortamla buluşamamaları nedeniyle bu kitap aynı zamanda alanında önemli bir referans kaynağı olmayı hedeflemektedir. Bu çalışmayı anlamlı kılan diğer bir amaç da Türk ulusal güvenliği ve dış politika sistemi ile ilgili sonuçlar ortaya koyma gayretidir. Bu kitap hiçbir ülkeyi, kuruşlu ya da kişiyi hedef almamakta, herhangi bir siyasi akımı desteklememektedir. Kitabın taraf olduğu tek anlayış Atatürkçü düşünce sistemi çerçevesinde Cumhuriyetimizin temel ilkeleri, ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve ulusal çıkarlarımızdır." 21. Yüzyılda Güvenlik ve İstihbarat “G araştırarak bilgi sahibi olmak da pek kolay değil, ayrıca kaynaklar günümüze kadar yok denecek kadar sınırlıydı. Bilgilenme kaynaklarının sınırlı olması kadar da doğal bir durum olamaz, çünkü güvenlik de istihbarat da çoğu zaman açık açık tartışılmıyor. Üstelik bu işin uygulayıcıları ve duayenleri olanların da bu konularda konuşmak yasak… Günümüzde bu açığı en azından meraklıları için; mesleğin kökenini, gelişimini, uygulanmasını, diğer kavram ve kurumlarla ilişkilerini okuyup değerlendirebilecekleri geniş bir başucu kaynağını Alfa Yayınları yayımlandı: 21. Yüzyılda GÜVENLİK VE İSTİHBARAT. Kitap tam 762 sayfa… İstihbarat ve güvenlik kavramlarının geçmişini özetliyor, süreci aktarıyor, kurumlar ve teoriler hakkında bilgi veriyor, güncel olayları değerlendiriyor. Örneğin, Amerikan ulusal güvenlik teorileri ve istihbarat fonksiyonlarını merak ediyorsunuz… Artık bilimsel emekle yazılmış bir kaynak var. Bir çarpıtmayla karşı karşıya kalma riski almadan bu konuyu kaynak göstererek kullanabilir ve anlamaya çalışabilirsiniz. Güncel bir konu olarak "Demokrasi Projesi (Ağ) Stratejisi"nin Kafkasya, Orta Asya, hatta KKTC’deki uygulamalarından tutun, ABD ve AB’nin "Demokrasiyi Yayma Stratejileri"ne ilişkin analiz ve değerlendirmeler yapıtta yer alıyor. Ülkemizi ve bölgemizi yakından ilgilendiren ve kitapta yer alan bazı başlıklar ise şöyle sıralanabilir: "Ülkelerin Demokrasi Reformlarını Uygulama Karneleri", "BOP’un Gerisindeki Örtülü İstihbarat Faaliyetleri", "Küreselleşme ve Güvenlik", "Propa Kıbrıs’ta Aşk ve Ölüm İbrahim Özgür BEKTAŞ Yazar: Harry Blackley APRIL Yayıncılık, Eylül 2006 ıbrıs, her zaman taraflı ve ideolojik yaklaşımlarla kaleme alınmış kalıplaşmış tarih kitaplarının tozlu sayfalarında yer bulur kendisine. Türk ve Rum kalemlerin, olayların akışını kendi pencerelerinden ele almaları, duygusal açıdan "olağan" karşılanırken, Batılı yazarların elinden çıkmış yapıtlarda ağırlıklı olarak Türk tarafına karşı tutumları görmek de artık neredeyse normal karşılanır hale gelmiştir. Dünyadaki çözümsüz sorunların en başında gelenlerinden biri olan Kıbrıs Sorunu’nu konu alan tüm çalışmalarda söz konusu taraflı tutumları görmek olanaklıdır. TürkiyeAB ilişkilerinin tıkanma noktalarından biri olan Kıbrıs’ın Batı’da bu şekilde algılanması ise Türkiye ve Avrupa arasındaki uçurumu günden güne daha da derin K leştiriyor. Yani, Kıbrıs konusunu salt "siyasi" bir sorun olarak görme eğiliminde olan Avrupa, böyle bir tutum sergileyerek olayın sosyolojik ve hatta psikolojik boyutlarını yok saymakta ve indirgemeci tavrıyla sorunun çözümünü imkânsızlaştırmaktadır. Tarih kitaplarının dışında, romanlara ve film senaryolarına da konu olan Kıbrıs, bu bağlamda yazarlar için son derece zengin bir malzeme kaynağıdır. Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere taraflı ve dolayısıyla sığ kalan taraflı bakış açıları nedeniyle, Kıbrıs’ı konu alan ya da mekân olarak kullanan her roman birden bire propaganda kitaplarına dönüşüveriyor. Hele ki yazarlar sorunun taraflarından birindense yani Türk ya da Rum ise sonuç şüphesiz bu şekilde oluyor. Son dönemde sadece TürkiyeAB ilişkileri çerçevesinde anılır hale gelen Kıbrıs, İskoç yazar Harry Blackley’nin kaleminden çıkan "Kıbrıs’ta Aşk ve Ölüm" adlı roman ile yeniden farklı bir şekilde gündeme gelmeye hazırlanıyor. Hazırlanıyor diyoruz, çünkü kitap yazarını da şaşkına çeviren bir sessizlik ile piyasaya çıktı ve bu sessizlik aynen devam ediyor. Biz de bir Batılının kaleminden çıkan ve son derece objektif bir yaklaşımı olan "Kıbrıs’ta Aşk ve Ölüm"ü siz okurlarımıza tanıtmayı bir borç bildik. Çünkü kitap, uzun yıllar boyunca Ada’da İngiliz ordusuna bağlı bir eczacı olarak görev yapmış yani Kıbrıs’ta yaşamış, havasını solumuş bir yazar tarafından yazılmış. Başka bir deyişle bir hayal üzerine değil gerçekler üzerine kurgulanmış bir roman. Roman, kahramanları Leyla ve Alex’in aşkları merkezinde gelişen olayların Kıbrıs’ın yakın tarihi ile örüldüğü son derece akıcı bir üslupla yazılmış hikâyelerden oluşuyor. Kitabı okurken sadece bir kitap okumuyor adeta o dönemin Kıbrıs’ında olayları bizzat yaşıyorsunuz. Yazarın, Ada’daki olayların birinci dereceden tanığı olmasının, kitabın bu duyguları uyandırmasındaki etkisinin büyük olduğunu söylemekte fayda var. Tarihi tüm yönleri ile bilmek, öğrenmek için dönem romanlarını okumaktan iyisi, güzeli yoktur. "Kıbrıs’ta Aşk ve Ölüm" de bir dönemi tüm yönleri ile öğrenmek için, Kıbrıs’ı daha yakından tanımak için bire bir… STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle