22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yağın yüzde 90’ı yağlı tohumdan... Leyla GÜLLÜOĞLU Halis ADIOĞLU Bihter ZAİMOĞLU İ nsan beslenmesi açısından son derece önemli olan yağlar; bitkisel ve hayvansal kaynaklardan sağlanmaktadır. 2002 yılı verilerine göre; dünya yağ üretimi toplam 133.9 milyon ton olup, bunun yüzde 75.4’ü (100.9 milyon ton) yağlı tohumlardan, yüzde 24.6’sı (33.0 milyon ton) ise hayvansal kaynaklardan sağlanmıştır. Yapılan araştırmalara göre; üretilen bitkisel yağların yüzde 68.5’i ve hayvansal yağların ise yüzde 63.3’ü ancak gıda amaçlı Gelecek 10 yıl sonunda bitkisel olarak kullanılmıştır. yağlı tohum üretiminin ikiye Dünya nüfusunun 2002 katlanması gerekiyor. yılında 6.2 milyar olduğu varsayılarak yapılan hesaplamalara göre, gıda amaçlı bitkisel yağ açığının 52.7 milyon ton olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı hızla üretime devam edildiğinde, bu açığın 2015 yılında (dünya nüfusunun 7.2 milyar olacağı varsayıldığında) 69.7 milyon tona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Diğer bir ifadeyle önümüzdeki 10 yıl içerisinde bitkisel yağlı tohum üretiminin, şimdikinin iki katına çıkartılması gerekmektedir. (FAO,2002). Ülkemizdeki yağ tüketimi yıllık(2002) 1.354.659 ton olarak gerçekleşmiştir (bu miktarın tamamı yerli üretimle karşılanmamıştır). Türkiye’de tüketilen yağların yüzde 90.2’si (1.222.178 ton) yağlı tohumlardan, yüzde 9.8’i (132.481 ton) ise hayvansal kaynaklardan sağlanmıştır. 1960’lı yıllarda Türkiye’de kişi başına düşen yağ gerilemiştir (FAO,2004). Oysa, 2003 yılında 1.6 tüketimi yıllık 11.5 kg/kişi iken, 2002 yılında bu milyon ton soya fasulyesine eşdeğer miktarda soya değer 19.3 kg/kişi/yıl olarak gerçekleşmiştir ithal edilmiştir. (FAO,2002). Dünya değerlerine göre, ülkemizde Son yıllarda, pamuk tohumu hariç, diğer yağlı kişi başına tüketilen yağ miktarının yüksek tohumlu bitkilerin üretimlerinde önemli olmasına rağmen, yine de bu miktar yağ, normal miktarlarda azalmalar gözlenmektedir. Bunun en beslenme kurallarına göre yeterli değildir. Diğer bir büyük nedenlerinin başında; günübirlik uygulanan ifadeyle, eksik beslenme söz konusudur. Hayvansal yanlış tarım politikaları, ülkemizdeki yağlı yağların üretiminin pahalı ve yetersiz olması tohumlu bitkilerin üretim maliyetinin yüksek nedeniyle, kişi başına tüketilen yağların büyük olması nedeniyle dış pazar fiyatlarıyla rekabet çoğunluğunu (yüzde 90.2) bitkisel yağlar edememesi, birim alandaki getirisinin düşük oluşturmuştur olması nedeniyle, yetiştirildikleri bölgelerdeki 2002 yılı değerlerine göre ülkemizde toplam alternatif ürünlerle rekabet edememesi ve Dünya 776 bin ton bitkisel ham yağ üretilmiş, buna ek Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar gereği, ham olarak 794 bin ton da ham yağ ithal edilmiştir (ham yağ ithalatına getirilen vergi oranının düşük veya yağ ve yağlı tohum olarak). Toplam yağ miktarının; muaf tutulması gibi faktörler gelmektedir 1.2 milyon tonu gıda amaçlı olarak iç piyasada (Arıoğlu,2004). tüketilmiş, 151 bin ton ham yağ işlenerek ihraç 2004 yılı verilerine göre, ülkemizde toplam 26 edilmiş ve 219 bin tonu da sanayide kullanılmıştır. milyon hektarlık işlenebilir tarım alanı bulunmakta Yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 600700 ve bunun yaklaşık 18.0 milyon hektarlık kısmında milyon dolar dışarıya döviz ödenmiştir ise tarla bitkileri üretimi yapılmaktadır. Yapılan (FAO,2002). hesaplamalara göre, 18.0 milyon hektarlık tarla 1960’lı yıllarda dünya yağlı tohum üretimi bitkileri ekim alanlarının da yüzde 3.1’lik kısmında yıllık 80.1 milyon ton iken, bu rakam 2004 yılında yağlı tohumlu bitkiler (pamuk hariç) 389.7 milyon tona yükselmiştir. Ürün cinslerine üretilmektedir. Son 25 yıllık dönemde, Türkiye bakıldığında dünya yağlı tohum üretiminin yarıdan yağlı tohum üretim alanlarında artış yönünde fazlasının soyadan karşılandığı (yüzde 52.4) önemli bir değişim olmamıştır. 1980’li yıllarda görülmekte, bunu yüzde 18.5’lik bir oranla pamuk tohumu izlemektedir. Diğer yağlı tohumların payı ise, kolza yüzde 11.9, Yerfıstığı yüzde 9.7, Ayçiçeği yüzde 6.7 ve Susam yüzde 0.8 dir. Yine aynı çizelgenin incelenmesinden görüleceği gibi, yağlı tohum üretimindeki en büyük artış kolzada olmuştur (yüzde 1186) ve bunu soya izlemiştir (yüzde 660). 1960’lı yıllarda Türkiye yağlı tohum üretimi 740.200 ton iken, bu değer 2004 yılında, yüzde 350’lik bir artışla 3.358.500 tona yükselmiştir. Yağlı tohum üretim değerleri ürün cinslerine göre ayrı ayrı değerlendirildiğinde; 1987 yılında Türkiye soya üretim değerleri 250 bin tonlara kadar yükselmiş, ancak daha sonra hızla azalmaya başlamış ve 2004 yılında 25 bin tonlara kadar işlenebilir tarım alanları içerisinde, yağlı tohumların ekim alanı yüzde 2.3 iken, 2004 yılında bu değer yüzde 2.2 olarak gerçekleşmiştir (FAO,2004). Ülkemizde; ayçiçeği, soya, yerfıstığı, susam, kolza, pamuk, haşhaş, keten ve kenevir gibi yağlı tohumlu bitkilerin üretimleri başarıyla yapılabilmektedir. Haşhaş, pamuk, keten ve kenevir bitkilerinde tohum yan ürün olarak değerlendirildiği için, bu bitkilerin üretim potansiyelleri üzerinde durulmamıştır. Yağlı tohumlu bitkiler içerisinde, özellikle ayçiçeği, soya, yerfıstığı, susam ve kolza gibi bitkilerin üretimlerini artırabilmek için ülkemizde büyük bir potansiyel mevcuttur. Ülkemizdeki yağ üretimini artırabilmek için de, bu bitkilerin ekim alanlarını genişletilmesi ve verimliliklerini artırılması gerekmektedir. (Arıoğlu ve ark.,2003a; Arıoğlu ve ark.,2003b; Güllüoğlu ve ark.,2003). 2002 yılında kişi başına tüketilen yağ miktarının toplam 19.3 kg olduğu ve bunun da 17.4 kg’nın bitkisel kaynaklardan sağlandığı bilinmektedir. Yapılan hesaplamalara göre, bu miktar yağın yalnızca 11 kg’ı iç üretimle karşılanmıştır. 2015 yılında Türkiye nüfusunun 82.15 milyon olacağı ve kişi başına bitkisel yağ tüketiminin de 17.4 kg olacağı varsayılarak yapılan bir hesaplamaya göre, gıda amaçlı bitkisel yağ gereksinimimizin 1.430.000 ton olacağı sonuncu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca; karma yem üretiminde, sabun ve boya sanayinde de yıllık 200250 bin ton ham yağ kullanıldığı dikkate alındığında, ülkemizin gereksinim duyduğu toplam yağ miktarı 1.68 milyon tonlara ulaşmaktadır (FAO,2004). 2002 yılı verilerine göre toplam bitkisel ham yağ üretimimizin 776.0 bin ton olduğu göz önüne alındığında, gelecek on yıl sonunda (2015 yılında) bitkisel yağlı tohum üretiminin ikiye katlanmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Normal beslenme kurallarına göre gereksinim duyulan 23 kg/kişi/yıl değerleri dikkate alındığında, yağlı tohum üretiminin de buna paralel olarak artması gerekmektedir. Bu nedenle, bitkisel yağlı tohum üretim programlarımızın bu hedefler dikkate alınarak yapılması büyük önem arz etmektedir (Arıoğlu 2004). Son yıllarda yağlı tohum üretiminin yetersiz olması nedeniyle, büyük boyutlara ulaşan ham yağ açığını kapatabilmek, ithal yoluyla döviz kaybını önleyebilmek ve işlenmiş yağ ihraç ederek, ülkemize döviz kazandırmak ve Türk çiftçisinin gelir seviyesini yükseltebilmek için, yağlı tohumlar konusunda, gereken önlemlerin acilen alınması gerekmektedir. Özetle; yapılan araştırmalar göstermiştir ki; Palm ve Hindistan cevizi dışında kalan, yağlı tohumlu bitkilerin tümü, yazlık veya kışlık olarak ülkemizde yetişebilmektedir. Yağlı tohumlu bitkilerin üretimi açısından ülkemizdeki mevcut potansiyelin değerlendirilmesi halinde, hem ülkemizin gereksinim duyduğu yağ ihtiyacı karşılanmış olacak ve hem de yüzde 40 atıl kapasite ile çalışan yağ sektörüne, büyük katkılar sağlanmış olacaktır. 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle