Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Trakya zorda... 3 kuruşa biber, 5 kuruşa domates Mahmut GÜRER A NKARA Son dönemde özellikle yeşil sebze üretiminin arttığı Trakya'da çiftçiler, yetiştirdikleri sebzelerin getirisinin az olmasından yakınıyorlar. Bölgede yılda yaklaşık 21 bin 451 hektar alana sebze ekimi yapılırken, 350 bin ton sebze üretim gerçekleştiriliyor. Edirne, Trakya'da sebze üretiminde başı çekiyor. Kentin son günlerde meydana gelen yağışlarda tamamına yakını sular altında kalan Karaağaç bölgesinde yaşayan yaklaşık 8 bin kişi de tarım ile uğraşıyor. Yağışlar sonrasında bölgedeki sebze üreticilerinin büyük zarara uğradığı kaydediliyor. Edirne'nin en önemli sebzesi ise üretimin yarısından fazlasını oluşturan domates. Kentte yıllık ortalama 90 bin ton domates yetişiyor. Diğer önemli ürünler ise, soğan (10 bin ton), biber (7 bin ton), kabak (6 bin ton), pırasa (3500 ton), salatalık (2500 ton), ıspanak (2000 ton) olarak gerçekleşiyor. Edirne Ziraat Odası Genel Sekreteri Habil Eyikeyf, Edirne'de her türlü sebzenin yetişebildiğini belirtirken, fiyatların ise tatmin edici olmadığını söyledi. Bu yıl domatesi 5 kuruşa, biberi de 35 kuruş arasında değişen fiyatlara satabildiklerini anlatan Eyikeyf, ``Diğer tarım ürünlerinden farklı olarak sebzecilik tamamen insan ve el gücüne dayanan bir iş.İnsanlar emeklerinin karşılığını kazanabilmek istiyorlar'' diye konuştu. Sebze fiyatlarının bu denli düşmesinin nedeninin Trakya'da çiftçilerin birlikte hareket etmemesi olduğunu söyleyen Eyikeyf şu değerlendirmeyi yaptı: ``Fiyatlar son dönemde çok düştü. Hal sahipleri de değeri kendileri biçiyorlar. Onların belirlediği fiyatın üzerine kimse çıkamıyor. Çünkü almıyorlar. Bunun nedeni de köylünün birlik olmaması. Birlikte çalışa rak bir kooperatif kursak ve bir konserve fabrikası kurabilsek, o zaman tüm köylü rahat eder. Çıkan malın topluca değerlendirilmesi gerekiyor. Diğer bir alternatifimiz ise Pazarkule Sınır Kapısı, önceden bu kapıda gümrüksüz pazar kuruluyordu. Herkes rahat ediyordu. Bulgaristan, Yunanistan ihtiyacını buradan karşılıyordu. Ama 3 yıl önce burası kapatıldı. Kapının açılması durumunda Trakya köylüsü yine rahatlayabilir.'' Tekirdağ Tekirdağ'da toplamda 52 bin 470 hektarlık alanda sebze ekimi yapılıyor ve buradan 115 bin ton ürün elde ediliyor. Bu ürünün yarısına yakınını ise karpuz (52 bin 470 ton) oluşturuyor. Karpuzu 24 bin 640 ton ile domates ve 2 bin 72 ton ile de patlıcan izliyor. Tekirdağ'ın sebzecilik alanlarını ilin tek sulanabilir arazileri olan Malkara ve Hayrabolu ilçeleri oluşturuyor. İlin Ziraat Odası Başkanı Şerif Baykut ise, Tekirdağ'da sebzeciliğin diğer ürünlerden daha az kazanç getirdiği için tercih edilmediğini kaydetti. Tarımın tüm kesimlerinde olduğu gibi sebzecilikte de son yıllarda gelirik çok büyük bir düşüş yaşadığını kaydeden Baykut, ``Çiftçi sebzeden, hiç memnun değil. Özellikle son üç yıldır maliyetler arttıkça, gelen ücretler azaldı. Yani şöyle diyebiliriz, sebze üretimimiz yüzde 20 artarken, kazandığımız ücret aynı kalıyor. Çiftçi bundan nasıl memnun olsun. Burada yurttaşlar da daha ucuza yemiyor sebzeyi. Arada kayıp olan para aracılara gidiyor. Hükümetin çizdiği tablo toz pembe ama, bizim cebimize giren bişey yok. Seracılık teşvik edilmeye çalışılıyor. Ama sera maliyeti çok yüksek. Trakya'da kışlar soğuk geçiyor. Antalya ile rekabet etmemiz çok zor'' değerlendirmesini yapıyor. Kırklareli Trakya'daki en az sebze ekimi ise Kırklareli'de gerçekleştiriliyor. Toplam 5 bin 650 hektarlık alanda, yıllık ortalama 85 bin ton üretim gerçekleştiriliyor. İlde 20 bin ton kuru soğan, 15 bin ton karpuz, 13 bin ton domates, 8 bin ton lahana, 6 bin ton pırasa, 4 bin 500 ton sarımsak ve 3500 ton kabak yetiştiriliyor. Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Necmi Koyuncu da, 2005 yılında sebze üretimlerinin oldukça arttığı söyledi. 2005 yılında 2004'ten doğan büyük zararı kapatma fırsatı bulduklarını anlatan Koyuncu, ``Domates ve salatalık konusunda sıkıntı çekiyoruz. Çernobil faciası özellikle bu ürünler üzerinde etkili oldu. Yetişmelerini hala etkiliyor'' diye konuştu. Ödemiş, patatesi çaresizlikten ekiyor ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kaliteli yemeklik patatesin yetiştiği yerlerin başında gelen İzmir’in Ödemiş ilçesindeki üreticiler sıkıntılı. Yüksek tohum bedelleri, artan gübre ve mazot fiyatları üreticinin belini bükmüş. Sıkıntılara bir de üretim plansızlığı eklenince, çiftçilerin büyük bölümü bankalara ipotek yaptırmak zorunda kalmış. "Bankadan bankaya koşturmaktan lastik gibi olduk" diyen bölge üreticisi, yine de patates ekmekten başka çaresi olmadığını söylüyor. Türkiye patates üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayan Ödemiş’te ilk patates tarımı 1800’lü yılların sonunda Gölcük Yaylası’nda başlamış. Cumhuriyet döneminde de ilçe kökenli dönemin Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun talimatıyla üretim köylere dek yayılmış. Bugün Gölcük Yaylası’ndan yılda iki, Ödemiş Ovası’ndan da yılda bir kez ürün elde ediliyor. Yaylada yetişen patatesin dayanıklı olması ne İ deniyle uzun süre saklanabildiği, ovadan elde edilenin ise çabuk elden çıkarılması gerektiği vurgulanıyor. Son yıllarda "cips" olarak nitelendirilen çereze yapılan yatırımlar nedeniyle özellikle yayla patatesine ilginin artığı, ancak karşılığında elde edilen gelirin yetersiz kaldığı belirtiliyor. Üreticiler, "yiyin gari" diyerek televizyon reklamlarında yer alan Ödemişli Ayşe Teyze kadar mutlu olamadıklarını ifade ediyorlar. Ödemiş Ziraat Odası Başkanı Ahmet Kocaağa, patatesin taban ve tavan fiyatının tamamen piyasa koşullarına göre geliştiğini anımsatarak, "Bir anda yaşanan ürün yığılması nedeniyle fiyatlar hemen düşüyor. Üretici maliyeti nedeniyle zorunlu olarak kalitesiz tohum dikiyor, gübresini zamanında veremiyor. Bir de ihracat olmayınca çaresiz iç koşullara bağlı olarak satış yapmak zorunda kalıyoruz" diyor. Ödemişli patates üreticisinin geçen yıl kazanama dığını belirten Kocaağa, sorunları şöyle dile getiriyor: "Bir dekar patatesin yaklaşık 700 bin YTL maliyeti var. Elde edilen en fazla verim ise 3 ton. Patatesin kaliteli tohumunun kilogramı bin 100 avro. Bölgede yaklaşık 15 bin kişi patates ekiyor. Tahmini 150 bin ton ürün elde ediliyor. 40 gram cipsi 500 bin liraya satıyorlar. Biz ise bir kilogram patatesi 240 bin liraya satıyoruz. Millet pamuktan kaçtı umut arıyor. Karpuzun römorkunu geçen yıl 5 yeni kuruşa verdik de gazetelere haber olduk. Bu adamlar napsın? Deniz kenarı değil ki burası malikane yaptıracaklara satsınlar topraklarını. Bütün köylünün yüzde 95’i bankalara ipotekli. O bankadan bu bankaya lastik gibiyiz şu an. Vatandaş napacağını şaşırdı. Köylü derdini anlatmak istiyor, "ananı da al git", "gözünü toprak doyursun" diyorlar. Ama çaresizlikten yine patates ekeceğiz." 8