Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lazım ki en az 15 yılda o seviyeye düşüreyim. Elbette bununla birlikte o insanlarımızı yine bulundukları bölgelerde işgüç sahibi yapabiliriz. Bununla ilgili tüm dünyanın uyguladığı projeler var. Bunları hayata geçirebiliriz. Bu önerileri bizimle paylaşır mısınız ? Topraklarımızı toplulaştırmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız ve miras hukukunu muhakkak değiştirmeliyiz. Ortak makine kullanımını sağlamalıyız. Organize hayvancılık bölgeleri ve bitkisel üretimin yapılacağı ürün bazında havza projelerini zaman geçirmeden hayata geçirmeliyiz . Bunun bize yararı şu olacaktır. Sanayicimiz, en ucuz ve en kolay şekilde hammaddeye bu bölgelerde ulaşacaktır. Bunun için de bölgelere yatırım yapacaktır. Bütün gelişmiş ülkelerde bu var. Ülkenin neresinde ne ekilecek, biçilecek bilmek zorundayız. Ürün planlamasını kesinlikle yapmalıyız. Tarımda planlama olacak yani. Böyle bir önerinin özel sektörden gelmesi ilginç… Olacak tabii. Sonuçta serbest piyasa ekonomisi demek herkesin her istediğini istediği gibi yapması demek değil. Kaynak diye aktardığımız paralar, 34 katrilyon lira az bir para değil bu. Bunu üretime, verimliliğe ve kaliteye göre kullanırsanız çok büyük para. TOBB Tarım Sektör Kurulu Başkan Vekili Çelik: ‘20 milyar dolarlık ihracatı hedeflemeliyiz’ G "Projelerde verimliliği ve kaliteli üretimi dikkate alan bir destekleme olmalı. Üreticilerin bir araya gelerek güçlerini birleştirip ürün bazında uzmanlaşmış üretici birliklerinin kullanıldığı, sabit giderlerin düşürüldüğü, pazarlama ve üretimde son teknolojilerin kullanıldığı bir sistem kurulmalı." Yeterli mi? Elbette ki yeterli değil ama başlangıç iyi bir kaynak. Ancak, gelişmiş ülkelerle kıyaslarsanız çok düşük bir rakam. Bu parayı akıllı kullanmıyorlar o halde? Tarıma destek her dönemde olmuştur ancak bu paralar akıllı kullanılmamıştır. Doğrudan gelir desteği diye bir destek çıkardılar, üretmeyene para verdiler çok yanlış oldu. Desteklemelerin muhakkak projeler kapsamında yapılması lazım. Size göre nasıl kullanmak gerekir bu kaynağı? Projelerde verimliliği ve kaliteli üretimi dikkate alan bir destekleme olmalı. Üreticilerin bir araya gelerek güçlerini birleştirip ürün bazında uzmanlaşmış üretici birliklerinin kullanıldığı, sabit giderlerin düşürüldüğü, pazarlama ve üretimde son teknolojilerin kullanıldığı bir sistem kurulmalı. Bir tür kooperatifleşme öneriyorsunuz o halde… Üretici birlikleri yasası çıktı fakat çok talihsiz bir yasa oldu. Bir işe yaramadı. Aksaklıkları tüm yetkililere anlatıyoruz. Ancak bugüne kadar bu aksaklıkların düzeltilmesi konusunda olumlu bir adım atılmadı. Ancak bu demek değildir ki böyle gidecek. Elbette bu yanlışlardan da dönülecektir.Çünkü zaman aleyhimize işlemektedir. AZİANTEP (A.A) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Tarım Sektör Kurulu Başkan Vekili Ömer Çelik, Türkiye'nin tarımda 20 milyar dolarlık ihracatı hedeflemesi gerektiğini söyledi. Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı da olan Çelik, tarımın AB üyelik sürecinde Türkiye'nin başını en çok ağrıtacak sektörlerden birisi olduğunu belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir rapor halinde sundukları öncelikli sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi. Kayıtdışılığın en fazla olduğu sektörlerin başında tarımın geldiğini, kayıtdışılık oranının yüzde 4045 civarında olduğunu ifade eden Çelik, ''Kayıtdışılığı önlemek için bütün ürünlerin borsalardan geçmesi, zirai stopajın sıfırlanması gerek. Yeminli tarım müşaviri sistemi getirilmeli, ekimden hasada her aşamada destek verilmeli, ürün havzaları ve üretici birlikleri oluşturulmalı'' dedi. Avrupa Birliği (AB) ile yürütülecek tarım müzakere sürecinde özel sektör ve üretici kesimin yer alması gerektiğinin altını çizen Çelik, ayrıca biodizelin hammaddesini oluşturan yağlı tohum üretiminin desteklenmesi, girdilerin ve özel tüketim vergisi (ÖTV) oranlarının düşürülmesini istedi. Türk çiftçisinin gayri safi milli hasılada (GSMH) aldığı pay yüzde 1 iken, gelişmiş ülkelerde bunun yüzde 15'i bulduğuna dikkati çeken Ömer Çelik, ''Çiftçimize, rakiplerimiz AB ve gelişmiş ülkelerdeki çiftçiler ile eşit rekabet şansı sağlamalıyız. Destekler ekimden hasada kadar bütün aşamada olmalı'' diye konuştu. Çelik, mali sektörde olduğu gibi tarımda da yeminli müşavir sisteminin getirilmesini istediklerini ifade ederek, şunları söyledi: ''Veteriner veya ziraat mühendislerine bu hak verilmeli. Yeminli tarım müşavirlerinin tarlalarda çalışarak vereceği raporlar doğrultusunda çiftçi üretim yapmalı. Hükümet, yeminli tarım müşaviri kullanan çiftçiye daha fazla destek vermeli. Böylece daha bilinçli üretim yapılacaktır.'' Plansız ekim sonucunda her yıl tonlarca ürünün dalında kaldığı veya yakıldığına işaret eden Çelik, ürün havzalarının oluşması gerektiğini belirtti. Çelik, üretici birliklerinin önemini vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Bir dönem bunu kooperatifler şeklinde yaptık. Ama, kooperatifler devlet eliyle kurulduğu için işlevselliği olmadı. Devleti alıcı durumdan çıkarmalı, üretici birlikleri oluşturarak arztalebi dengelemeliyiz. Bunun için de lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarını oluşturmalıyız. Bunlar olmalı ki, üretici para kazansın. Üreticinin para kazanmadığı bir sistemde tarımı geliştiremeyiz. Sosyal bozukluğu da önlemek tarımın en önemli görevlerinden birisi. Sosyal düzeni yerinde sağlamalıyız. Çiftçimiz para kazanmazsa tabii ki şehre gelecek. İnsanları arazisinin başında tutmaya, onlara iş sağlamaya mecburuz. Gelişmiş ülkelerin hepsinin kökeninde tarım geliyor. Biz de tarımı geliştirmeden kalkınamayız.'' Türkiye'nin tarımda kendine yetmenin yanı sıra ihracatçı ülke konumuna gelmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, 2004 yılında 7,6 milyar dolar, 2005 yılında 9,7 milyar dolar tarım ihracatının potansiyele yakışmadığını dile getirdi. Çelik, ülkenin ilk ihraç ürününün tarım ve hayvancılık ürünü olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: ''Türkiye'de daha değerlendiremediğimiz çok potansiyelimiz var. Şu anda hayvansal ürünler ihracatımız yok. 1970'li yıllarda sadece Gaziantep'ten yapılan canlı hayvan ihracatı 220 milyon dolardı. Şimdi sıfır noktasına geldi. 9 milyar dolar olan tarım ihracatını katlamamız gerekir. Tarımda 20 milyar dolar ihracatı hedeflememiz lazım. Sorunlar çözüldüğünde ihracat zaten kendiliğinden artacak. Ürettiğimiz ürünleri çevredeki bütün ülkelere satma imkanımız var.'' Tarımda üretici birlikleri oluşturulması öneriliyor. 17