22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Egeli üretici plansızlıktan yakınıyor pazarını ele geçirebilmek mümkün olur. Böyle olunca daha kaliteli ürünleri daha ucuza üretebiliriz. En büyük sıkıntıyı pazarlamada yaşıyoruz. Birdenbire yaşanan mal yığılmaları fiyatları aşağıya Fethiye’nin Karaçulha haline domates getiren üreticiler, fiyatı 20 kuruşa kadar düşen çekiyor. Üretim üründen para kazanamadıklarından yakınıyor. planlamasının yapılması gerekiyor. Siyasal iktidar da, bir bütün halinde hareket Yusuf ÖZKAN eden üreticiye, organize seracılık bölgesi gibi çalışmalara gereken yatırım desteğini vermeli." ZMİR Türk tarımında yaşanan ve giderek "kronikleşen" sorunlar, sebze üreticilerinin de en büyük açmazını oluşturuyor. Hemen her türlü sebzenin yetiştiği Ege’deki üreticiler, günübirlik politikalarla bir yere ulaşılamayacağını vurgularken, sektörün planlı ve bir bütün halinde hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. Üretici temsilcileri zengin jeotermal kaynakları da barındıran Ege’de, organize seracılık bölgeleri kurulması ve siyasi iktidarın da bu konuda yatırım teşviki sağlaması durumunda, Rusya gibi yakın pazarların ele geçirilebileceğine dikkat çekiyor. Ege, geleneksel ürünleri pamuk, incir, üzümün yanı sıra sebze üretiminde de öncü bölgelerden. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de tarım ürünlerinin yüzde 15’i Ege Bölgesi’nde yetişiyor. "Yaprağı yenen", "baklagil" ve "meyvesi yenen" gruplarındaki sebzelerin Türkiye toplam üretim alanlarının yaklaşık üçte biri bölgede bulunuyor. Toplam patates üretiminin yüzde 10’u Ödemiş Ovası’nda gerçekleştiriliyor. Muğla yöresi turfanda üretimle ön planda yer alıyor. İzmir’de önceki yıl 50 bin 284 hektarı açıkta, 964 hektarı da örtü altı olmak üzere toplam yaklaşık 51 bin hektarda sebze üretimi yapıldı. Bunun karşılığında 604 bin YTL ’lik üretim değerine ulaşıldı. Kentteki alanlarda lahanadan bibere, domatesten karnabahara dek bir çok ürün tüketiciyle buluşuyor. Aydın Ziraat Odası Başkanı Arif Gürdal, Türkiye’nin tarım sektöründe AB’le uyum sürecinde en rahat rekabet edebileceği alanlardan birinin sebze ve meyvecilik olduğunu söylüyor. Özellikle "subtropik" diye nitelenen meyve ve sebzelerin yüzde 70’ine yakınının Ege Bölgesi’nde yetiştirilebileceğini belirten Gürdal, üretimi 12 aya yayamamanın sıkıntılarını yaşadıklarını belirtiyor. Türkiye’nin üretim planlamaması yapamadığını anımsatan Gürdal, bölgenin sebzecilik açısından avantajlarını ve yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: "Ege Bölgesi’nde jeotermal kaynaklar son derece fazla. Hele hele Aydın’da çok yoğun. Biz bu nedenle kentte organize seracılık bölgesini yaşama geçirmek için çaba harcıyoruz. Eğer bunu yapabilirsek, son yıllarda dış ticaret fazlası veren Rusya gibi bütün yakın Aracı kazanıyor Turfanda sebze ihracatında da sorunlar yaşanıyor. AB ülkelerine geçmiş yıllarda olduğu gibi ihracat yapılamıyor. Bölgede geçmişte yapılan hormon tartışmalarının sıkıntısı hala yaşanıyor. İç pazarın eline kalan üreticiler söz birliği etmişçesine aynı yakınmada bulunurlarken, Kahya üreticinin ortak dileğini şöyle dile getiriyor: "Senelerdir aynı sorunu yaşıyoruz. ‘Ekin’ diyorlar ekiyoruz, sonra alan yok. Bizden yok pahasına alıp, büyük şehir hallerinde yüksek fiyatlardan satıyorlar. Bizden çok satıcılar kazanıyor. Fethiye’de salça fabrikası olsa, fazla ürünü verirsin oraya emek boşa gitmez. Yıllardır bu salça fabrikası konuşulur, ama kuran yok." Karaçulha Hali’nden günlük ortalama 360 ile 520 ton domatesin çıkış işlemleri yapılıyor. Domatesin İstanbul ve İzmir halleri dışına ihraç edildiğini de belirten Karaçulha Hal Müdürü Mustafa Boz, ortalama fiyatın yaklaşık 35 kuruş olduğunu söylüyor. Ege'de sebze seracılığın yoğun olarak yapıldığı iki il İzmir ve Muğla... Başlıca ürünler, domates, salatalık, patlıcan, biber ve marul. Turfanda sebzecilik ile sera sebzeciliği iki ayrı uğraş dalı. Sera sebzeciliğinde iklime bağlı olmaksızın yıl boyunca üretim söz konusuyken, turfanda sebzecilikte iklime bağlı kalınarak sebze üretilen yörelerde pazara ilk veya son ürünler çıkarılıyor. İzmir’de seracılık deyince akla ilk gelen yerler Balçova, Seferihisar ve Gümüldür, Muğla’da ise Fethiye. Ege Bölgesi; iklim özelliği, yüksek toprak sıcaklığı ve pazara yakınlığı nedeniyle, ilkbahar üretiminde salatalık, sonbahar üretiminde ise marul üreticilerine iyi kazançlar getiriyor. Muğla Fethiye'de ise üretim, ağırlık olarak domatese yönelmiş durumda. Tek ürün olarak yapılan üretim, ilkbahar başlangıcıyla birlikte büyük pazarların ihtiyacını karşılıyor. Fethiyeli üreticiler de Antalya, Mersin gibi tüm Türkiye'ye mal gönderiyorlar ama zaman zaman toptancıdan esnaf tezgahındaki fiyatın onda birini alamadıkları için sıkıntıyı yoğun yaşıyorlar. İ Domates yine üzüyor Özcan Özgür’ün haberine göre Fethiye’nin Karaçulha Hali’ne domates getiren üreticiler, fiyatı 20 kuruşa kadar düşen üründen para kazanamadıklarından yakınıyor. Üreticiler, zarara uğramamak için en düşük fiyatın 50 kuruş olması gerektiğini söylüyor. Ancak domatesin kaderi bu yıl da yol boylarına dökülüp ezilmek gibi görünüyor. Günün ilk ışıklarıyla traktör römorklarına, araçlarının bagajlarına ve kasalarına hatta at arabalarına yükledikleri ürünlerini hale getiren Karaçulhalı domates üreticisi, giderini kazanamadığını Yetiştirmek için aylarca emek verdikleri ürünün karşılığının masraflarını karşılamadığını anlatan üreticilerden Ramazan Kocaoğlu, "Tohumluk paketlerin içinde bin çekirdek var. Bir paket tohumun fiyatı 8085 YTL. Gübre atmak lazım. En kalitesiz gübrenin 25 kilosu 35 YTL. Bunun naylonu var, sulaması var, ısıtması var, don yaptığında gece uyamayıp uğraşması var. Mahsul, parasını çıkarmıyor" dedi. Organize seracılık bölgesi kurulmasıyla Rusya gibi yakın pazarların tamamımın ele geçirilebileceği vurgulanıyor. İyi kötü para kazanmaları için domatesin fiyatının 50 kuruşun altına düşmemesinin gerektiğini belirten bir başka üretici Bekir Kahya, "Bugün 25 kuruş verdiler. Baş fiyat 350 kuruş. Satmak zorundayız. Dursa ne olacak? Domates, bekleyecek bir mahsul değil ki. Bekletsen bekletsen bir hafta ya da 10 gün bekletirsin. 10 gün sonra yine toplayıp getireceksin. Kış gününde dalında belki 15 gün durur ama mecburen yine getireceğiz" diyerek çaresizliklerini dile getirdi. Denizli’de turşuluk salatalık Kotalar nedeniyle gelir kapısı olmaktan uzaklaşan anason ve tütün gibi ürünlere alternatif arayan Denizli’nin Acıpayam ilçesindeki çiftçiler, pancardan da umduğunu bulamadı. Sedat Kurt’un derlediği bilgilere göre, DSİ uzmanlarının önerdiği pancar üretimi konusunda da sıkıntıların baş göstermesi nedeniyle kolları sıvayan çiftçiler, gıda konusunda faaliyet gösteren ihracatçı firmalarla temasa geçti. İlçeye uzmanlarıyla birlikte gelen firma yetkilileri bölgede kiraz ekiminin yapılabileceği önerisini getirdi. Ayrıca ilçeye 1 yıl önce turşuluk salata ekimi için gelen bir firma da Acıpayam Kaymakamlığı’na başvurdu. Geçmiş yıllardaki aracı kuruluşlar tarafından dolandırılmaları nedeniyle turşuluk salata üretimine girmek istemeyen üreticileri ikna eden kaymakamlık, bu konudaki ısrarın karşılığını da kısa sürede aldı. 700 dönümde başlayan turşuluk salata üretiminde firma ile üreticiler arasında köprü görevi üstlenen kaymakamlığın girişimleri sayesinde ilçede salatalık üretimi yaptıran firma sayısı 4’e, üretimin yapıldığı tarımsal alan miktarı da 3 bin dönüme çıktı. 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle