22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fındık elden gidiyor! Ahmet ATALIK Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı raştırmalara göre bir çiftçi ailesini geçindirebilecek en küçük fındık bahçesinin 22 dekar olması gerekiyor. Oysa ülkemizde fındık tarımı yapılan ortalama işletme büyüklüğü 14 dekardır. İşletmelerin yaklaşık yüzde 50’sinin büyüklüğünün 6 dekar civarında olduğu fındık üreticisi, parsellerinin küçüklüğü ve orman arazileri üzerindeki bahçeleri nedeniyle doğrudan gelir desteğinden de yararlanamıyor. Hiçbir destek alamayan fındık üreticisi buna karşın 8 milyar dolar civarındaki tarım ürünleri ihracatının 2 milyar dolarlık kısmını tek başına sağlıyor. Fındık üreticisinin örgütlü kurumu Fiskobirlik’in Devlet’e tek kuruş borcu yoktur. 2001 ve 2002 yıllarında toplam 162 trilyon TL Destekleme Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kredisi kullanmış, 2004 yılında faiziyle 235 trilyon TL olarak geri ödemiştir. 2005 A yılında yazılı olarak 3 kez DFİF kredisi talebine cevap dahi verilmemiş, Birlik ile üreticinin arası açılmak istenmiştir. Başbakanın sildiğini bahsettiği 1.5 katrilyon TL borç, Fiskobirlik’in Devlet adına alım yaptığı zamanda oluşmuş görev zararıdır ve 2000 yılında çıkarılmış olan 4572 sayılı Yasa gereği silinmiştir. 2000 yılında özerkleşen Fiskobirlik’in borcu olmadığı gibi üstelik Hazineden 54 trilyon TL alacağı bulunmaktadır. Ayrıca, İstanbul Sanayi Odası’nın 500 büyük kuruluş sıralamasında 2003 yılında 299, 2004’te 150, 2005’te 77. sırada yer almış başarılı bir kuruluştur. Fındık alımıyla görevlendirilmiş TMO ise, 22.03.2006 tarihli Devlet Denetleme Kurulu Raporu’nda belirtildiği üzere 31.12.2005 tarihi itibarıyla görev zararı 914 trilyon TL ’ye ulaşmış bir kurumdur. Bu nedenledir ki, çiftçi fındığını TMO’ya götürmemektedir. Dünya Bankası Türkiye’de kooperatif ve birliklerin Hazine ile olan ilişkilerini keserek onları zayıflatmaya çalışmaktadır. Bilmektedir ki, bunlar yok edilmeden küçük çiftçilik ve tarım yok edilemez. Bu gelişmeler sonucu fındık üreticisi 2.53 YTL gibi maliyetinin altında fiyatlarla serbest piyasada fındığını satmak durumunda kalmıştır. Tarım Bakanı'nın fındığın maliyetini 3.5 YTL olarak açıkladığının da altını çizmek gerekir. Türkiye dünya lideri olduğu fındıkta bu beceriksizlikleri yaşarken AB her türlü destekle Akdeniz’e kıyısı olan üye ülkelerinde fındık ekim alanlarını yaymaya çalışmaktadır. Almanya, Türkiye dışında dünyada alternatif üretici ülkeler yaratmaya çalışmaktadır. Ayrıca AB, fındığını birlik dışına ihraç eden ihracatçıya topluluk fiyatları ile dünya fiyatları arasındaki farkı ihracat iadesi olarak ödemekte diğer ülkelerin avantajlarını ortadan kaldırarak fındık ihracatını teşvik etmektedir. Köylüyle şehirliyi birbirine düşüren, IMF ve DB’na yüzünü üreticiye sırtını dönen, fındık yerine ülke topraklarını pazarlamaya çalışan zihniyetle ne fındık tarımının, ne de ülkemiz tarımının sorunlarının çözüleceği açıktır. ünlük dengeli beslenmede hayati bir besin ve katkı maddesi olan fındığın, sağlık açısından pek çok olumlu etkisi bulunuyor. Her gün sadece 2530 gr fındık yemek, günlük E vitamini ihtiyacının yüzde 100'ünü karşılıyor. Oleik asit çoğunlukta olmak üzere yağ, protein, karbonhidrat, E vitamini başta olmak üzere çeşitli vitaminler, mineraller, diyabetik lifler, fitosterol (beta sitosterol) ve anitoksidant fenoliklerin özel bileşimleri nedeniyle, insan beslenmesi ve sağlığı açısından fındık, kuruyemiş çeşitleri arasında önemli bir konuma sahip bulunuyor. Fındığın besleyici ve duyumsal özellikleri onu, gıda ürünleri için benzersiz ve ideal bir malzeme haline getiriyor. Yüzde 60.5 oranında yağ içerdiği için fındık, iyi bir enerji kaynağı olma özelliği taşıyor. Birçok araştırmacı, fındık tüketiminin insan beslenmesi üzerine olumlu etkileri olduğunu söylüyor. Bu etkiler, tekli ve çoklu doymamış yağ asidi (yüzde 82.8 oleik ve yüzde 8.9 linoleik) bakımından zengin olan fındık lipitlerinin yağlı asit profiliyle ilgili olabilir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, doymuş yağ oranının düşük ve tekli doymamış yağ oranının (MUFA) yüksek olduğu beslenme çeşitleri, kan lipiti düzeyinin kontrolünde etkili oluyor; benzer bir sonuç, koroner kalp rahatsızlığı (CHD) riskinde de olumlu bir etken olabiliyor. Ayrıca, fındık yağında yüksek oranda bulunan tekli doymamış yağ oranıyla zenginleştirilmiş beslenme çeşitleri; CHD vakalarının azlığı, tansiyon düşüklüğü, toplam kolesterol dengesinde düşüklük, lipoprotein Sağlık için her gün bir avuç G yoğunluğunun (LDL) azaltımı veya tersinin çoğaltımı ve kan trigliserin değerinin düşmesi gibi benzer, olumlu etkiler oluşturuyor. E vitamini açısından bitkisel yağlardan sonra fındık, en iyi ikinci kaynak. E vitamini, çözülebilir bir lipit fenolik antioksidan. Fenoliklerin antioksidan aktiviteleri, hidrojen atomlarını bağımsız köklere dönüştürme özelliğinden kaynaklanıyor. Bu bileşimler bağımsız kökler oluşturabileceği için, diyabetik hastalarda, kanser ve atherosclerosis önlemede potansiyelleri olduğuna inanılıyor. E vitamininin antioksidan görevi ve koroner kalp rahatsızlığı ve kanserle olan ilişkisinden dolayı, fındık ve fındık ürünlerini de içeren doğal gıda maddelerine tüketici ve sanayi tarafından olan ilgi artıyor. Her gün sadece 2530 gr fındık yemek, günlük E vitamini ihtiyacının yüzde 100'ünü karşılıyor. Son zamanlarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, fındıkta bol miktarda bulunan betasitosterol maddesi, kolesterolü düşürmede ve kanser (kolon, prostat, göğüs) gibi pek çok hastalığı önlemede önemli bir rol oynayabiliyor. Bu husus, tümör büyümesini engelleme ve apoptosis uyarımı içinde geçerli. Fındık ayrıca, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum başta olmak üzere iyi bir mineral kaynağı. Tansiyonu dengelemesinin yanı sıra sodyum bakımından düşük; fakat mineraller bakımından oldukça cömert olan fındığın, kemik gelişimi ve sağlığı açısından da önemi büyük. Zira bu minerallerin sağlık açısından olumlu etkileri iyi biliniyor. Tüm gerekli amino asitleri ve en gerekli mineralleri de içeren fındık, cystine ve methionine bakımından düşük olan baklagil kökenli gıdalarla birlikte protein kaynağı olarak kullanılabiliyor. Daha önce de belirtildiği üzere fındık, doğal antioksidanlar bakımından iyi bir kaynak. Bu, fındığın ve fındık mamullerinin nutraceutical potansiyelini işaret ediyor. Sonuç olarak, fındık, günlük dengeli beslenmede hayati bir besin ve katkı maddesi, kalp sağlığı açısından da en faydalı nutraceutical madde. Unutmayın; günde bir avuç fındık yemek, sizi birçok hastalıktan koruyabilir. 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle