22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ankara’da Tarımsal Gelişim ve AB Faik YAVUZ Ankara Ticaret Borsası Başkanı B aşkent Ankara, ikibinli yıllarla birlikte önemli bir gelişim süreci yaşamaya başlamıştır. Her şeyden önce Ankara artık bir memur ve bürokrat kenti değildir. Ankara; 4 milyon nüfusu ile, günde 500 bin kişinin geldiği ve gittiği, Türkiye’ deki üniversite sıralamasında 10 büyük üniversiteyi barındıran ve bunların günlük ihtiyaçlarını sağlayan bir ticaret şehridir. Ankara; üçüncüsünün hazırlandığı, 2 tane organize sanayi bölgesiyle, İvedik, OSTİM ve mobilyacılar siteleriyle bir sanayi şehridir. Ankara’ da, 150 kilometrelik bant içerisinde, Beypazarı, Ayaş gibi ilçelerinde sebze yetiştiriciliği, Çubuk ve Kalecik gibi ilçelerinde üzüm, Polatlı Şereflikoçhisar, Haymana ve Bala gibi ilçelerinde de buğday yetiştiriciliği yapılmaktadır. 2.570.000 hektar alana sahip olan Ankara’nın, 1.287.000 hektarı ekili alanı olup bu da toplam alanının yüzde 50’sinin üzerine çıkmaktadır. 225.000 büyükbaş ve 600 bin küçükbaş hayvan varlığı ile de hemen hemen her yöresinde hayvancılığın yapıldığı bir tarım şehridir. Türkiye olarak, tarımda gelişmişliğimizi sağlamak için senelerdir gündeme taşıdığımız "Tarımda Yeniden Yapılanma"nın ve hedef olarak gösterdiğimiz gelişmiş ülkelerdeki üretim metotlarının Türkiye’de kullanılması ve tarımın tüm sorunlarını içeren 510 ve 20 yıllık hedeflerimizi de içine alacak bir "Tarım Reformu" nun yapılması gerekliliğine inanıyoruz. Bu amaçla çıkartılan yasanın eksikleri olmasına karşı iyi niyetli bir girişim olarak bugüne kadar yapılamayanı gerçekleştirdiği için önemlidir. AB ile müzakereler boyunca yoğun olarak tartışacağımız konuların başında tarımın geldiğini görüyoruz. Tarım konusunda gelecekte, AB tarımıyla Türk Tarımının entegrasyonu yarışabilirliği ve gıda güvenliği konuları önem arz etmektedir. Önümüzdeki süreçte yarışacağımız ve uyum sağlamaya çalıştığımız AB Tarımı ve Türkiye Tarımıyla ilgili birkaç rakam vermek istiyorum. Yaş Meyve Sebze ve Fındık gibi stratejik ürünleri hariç tutarsak, ki geriye kalan Türk Tarımının % 70’e yakınını hububat bakliyat ve hayvancılık oluşturmaktadır. AB ülkelerinde, buğday üretiminin dekar başına 650700 kg, Türkiye’de 200220 kg , süt üretimi AB ülkelerinde 65007000 kg, Türkiye’ de 17002000 kg, Karkas etde, AB ülkelerinde 260350 kg, Türkiye’ de 170190 kg arasıdır. Aynı emeği aynı finansmanı harcamamıza rağmen onlar bizim 3 katımız ürün almaktadırlar. Demek ki; üretimde bu ülkelerle yarışmamız söz konusu değildir. Türkiye ile AB arasındaki kıyaslama böyle de Ankara ile arasındaki kıyaslama ne durumdadır. Kısaca şimdi de buna bakalım. Ankara’daki tarım işletmelerinin sayısı 48.094 adettir. Bunun yaklaşık 4.300 tanesi 10 dekarın altında araziye sahiptir. 4.100 tanesi 11 ile 20 dekar arası, 10.000 tanesi 20 ile 50 dekar arası, 11.200 tanesi 51 ile 100 dekar arası ve 18.000 tanesi de 100 dekarın üstünde toprağa sahiptir. Bu durumda işletme başına ortalama 70 dekar toprak düşmektedir. Oysa ki ortak olacağımız AB ülkelerinde işletmeler ortalama 175 dekar toprağa sahiptir. Kırsal alandaki üretim şekilleri incelendiğinde, AB ülkelerinde, hayvancılığın tarım içindeki payı yüzde 36 ile yüzde 70 arasında değişmektedir. Hayvancılığın katma değeri yüksek, istihdam yaratan bir sektör olarak düşünüldüğünde ülkemizde bu oranın çok düşük olduğu, bu konuda da AB ile rasyonel bir üretim metodu düşünülmeden yarışamayacağımız ortadadır. Türkiye’de hayvancılığın tarım içindeki payının yüzde 1720 arasında değiştiği düşünülürse acil önlemler alınması gerçeği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Ankara’ya baktığımızda durum pek farklı değildir. Tarım ve hayvancılığı bir arada yapan işletme sayısı 50.515 olarak tespit edilmiştir. Yalnız hayvancılık yapan işletme sayısı 2.418 olup bu da yüzde 4.8’e tekabül etmektedir. Demek ki ihtisaslaşmış bir üretim modelinden çok karışık geleneksel ve küçük işletmelerden oluşan bir yapıya sahibiz. Onun içinde; son 5 senedir, ısrarla, TOBB ile Türkiye’nin gündemine taşıdığımız Organize Hayvancılık Bölgeleri ve Bitkisel Üretimde Havza Projeleri Ankara’da en kısa zamanda devreye girmelidir diye düşünüyoruz. Ankara’nın bitkisel üretimde verimli olmayan bölgelerinin Organize Hayvancılık Bölgeleri olarak ilan edilmesini, yolsuelektrik gibi alt yapısının devlet tarafından hazırlanmasını, düşük faizli, uzun vadeli finansman kaynaklarının temini konusunda devletten yardım bekliyoruz. Yine Ankara ve civarında bitkisel üretime uygun havzaların belirlenmesi ve oradaki toprak yapısına göre belirlenen ürünlerin üretilmesi, ileri teknoloji kullanılarak rasyonel bir üretim metodunun seçilmesi en büyük dileğimizdir. Ancak bu projelerle üretim seviyemizi artırabilir, kaliteyi yakalar, sanayi ile entegrasyonu sağlayarak, AB ile yarışabilir duruma gelebiliriz. Faik Yavuz 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle