11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fındık Üreticileri Sendikası Başkanı Kutsi Yaşar: “Kabuğumuzu kırdık” FındıkSen Başkanı Yaşar, fındıkta yaşananlarla ilgili olarak Cumhuriyet TarımHayvancılık ekinin sorularına şu yanıtları verdi: Fındık Sen ne amaçla nasıl bir süreçten geçerek kuruldu? Tarım da AKP dahil gelmiş geçmiş tüm iktidarlar tarafından sürdürülen adına tarımın yeni yapılandırılması denerek cilalanan, boyanan bir dönüşüm projesi ile karşı karşıyayız. Bu proje üreticilerin bağımsızlıklarının ve özgürlüklerinin elinden alınarak altın bir tepside çok uluslu yerli ve yabancı tarım ve gıda şirketlerine sunumudur. Daha eski dönemlerde Tarım bakanlığına bağlı elemanlar köylere gider tarımsal girdilerin kullanımında teknik yardımda bulunurlardı. Ürünleri kamu destekler ve alırdı. Artık köylülere neyin ekileceğini şirketler söylüyor ve ekimde kullanılacak girdileri köylülere temin ediyor. Bunun karşılığında da şirketler, ürünün benimdir diyor. Yani tarımda sözleşmeli üreticiliğe geçiliyor. Tarım ürünleri sadece ekonomik bir mal olarak kurgulanıyor. Fındık ticari meta haline getiriliyor,fındık yetiştiriciliğinin sosyal,kırsal ve çevresel boyutları göz ardı ediliyor. Fındık yetiştiriciliğinin bir yaşam biçimi ve bir kültür olduğu hiç dikkate alınmıyor. Tarımda bu yapısal dönüşüm yaşanırken iktidarlar üreticiler aleyhine bir dizi kararlar aldılar. ÇAYKUR ve TEKEL özelleştirildi, EtBalık, SEK, yem fabrikaları gibi tarımdaki KİT’ler kapatıldı. Tütün ve şeker yasaları çıkartıldı,kooperatifler yassı değiştirilerek Şirketlere dönüştürüldü,tarımsal faiz hadleri yükseltildi ve kamunun destekleri kaldırıldı. İşte tüm bu olumsuzluklar yaşanırken mevcut üretici örgütlerinin hiçbiri bir karşı duruşu örgütleyemedi. Kaldı ki mevcut tüzük ve programları da bu direnişi örgütlemek için yeterli değildi. Ürün bazındaki çifti sendikaları ve FındıkSEN de bu sürece çok boyutlu bir karşı duruşu örgütlemek ihtiyacından doğmuş yapılardır. Ürün bazında sendikalar bir yandan doğum süreçlerini yaşarlarken aynı zamanda tarımda var olan mevcut örgütlerinde demokratik yapılara kavuşmasının mücadelesini de vereceklerdir. Sizce fındıkta yaşanan sorunların arz fazlası ile ilgisi var mı? Bu soruya soruları çoğaltarak yanıt arayalım. ABABD ve Dünya da fındık dikim sahaları sınırlandırılıyor mu? Bu ülkelerde fındık sahalarının genişlemesi için özel teşvikler veriliyor mu? Bu ülkelerin fındık üreticilerine ciddi boyutlarda destekler yapılıyor mu? Dünya da Giresun Yağlı Fındığı kalitesinde ve tadında yetiştirilebilen bir başka fındık var mı? Milyarlarca nüfusun yaşadığı Çin ve Japonya Pazarı değerlendiriliyor mu? Dünya da var olan 200’ü aşkın ülkenin ancak dörtte birine ihracat yapıldığı biliniyor mu? Ülkemizde fındık üretiminin sadece yüzde 10’nun tüketilebildiği biliniyor mu? ABABD de lisanslı depoculuk nasıl uygulanıyor? Eğer tüm bu sorulara verilecek yanıtlardan arz fazlalığından kaynaklanan bir sorun tespiti ortaya çıkarsa ; AKP iktidarı dahil gelmiş geçmiş tüm iktidarların fındık dikim sahalarının sınırlandırılmasına ilişkin yasaları uygulamadığı bilinmelidir. AKP tarafından çıkartılan Lisanslı Depoculuk Yasası'nın mevcut hali ile arzı kontrol etmekten çok şirketlerin kasasını dolduracağı bilinmelidir. Çünkü; ABABD de bile kamunun lisansı depoların kullanımında önemli bir ağırlığı ve yeri vardır. Oysa AKP iktidarı bu işi birilerine rant kapısı O RDU (Cumhuriyet) Fındık Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Kutsi Yaşar, "AKP iktidarı fındık politikasını birilerine rant kapısı olarak algılıyor ve uyguluyor" dedi. yapacak şekilde kurgulamaktadır. AKP iktidarında fındığın ve üreticinin yaşadığı sorunların nedenleri nelerdir? AKP iktidarı döneminde fındık fiyatları Cumhuriyet tarihinin en sert düşüşlerini yaşamıştır. Son beş yıldır iklim faktörlerinin de etkisiyle üretici beklentilerinin üzerinde gerçekleşen fındık fiyatları 2005 yılında net 6,90 YTL ye kadar alıcı bulmuş,yaşanan olumsuz süreç sonrasında 2006 yılında 2,00 YTL kadar gerilemiştir. Devletin ilgili kurumlarının açıkladığı 3,50 YTL üretim maliyetine rağmen üreticiler maliyetlerin altında fındığını satmak zorunda kalmışlardır. AKP iktidarı fındık fiyatlarındaki bu düşüşe FKB’nin 2005 yılında uyguladığı yüksek fiyat politikasının sebep olduğunu ileri sürerek kooperatif ile üreticiyi karşı karşıya getirmek istemiştir. Halbuki AKP bölge milletvekilleri FKB’nin yüksek fiyat açıklamasının kendi iktidarları döneminde olduğuna işaret etmişlerdi. Yine aynı milletvekilleri Kutsi Yaşar FKB’nin olağanüstü kongresinden önceki genel kurulunda 'paralarınızı almanız için bizim adamları seçmelisiniz' şantajını kooperatif delegelerine yapmışlardır. Kooperatifleri tasfiye etmeyi kafasına koyan AKP iktidarı şimdi de TMO'yu kurtarıcı gibi kullanarak bu amacına ulaşmak istemektedir. TMO de fındık alımlarında tamamen ayrımcılık yapmaktadır. Nem ve karışabilirlik oranlarını gerekçe göstererek binlerce küçük ve orta ölçekli fındık üreticilerini geri çeviren Ofis aynı uygulamayı iktidar yanlılarına yapmamaktadır. Manavlar ve tüccarlar piyasadan ucuza kapattıkları fındıkları Ofise satarak karlarına kar katmaktadırlar. Kimilerince AKPFKB kavgası gibi tanımlanan bu sorunların daha derinlerde yerli ve yabancı çok uluslu gıda ve tarım şirketleri ile fındık üreticileri arasındaki kavga olduğu bilinmelidir. Aslında bu yaşananlar fındık üreticilerinin nezdinde çiftçilerin bağımsızlıklarının ve özgürlüklerinin yok edilerek altın bir tepside şirketlere sunulma projesidir. Bu proje nitelik ve nicelik bakımından Büyük Ortadoğu Projesi'nden de daha geniş alanda dünyadaki, tüm gelişmemiş, geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerin tarım sistemlerini kapsamaktadır. Dünyanın yoksul ülkelerinin tarımları abluka altına alınmıştır. Bu projenin amacı dünyada tarımda sürdürülebilir bir sömürü düzenini hakim kılmaktır. Bunu da adına modern tarım dedikleri doğayı tahrip eden,insan sağlığını tehdit eden bir üretim tarzı olan endüstriyel tarım ve ile gerçekleştirmek istiyorlar. Şüphesiz ki yerli ve yabancı çok uluslu tarım ve gıda şirketleri de ellerini sıvazlar şekilde pusuda bekliyorlar. FİSKOBİRLİK işlevini yerine getirebiliyor mu? Başkaca neler yapmalı? Fındık üreticilerinin tek başlarına yapamayacağı, birlikte yapmalarında yarar bulunan işleri en iyi biçimde ve maliyet fiyatına yapmak üzere dayanışma suretiyle ekonomik güçlerini bir araya getirerek kurmuş oldukları FİSKOBİRLİK; bugün 50 kooperatifi ve 250 bine yakın ortağıyla sadece ülkemizde değil,dünya fındık tarımında da önemli bir kuruluştur. FKB, 1950’den itibaren devlet destekleme alımlarında önemli rol oynamış ve kooperatif yönetimleri genelde iş başına gelen hükümetlerin etkisi altında kalmıştır. Son dönemlerde gerçekleşen "Tarım Satış Kooperatifleri Hakkında Kanun"la birlikte İMF ve Dünya Bankası'nın istekleri doğrultusunda "yeniden yapılandırma"adı altında kooperatif şirketlere bölünmüştür. Aslında FKB’in tasfiye sürecinin ilk adımları atılmıştır. Artık FKB’in Fındık üreticilerinin haklarını korumak için mücadele eden bir örgüt sıfatı kalmamıştır. Halbuki üreticilerin, uluslararası kooperatifçilik ilkelerine göre çalışan bağımsız ve demokratik tarım kooperatiflerinde örgütlenmeden mesleki ve ekonomik çıkarlarını korumaları zordur. Kooperatiflerin mevzuatları da üreticileri koruyup kollayan yönlendiren biçimde düzenlenmiş değildir. Örneğin; bir yıl kooperatife ürün vermeyen üreticilerin oy hakları ellerinden alınıyor. Bunlara çözüm bulmak yerine kooperatif yöneticileri büyük üreticiler teslim ettikleri ürünleri kendilerine oy verecek kişilere paylaştırarak teslim ettiriyorlar. Kooperatifçiliğin demokratiklik ilkesi olan ‘her üreticinin bir oy hakkının olması" ilkesi, böylelikle delinmiş oluyor. Bu ve diğer yöntemlerle sürekli kendilerini yönetime seçtirerek adeta kooperatif yöneticiliğini bir meslek haline dönüştürdüler. FKB fındık üreticilerinin alın teri ve emeğiyle oluşturulmuştur. Üreticiler bir yandan kooperatif üzerinden devlet vesayetinin kalkmasını isterken diğer yandan kendilerini hep büyük ve aynı üreticilerin yönetmesini de arzu etmemiştir. Bunun içindir ki, kooperatif mevzuatı üst üste seçilen yöneticilerin üçüncü kez aday olmasını engelleyecek şekilde değiştirilmelidir. Ancak AKP iktidarı antidemokratik olan 3186 sayılı yasayı değiştirerek daha da kötü olan 4572 sayılı yasayı İMF, DB, DTÖ ve ÇUŞ’ların direktifleri ile meclisten geçirmişlerdir. 4572 sayılı yasa çiftçilerin altın tepside şirketlere sunumundan başka bir şey değildir. Böylelikle FKB işlevsiz bırakılarak Fındık A. Ş’lerin önü açılacaktır. 12 Eylül 2006’da olağanüstü toplanarak sözde yeni özde eski yönetimini seçen kooperatif seçimine fındık üreticileri alınmamıştır. Dolayısıyla bu yönetiminde üreticiyi temsil yeteneği yoktur. Yönetim ilk iş olarak hükümetin emrine girmiş TMO’nun fındık alımını onayarak kooperatifleri tasfiye sürecine hizmet etmiştir. Üreticilere düşen görev nedir? Fındık üreticileri 24 Temmuzda Fatsa da,30 Temmuz da Ordu da fındıklarına ve alın terlerine sahip çıkarak nitelik ve nicelik bakımından önemli iki miting gerçekleştirmişlerdir Fındık üreticileri ÖDP’nin 29 Eylül Ankara Fındık Yürüyüşüne ve Ziraat Mühendisleri Odasının 8 Ekim’de 1. Fındık Çalıştayı'na, CHP, DSP, DYP ve ÖDP gibi siyasi partilerin farklı zamanlarda yaptıkları fındık mitinglerine destek vermişlerdir. Deyim yerinde ise artık fındık kabuğunu kırmıştır. Son zamanlarda fındık da yaşanan sorunları ve düşük fındık fiyatlarını kanıksatmaya çalışan AKP iktidarına karşı fındık üreticileri örgütlerine sahip çıkarak gereken eylemliklere devam etmelidir. 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle