Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bursalı damızlık sığır yetiştiricileri ülkeye örnek Levent GENCELLİ URSA Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), IMF, AB ve ABD’nin kendi çıkarlarına göre yönetmek için her türlü baskıyı yaptığı Türk hayvancılığını geleceğe sağlıklı taşıyabilmek için zor olanı başarmaya çalışan bir örgüt Bursa’dan Türkiye’ye örnek oluyor : Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği… Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1926 yılında çıkarttığı 904 Sayılı İslahı Hayvanat Kanunu’na dayanılarak oluşturulan ve bugün 60 ilde örgütlenen Türkiye Damızlık Süt Sığırı Yetiştiricileri Birliği üyesi Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, hayvancılıkta ulusal üretim, ulusal çıkardan yana tavrını en somut şekilde ortaya koyan yapılardan biri. Başkan İsmail Anıl, 1995 yılında kurdukları birliğin, sevgi, ilgi, bilgi parolasıyla 10 yılda büyük yol aldığını bildiriyor. Anıl, "Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan" derken, ulusal hayvancılık seferberliğine herkesin katılması gerektiğini vurguluyor. İsmail Anıl, kendisini, "geçim kaynağı , süt sığırcılığı ve hayvancılık olan, mesleğini çok severek yapan, çocukluğundan bugüne bu işin içinde uğraş veren, eskilerin değişiyle bu İsmail, iyi bir çoban…" diye tanıtıyor. İsmail Anıl, Türk hayvancılığının AB sürecinde çok büyük sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu ancak Hükümetin bu sorunların farkında olmadığını, farkında olanlara da danışmadığını öne sürüyor ve şunları söylüyor : "Hangi birini anlatayım. Hayvancılıkla ilgili uygulamaların hepsi yanlış. AB’yle birlikte gelecekler ortada. Türk hayvancılığını AB’dekilere karşı savunacaklar teorik olarak bazı bilgilere sahipler ama bir tanesinin tek tavuğu bile yok. Oysa AB’de bu işler böyle değil. Üretici müzakerelerin içinde. Politikaları o belirliyor. Bizde tam tersi oluyor. Hükümetin kendisi galiba AB’ye girmek istemiyor…" İsmail Anıl, süt ve hayvancılık sorunları konusunda yıllardır "Kral Çıplak" diyenlerden. Anıl’a göre, Türkiye’de sorunları gündeme taşıyacak muhalefet de yok. Anıl, Türkiye’de işler hiç iyi olmadığı kanısında. Bütün litresi 360 ila 440 YTL arasında değiştiğini, çiğ süt fiyatının düşük, ambalajlanarak pazara sürülen sütün fiyatının çok yüksek olduğunu bildiren Anıl’a göre 1’e 1.5 oranını tutturamayan üretici zarar ediyor demektir.Yani üretici 1 litre süt sattığında 1.5 kilo yem alabilmeli. Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin Türkiye’de ilkleri gerçekleştirdiğini, birlik üyesi işletmelerin çağdaş koşullarda üretim yaptığını, AB ile mücadele edebilecek duruma geldiğini ancak yerli ve yabancı te B kellerin bu durumu hazmedemediklerini bildirerek şöyle konuşuyor : "Türkiye’de kaliteli hayvancılığın nasıl yapılacağını yıllar içinde örnekleriyle ortaya koyduk. AB ile her anlamda müzakere ve mücadele etmeye biz hazırız ama Hükümetimiz hazır değil. Türk tarımıyla hayvancılığıyla ilgili müzakere masasına oturacaklar işin içinden gelmiyorlar. Bizim gibi çizmeyi giyip üretim yapmıyorlar. Bu büyük eksiklik. Hükümetin hangi politikasını eleştireyim. Tümüyle yanlış. AB, yarın süt kotalarını gündeme getirecek. Optimum büyüklüğün belirlenmesi bile gerçekleşmedi. Bana göre 20 baş hayvan ve yukarısı optimum büyüklükteki işletmedir. 2 hayvan için göstermelik teşvikler veriliyor. Bu teşvikler daha sonra ülkeye dönecek. Şehirlerden göç terse doğru olmaya başladı. İnsanlar sadece karınlarını doyurmak için köylere gidiyorlar. Bunlara destek veriliyor. Yarın AB koşullarını dayattığında hepsi perişan olacak. Biz yıllardır çabalıyoruz. Bilgi birikimimiz yabancıları kıskandırıyor ama Hükümetten bir yetkili gelip bunları paylaşmak istemiyor. İddia ediyorum, örneğin AKP Bursa milletvekillerinden bir tanesi bile hayvancılığı bilmiyor. AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik , danışmanlarıyla birlikte gelsin. Kendisine 2 gün brifing vereyim. Ama gelmezler. “ULUSAL ÇIKAR GÖZETİLMELİ" Yüksek faiz politikasından büyük paralar kazananlar büyük işletmeler kurdular. Onların gözü süt kotalarında. Hepsinin AB ile bağları var. Yabancı şirketlerle işbirliği yapıyorlar. Kotanın tehlikesini, ulusal çıkarın ne olduğunu halka anlatan yok. Hükümet susuyor. AB’ye böyle gidilirse gün gelecek Türkiye’deki hayvancılığın yüzde 70’ini yabancılara kaptıracağız. Onların sütünü içecek, etini yiyeceğiz. Hükümetin yanlış uygulamaları nedeniyle bizi bize vurduruyorlar. Bu büyük sorun. Biz birbirimize düşeceğiz aradan süt ve hayvan tekelleri sıyrılacak. Çiğ sütün para etmediği bir ortamda damızlık fiyatları artıyor. Bunun tek nedeni, AB dayatması olarak getirilecek süt kotalarıdır. AB, standart koyacak hazırlıksız yakalanacağız, pazarımız ellerine tamamen geçecek. Çok geç olmadan önlem alınmalı. Kalite ve verimliliğe dayalı, özel girişimcinin katkısıyla 20 baş ve üstü sayıda optimum büyüklükteki hayvancılık özel olarak desteklenmeli. Sosyal içerik taşıyan devlet destekli hayvan bakıcılığı ayrı değerlendirilmelidir. Örgütün ismi ne olursa olsun, ulusal tabanlı bir örgütle milli soy kütüğü kayıt sistemi verileri güvenilir olarak tutulmalı ve sürekli güncel olmalıdır. Ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet edecek doğru bir ıslah programı oturtulmalıdır. Mevcut örgütlerin yapısı demokratikleşmeli, uzmanlaşmalı ve bağımsız hale gelmeliler." Bursa İli Holstein Irkı Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Müdürü Ziraat Mühendisi Filiz Ayvaz Köseoğlu, birliğin 10 yılda geldiği noktanın büyük onur verdiğini savunuyor. Köseoğlu, yetiştiricilerin kendi aralarında örgütlenerek üstün verimli hayvanlar yetiştirilmesi, bunların soy kütüğünü ve verim kayıtlarının tutulması, hayvanlarla ilgili sağlık hizmetlerinin yürütülmesi, üyelerin eğitimlerinin sağlanması, ihtiyaçların sağlanması, üretimin yurtiçi ve yurtdışında pazarlanması, üretimin düşürülmesi ile 1995 yılında ülkemizde ilk birliğin Bursa’da kurulduğunu bildiriyor. Köseoğlu şöyle konuşuyor: "Birliğimiz bünyesinde Bursa merkezi, Mustafakemalpaşa, Karacabey, Yenişehir, İnegöl, Akçalar’da açılan yaklaşık 2 bin üye işletme var. Üyelerimize 8 ziraat mühendisi (zootekni), 3 veteriner hekim, 1 avukat 2 ziraat teknisyeni, 4 veteriner sağlık teknisyeninin de içinde bulunduğu 26 personel ve 15 araçla hizmet veriyoruz. Soy kütüğümüzde 60 ön soy kütüğümüzde de 65 bin damızlık hayvan ile toplam 125 bin hayvanın kayıtları tutuluyor. Türkiye genelinde soy kütüğüne kayıtlı hayvan sayısının yüzde 6’sı birliğimizin kaydı altındadır. Önceki yıllarda 15002000 litre olan 305 günlük süt verimi bugün bizim işletmelerimizde 6 bin 500 litreye ulaşmıştır. 10 bin litreyi geçen işletmelerimiz de vardır." 10 yıl önce ziraat mühendisi olarak işe başladığı Bursa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin Türkiye’ye örnek olmasında büyük payı bulunan Filiz Ayvaz Köseoğlu, Türkiye’de ilk kez Türkiye 1. Döl Kontrolü Türk Boğaları yarışmasının da düzenlenmesinde büyük emek harcamış. Filiz Hanım, "Döl kontrolü projesi’nin 1. Döngüsü olan Türk boğalarının kızlarını yarıştırdık. Bizim kızlarımız yabancı üreticileri ve uzmanları hayran bıraktılar. Çok yorulduk ama bir ulusal projeyi, bizim hayvanlarımızın kalitesini dünyaya gösterdik. TÜYAP’ın organize ettiği Bursa 3. Tarım, Hayvancılık, Fidancılık ve Tavukçuluk Fuarı’na Türk boğalarının kızları damgalarını vurdu" diye konuşuyor. DÜNYA STANDARDI Büyük önder Atatürk, 1926’da "hayvan ıslahı"yla ilgili yasanın çıkarılmasını sağlamış. Atatürk, dünyada hayvan ıslahı bilincine varan ilk devlet adamı. O günlerdeki yasaya dayanarak oluşturulan Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri, süt üretimlerini katladılar, damızlık üretiminde dünya standardını yakaladılar.Bursa örneğinde olduğu gibi kendilerini de aşmaya başladılar. Çok zor koşullardan gelerek binlerce hayvanın soy kütüğünü oluşturdular. Hükümetin, bunca birikimlerine karşın kendilerine danışmaması, çalışmalarını görmezden gelmesi en büyük sıkıntıları. AB’yle gelebilecek tehlikelere dikkat çekerken bu ilgisizliğe isyanları giderek büyüyor. Seslerine kulak verilmemesi durumunda önümüzdeki yıllarda içerideki tekellerin dışarıdan alacakları destekle Türk hayvancılığını bitireceklerini, süt ve ette ithalatın kapılarını tamamen açacakları uyarısını da yapıyorlar. 6