Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Fotoğraf: Vural Köse Kayseri ve Adana’daki tesislerdeki hedef 50 bin büyükbaş hayvan... Kurmel çiftlikleri besiciliğin lokomotifi Savaş KÜRKLÜ DANA Türkiye’de son yıllarda hızla kan kaybeden hayvancılık sektörüne yeni bir soluk geliyor. Kayseri’nin Develi ve Yeşilhisar bölgelerinde kurulu çiftliklerinde 10 bin kadar, Adana’nın Karataş ilçesine yakın bir bölgedeki yaklaşık 10 bin dönümlük tarım arazisinin 75 dönümlük yerinde kurulu geniş, ferah, üstü kapalı alanlarda ise 3 bin 500 büyükbaş hayvan besleyip yetiştiren Kurmeller hedefledikleri 50 bin büyükbaş hayvanla işin lokomotifi olmaya aday şimdiden. Kurmel Çiftliklerinde İç Anadolu ve Çukurova’nın tüm et ihtiyacının karşılanacak duruma gelmesinin uzak olmadığını belirten çiftlik yetkilileri ise bu olumlu ge A lişmelerin yakın bir gelecekte et fiyatlarının aşağı çekilmesine bile olanak tanıyacağı görüşünde. Saray Halı Adana Tarım İşletmesi’ne bağlı çiftlikte yılların deneyimli ismi Veteriner Hekim Korkut Domaniç (79), onunla birlikte çalışarak, deneyiminden yararlanan Veteriner Hekim Mustafa Biçer ile Ziraat Mühendisi Mehmet Timur’un verdiği bilgilere göre, çiftlikte hem hayvan, hem bitki yetiştiriciliği yapılırken, ülke ekonomisine de hiç küçümsenmeyecek rakamlarda katkı konuyor. Hayvan besiciliği ve yetiştiriciliğin yanı sıra, 8 bin dönümlük alanda hayvanların yem ihtiyacını karşılayacak silajlık ve tanelik mısır, arpa ve yemlik ot yetiştiriciliği de yapıldığın belirten Domaniç ve Biçer, Adana hatta ülke hayvancılığı ve tarımı açısından çok önemli sayılacak şeylerin yapılabileceğini şu sözlerle şöyle anlattılar: "Bölge hatta ülke ekonomisine damgasını vuracak boyutlara ulaşması mümkün olanları yapmaya çalışıyoruz. “Tarım desteklenmezse huzur kalmaz” çesine yük getirmez. Çünkü destekler kişi başına değil, ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ziraat ekim alanı ve hayvan sayısı esas alınarak verilmektedir. Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarım nüfusunun fazlalığı Türkiye'nin ekonomisi açısıntarımın daimi kısıtlama kapsamında kalması halinde, dan bir sorundur. AB'nin hazmetme kapasitesini etkileTürk çiftçisinin, Avrupa Birliği (AB) ortak tarım politikamez. Kaldı ki, bu hazmetme kapasitesi ifadesi tarımla desı desteklerinden faydalanamayacağını söyledi. ğil, işgücü akımı ile ilgili bir tedirginliği açıklamaktadır. TZOB'un AB ile görüşmelerde hükümete, tarımın, Ancak katılım müzakerelerinde en zorlu geçecek dosyaserbest dolaşımın ve yapısal politikaların kalıcı kısıtlamalardan birinin tarım olduğu bilinmektedir. Müktesebalar kapsamından çıkarılması gerektiğini bildirdikleritın yarısını oluşturması ve uyum zorluklarımız göz ni ve bu konularda direnç ve tepki gösterilmesiönüne alınarak tarım müzakerelerine çok iyi hani önerdiklerini anımsatan Bayraktar, ''Tarım zırlanmak, sektörümüzü AB ile daha uyumlu daimi kısıtlama kapsamında kalırsa Türk hale getirmek durumundayız.'' çiftçisi AB ortak tarım politikası destekle0.274 Ykr olarak açıklanan mısır fiyatırinden faydalanamayacaktır'' dedi. nın geçen yılın yüzde 22 gerisinde kaldığıTürkiye'nin kabul ettiği müzakere ponı ve üreticide hayal kırıklığı yarattığını zisyonunda, aynı hükümlerin muhafaza anlatan Bayraktar, birliğin 2005 yılı mısır edildiğini ve herhangi bir konunun kalıcı maliyeti hesaplarına göre fiyatın 0.360 kısıtlama kapsamına alınmasının tam Ykr olarak belirlediğini ifade etti. Maliyetüyeliğin gerçekleşemeyeceği anlamına te temel girdiler olan mazot, tohum, gübre geldiğini belirten Bayraktar, AB ile ilgili ve sulama paylarının toplam maliyetin yüzdüzenlediği basın toplantısında şunları de 53'ünü oluşturduğunu ve bu girdilerin söyledi: mısırın maliyetini yüzde 16 artırdığını kayde''O halde Türkiye kendi müzakere poden Bayraktar, TMO'nun açıkladığı fiyatın ise zisyonu olarak en azından bu hususların kaŞemsi maliyetin yüzde 28 altında kaldığını vurgulayabul edilemez olduğunu açıklayabilirdi. Diğer Bayraktar rak şunları kaydetti: bir önemli konu da, tam üyelik aşamasında AB'nin ''Ülkemizde mısır üretiminin yoğun olarak yapıldığı Türkiye'yi hazmetme kapasitesinin dikkate alınacak olyerlerde verim, ithalatı en çok yaptığımız ABD'ye yakınmasıdır. Bazı çevrelerin ileri sürdüğü gibi hazmı zorlaştıdır. Ancak girdilerdeki fiyat farkı, rekabet şansını yok etran tarım nüfusu değildir. Bu, hedefi şaşırtmak ve adeta mektedir. Özellikle girdi masraflarındaki fark nedeniyle tarım kesimini haksız yere günah keçisi ilan etmenin bir 2005 yılında ABD'nin 0.124 Ykr'ye mal ettiği mısırı üreyöntemi olarak kullanılmaktadır. Çünkü, son katılan ülketicimiz 0.360 Ykr'ye mal etmiştir. ABD ucuz girdi ve deslerde de tarım nüfusu oranı yüksektir. teklerle ürettiği mısırın maliyetinden yüzde 14 kar ederPolonya bunun en iyi örneğidir. Eski üyelerden İrlanken, ülkemizde üretici, piyasa fiyatına göre yüzde 40 zada ve Portekiz'de katılım sırasında tarım nüfusu oranı rar etmektedir.” yüzde 25'lere yakındır. Tarım nüfusunun fazlalığı AB büt Hatta gerçekleştiriyoruz. Bunun için ilk olarak Adana, Osmaniye ve Kars pazarlarından konunun uzmanı arkadaşlarımız tarafından toplanan ve her biri 250 – 270 kg. olan 9 – 11 aylık büyükbaş hayvanları önce özel padoklara alıyoruz. Buradaki 25 günlük karantina dönemindeki sağlık kontrolü ve aşılarının tamamlanmasından sonra normal besi padoklarına alıyoruz. Burada her hayvan numaralanıyor ve sağlığı ile kilo artışı günlük olarak takip ediliyor. Her hayvanın ortalama 10 aylık besi dönemi var. Günde 1100 – 1200 gram canlı ağırlık artışı olan büyükbaşlar dönem sonunda 550 – 600 kiloya kadar çıkıyorlar." Çiftlikte 8 bin dönümlük arazide yapılan silajlı mısır (mısır turşusu), tanelik mısır, arpa ve kuru ot ekimi yapıldığını, bunun besicilerin karşı karşıya kaldığı ve zorlandığı maliyetleri en aza düşürmek için zorunlu olduğunu kaydeden Ziraat Mühendisi Timur ise ekili alanlar, gübre toplama alanları ve yem fabrikası hakkında şu bilgileri verdi: "Organik tarım bizim için kaçınılmazdı. Kendi toprağımızda kendi suyumuz ve gübremiz ile en güzeli de kendi ürettiğimiz mısır, arpa ve otu, portakal kabuğu, pancar posası ve diğer yemliklerle karıştırarak hayvanlara veriyoruz. Bu hayvanın iyi beslenmesini sağlarken, elde edilecek etin kalitesini de yükseltiyor." Kurmel çiftliklerinde yetiştirilen büyükbaşlara beklenenden fazla talep aldıklarını belirten Timur, besiye alınan Holştayn melezi ve Kars’tan gelen yerli ırktan hayvanlara Adana’dan hatta Türkiye’nin hemen her yerinden talep olduğunu da kaydederken şöyle devam etti: "Şimdilik ne bölgemizin dışına ne de yurt dışına mal vermiyoruz. Özellikle Adana’daki büyük marketlerin taleplerini karşılamaya yönelik çalışma yapıyoruz. Şimdilerde 3 bin 500 kapasiteyle çalışıyoruz. Bu sayı gelecek yıl 7 bin olacak. Ana hedef ise en kısa zamanda Adana ve Kayseri’de 50 bine ulaşarak önce İç Anadolu ve Çukurova bölgesinde sonra da ülke içinde tüm taleplere yanıt verebilmek." Çiftlikte ve ekili alanlarda 24 saat süren çalışmaları anlatırken, bir tarafta yem fabrikasında, diğer tarafta 45 büyükbaşlık onlarca padokta görev yapan, yemleri tazeleyen yem makinelerinde, başka bir yanda besi hayvanlarının altından toplanan doğal gübreyi dinlendirildiği yerden alarak ekili alanlara taşıyıp serpen gübre makinelerinde çalışanları işaret eden Timur, "Çalışanlarımız emeklerinin karşılığını alırken, ülke ekonomisine koydukları katkının da farkında. Bu bizi daha çok hizmet vermeye, daha çok özveriye itiyor. Üretim de, verim de artıyor. Çiftlikte yapılan işler öyle kanıksandı ki, ‘üretmek, beslemek, yetiştirmek’ hepimiz için bir iş olmanın ötesinde ayrı bir zevk oldu. İnanın bunda en büyük pay yine Sayın Necati Kurmel ve oğlu Ahmet Kurmel’in iyi bir işveren, iyi bir işadamı ve üretici olmalarından kaynaklanıyor. teknolojinin tüm olanaklarından yararlanarak bu işi yapmak, üretmek, beslemek için bizlere tüm olanakları tanıdılar. Üretmenin hazzını dolu dolu yaşıyoruz. Baba Kurmel’in dediği gibi, ‘Bu ülkede olanları, bu ülke insanı ile biz de böyle paylaştığımızı düşünüyoruz. Çabamız, kapasitenin bir an önce artması, birçok insanın daha burada bizlerle beraber üretime katılması" dedi. 19