Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 Atatürk, Ankara’da bataklığı kurutarak üzerine uygar bir tarımsal üretim tesisi olan “Çiftliği” kurdu. Örnek olsun diye... AKP iktidarı ise Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) en yüksek yerine “Ak Saray”ı dikti. Cumhuriyete inat olsun diye... Cumhuriyetimizin 91. Yılı 29 EKİM 2014 Çarşamba Ak Saray’ı dikti Cumhuriyet’e inat T o SERTAÇ EŞ ürkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Ankara’da bataklığı kurutarak, üzerine uygar bir tarımsal üretim tesisi olan “Çiftliği” kurdu. Örnek olsun diye... AKP iktidarı ise Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) en yüksek yerine “Ak Saray”ı dikti. Cumhuriyete inat olsun diye... Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Recep Tayyip Erdoğan, kendisinden öncekiler gibi Çankaya Köşkü’ne değil, artık, 29 Ekim’de açılması beklenen Ak Saray’a çıkacak. Cumhuriyetin başkenti Ankara’da, Cumhuriyetin eserlerine yönelik kıyım hiçbir engel tanımıyor. En son mimarlık tarihi açısından değeri olan “Su süzgeci” dümdüz edildi, temeline konulan “anı kapsülü” dahi bulunamıyor. En büyük talan ise AOÇ’de. Şimdi 1920’lere, “Çiftliğin” temellerinin atıldığı yıllara dönelim: Çiftlik, Ata’nın özel mülkiyeti. Bir bölümü dönemin Ankara Belediye Reisi Hacı Ziya Bey tarafından armağan ediliyor. Geri kalanını Atatürk, cebinden parasını ödeyerek alıyor. Sonra sivrisinek yuvası bataklık kurutuluyor, “fenni tarıma” geçiliyor. Bira, süt, şarap ve meyve suyu, her şeyiyle bilimsel, dönemin en ileri teknikleriyle üretiliyor. Ata’nın ünlü traktör üzerindeki fotoğrafı da AOÇ’de çekilmiştir, çalışmalar sırasında... Atatürk, 11 Haziran 1937’de bir vasiyetname ile Çiftliği, Hazineye, yani Türk Halkı’na devrediyor. Kullanım amacını da şöyle belirliyor: “Çiftliklerin yerine göre araziyi islâh ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler hilyesiz ve nefis gıda maddeleri tezin eylemek, bazı yerlerde ihtikârla fiili ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır.” AOÇ’deki yağmaya karşı mücadele verenlerden Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, u Atatürk’ün Türk halkına emaneti, Cumhuriyetin ilk modern tarımsal üretim tesisi; artık Ak Saray’dır, Ankapark’tır. Adını Erdoğan’ın koyduğu, dört gidiş dört de geliş “Ankara Bulvarı” otobandır... vasiyetin günümüz Türkçesi ile anlamını, şöyle açıklıyor: “AOÇ, Atatürk tarafından şartlı olarak hazineye ve halka emenet edilmiştir. Şart açıktır: AOÇ halkın kamusal kullanım ihtiyaçlarını karşılayacak, nefes alma yeri olacaktır. AOÇ, kamu yararı ile bağlanmıştır.” AOÇ arazisinin keyfi kullanımı, Ata’nın ölümüyle birlikte kendini gösteriyor. Örneğin 19381950 arası, 7 bin 372 dekar arazi başka kurumlara devrediliyor. 12 Eylül darbesi ile büyük parçalar koparılıyor. AKP dönemine gelince AOÇ, “Ankara’da kendine arazi arayanların aklına ilk gelen yer” olmaya başladı. Önce Başbakanlık’a yeni bina için yer tahsisi, sonra bu arazinin genişletilmesi. Sonra TBMM’ye “Düğün Salonu” için yer tahsisi ile başlayıp, tepkilerin ardından “sosyal tesis”e dönüştürülmesi. Yetmedi, sıradaki, AOÇ’yi koruyacak ana planı yapması gereken Büyükşehir Belediyesi. “Hayvanat Bahçesi’ni büyüteceğim” gerekçesiyle yola çıktı, “Dev lunapark” kuruyor. Hatta özel bir su firmasının depoları bile AOÇ’de bulunuyor... Başbakanlık için yeni bir bina yapılması fikri gündeme gelince gözler AOÇ’ye çevrildi. Önceleri Orman Genel Müdürlüğü’ne AOÇ arazisinden verilen alan üzerine binanın yapılması düşünüldü. Ağaçlar kesildi, lojmanlar yıkıldı. Ancak zaman içinde Başbabkanlık Binası Ak Saray’a evrilmeye başladı. Planlar değişti, yerleşkeye AOÇ arazileri ve mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’nde olan bölümler de eklendi. Yine yetmedi. Kurulacak “Saray”a kesintisiz ulaşım sağlanması gerekiyordu. AOÇ’nin içindeki bağlantı yolları yeşil dokunun bozulmaması için dar tutulmuştu. İki katına çıkarılması ve genişletilmesi kararları alındı. Ağaçların üzerine önce kırmızı boya ile “çarpı” çekildi, sonra kesildi, kesildi... AOÇ alanında bir işlem yapılabilmesi için Kültür Bakanlığı’na bağlı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu’ndan izinlerin çıkması gerekiyor. Konu Ak Saray olunca üyelerini AKP’li bakanların atadığı kurul ve komisyon üyeleri hiçbir zorluk çıkarmadı. Ne istendiyse verildi, istenen bölgenin sit derecesi düşürüldü. Özetle, koruma kurulları, Ata’nın Türk Halkı’na emaneti olan AOÇ’yi korumadı. Ata’nın emanetini koruma konusunda bir tek yargı direnmeye çalıştı. Çok sayıda yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verdi. Ancak umursayan yok. En son verilen mahkeme kararı, idari bir kararla etkisizleştirildi. AOÇ’de yapılabilecek her şey, “Geçici yapılaşma koşulları” içine alındı. Yani “araziye basit çit çekmekle”, AOÇ’ye Ak Saray yapmak aynı düzeye indirgendi. Gelinen noktada Atatürk’ün Türk halkına emaneti, Cumhuriyetin ilk modern tarımsal üretim tesisi; artık Ak Saray’dır, Ankapark’tır. Adını Erdoğan’ın koyduğu, dört gidiş dört de geliş “Ankara Bulvarı” otobandır... AOÇ, Ak Saray’a feda