Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14KASIM 1999. SAYI 712 kalpkrizi geçirdim. Doktorlarınmüdahalesiyle, yaşama dönmüşüm. Yeniden Habip Gül olmuştum. Ankara Ulucanlar Cezaevi 'ne geldikten on bcş gün sonra Sabah gazetesinde fotoğrafımla beraber gerçek kimliğimin açığa çıktığını okudum. Nevzat Çiftçi... Tabii bu duruma benimle beraber tutuklanan yoldaşlanm epeyce şaşırdılar. Parmak izlerimden yola çıkarak polis, gerçek kimliğinıc yani Nevzat Çiftçi 'ye ulaşmıştı. Bundan emin olmak için anneme gidip fotoğrafımı göstermişler. "Eğer senin oğlunsa gel cenazeyi al!" demişler. Annem panikleyerek ağlamiş ve fotoğrafın bana ait olduğunu söylemiş. Böylelikle, annem, kanm ve çocuklarım yedi y ıl sonra nerede olduğumdan ve yaşadığımdanhaberdaroldular. Ancak ölüm orucubittikten sonra ailemle görüşebildim. O gün, rastlantıyla çocuklar için açık görüş vardı. Daha üç aylıkken ayrıldığımız oğlum Yoldaş, ziyaretime geldiğinde yedi yaşındaydı. Kocaman bir delikanlı olmuştu. Yüzündeutangaç birifade vardı. Hayatın garip cilvesi, oğlum beni tanımamıştı. Çünkübeni sadece fotoğraflanmda görmüştü. Tanımlanması güç tuhaf duygular içindeydim. Oğlumun büyümüş olması bana gurur ve güven veriyordu. Onun koşup bana doğru gHmrsinibfklerken.bnskahirarkadasımin kucuguıa gitmesı, bi?i epcy guldurmuijlu. Sonra du boyle guldüğümü/. için Yoldaş'a karşı suçluluk duyup utanmıştık. Şimdi çocuklanmla iliijkilerimin pek iyi olduğusöylenemez. Birbirimize karşı adetabirer yabancı gibiyiz. Ayrı kaldığımız o koca yıllar, aramızda görünmez bir duvar örmiiş sanki. Nevzat Çiftçi (Habip Gül) 4.6.1998" BASKENT GUNLERI İki yolculuk arasmda MÜŞERREF HEKİMOĞLU E llabip'incczacvindcndaktılocılıpgönder diği yaşamöyküsü bittiğinde saatler geceyi yarılamıştı. Televizyonlar, Ulucanlar Cezaevi 'nde öldürülenlerin adlannı haber venyordu. Kars rahat uykusundaydı, tıpkı Ankara, lstanbul gibi. Habip'in ruhu caddelerde ve sokaklarda kol geziyordu. Kars'ın sakJı gecesinde acı bir hıçkınk patlıyordu.^ kranda Ecevit, Moskova yolunda. Başbakan olarak ikinci kez gidiyor kuzey komşumuza. llk yolculuğundan anılar canlanıyor gözümde. Eşlik eden gazeteciler arasında ben de varım. Milyonları dalgalandıran, adını dağlara yazdıran bir Karaoğlan o zaman. Umutla izliyorum. Sovyetler Birliği'nin yöneticileri ilgiyle karşılıyor, önemli bir konuk olarak ağırlıyor Türkiye başbakanını. Arada uzun bir zaman dilimi var. önemli değişimler ve dönıjşümlerie koşullar çok değiştı. Dış politika da, iç politika da başka çizgilere ulaştı zaman diliminde. Sayın Ecevit de Karaoğlan değil artık, yine başbakan ama başka bir konumda koltuQıında Kremlın Sarayı'nda yapılan göruşmelerin gündemlnde de buşka konular yer alıyordu ilk yolculukta. Havada petrol ya da dogalgaz kokusu duyulmuyordu, ABD de okyanusun ötesindeydi henüz. Oysa şimdi okyanusla Karadeniz buluşmuş gibi, •degilmi? O ilk yolculuktan çok ilginç anılanm var. özellikle program nedeniyle. Sanatsever biri için bayram niteliğinde bir program hazırlamış Sovyetler. önce Korkunç Ivan balesi, Prokopieff'in müziğiyle görkemli bir dans olayı. Uzunçalannı hâlâ dinliyor, sevgili Abdi Ipekçi'yi anıyorum. Baleden sonra armağan etti bana. Abdi gitti, müzik kaldı yadigâr! O ilk yolculukta Moskova'da Puşkin Müzesi'nde geçen saatleri de gülümseyerek düşünürüm her zaman. Çağdaş Türk ressamlarının yapıtlanndan oluşan karma bir sergiyi Türkiye başbakanı açtı müzede. Dino'lar, Avni'ler, Bedri Rahmi'ler, Turan Erol'ler, Balaban'larla resim dünyamızı parlatan yıldızlar bir arada. Başbakan Ecevit de bir galeri müdürü rolünde. Sovyet Kültür Bakanı'na duvardaki tabloları, ressamları tanıtıyor, öyküler anlatıyor, Bakan da şaşkın dinliyor, böylesine resim bilgisl, birikimi nerden kaynaklanıyor, diye soruyor sonunda. Ben de karışıyor, annesi Nazlı Ecevit'ten, Ulus gazetesinde çalışırken resim eleştirileri yapmasından söz ediyorum Sovyet devlet adamına. Şu anda da Helikon Derneği'ni düşünüyorum. Derneğın galerisinde de güzel sergiler açıldı vaktiyle. Ecevitler de izledi o sergileri. Puşkin Müzesi'nin alt katında Fransız empresyonistlerinden güzel bir seçit var. Ecevit çifti bir aralık kaçıp onları izledi, gözleri pariayarak bize katıldı sonra. Bir anı başka anılar da çağrıştırıyor, ben de Moskova'dan Paris'e yöneliyorum. Ecevit ile Hasan Esat Işık'ın Monet'in bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafını anımEiyorum Bc cong7o tnroni nedeniyle yapılan yolculukta Monot de yer alıyor. Şımdı böyle kaçamaklara vakit yok galiba. Moskova'da ne gördüler, ne izlediler bilmiyorum. Ama ev sahipleri Ecevlt'in özel ilgi duyduğu konularia donatılmış bir program yapmadı belki de. CSO konserlerini yakın koltuklarda izlerdik vaktiyle. Cuma akşamlan güzel bir müzikle aşardık başkentin gerillmlnl. Uzun süredir gelmiyorlar konsere. Başka sanat olaylarında da yer almıyorlar. Son kez Bilkent Konser Salonu'nda gördüm onları. Ecevit için düzenlenen şiir gecesinde. Talat Halman güzel bir konuşmayla selamladı Başbakanı, Ayten ve Cüneyt Gökçer şiirierini okudu, ilham perisi de gülümseyerek dinledi. Bir dize izleyenlerin belleğinde hâlâ. El ele büyüttük sevgiyi, diyor ozan Ecevit. Izleyenler de çok duygulandı ama arkası gelmedi. Nasıl gelebılir? Kuzey komşumuza ilk yolculukla ikinci yolculuk arasında Ecevitler de hayli değişimler ve dönüşümler yaşadı değil mi?<<4 BabaZula Murat Ertel: Fahrettln Aykut: Wllllam Macbeth: Brenna MacCrimmon: Solım Sesler: gltar, saz dauul bas ses klarnet »ı TUUHA ® . ~ » Cumhuriyat >17/18Kasım 1899 Bıkfl fıyatliirı. Tam. Yonnjk ııtü^t Ogrenci 5 000.000 TL (yBrlı içkı dahıl) nt 3.500.000 TL (mul'k bedeli) 2.500.000 TL (ıçKı dahıl dttyl) > > btletler konser tarlhlnden on gün önce satışa sunulacaktır. Dukanea ollslnde saat 18O0'e kadar Başak Sanaç'tan temım edılebılır Göslerı gunlerınde bıletler 22:00'dan sonra gösteri mekanında satışa sunulur Yamek razarvasyonlarında bllotlerln konaar öncesl ttmln edllmatl garaklr. ç a A d a f s a n a t l a r İ ç i n ö ı g u r m a k a n H e r g u n 13 0 0 2 0 0 0 P e r ş e m b e 16 0 0 2 1 0 0 ( P a z a r harıç) Bodruın kat Meşelık Sok. 20 Beyoğlu, Islanbul tel 2 4 5 10 39 48 71 t e I fa x 2 4 5 63 13 w w w d u l c ı n e a o r g a m a 11 c af e@ d u l c ı n e a o r g Ecevit ile geçmiş yıllarda...