Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
D OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün R ASGELE Raif Ertem Balıklar ne düşünüyor? ışa dönuk bir sonbahar. Bulutlar salkım saçak. Gökyüzü boşaldı, boşalacak! Çatak içlerinde göçmen kuşlar. Yağmuru bekliyorlar. Geçmesini, bulutlann dağılmasını. Yolları uzun. Daha çok iklimler geçecekler. Üç gün oldu. Her yağmurda bu kadar beklerlerse! Kışa yakalanacaklar. Tedirginler. Sen de bilirsin Kflmil. Böyle havaiarda Beyceğiz Deresi, barınak yeridir çullukların. Hele ilk ağızda! Gidelim mi dersin? Biraz ıslanırız. Yağmurluklarımızı alırız. Sonra bir ateş yakarız. Hem de kurunuruz... Cevdet de gelir. Fadıl Usta gelirse köpeğini de alır. Cevdet, Kâmil. Laz Hasan'Ia Ahmel Usta da katıldılar. Keçi Ahmet'derler ya... Uyar adamdır aslında. Edirne kavşağından döndük Çerkezköy yoluna. Gök delindi! Kara bulutlar gümbür gümbür... Silecekler taşımıyor. O zamanlar emektar 'Ayşe' vardı. Geldik dere ağzına, köpru başına. Bekledik, bekledik... Sular bozbulanık. Yağmur durmuyor. Bu kadar yolu teptik... Dolanalım mı dersiniz? Yağmur suyu, yaprakların suyu. lç çamaşırlarımız ıslandı. Köpek yok. Hayvana karşı hayvan olmayınca!.. Bulamadık. Dönüyoruz... Bir tüfek patladı. Sahi, Pala Abdullah da vardı. Bir tavşan vurmuştu. Dönüş... Büyükçekmece' de hava açtı. Ahmediye'ye varmadan dönüverdik. Göl nerdeyse yola taşmıştı... Birkaç sakarmeke vurduk. Torbamızdaki ağı uzatıverdik. Ateşi yaktık. Mekeleri yüzdük. Tavşanın sırt etini çıkardık. Kendi yağıyla kendi suyuyla bir yahnı yaptık. Katılar, ciğerler kömürde. Anason kokmadan ağı çektik. Hey gidi hey! Ya mübarekler ya! Ağda boş göz kalmamış. Gözler az gelmiş. Şu Büyükçekmece Gölü'nun bereketi... Terkos'la birlikte! Türkiye'yi besler! Bitiremez insanoğlu... Nice anılara kaynaktır Büyükçekmece. Sultan Avcı Mehmet'ler, Prens Abbas'lar. Cihanoglu'lar. Sonra bizler. Daha ikiüç yıl öncesi. Üstünde kuşlar, içinde balıklar, kıyıcığından insanlar. Nasıl da mutluydular... Gazetelerde resimler gördüm. Siz de görmüşsünuzdür. Milyonlarca, milyarlarcs balık cansız yatıyor. Kıyılarında Büyükçekmece Gölü'nun. tnsanoğlu suyunu alınca. Yaşam alanını!... Doyunduğu, banndığı yerler mezar olmuş kendilerine. Diyesiymiş İSKİ Genel Müdürü, "Göliin suyunu insanoğluna verdik. Ya insanoglu ya da balıklar!.." Birileri ölecekler!... Ölüm balıklara düşmüş... Olmeden önce düşünmüşlerdir balıklar. Gölün suyunu içen yok! Kamyonlarla dağıtılıyor uzaklardan. İnsanoğlu sifonu çekmek için, pisliğini temizlemek için, yaşamı çok görüyor bizlere!... Bok yoluna gidiyoruz!.. Rasgele! D Doğada macera arkadaşlığı Bir gezi, bıraktığı izler ve anılarla kendi kapsadığı birkaç günden çok daha uzun bir zamana yayılabiliyor ve tüm bunların duyumsanması ancak bu olayları paylaşan arkadaşlarla mümkün olabiliyor. ,' *" K ir doğa gezisine ya da macera kokan bir yolculuğa çıkarken insanın en önemli gereksinimi nedir? lsterseniz soruyu daraltıp sadece dağ tırmanışlarıyla kısıtlayalım. En çok gereken nedir? lyi teknik malzemeler mi? fp, kazma, krampon gibi kamp gereçleri mi? Çadır, uyku tulumu, çanta veya eksikliğinden sıkça söz ettiğimiz ayrıntılı haritalar mı? Sanırım bunların tümü, böyle bir etkinliğe giderken ikincil önemde kalmaya mahkumdur. Çünkü bir dağ gezisine giderken, insanın en önemli gereksinimi yanında iyi bir arkadaşın varlığıdır. Gerçi dağcılık tarihinde, tek başına (solo) tırmanışlar yapan ve yalnız başına uzun'yolculuklara, yürüyüşlere çıkan yüzlerce gezgin var; ama kanımca tüm bunlar arkadaşlarla paylaşıldığında bir anlam ifade ediyorlar. Çünkü bir gezi kendi kapsadığı birkaç günden çok daha uzun bir zamana yayılabiliyor bazen onlarca yıla ve tüm bunların duyumsanması ancak arkadaşlarla mümkün olabiliyor. Gerçek anlamda bir gezi, bir dergide görülen resimle, bir sohbetle başlayıveriyor. Ortaya " h a y a l " çıkıyor. "Çınarcık'tan Gemlik'e kadar yürüyeUm" şeklinde belki de bir cUmleden oluşuyor bu. Bu hayali insanın kendi içinde kaskatı tutmak zorunda kalması herhalde çok sıkıcı olsa gerek. Bu hayaller, bu cümleler, gezi arkadaşlarıyla konuşuldukça, hem bir tutkuyu paylaşmanın dostça sevinci oluşuyor, hem de hemen her konuşmada, bir an için bile olsa içinizde, kapalı kaIınmış şehirden uzaklaşılıvermiş hissi doğuyor. özellikle genç insanlar için seçilen arkadaşın, eski deyişle "kafadar" olmasında çok fayda var. Yaşça ve tecrübecc yakm insanlar, çok daha zevkli bir şekilde beraber hayal kurabiliyorlar ve bu yüzden daha iyi gezi arkadaşlıkları oluşturabiliyorlar. önemli olan, insanın anlaşabileceği, beraber maceraya atılabileceği birini bulabilmesidir. Genellikle doğa sporlarına ve gezginliğe gönül verenler önceleri çok deneyimli biriyle yola çıkmak isterler. O kişinin öğretebileceği onca bilgi göz önüne alındığında bu bir anlamda doğrudur da. Ancak kısa bir süre sonra her şeyi sizden daha iyi bilen, atacağınız her adımı size önceden söyleyen biriyle beraber B Bozburun Yarımadası yuruyuşunde bir yemek molası Iskender Erbıl ve Haldun Aydıngün, kumanyalarını paylaşıyorlar olmanın, doğa arkadaşlığında en gerekli olan hayalleri paylaşma duygusunu yok ettiğini fark edersiniz. Kendini hep tecrübesiz hissetmenin o kadar da zevkli olmadığım görürsünüz. Bir sözcükle başlayıveren geziler, gerçekleşme aşamasına geldiği zaman birinci bölüm, yani hayal kısmı bitmiştir. Bu dönemde yanındaki arkadaşın, fazla şikâyet etmeyen, İcüçük sorunları büyütmeyen, yapıcı biri olmasında büyük fayda vardır. Beraber çok zevkli planlar yaptığınız bazı kişilerin bir kez geziye çıkınca zehir zembereğe döndüğünü bu dönemde anlarsınız. lyi kötü geri dönüldüğünde ise üçüncü ve en uzun bölümü başlar gezinin. "Anılar" kısmı diyebiliriz buna. Eğer çok feci derecede kötü olaylar yaşanmamışsa gidilen her geziden zevkli anılarla dönülür. O geziye katılmış arkadaşlarla, artık sık sık tazelenen anılarla, gezi bir anlamda yıllarca sürer gider. Bu köşede yazılara başladığımdan beri okuyuculardan aldığım en çok soru, bu geziler i, yürUyüşleri yapmak için hangi kulübe, ya da gruba katılmaları gerektiği üzerine oldu. Ancak sorularda sezinlediğim bir başka duygu da insanların gezilere çıkmak için kendilerine pek güvenemeyip tüm sorumluluklarını üstlenecek son derece deneyimli kişiler aramalan. Zaten bir avuç tecrübeli dağcı ve doğa sporcusunun olduğu Ulkemizde bu soruya verecek kolay bir yanıt yok. Gerekli olan, insanın çevresinden "kafadar" bir arkadaş bulup arzu ettiklerini gerçekleştirebileceğine inanması ve gezilere başlayabilmek için illa da en zor, en pınltılısından (Ağrı kış çıkışı) değil de küçük bir adımdan da zevk alacak (Anadolukavağı yürüyüşü) yaşam üslubunu benimsemesi ve kendini geliştirmek için önünde uzun yılların olduğuna güvenmesi. D DÜZELTME: Geçen hafta çıkan yazımızda, bir dizgi hatası sonucu, ispirto ocaklarından sö? eden cumle. " . . . Çok soğuktan anladığımıı 50° C ve allıdır" diye yayımlanmış; gerçekte, 5° C ve altı olacaktır. Ozur dıleriz. zf