Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E B V EKONOMÎSİ Meral Tamer Üreticiye teşekkür İZMİR ALBEY'E VE VEPA ACTİONA TEŞEKKÜR "Karşıyaka'daki ALBEY mağazasından VEPA ACTİON markalı bir ayakkabı aldım. Bir hafta6onra ayakkabının üzerinde kesik izleri belirdi. Mağazaya geri götürdüğümde ilgileneceklerinl söylediler Ikı gün sonra ayakkabıyı fırm&ya ilettiklerini, hatanın üretimden kaynaklandığını söylediler ve bana yeni bir ayakkabı verdıler ALBEY mağazasında yönetıcisinden satış görevlilerıne kadar çok yakın'ilgi gördüm. ALBEY'e ve VEPA ACTİON'a teşekkür." (Leyla Gazioğlu / İZMİR) DERGİ'den gazeteye... u yazı aslında hem veda yazısı hem değil... Veda yazısı; çünkü 7,5 yıldır arahksız sürdürdüğümüz bir lcöşenin adı tarihe karısıyor. Diğer bir deyişle Cumhuriyet DERGI'deki "Ev Ekonomisi" köşesi kapanıyor. Veda yazısı degil, çünkü köşenin sadece adı tarih oluyor. Kendisi ise bir başka başlıkla gazeteye taşınıyor. EV EKONOMİSİ köşesinde okuduklarınızı, bundan böyle her salı ve çarşamba günü gazeternizin ekonomi sayfasında TÜKETİCI GÖZÜYLE başlıklı köşede izleyebileceksiniz. TÜKETİCt GÖZÜYLE köşesi yeni değil. Bir yıla yakın bir süredir her çarşamba siz okurlarımızın tüketici kimliğiyle karşılaştığınız sorunlara çözüm arayan, sizleri uyaran, bilgilendiren, bu arada Uretici ve satıcılarla tüketiciler arasında köprü oluşturmaya çalışan bir köşe. Yani Cumhuıiyet DERGI'de yaptığımızın aynısı... ıki ayrı yerde, iki ayrı başlıkla tamamen aynı konulan işlemek yerine, DERGİ'deki köşemizi de gazeteye taşımanın daha uygun olacağını düşündük. Şimdi mektuplarında sadece pazar günleri Cumhuriyet gazetesini satın aldıklarını ısrarla vurgulayan okurlarımızın itirazlarını duyar gibiyim. Ama DERGİ haftalık, gazete günlüktür. OERGİ yazılan hep günler öncesinden verilir. Hatta gazeteciyseniz; verdiğiniz yazıların yayımlanıp yayımlanmadığını unutmanız bile mUmkun. Oysa gazetede, tüketici olarak bugün gilBdeme getirdiğimiz konuyu, ertesi gUn yayımlanmış olarak önünüzde görebilirsiniz. Salı ve çarşamba günleri iki gün Ust üste olması da süreklilik ve köşenin takibi açısından bir kolaylık sağlayacaktır. Çoğu kez alışkanlıklarımızdan vazgeçmek istemeyiz, buna zorlandığımızda ise küçük çocuklar gibi nazlanır, huysuzlanırız. Ama ben, bu köşede yıllardan beri benim yanımda olan, tüketicinin korunması konusunda omuz omuza nice yollar kat ettiğimiz siz okurlanmızı, ülkemizdeki tüketici hareketinin öncüleri olarak görüyor, salı günleri gazetemize taşınan köşeye de sahip çıkacağınıza inanıyorum. (Çarşamba günkü köşeye nasıl çoktan sahip çıktınızsa...). Sahip çıkmak, bir anlamda boynunuzun borcu; çünkü bu köşeyi de tüketici hareketini de bugünlere sizler getirdiniz. Ben bu işe " u z m a n " olarak başlamadım. " E v Ekonomisi" başlığından da anlaşılacağı gibi, "pırasanın faydalanndan'.' söz ederek ya da "kumaslardaki lekelerin nasıl çıkacağı" konusunda önerilerde bulunarak başladım. Bu önerileri sıralarken de çoğunlukla okurlarımızın deneyimlerini birbirlerine aktarabilmelerine aracılık ettim. Tabii uzmanların görüşlerini de yansıttım, ama ben hep "aracıydım", "köpriiydüm". Aradan bir iki yıl geçtikten sonra sizler tüketici olarak karşılaştığınız sorunları gündeme getirmeye başladınız ve beni bu alana yönelttiniz. Ne kadar da iyi ettiniz. Böylece bilinçli tüketici olmayı, hak aramayı birlikte öğrendik. Kendinize reva görmediğiniz dav Meral Tamer, 5 yıldır bu sayfalarda tüketiciiere sesleniyordu. Bundan böyle Cumhuriyet DERGİ okurlan Tamer'in yazilarını her salı ve çarşamba günleri, gazetemizin "Ekonomi" sayfasında Izleyecekler. ranışlarla karşılaştığınızda tepki gösterdik. Olumlu olayları birlikte alkışladık. Başımızdan geçenleri ayrıntılarıyla yansıtırken "Kızım sana söylttyonım, gelinim sen anla" misali benzeri bir olay sizin başınıza gelirse ne yapmamız gerektiği konusunda bilgi sahibi olduk. A'dan Z'ye gündeme getirdiğimiz her konuda, siz okuyuculanmızın o örnekteki tüketicinin yerine kendinizi koyduğunuzu ve olaydan gerekli dersleri çıkardığınızı varsaydık. Gerçekten de gerekli dersleri çıkarttınız. Çıkartmış olmasaydınız bugünlere gelemezdik. Türkiye'de tüketici hareketinin ilk kıvılcımlannı göremezdik. Bugün bize gelen mektupları okurken farkediyorum ki, artık en azından Cumhuriyet okuru olan sizlerin "başardıklannız", "başaramadıklanmzdan" daha fazla. "Başan öykiilerinizi" sayfamızda koyacak yer bulamıyorum neredeyse... Ve eminim ki bu köşeye ulaşmayan "başarı öykülerT'nin sayısı da hiç azımsanacak gibi değil. Cumhuriyet Kitap Kulübii'nün yöneticisi Mehmet tlkorur arkadaşımız geçenlerde anlatıyordu. Doğubank İşham'nda ithal malı beyaz eşya satın almak isteyen bir hanım, dükkân sahibine sinirli sinirli, "Seni Meral Tamer'e şikfiyet edersem görürsün," diye bağırıyormuş. Dükkân sahibi muhtemelen Meral Tamer de kim ola ki diye düşünmüş ve olan biteni anlamamıştır. Ama bunu söyleyebilen hanım, arkasında kendisini destekleyen bir gazete olduğu îçin hakkını arayabilme, sesini yükseltebilme gücünü kendinde bulabilmiştir. Sorunlarının çözümü için bize başvuranlar arasında Pınar Kiir gibi Unlü yazarlar, Leyla Umar gibi tanınmış gazeteciler, Diyarbakır Belediye Başkan Yardımcısı Halil Nezan gibi politikacılar da oldu. Hatta geçen gün "Ben Reşat Nuri Giiltekin'in eşiyim. Çok yaşlıyım. Bir sorunumu ancak sizin çözebileceğinizi bana söylediler," diyerek beni arayan Hadiye hanımefendi, Etiler'deki evine hırsız girdiğini, pek çok değerli eşyasını çaldığını, ancak kimseye laf anlatamadıkla rını söyledi. Bu olaya maaleser hiç yardımcı olamadık. Elimizden bir şey gelmedi. Ama insanların sıkıştıkları, bunaldıkları bir anda tünelin ucunda bir umüt ışığı görmeleri kadar güzel bir duygu var mı? Hırsızlık hariç hemen her sorunun üzerine gittik, ama her mektubu yayımlaınadık, yayunlayamadık. Ama bize mektupla başvuran herkesle bağlantı kurduk, sorunlarının çözümü için aracılık ettik. Büyük bölümünde başarıya ulaştık. Haklı bulmadığımız tüketiciiere ise neden haksız olduklarını teker teker anlatmaya, onları ikna etmeye çahştık. Bence artık bu köşeyi izleyen siz okurlarımızın büyük bölUmU kendi haklannı koruyabilen, yumuşak insan ilişkileriyle haklılığını karşı tarafa anlatabilen karşı tarafı ikna edebilen bilinçli tüketiciler oldunuz. Tabii ben kendim de oldum. Köşemizi yenilerken başka sıçramalar da yapmalıyiz. Bir yandan bugüne kadar yaptığımız gibi inat ve ısrarla örnek vermeye, fîrma adı vermeye devam ederek aramıza yeni katılan okurlanmızı bilinçlendirirken diğer yandan da üreticileri, satıcıları olayın içine katmaya çalışmalıyız. Onlara tüketiciyi korumanın, uzun vadede kendi yararlarına olduğunu, satışlarını arttıracağını, rakipleriyle rekabette kendilerine Ustünlük sağlayacağını anlatmalıyız. Tüketiciyi koruyacağına dair güvence veren işverenleri yeni köşemizde lanse edebilir, ardından da uygulamada bu vaadini tutup tutmadıklarını birlikte denetleyebiliriz. Arçelik, Profılo, Vestel gibi büyük firmaların kendi bünyelerinde tüketici bürolar oluşturmalarını önerebiliriz. Ya da Amerika'daki tüketici hareketinin önderi Ralp Nader'in de avukat olduğunu anımsayarak tüketici sorunlarının yoğunlaştıjı bazı olaylarda toplu davalar açılmasını organize edebiliriz. "Birlikten kuvvet dogar" misali, iğneyle kuyu kaza kaza tüketicileri üçerbeşer, hatta teker teker yüreklendirmekle yetinmeyip, bunu yaparken aynı zamanda binlerce, on binlerce tüketiciye hizmet götürecek uygulamaları başlatabiliriz. örneğin bir Uretici ya da satıcının bu kervana katılması, sanırım bir tüketicinin katılmasından daha önemlidir. Çünkü bu harekete katılan tek bir uretici her gün yüzlerce, binlerce tüketiciyle muhataptır ve kendisi tüketiciyi korumanın kendi yararına da olduğunu benimserse bu yeni yaklaşımından bir anda on binlerce tüketici yararlanabilecektir. Sizlerle birlikte yıllardan beri yUrüttüğümüz bu "hak arama" mücadelesinde, bundan böyle yeni adımlar atarak tüketicinin bilinçlenmesi ve organize olması olgusuna yeni soluklar getireceğimize yürekten inanıyorum. Bu köşeyi yıllardır izleyen DERGİ okurlarını, salı günü gazetemizin ekonomi sayfasındaki yeni köşemize davet ediyor ve bu nedenle de "Hoşçakalın" yerine, "Salıya buluşmak iizere..." diyoruz. D ÖNEMLİ NOT: Bize mektup yazdığı halde henüz mektuplan yayımlanmarruş olan okurlarımızın tümü sorunlarının nasıl çözülebileceğini ve sorunlartnın yanıtlarını, her salı ve çarşamba günleri, gazetemizdeki köşemizden izleyebilirler. R E E B O K A YAKKABIMI DEĞfŞTİRDİM B i r yıl evvel oğullarımdan birine İzmir'de bir mağazadan REEBOK marka basketbol ayakkabısı almıştık. Ayakkabı alt ve yanlardan değil de arka ust dıkişten açıldı. Denizlı REEBOK satıcısından Istanbul'dakı Türkıye mümessilı basketbolcu sayın Turgay Demlrel ve halkla ilışkıler mudürü Mahmat Yılmazel'ın telefonlannı aldık. Mehmet beyle yaptığımız görüşmede ayakkabıları göndermemizi Istedıler. Bırkaç gün sonra telefonlaaradılarve ayakkabının uzun süreönce alınmışolmasınarağmen, ilgimizin karşılıksız bırakılmayacağı bildirildi Daha sonra gelen koliden çok az giyilmış yeni model bir çıft ayakkabı ve tamir edılebilır detolu 2 adet Tshırtçıktı Ardından datelefonla koliyı alıpalmadığımızı sordular. Firmanın bu tutumu bızleri çok mutluetti." (S«bahattln Atllla Aydlnç / DENİZLİ) KÜR "Uzun yıllardır MALAZLAR fabrıkasının urettıği kibritleri kullanırım. Kutunun üzerinde " vasatl 40 çöp'' yazmasına rağmen, kısa zaman aralıklarıylasaydığım kibrıtlerın hepeksikçıktığını fark ettim. 3435 bılemediniz 36 çöp çıkıyordu. Bu durum beni üzdü, çünkü bir kutu kibrite 100 lira ödüyorduk veönemsız gıbı görünen 56 kibrit çöpü çok büyük miktarlarda para ödememıze neden oluyordu. Fabrıkaya bu durumu anlatan uzun bir mektup yazdım. Pek olumlu bir şey beklemiyordum, ama en azından fabrikadakilerin tüketici olarak bızlenn bu durumdan haberdar olduğumuzu anlamalarınısağlayabilirdım. Ama birsürpriz oldu. Mektubu postaladıktan 2 hatta kadar sonra Malazlar Fabrlkası Genel mudürü Hayrl Malaz'dan durumu anlatan 2 sayfalık bir mektup aldım. Bana fabrikadakı makine düzenini, ülkemizdeki kavak ağaçlarının dayanıksızlığını ve fabrikadaki grevi uzun uzun anlatmış. Ve en kısa sürede fabrikada incelemede bulunmam için beni Istanbul'a davet etmış. Kendisine bu ınceliğinden dolayı köşeniz aracılığıyla teşekkür edıyorum." (öznur Altınok / ANKARA) M A L A Z L A R K İ B R İ T F A B R İ K A S I N A TEŞEK 25