24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"°»inde PekinMd' $ıü:rya<>'^y:^ ••...,w .sseksıkırkao dolariık'bHetiniz savesinde. olaganb. vJ TransSibirya Ekspresi ile 9001 kilometre \ızfrr MOCKBAnEKHH "Sıbırya'nın Parısi" dıye adlandırılan Irkutsk'un garı: Baykal GAIu yakınlarındakı bu kent, vaktıyle Türkçe konuşan Yakutlar'ın ve Şaman geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Burgat aşiretlerlnin ren geyiği ve at sürüleri peşinde koştukları vahşi bir bölge ıdı. TransSıbırya Ekspresi'nın bır vagonundakı "MoskovaPekın" yazısı Pencereden bakan Rus yolcular, eksı 40 derecelık soğuğa rajjmen, yolculuk boyu pencereye bir demet lale ılıştirmekten gerı kalmıyorlar. ArifAşçı çsuz bucaksız ovadan zaman zaman vahşi at suruleri arasından geçerek trenle Moskova'dan Japonya'ya gidiyoruz. Sibirya steplerinden geçen trenimiz bazen o kadar yavaş ilerliyor ki inip çiçek toplayıp trene tekrar yetişmek münıkün... VagonI it şirketi tarafından hazırlanan kompartımanlaıınuz halı döşeli. Dışarıda dftrt ya da altı atla koşulan arabalan, sırtlarında torbalarıyla Sibiryalı köylüleri görüyoIUZ. Pencere kenarlarında kadife perdelerimiz, mermer kaplı surekli sıcak suyu olan banyomuz bilc var. Çin ve Rus mutfağının en seçkin yemeklerini yiyoruz yemek vagonunda. Bu geziyc beninıle birlikte katılan anneciğimi en çok ımıllu eden şey ise aşçıdan aldığı yeni yemek tariflcri yanı sıra, katarımızııı en arkasındaki, çanları, minik ahşap kulesindeki haçı, ikonaları, Madonna heykelciği vc bizi her an takdis etmeye hazır rahibiyle Rus Ortodoks Kilisesi vagonu, raylar üzerinde bir kilise... Müzik bile var, ama ye "U mekli vagondaki kocaman piyanonun yemek saatleri sırasında bulaşık tabakların konduğu bir masa görcvi görmesi annemi epey uzdu." Yukarıdaki satırlan, bir TransSibirya ekspresi yolcusunun günlüğünden aldım. Moskova'dan yola çıkıp Vladivoslok limanına, oradan da gemiyle Japonya'ya giden Annetle Meakin'in yolculuk notları... Tarih 1900; annesiyle yolculuk yapan Annetle Meakin'den yaklaşık 50 yıl sonra, aynı yolu tanıdık biriİeri daha aşıyor. Ilya Ehrenburg ve Pablo Neruda... Çinli bir kadın şaire kazandığı Lenin Ödiilii'nü götürmek üzere yola çıkıp Sibirya steplerini ırenle aşarak Mançıırya üzerinden Pekin'c gidiyorlar. Pablo Neruda, güncesinde birbiri ardına aştıkları görkemli nehirleri, etrafından dolaşarak gectikleri, üzeri sislerle kaplı Baykal gölünü, ren geyiği sürülerini ve uçsuz bucaksız Sibirya steplerini tadına doyulmaz bir dille anlatıyor. Annette Meakin'den 90, Ehrenburg ve Neruda'dan yaklaşık 40 yıl kadar sonra, dünyanın bu en ünlü tren yolculuğunu 19S>0 yılı nın ocak ayında yapıyorum. Aylar önce Füsun Özbilgen'le planladığımız, ama son anda Fusun'un katılmadığı Batı'dan Doğu'ya değil, ama bu kez Pekin'den Moskova'ya, oradan da Budapeşte'ye, sekiz günlük efsanevi TransSibirya ekspresi yolculuğu... Zaman zaman saatte 180 km. hızla giden trenden inip çiçek toplayarak treni tekrar yakalamak artık pek mümkün değil. Zaten dışarıda bir metreden fazla kar ve eksi kırk dereceye yakın ilikleri donduran bir soğuk var. Günlerce süren yolculuğumuz boyunca 'Noel Baba'nın kızağına koştuğu ren geyiklerini göremediysek de at sürülerini ve atların çektiği kızaklar üzerindeki Sibiryalıları görüyoruz. En sık gördüğümüz şey ise vaktiyle Stalin zamanında inşa edilen ve ömürleri yirmi yıl önce dolmasına rağmen hâlâ istim üzerinde hem de ne istim çalışan fabrikalar... Gorbaçov'un geçen yıllarda biraz zorlanarak da olsa aldıgı karar gereği, votka satışlarının ülkede minimuma düşürüldüğünü ve trenlerde bütünüyle yasaklandığını biliyoruz. Ama sekiz günlük unutulmaz yol culuk süresince artık yoğun dostluklar oluşturduğumuz yolcular her geçen gün valizlerini yeniden kurcalayarak Pekin'den stoklanan votka, Çin brandisi, bira ve şarap şişelerini ortaya çıkarıyorlar. Pekin istasyonundan hareket ettiğimiz saatlerde çalmaya başlayan Çaykovski müziği eşlinde özellikle yemek vagonunda her an Çehov oyunlan izlercesine Rus insanına biraz daha yaklaşıp bu insanları her gün daha çok sevmeye başlıyoruz. Kimler mi?.. Bir tek sözcük İngilizce bilmemesine rağmen her masaya oturup ellerini omuzlarınuza atarak bizimle Rusça konuşan şişman aşçı, kirpiklerini maviye boyayarak yüzilne her sabah eşsiz bir gülümseme takan orta yaşlı bir garson kadın, sabahın altısında elektrikli bir süpurgeyle kompartımanlarımızı temizleyip her akşam bize ze bembeyaz çarşaflar getiren vc trenin her durduğu istasyondan, hareket etmemize daha beş dakika kala, bizleri yavru civcivler gibi kışkışlayarak trene binmeye zorlayan kocaman siyah paltolu ve kürk kalpaklı temizlikçi kadın, yemeklerden sonra kocaman por 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle