Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dedemin aşırı tedbirli olmaşı suçlanıyor" Dedenizin özgeçmişini yazmanızın nedenlni açıklar mısınız? Yazmayı kolejdeyken tasarlamıştım ve 1976'da hukuk fakültesini bitirdığımde, bir amaç haline geldi. 19661976 arasında ABO'de zor günler geçirdik; bu da gençliğimde tarihe duyduğum sevgiyi alevlendırdi. 1969'da yitirdiöim dedemin özlerniyle birleşince, onun nakkında bir şeyler söylemem gerektiğini anladım ve özgeçmişini yazmaya yöneidim. Eşlnlz de sizinle birlikte çalıştı mı? Evet. Özellikle, dedemin ikınci kez başkaniığı dönemini anlatan 3. citt üzerinde çalıştı. Babasının başkan yardımctlığı döneminden anımsadıklanyla pazı önerilerde bulundu, Ben, birinci ve ikinci cildi yazarken, o da annesı üzerine bir kitap yazmaya başlamıştı. Bir gün birlikte yazacağımızı da umuyorum. Dedeniz hakkında yazdığımzdan dolayı, okuyanlann yansızlığınıza inanacaklarını düşünüyor musunuz? Benim için nesnellik dürüstlükle eşanlamlıdır. Nesnel olmazsanız iyi bir kitap yazamazsınız. Bense, iyi bir kitap yazmaya çalışıyorum. Nesnel olamadıysam, olmaya çalışmadığım ıçin değildir. Belkı, dedemı başkalarının anlatamayacaklan biçimde anlatıyorum. Onda'n edindiğlniz en canlı izlenimler nedir? Doğruluğu ve nazikliği. Ayrıca ters bir ınsandı. 45 yaz Gettysburg'dakı çiftliğinde çalıştım. Beni öğle yemeğinden bir saat sonra kâğıt oynadığım ıçın ışten attı. Sonra aynı gün yeniden işe aldı. Benı işten atarken ne söylediğini şimdi anımsamıyorum, ancak bakışını unutamıyorum. Reagan İle Elsenhovver'm başkanlıklan arasında benzerlikler buluyor musunuz? Çalışma biçimleri, geçmişleri ve genel görünüşleri aynı. Ancak, karşılaştıkları sorunlar farklı. Dedem, dünyaya çeşıtlı endüstri ürünleri sağlayan bir ülkenin başkanıydı. Yalnız bizim atom bombamız, dünyanın her yerinde donanmamız vardı. Başka hiçbir başkanın sahip olamayacağı güçteydi. Reagan göreve geldiğinde, sorunu ABD'yi güçlendirmekti. Bu da onları değişik yönlere götürdü. Reagan, Kaliforniyalı, canlı, neşeli, ABD'nin geleceğe yönelik kesiminden. Eleştirmenler dedemi, aşırı tedbirliliğinden dolayı suçluyorlar, ama ben döneminin adamı olduğuna inanıyorum. D Torun Eisentwwer eş/ ile birlikte. sini sevinçle kabul ettı, ancak Yalta göruşmelerinde Sovyetler'in saldırması kararı alınan bölgeyc, onlan "dışlayarak" yalnızca ABD ile tngiltere'nin saldırmasının Moskova'ya karşı siyasal bir "başkaldın" izlenimi uyandıracağını da belirtti. Churchill, Berlin'in ınüttefikler için en uygun hedef olduğunu savunuyordu.Kremlin'in "emperyaJizm" tutkusunu akhndan çıkarmıyor ve Sovyetler'le olabildiğince doguda "el sıkışmayı" amaçlıyordu. Eisenhower tüm gücüyle dayanıyordu, İngilizlere, yardım edeceğinden kuşku duymuyordu. Ancak, VVashington'un Ingilizlerin ön planda bir rol oynamasından hoşlanmayacağının da bilincindeydi. ö t e yandan, Moskova'nın niyetini de bilmiyordu. Oder Irmağı kıyısındaki Sovyetler hemen saldırıya geçecek durumda gözükmüyorlardı. Büyük bir olasılıkla, Avusturya'da ve Çekoslovakya'da durumlarını sağlamlaştırdıktan sonra Berlin'e saldıracaklardı. Eisenhower'a, ABD, lngiltere, Fransa ve Sovyetler'in Almanya'yı sarmalan, Yalta'da kararlaştırılan bölgelere ilerlemeleri ve birlikte bir harekâta girişerek Almanları püskürtmeleri nıantıklı geliyordu. 19 ınartta Oeneral Ivan Susloparov'un Reims'e gelmesi Eisenhovver'ın umutlannı arttırdı. Müttcfiklcr arasındaki ilişkinin kopmamasına önem veren Eisenhower, gelişinden bir saat sonra Sovyet generaliyle görüştü. ABD ve lngiliz ordularının 14 gün ıçinde saldırıya hazır olacaklarını belirterek önerilerini sordu. Susloparov'un Kızıl Ordu'nun planı hakkındaki bilgileri yüzeyseldi, Sovyetler'in Berlin'e ilerleyip ilerlemeyeceklerini bile açıklayamadı. Eisenhower artık yorulmuştu. General Bradley ile birlikte 4 günlüğüne Fransız Riviera'sına gitti. Ardenne bölgesinde Eisenhower, Bradley'i birliklerinin ikisini Montgomery'nin komutasına vermeye zorlamıştı, Bradley bunu unutamıyordu, Ingilizlerin Berlin'e hemen saldırılması planını da onaylamıyordu. Bradley, "Berlin alınabüir, ancak çok pahalıya mal olur. Almanlar, Sovyetler'e karşı güçlerini yığıyorlar, bu durumda batı güçsıız kalıyor. Gene de ABD ile tngiltere'nin balıdaki bataklıklardan saldırıya gecerek Berlin'i alınaları 100 bin askerin ölümii demektir" diyordu. Bu sözler, Berlin'i Kızıl Ordu'nun alması yerinde olur anlamına geliyordu. Sovyetler'in sessizliği ve Montgomery'nin karşı çıkmaları Eisenhovver'ı güç duruma düşürüyordu. 28 ınartta Eisenhovver kesin bir adım attı; NVashington'a ve Londra'ya danışmaksızın Sovyet Mareşal'i Stalin'e "özel" bir mesaj gönderdi. Mesajında Remagen geçidini kullanmama karannı şöyle özetliyordu: Müttefıkler geniş bir cephe halinde ilerleyeceklerdi. Amerikalılar Ruhr'u çevirecekler ve Sovyetler'le Berlin'in güncyinde Leipzig yakınında buluşacaklardı. Kuzeydeki lngiliz kuvvetleri Danimarka yolunu keseceklerdi. Güney deki ABD ve Fransız askerleriyse, Almanların dağlarda tabya oluşturmalarını önlemek amacıyla Avusturya'ya ilerleyeceklerdi. Eisenhower'ın Stalin'e gönderdiği bu mesaj Washington'da ve Londra'da tartışmalara neden oldu. Ingilizler ve Amerikalılar Eisenhovver'ın Stalin ile doğrudan ilişkiye geçmesini ve Kızıl Ordu'yu Berlin'e çağırmasını, onun 'siyasal yetkiyi' ele geçirmesi biciminde yorumladılar. Churchill, Eisenhower ile Roosevelt'e telgraf üzerine telgraf çekiyordu, Montgomery'nin tepkisizliğini eleştiriyor ve Berlin'in Sovyetler'ce alınması karannı protesto ediyordu. Stalin'in 1 nisanda Eisenhovver'a gönderdiği yanıt, Eisenhower'ı düş kırıkhğına uğratıyordu. Maresal Stalin, Eisenhower'ın I.eipzig'te buluşma önerisini kabul ediyor, ancak Berlin'in stratejik önemini yitirdiğini, Sovyetler için ilk hedefin Çekoslovakya olduğunu belirtiyordu. 13 nisanda Patton'ın Marburg'daki karargâhında Eisenhovver Başkan Roosevelt'in ölüm haberini aldı. Eisenhovver, Roosevelt'in yerine Başkan olan Harry Truman'a 48 saat içinde gönderdiği çok sayıda mesajdan sonra, Truman'uı Sovyetler'e Roosevelt'ten daha kuşkuyla baktığını anladı. Mesajlarında surekli 'Almanları en kısa sürede yenmek için öncelikler listesinde Berlin'in dördüncü sırayı aldığım' belirtiyordu. VVashington ise hiçbir mesajına yanıt vermiyordu. 15 nisanda Eisenhovver, Şimpson'u durdurmaya karar verdi. Bradley ile saatlerce gorüştükten sonra, Bradley, Simpson'a görıışme çağrısında bulundu. Görüşme masasına oturduklannda Bradley'in Simpson'a söyledikleri kısa ve açıktı: "Elbe'de durmalısını/. Berlin'e ilerleyemezsiniz!" Simpson, bu sözlere karşı çıktığında Bradley, "General Eisenhower'ın buyrugu böyle" yanıtuu verdi. Bu buyruğun ertesi günü Sovyetler saldırı ya geçtiler. Bir milyon Sovyet askeıi bir hafta içinde Almanya'nın başkentini çcvirdi vc çarpışma, 2 mayısta Reichstag'a kızıl bayrak çekilinceye kadar surdü. Sovyetler saldırıya geçer geçmez Eisenhovver kendini Dovvning Street 10'da buldu. Churchill, Berlin'de okun yaydan çıktığını belirterek, Orta Avrupa'nın yazgısını tartışıyordu Eisenhovver ile. Sovyet birlikleri Viyana'ya girmişler, Çekoslovakya içlerine yürümeye hazırlanıyorlardı. lngiliz Başbakanı, Eisenhovver'dan Çekoslovakya'nın batı biçeminde liberal bir devlet olmasını istiyordu. Ancak, Eisenhower'ın elinden bir şey gelmiyordu. Berlin gibi, Çekoslovakya da Sovyetler'in baş lıca saldırı hedeflerinden biriydi ve müttefikEisenhovver, kendisine verilerin herhangi bir müdahalesi sorun yaratabi len Almanya'yı güçsüz düşürlirdi. me görevinin zorluğunu biliNisan ayının sonlarında tarihsel Sovyet yordu. Bir asker olarak başka Muttefikler bulıışması gerçekleştı. 24 nisanda , turlu davranamaz dı. Ancak Patton'un 5. Kolordusu ile Sovyet birlikleri . kuvvetlerini Berlin'in batısında ve Prag'da durdurmakla, kendisine ABD Başkaniığı yolu açan büyük bir siyasal yilkü de Üzerine almış oluyordu. 1952'de, soğuk savaş, sıcak savaşa dönme tehlikesi gösterirken Eisenhovver siyasete atıldı. Savaşta cdindiği deneyimlerle, tngiliz ABD işbirliği olmaksızın ve Sovyetler Birliği yalnızlığını sUrdürdukçe ABD, bir kenara çekilerek amaçlarına erişemezdi, uluslararası platformda bütUnleşme amacından vazgeçemezdi. 1944 Normandiya Çıkarması'nın sonuçlan, Sovyetler'le vanlan uzlaşmalann izleri, bugün Avrupa kıtasında sürmekteyse de nazilere karşı kazanılmış bir zaferin kırk yıldır süPrag'da çıkan ayaklanmalara, partizan, ren bir barışı güvence altına aldığı kesindir. D ların sokaklara barikatlar yığmalarına, radyo istasyonunu MONTGOMERY'NİN İSTEDİĞİ: Bradley ı ıkıncıderecedekı ele geçirmelerine ve mutrolünde bırakarak Mütielıklenn hemen KuzeyAlmanya'dan gıtefiklerden yardım istemelerıp Berlin'i almaları ve Nazılen yenmelerı rine karşın, Eisenhovver böyle bir dönemde hiçbir uluslararası sorun çıkmasını istemiyordu. Tarihin en kanlı savaşı bu hava içinde sona erdi. Peki, muttefikler Berlin'i ve Prag'ı alabilirler miydi? Yaşanıının sonlarına doğru Eisenhovver, Müttefik Kuvvetler Yııksek Komutanı olarak görevinin, siyasete karışmadan savaşmak, askerliğin gereklerini kuvvctlen 9. Ordusu yerine getirmek olduğunu belirtiyordu. "Avrupa'da Haçlı Seferi" (Crusade in Euprope) adlı kıtabında, "Berlin, Batılı muttefikler için ne mantıksal ne de arzu edilen bir hedefti" diyordu. Eisenhovver'm göruşünc göre, Berlin, Sovyetler'in hedefiydi. Eisenhovver'ın Stalin'e gönderdiği mesajdan beş hafta sonra, bütün cephelerde Almanların direnişi kırılmış ve Almanya müttefiklerle Sovyetler tarafından işgal edilmişti. Buradan çıkan sonuç, Eisenhovver'a karşı girişilen eleştiriler, onun askeri stratejisine Dlrenen Ike, ABD 9. Ordusunu Bradley'e geri verdl. değil, 1943 ocağında Roosevelt'in ortaya attığı "kayıtsız şartsız leslim" siyasasına yöneliktir. 28 kasımda Tahran Konferansı'nda da ABD, tngiltere ve Sovyetler Birliği, 3 koldan saldıracakları Almanya'nın "kayılsu sartsu teslim olması" ıçın aralarındakı görıiş ayrılıklarını bir yana bırakma göruşünü paylaşmışlardı. Torgau'da karşılaştılar. Gerginlik, karşılıklı kuşku ve biraz da pişmanlık seziliyordu. Amerikalılar Sovyet askerlerinin donukluğu ve komutanlarının sinirliliği karşısında şaşırdılar. 30 nisanda, LUbeck'te Amiral Karl Dönitz, Hitler'in canına kıydığını ve 3. Reich'ın başına kendisinin geçtiğıni bildirdi, "Almanya'yı, ilerleyen bolşevik ordusuna karşı korumaya" ant içti. Almanların direnişi Sovyetler'in Çekoslovakya içlerine yürümelerini önledi. Sovyetler, son bir saldırı için Prag'ın kuzeyinde ve guneydoğusunda mevzilendiler. Bu arada Churchill, Eisenhovver ile muttefikler Prag'ı alırlarsa, elde edilecek "önemli siyasal çıkaıian" tartışıyordu. EİSENHOVVER'IN BUYRUĞU: Amerikalılar Kızıl Ordu'yu beklemek ıçın Elbe'nın doğusuna çekılırlerken Monlynın bırlıklerını kuzeye göndererek genlş cephedenıhtıyatlı saldırı 19