04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

sında, çadır btvinden tcntelerin altında tstanbulluların damak /evkini köpürtmeye v'aDelıkanlı tıp talebesi idi. Cebin lışmışlardır: tlaniya siillıı malıallchim? Mahallc(/(• ıkı bın;uk lııası vardı. Halk nıaiıncsı ellı$erden vuz, prograıu him ka>mak! Sonra aıaya Mc^rııtiyel gırmiş, bir dcvıi cı kı:ıi da /ısıltı hulınde bır 'nıersı', sincınu Jw>lı bır lıraya kııpanır; gerı kalan paıa ılc alaf'ıaııga ba^laını^ kı bu şehri Istanbul'da, Bt'vo.ğlu ımılıallcbıcilerinden birinde ıkı uı kimseler kurtaramamı^ yakasını ondaıı! vukgoğuı vı'iıır, vıımtııia sansı beledıve oto Ayak uydurmayan kalmamış bu Garp ru/ıbuslerınden birıne binılir. Büyuk şehire gârıııa, Arnavud ahalisinden Binbirayak lı'li ııı, \ ıl o/ıuııyıı. )anındakı kızifi dudak muhallebicilcrı de dahıl... laııııı \c gugsunu sevıvordu." İlk muhallebici dukkânı nerdc, ne vakıi acılmış, kım akıl etmış bunu; bilemiyoıu/. \ııkarıda aıılatılan 'dclıkanlı" bir roman kı>isi.. 1950'leıde Orhan llançerlioğlu taıa Ancak bildiğimiz bir şey var ki Meşrutiyeti, ışgal yıllarını atlayıp Cumhuriyci'ın 19.10'lu, f'ıııdan v.ı/ılan "Bııyuk Balıklar" adlı ıonıa ııııı kı>ılcrınden... O vıllaıda, bir kı/la biı oglan, biı buyuk kent romanıua kalııaman oldular mı, Beyoğlu'nda biı nnılıallebieıye uğranıadan, kaynuıklı bır tavukgoğsu yemeden edemc/lerdı Nikkını :940'larm genç şairi Orhan Veli de, tıpkı o \ ılların bir roman kahramanı gıbı, sevgilisini, cumlc âleme inat, muhallebiciye çağıımaktaıı kcndısinı alamıyordu: NECATI GUNGÖR • raşlı kafasında evirip eevirip böyle garip beııcileyin! ccbindeki yuz paıalarla çakışiırmaya çalışan delikanlılardır daha çok... Sanat sosyetesi ise o donemlerde bazı kahvehane ve alafıanga pastaneleri şanına "muval'ık" göıup oralaıa "müdavim" olmu>luı. Gcrçi aralarmda Abdülhak Şinasi gibi Yalıya Kırnal gıbi 'Grand Seigneur'lere hıvbir /anıaıı rastgelmck mumkıın değildıı; ama olsun, onlar da kendilerince bir "sosycle" oluşturmuşlardır Elit'tc, Nisuazda, Markiz'de... Elınıizdeki resmi ve gayriresmi kayıtlara (!) goıe, doııemin edebiyatperver Turk gençligı, Ueyoğlu muhallebicilerine gönul indir ho/ulup da Kasımpasa'ya döııdu; hcr bir $e yin ladı kactı... Beyoğlu'nıın muhallebiciler Karaköy'c, Aksaray'a indi. )>imdi yine var i> (e. Saray, Yeni Lalc. Ama o eski /amanıı mııhallebicileri değil... Havası değişti bir ke re, latlıcı oldular. Teşvikiye'deki muhallebi ciyi, Saray'ın sahibiniıı oglu açlı." Musiafa Altay, Çemberlitaş'taki Cennei Mııhallebicisi'ııiıı sahiplcrinden... Artvin'iıi Yusııfeli ilcesine bağlı Allıparmak köyıınden.. Bundan kırk yıl once, sağır ve dılsiz babasıyla v'i^'P gelmi> Istanbul'a. I947'de, Beyoğlu'nun ıınlu muhallebicileıinden !>cn Muhallebicı'de bulaşıkçı olarak ba^lamı^ işe... Mustafa Altay'ın ileri surduğune göre, yalnızca kendisi değil, lstanbul'un butün muhallebicileri Artvin'in Altıparmak koyunden. Hemşeri dayanışmasıyla yeni yeni kuşaklar Istanbul'a geüp bu işe atılıyorlaı. Herkes birbirini çckiyor buraya. Bir yandan da babadan oğula geçiyor muhallebicilik, böylecc surüp gidiyor... Peki, Reşat Ekrem'in sözünü ettiği Arnavut esnafa ne olmııştu? Bu sorunun kar^ıAynada başka güzelsin, lığını veremiyordu Mustafa Altay. Onun bilYatakta başka; diği ve söylcdiği tek şey vardı ki, şu anda lsAldırnıa söz olur diye; tanbul'un butun muhallebicileri ArtvinliyTak lakıştır, diler; Yusufeli ilçesinin Altıparmak köyünSıır sııruştur; den... Bu köyün insanları birbirlerine lutInadına gel. kundu; memleketten gelen oldu mu, onu Piyasa vakti işsiz bırakrruyorlardı... Muhallebiciye. Mustafa Altay, çocukluğunda gelip kapılandıgı Saray Muhallebicisi'nde dört beş yıl Büyük kent insanlarının yaşamında, muhallebici Söz olurmuş, bulaşıkçılık yaptıktan sonra, adeta terfi edeOlsun; rek, mutfaktan dışarı çıkmıştı. Bulaşıkçılıdükkânlarının kendilerine göre bir yeri olmuştur her Dostum değı( mi$in? ğın bir üst derecesi ise komiliktir. Komilikzaman... Nereden girmişti bu dükkânlar (Subat 1941) ten sonra garsonluk... Evet, bir zamanların edebiyatına kıyısınYıl, 1950'ler... Demokrat Partili yıllar yaIstanbullunun yaşamına?.. Ne zamana kadar dan köşesinden, dolaylı ya da dolaysız malni. Memleketin, dolayısıyla Beyoğlu'nun ha1 'gözde'' yerlerini korumuşlardı?.. zeme olan muhallebici dukkânları, büyük vası tabii ki değişecektir o yıllarda... Türkikent insanlarının yaşamında kendine göre ye"yi küçük Amerika yapma girişimleri başbir yeı işgal ediyordu... Nereden girmişti bu 194O'lı yıllarına adım attığımızda muhalle memişler, oraları mesken tutmamişlardır... latılmıştır artık! Saray Muhallebicisi'nde dukkânlaı Istanbullunun yaşamına? Ne za bici dükkânlarının, lstanbul insanının gun"Oysa," diyor Mustafa Altay, "Beyoglu'n terfien garsonluk görevini üstlenen Mustamanlara kadar gozde yerini korumuşlardı? delik hayatında baş köşelerden birine kuru da nice muhallebiciler vardı o vakitler... 'Şen fa Altay da, Beyoğlu'ndan Kore dağlarına Sonra nasıl biçim değiştirmiş, aşevlerine dö lup oturduğudur! istanbul insanı dedik.se, Muhallebici' mesela. Saray, Orsut, Yeni La doğru, demokrasinin yılmaz bir eri olarak, nuşmüş, büyük kentin gundelik hayhuyu yine de araya bir sırık çekmek gerekiyor bel le... En iinlüleri Saray'dı, muhallebicilerin. lstanbul limanından demir alır... Ardından, içinde gerilere düşmüşlerdi? ki: Istanbui insanı, sınıfsız, imtiyazsız, kay Kimileri iflas etCi bıınların, dukkânı kapa bir apartmana kapıcı duran sağır ve dilsiz Üstat Keşat Ekrem Kocu'nun "tstanbui naşnıış bir kitle değil... Muhallebici dediğin lıp gitti; kimileri lokantaya çevirdi, tavuk babasının gözyaşıyla ıslanmış mendilinden Ansiklopedisi"nde, 'Ayak EsnatV başlığı al de; yarım saray artığı, yarım frenk kırma koydu, döner koydu söz gelimi; zanaatı boz başka bir şey sallanmaz! Sene, 1955... tında, muhallebicilerle ilgili şu bilgiler ve sı, azıcık levanten, üzerine biraz harp zen du. Ne yapsın o da? Zamana ııymak zorunMemlekette barış, huzur, kardeşlik ve derilir: "(..) Seyyar Arnavudlar baharda, gini hödüğü yeni kentsoylu sosyeteyi indi da bir yerde... Bankalar aldı çogunun yeri mokrasi hüküm sürmektcdir! Vaat edilen ağustosun 15'inden sonra mahallebi, yaz sı rip kaldıracak bir mahfil değil... Oraya gi ni, bizlere yer kalmadı Beyoğlu'nda! Eski ucuzluklar gerçekleşmemiştir, ama olsun; caklarında da dondurma satarlardı. Mahal denler, fistanı yeşilli kenarın dilberiyle, ıs den kraval takıp Beyojlu'na, muhallebici demokrasi gelmiş, Amerika gelmiş, iç göç 'ebiciliğe kalkıştılaı mı, sağ omuzda sehpa, marlayacağı keşküliın hesabını, alabros tı ye çıkardı insanlar. Ne zaman ki Beyoglu başlatılmış, piyasada taze para bollaşmıştır uzerinde değirmi tabla, ya, bunlar az şeyler mi? tablada takımı yazı masa1957'de bir Kore gazisi larına konan kâğıtlık, /arf olarak, bugun hâlâ belinşeklindc goz gö/, fakat de taşıdığı kemeriyle Isonıın buyuğu ve arşın katanbul'a, Beyoğlu'na dödarı, boyalı çiçekleı, renen Mustafa Altay, kaldısimlcılc suslu. Cîözlere tarımları çiğneycn insanlar baklar sokıılu, ön taratı arasındaki işsizlcrin gideııa salaşpur yayılı; salaşrek artmış olduğunu; tıp1 purun altında yuvarlak kı kendisi gibi Anadolu cnsı/ ıcncke kaplaıda manun bağrından kopup gehallcbı. len Mustafaların çogaldığını belki fark etmiş, belOndaıı eayrisı, yanı laki de hiç anlamamıştı! \ııkgoğsıı, ka/aııdibi, sullaç filânı aıaıua!' Kim bilır, belki BeyoğSö/ konusu ansiklopelu asıl o yıllarda, o işsizdiııiıı bu karışık, kahve ler ordusıınun akınıyla, soyleşisi havasındakı; ncsalttan alta işleyen bir runel b'lgiletden çok, Tcişisel tubet gibi bozulmaya başgözlemlcrc, anılara vc on lamıştı da kimselerin hayaıgılaıa dayalı açıklamaberi bile yoktu bundan! laıından anladıpımız ka1941'de, cumle âleme clarıyla, lstanbul'un ilk inat, sevgilisini, piyasa muhallebicileri; "Debıe, vakti muhallebiciye çağıPi/ıen, Piri>tina, I ııma ran Orhan Veli'nin kemiklıavalısiııdcıı Aınavudlarleri Urumelı Hisarı'nda dır. Bu işe, Meşıuliyet'ten toprağa karışalı yedi yıl öncc, seyyar satıcı olarak olmuştur! Ama muhallebaşlayan Arnavut esııaf, bicilerin yeri lstanbul'un yıllaı yılı, Yeni C'ami'nin Saray Muhallebicisi, htanbuVda, Beyoğlu'nun en eski muhallebici dukkânlanndan., Ama Mustafa Altay'a sorarsamz, "Havası günlük yaşamındaki önegerisinde, Binbirayak ara değişti hepsinin; tatlıcı oldular..." mini korumaktadır he İnadına gel, piyasa vakti muhallebiciye 26
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle