Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
u) Şairlerin, şıire gönül verenlerin gündeminde her zaman bir soru vardır: Şiir nedır? Cahit Sıtkı Tarancı da bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Şiir kelimelerle güzel şekiller kurmak sanatıdır, başka bir şey değildir. Ama kelime nedir? Annedir, dosttur, kadehtir, hasrettir, hayaldir, yani bir anlamı, bir çağrışımı, bir gölgesi, hatta bir rengi ve tadı olan nesnedir. Kelime insanoğlundan haber verir. Insanoğlunu işlemek her sanatçının boyun borcudur, insanoğlu dünyanın en zengin madenidir." Tarancı'yı bundan 30 yıl önce, 13 Ekim 1956'da yitirmiştik. ömrümde Sükut, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel, Sonrası şiir kitaplarının yazan Tarancı'y» "Korktuğum Şey" şiiriyle 30. ölüm yıldönümünde anıyoruz. Dünyanın en zengin madeni: tnsanoğlu Korktuğum Şey Gün çekildi pencerelerden; Aynalar baştan başa tenha. Ses gefmez oldu bahçelerden; Gök kubbesi dundıi siyaha. Sular kesildi çeşmelerden; Nerden dolacak bu tas nerden, Nergislerin açtığı yerden; Ey kuş uçurtmayan ejderha? Ne yardan geçilir, ne serden; Korkuyorum bu gecelerden. Bel bağladığıın tepelerden; Gun doğmayabılır bir daha. Cahit Sılkı Tarancı Adını Gül Koymalı 1 Içimde çoğalan kadim sancı Tepelerde söylem versin Gul koymalı bu yaranın lltnan taze adını Ey bozguna tutkun yürek Uzaksa eğer çölde görülen İmgesini saklı yaz Akışa sesini veren Biliyorum bir hoyrat sudur Şimdi gider çizgisiz Acıyı devşirip yoilara Büyütsün gayrı sokaklan Şalındaki suskun koku Gün yutarken akşamı Ey kavgaya tutkun yürek GUİ koymalı bu sevdanm Bılınen eskil adını Ajdogan Yavaşlı I o Buda son öykülerden biri... Avukat Sattet Nezihl Bölükbaşı'mn duruşmasina gitmiştim Ankara'ya... Döndüğümde bir akşamüstü Atilla Ozkırımlı dostum telefon etti: "Ağabey senı gunlerdir anyorum, bir türlü telefonun yanıt vermiyor, bugun bulabildim." "Hayırdır Inşallah, gezideydim" "Bir gezi daha var, Kıbns'a, sen cte çağrılısın. Ne dlyorsun?" "Yeni döndüm, ama bilmem ki... Ne zaman?" "Cuma günü." "Bugün perşembe, demek yarın oluyor." "Evet. Pasaportun var mı? "Olacak, bir bakayım." Gittim pasaportu buldum. Bir de ne göreyim, süresı birkaç ay var ki bitmış. Bir gezıye çıkmam söz konusu olmadığı için uzatmamışım. "Yahu Atilla, pasaport var, ama süresi dolmuş." "Uzattıramaz mısın?" "Bilmem. Cuma gunüne yetlşeblllr ml?" , "Senin tanıdıklann vardır." "Sabah olsun da bir sorayım." Sabah oldu, poliste epeyce değişıklik olmuştu. Ne rıüdürü, ne yardımcısını tanıyordum. Sonunda aklıma Sadettln Tantan geldi Malı şubeden alınmış, müdür yardımcısı ol nuştu. Biraz dostluğumuz vardı. Ona başvurdum. Çevirdim telefonu: "Sadettin Tantan Beyle görüşmek istiyorum." "Kim arıyor?" Söyledlm, beklemeye başladım, ses geldi. Ho? beşten sonra, durumu anlattım. "Bir Kıbns gezisi var, pasaportumda süre bitmlş. Acaba bunu bir günde uzatabılir miylz? Hanl kapltallstler, sahne sanatçılan hemen pasaportu alabiliyor, onun gibi. Ne dersm?" "Hele sen pasaportu bana gönder." Göndermedım, kendlm gittim. Baktı, evirdi çevirdi, pasaport müdürüne telefon etti. Anlattı durumu Tantan'ın konuştuklarını duyuyordum, pasaport müdürü ne diyordu duymuyordum Yanıma birini kattı, gençten bir bayana gönderdi. Pasaport müdürü imiş. Ögleye kadar bekledim. Oğleden sonra bir memur geldi, "Bugün olmayacak, Ankara'dan yanıt gelmedi" dedı. Pazartesiye kaldı. Tantan'a durumu bildirdim Pazartesi "Hazır" dedi Tantan. Ben de bıleti aldım, yer ayırttım. Bekliyorum pasaportu. Pasaport müdürü genç bayanın bana hiç yüz verdiği yok. Gelenleri kabul ediyor, çaylar, kahveler.. Bana gelınce duvar. Bekliyor, bir yandan da koridorda volta atıyorum. Saat dördü geçiyor, çalışma saati de doluyor. Kapıdan görünecek oldum: "Slze haber vereceğız" dedi sertçe. Eh, 17'ye 15 var, verse de pasaportu döviz möviz yetişmez. Bir polis baktım koridorda , adımı çağırıyor. "Benlm efendlm, buyurun." "Ankara'dan cevap gelmedi, pasaportunuzu bugün de veremeyeceğiz." Teşekkür ettim. Kıbns gezisi yattı. Çağıranlara da mahçup oldum. Hayali ıhracat falan yapmayacak, kültürel bakımdan Kıbrıs'ı gidip görecektik Olmadı. O gün, bugün yanıt geldi mi, bizim pasaport ne oldu? diye sorduğum yok.. Onlar da bir şey demıyorlar. D •Ö Üstü kapalı söz açıyor bıri kaygılarından henim kaygılarımdan söz edıyor bilmeJen, kaos yaşadtgımız şıı yaşam otobuse vapura trene tıkıştırılıyor msonlar herhangı bir eşya gibi ust uste kabu el ıteklemelerıyle I yaşamı anlamak ıçin onlannkine bakıyorum ister istemez kendimınkiyle sınırlanıyor yeteneklerimiz benzer ledırgınlıklerle bir ötekı gılne beraberimızde taşıdığımız hep bu soru işte Gönülgücü düşük yaşam Coşku Karadeniz'de ak köpük Ak köpukde coşku Coşkuda yürek Yürek yaralı Yürek umutlu Yürek fermansız Dağlarda Dadaloğlu Yürek sevdalı Yürek mahzun Yürek güldalı Güldalında Karacaoğlan Yurek mangal Yürek zindan Zindanda tohum Her tohumda Pirsultan.. yarın ne olacak ağır gelmiyor artık gonulgticu duşuk yaşamda ellerimin umarsızlığı yürürken ayaklarımm altına gölgesi çekilen gövdeme. hâlâ koruyor yüreğım iyi bir duygu olarak nasılsa geleceğimizi guzel gunlerin beklediğini. Ali Asker Barut r Hasan Sarıkaya Denizdi gökyüzü Özlerim ellerime karanlıklar bulaşır öperım geceyi kara gözlerinden bir yarasa kanat çırpar özleme bir kuş acı acı öter \alır yüreğimde sızılar çoğalır birden öpUşlerini özlerim... Ercan Ezflmez j*y/ Ve bulut daha maviydi gökyüzünden. Akşam gıineşinin kırmızı ışıkları içinde yüzuyordu sanki sanki denizdeydi bulut. Bulut maviydi ve denizdi gökyüzü. Burak Bakış Yeşil Çatıda bir kuş Kanatlarında güneş Gözlerinde gökyüzü Bir kuş var çatıda Ağzında kalabalığı şehrin Ayaklarmda telaş Sabaha yakalanmış Bir kuş. llıdır Gurgöze Ne güzel yaşamak Vitrinlerde sessiz Fırmlarda sıcak, Böyle olmalı mutluluk; Penceredeki kadın Sokaktaki adam Bendeki aşk... Dr. Bcdri Appak 22