04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dırvan, geçmişle renkli bir yaşama sahipti. 30 yıldır şadırvanın çevresindeki dükkânında demircilik yapan Şiikrii Yumak, çocukluk yıllarındaki "Ali Paşa" şadırvanının öyküsünü anlattı bize: Eskiden, şadırvanın önünde bir yalak vardı. At arabalan, kenarında sıralanırdı. Şaraphaneler de vardı. Burası o zamanlar alkoliklerin yeriydi. Eski bir sandığın içinde çöpleri tutuşturarak, sönünceye kadar balık pişirip, kafa çekerdi ispirtocular. Şadırvanın üstünde Arapça, "Bıı musluktan içen bir yudum suyu, koymaz ağzına şarabı" diye yazar. Bunun tersine, burası sarhoşlann mekânıydı o zamanlar. "Ali Paşa Meydanı" şadırvanının eski görünümü artık yok. Çevredeki esnafın çoğunluğu da işlerini değiştirmiş. Nalbantlar, saraçlar da kalmamış. Bu işleri sürdürenler de kUçücük dükkânlara sığınarak ufaktefek araç, gereç, malzeme satıyorlardı. Şadırvandan uzaklaşırken, hemen yanında açıkta kurulu tuvaletin kokusuyla seyyar büfeden gelen köfte kokuları birbirine karışıyordu. Turistik eşya satanlar, kahveci takımları, sucuk, pastırma, turşu, peynirciler arasında 35 yıldan bu yana kalaycılık yapan tsmail Tomaşoğlu'na çekiç sesleri arasında ulaştık. Başoturak Camii'nin önünde yirmi yıldır bu işle uğraşan lsmail Usta, kiloyla bakır tepsiler, tencereler satıyordu. Mevsimler, hava değişimi onun işini hiç etkilemiyordu. Ona göre Başoturak Camii'nin ve şadırvanının görünümü yıllardır hiç değişmemişti. Sadece dükkânlar çoğalmıştı o kadar... Oysa dükkânlarda satılanlar değişmişti her şeyden önce. Boy boy nazar boncuğu satan dükkânın hemen yanında yapma çiçekler tüm renk cümbüşüyle dikkati çekiyordu. Birbiriyle hiç ilintisi olmayan bir yığın malzeme ve eşya, bu bakımsız, köhne, küçük mekânlarda satılıyordu. Esnaf yine babadan oğula, işini ve geçimini sürdürmeye çalışırken, dükkânı yıkılan, satılan kişiler de bu alışkanlığın getirdiği duyguya yenilerek UzüntUden ölüyorlardı. Geçmişin tanıkları da böylece yok olup gidiyordu. Başoturak Şadırvanı'nda marul satan bir adam, marullannı kesiyor, temizliyor, seyyar köfteci köftelerini yoğuruyordu. Sesler, kokular birbirine kanşmıştı. "Şevk Lokantası", "Aksüt" belki bazılarına göre eski ağız tadını yitirmemişti; ama Hisarönü'ndeki kahvede nargile tüttUrenler geçmişi, yok olan gelenekleri mutlaka anıyorlardı. Birden bardaktan boşanırcasma yağmur yağmaya başladı. Hüznü, yalnızlığı, terkedilmişliği en çok da geçmişe özlemi duyumsatarak. Artık cami avlularında yer alan, üstü kubbeli ya da açık şadırvanların çevrelerindeki musluklardan, ortalarındaki fıskiyelerden su akmıyordu. Ayakta kalan şadırvanlardan, ancak birkaçında abdest alanlar, yıkananları gözlemek olasıydı. Ama çoğunluğu temizliğin değil, pisliğin, umursamazlığın görünümünü almıştı. Her şey zaman geçtikçe mutluluğun mahzunluğa dönüştüğü fotoğraflardaki gibiydi. Alışkanlıkîar da değişiyordu... • Sonbahar 1986. Bugün 70.000 Erkek •• Modasını Izliyor... Sadırvan Çoğunluk cami avlularının ortasında yer alan şadırvanlar, kara, daire veya çokgen planlıdır. Üstlerı, kurşun kaplama, genış saçaklı kubbeli bir dam lle Örtülüdür. Yüksek kenarlı havuz bıçlminde bir su haznesı çevresınde belirli aralıklarla musluklar yer alır. Suyun kirlenmemesi içın hazne duvarının uzerı madenı parmaklık veya oymalı mermer levhalarla kaplıdır. Muslukların önünde sadırvan çevresinı dolanan tahtadan oturma yerleri vardır. Bayfortn , Mcıtef Mocla Merkc/i'ncic sunulan BASTORM Kolcksiyonu, seçkin kunıaş markalan, dünya moda hareketlerinin son csintilcriyle stili/e özgün çizgileri \e • "satm alınabilir" fıyatlanyla rakipsiz. Bugün, alnjilmış "hazır giyim" kavramı, yerini "BAYI^ORM" kınranıına l^ırakıyor... Merter Moda Mcrkezi'ne gclin, BAYI'ORM Kt)leksiyı)nu'nu gorün. Sonbahar 1986\ı görün... Kızlarağası Hanı Kızlarağası Hanı, izmir'in ekonomik yaşamındaki hızlı ve güçlü gelişimin yansıması olarak değerlendirebıleceğimiz bu yapı, kentin merkezi ış çevresınde yer alarak karayolu üzerinde ve liman yakınındadır Anadolu'dan ve diğer ülkelerden gelen kervanlar izmir'de Kızlarağası Hanı'nda konaklardı Bu han, "uzun mesafe hanı" olarak tammlanan yapılardan günümüze dek gelen en güzel örneklerden biridır. 1745 yılında tamamlandığı sanılan Kızlarağası Hanı, Kızlarağası Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılmışiır Hacı Besir Ağa III. Ahmet'ın padişahlığı döneminde Kızlarağası yardımcılığı ve haznedarlık yapmıştır. Fabrika Satış Magazasr. Merter Moda Merkczi (Kcrestccilcr Sites!) Mtrtcr Tcl: e>~ıe> 16 Cn (Mrrtcr r.amii'nt 100 m. me;>afedc) BuTORM Otopark sorunu yoktur... SS(, 31 12 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle