Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
08 6 Mayıs 2011 Cuma 357 BALBAY’DAN MEKTUP VAR: ‘Hepinize sütunlarca selam’ Sevgili çalışma arkadaşlarım, Sevgili Cumhuriyet dostları; Cumhuriyetimizin büyük ailesi... Gazetemiz bugün yeni bir yaş daha kazandı. Böyle bir günde beni de aranızda saymanızı dilerim. Koğuşlara gazete öğlen saatlerine doğru dağıtılıyor. Sabah saat kaçta kalkmış olursam olayım, gazeteme dokunmadan güne başlamış saymıyorum. Dağıtım biraz gecikse, sanki kabahat bendeymiş gibi hayıflanıyorum; kendimi havalandırmada gezmeye çıkarıyorum. Cumhuriyetimiz, medyadaki, ülkemizdeki, etrafımızdaki bütün dalgalanmaların ortasında deneyimini ve enerjisini birleştirerek yoluna devam ediyor. Mesleğe başladığım yıllardan bu yana ülkemiz için en çok kullanılan sözleri düşündüm; ilk aklıma gelen ikisi şu oldu: I Bir uçuruma doğru sürükleniyoruz. I Bir dar boğazdan geçiyoruz.” Bir türlü, şöyle dağ eteğinde, ortasından ırmağın geçtiği bereketli bir vadide düşünemedik ülkemizi. Bu gün de ne yazık ki güzel şeylerden söz etmek çok zor. 1990’lı yıllarda teröre kurbanlar veren gazetemiz, 2000’li yıllarda da hukuk kılıflı saldırılarla karşı karşıya. Acı bedeller ödedik. Uğur Mumcu’nun, Ahmet Taner Kışlalı’nın payına toprak, İlhan Selçuk’un payına sağlık, benim payıma hasret düştü. Bunları yazarken kesinlikle bir kahır, karamsarlık ya da kötümserlik duygusu içinde değilim. Bazı şeyler vardır ki; her nerede olursa olsun, ucu nereye varırsa varsın, uğruna mücadele etmeye değer. Burada kendimce bazı mücadele yöntemleri seçtim. Biri şu: “Her gün olabilecek en erken saatte Cumhuriyet gazetesine dokunmak...” Bu, özgürlük gibi bir şey. En kısa zamanda omuz omuza olabilmek dileğiyle, gazetemizin yeni yılını, yeni yaşını kutluyorum, hepinize sütunlarca selamlar, saygılar yolluyorum. Mustafa Balbay Silivri 04 Mayıs 2011