Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 6 Mayıs 2011 Cuma 357 KAVŞAK ÖZGEN ACAR Cumhuriyet Ankara Bürosu! umhuriyet gazetesinin Ankara’daki ilk bürosuna yetişemedim! İkincisi Atatürk Bulvarı’nda Kocabeyoğlu Pasajı’nın İzmir Caddesi’ne bakan 1. katındaki 2 oda, bir salonlu büro idi. O salonda üzeri cam kaplı bir tahta masada 13 Kasım 1960’da gazeteciliğe başladım. Birkaç gün öncesinde, dönemin Başbakanlık Turizm (O tarihte bakanlık yoktu!) Müdürü, günümüzün ünlü ressamı Burhan Doğançay, Siyasal Bilgiler Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan beni, elimden tutmuş, Hürriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Cüneyt Arcayürek’e iş bulmaya götürmüştü. Ne var ki Hürriyet’te boş kadro yoktu! * * * C Yıllar sonra Cumhuriyet bürosunu, Atatürk Bulvarı’nda Türkiye İş Bankası Kızılay Şubesi’nin yapımı için yıkılan Yener Apartmanı’na taşıdık. Yan binada yalnızca duvarların ayırdığı Sefa Kılıçlıoğlu’nun Yeni Sabah’ına geçen Karakuş; kapı komşusu ise Sedat Simavi’nin Hürriyet’in de Arcayürek temsilcileri idiler. Cevat Fehmi Başkut’un o tarihte resmi unvanı olmayan “genel yayın yönetmenliğinden” ayrılması üzerine, meslekteki hocam Güresin atandı. Kemal Aydar Ankara Temsilciliği’ne getirildi. Harika bir olay, Fikret Otyam da aynı gün 2 Aralık 1962’de bizimle çalışmaya başladı. Çetin Özbayrak şıyor. Cadde Nâzım Hikmet, Bahriye Üçok, Adnan Menderes, Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu caddeleri ile kesişiyor. * * * 1965’de vatani görev için ayrılınca yerime Anadolu Ajansı’nın Başbakanlık ve Dışişleri muhabiri Çetin Özbayrak’ı önerdim. Galatasaray Lisesi mezunu Özbayrak Fransızca ve İngilizce biliyordu. Askerden döndükten sonra birlikte çalışmamızı sürdürdük. Birkaç yıl sonra Yazıişleri’ni takviye için o da İstanbul’a gitti. Üç yazı işleri müdürü Bülent Dikmener, Çetin Özbayrak ve Orhan Erinç konulara göre aralarında iş bölümü yapmışlardı. Erinç bugün Cumhuriyet’in “İmtiyaz Sahibi” konumunda… Özbayrak ufak tefek olduğu için harflerin en küçük boyutu olan “6 punto italik” takma adına sahipti. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun Brüksel’deki bir toplantısına birlikte gitmiştik. Otelin barında otururken İstanbul’da ünlü 1 Mayıs olaylarının trajedisini öğrendik. Özbayrak, Erinç, Dikmener EsenKarakuş bisiklet 13 Kasım’da bir arkadaşım Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Ecvet Güresin’e götürdü! Güresin sordu: “ Gazetecilik yapabilir misin?” Gençliğin küstahlığı (!) ile verilen yanıtım; “ Siz yaptıktan sonra, ben neden yapmayayım!” olmuştu. O an gazeteciliğe kabul edildim. Güresin, başyazılarını İstanbul’a teleksle (Gençler teleks ne demek?) geçmeden önce, bir çaylak gazeteci olan bana düzeltmem için verecek kadar güvenir olmuştu. * * * Ondan sonra Otyam’ın gece nöbetlerinde büroda pişirdiği “balık” partilerinde Orhan Peker’ler, Turhan Erol’lar, Ara Güler’ler, Orhan Kemal’ler ve nice sanatçı ve düşünürlerden neler neler öğrenmedim ki! Pardon, Otyam’dan “röportaj” teknikleri, “fotoğraf” açılarındaki “insan öğesinin önemini” öğrendiğimi söylemeyi az daha unutuyordum. İri yarılığından dolayı “Mohini” takma adlı, kan kanserinden ölen ilk foto muhabirimiz Rıfat Atamtürk’ten de karanlık odada fotoğraf basımı için “agrandizör” (Gençler agrandizör ne demek?) kullanmayı öğrendim. * * * Turhan Ilgaz Cumhuriyet’in başkentteki ilk bürosu mu? Ankara’da ilk temsilci Mekki Sait Esen idi. Sıhhiye’de Akbay Apartmanı’nın zemin katında kiracıydı. Esen’in değil “makam arabası”, “bisikleti” bile yoktu! Zaman zaman rakibi (!) Hürriyet Ecvet Güresin gazetesinin Ankara Temsilcisi Emin Karakuş’un bisikletine “otostop” yaparak işe giderdi. Başka zamanlarda ise sarı basın kartının “beleşçiliğiyle!” otobüse binerdi… Patron Yunus Nadi, Esen’in aylığını ve masraflarını “havale masrafı olmasın” diye Ankara’ya geldiğinde elden ödermiş! * * * Yener Apartmanı’ndaki o büroda nice “dost” meslektaşlarımla yoğurduk Cumhuriyet’in Ankara haberlerini... Örneğin Bülent Dikmener… Güresin, İstanbul’da gözüne kestirdiği Dikmener’i 1962’de Ankara’ya gönderdi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü mezunu Dikmener, kısa süBülent Dikmener rede Ankara’ya alışmakla kalmadı, başkentin kıdemli meslektaşlarını sık sık atlatır oldu. 1968’de Cumhuriyet, merkezinde yeni bir yapılanmaya gidilince Ankara ile iletişim kopukluğunu gidermek üzere Dikmener 1968’de İstanbul’a alındı. 1973’de Yazışleri Müdürü oldu. Olağanüstü dürüst bir insan, gerçek dost ve sendikacıydı. 1979’da 42 yaşında kanserden öldü. Çanakkaleli Bülent Dikmener’in adı bugün kentin ana caddesinde ya Özbayrak’ın o an, o güzel mavi gözlerinden dökülen yaşları asla unutamam. Cumhuriyet’te 15 yıl çalıştı. 58 yaşında kanserden öldü. * * * Trabzon doğumlu Turhan Ilgaz; az konuşan, temiz iş üreten parlamento muhabirimizdi. Kendisini satmasını bilmeyen, olağanüstü düşünce birikimine sahip bir dost meslektaşımızdı. Galatasaray Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirmişti. Mısırlı ünlü aktöre benzerliğinden dolayı bürodaki takma adı Ömer Şerif idi. Muhabirliğinin yanı sıra Fransızcadan çeşitli edebi ve felsefi çeviriler yapardı. Onu da İstanbul’a gönderdik ve Yazıişleri Müdürü oldu. Yıllarca sonra Gergedan dergisini çıkardı ve gazetecilikten ayrılıp kitap yayıncılığına geçti. Pek çok felsefi kitabı dilimize kazandırdı. Yakın yıllarda Datça’ya yerleşti. Çeviri işini orada sürdürdü. İki yıl önce beni Datça’daki evinde konuk etti. Kanser, geçen yıl bu değerli insanı 65 yaşında aramızdan aldı. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu bildim bileli önemli gazeteciler yetiştirmiştir. Yetiştirmektedir de…