22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 6 Mayıs 2011 Cuma 357 VİZYONDA BU HAF TA DevrimdenSonra Düğün Hediyesi Henry’ninSuçu Gişe Memuru Tür: Dram : Mustafa Kenan Aybastı Yönetmen Oyuncular: Şerif Sezer, Cezmi Baskın, Fırat Tanış Sosyalist devrimin sonrasında Türkiye’de geçen film 12 öyküden oluşmakta. Ülkede yaşanan politik ve sosyal değişimler sıradan vatandaşın hayatına yansımaları ile anlatılıyor. Kamulaşan fabrikalar, herkesin oturduğu evin sahibi olması, ücretsiz hale gelen sağlık, eğitim, ulaşım hizmetleri ve bunları şaşkınlık, sevinç hatta kimi zaman korku ile izleyen bakkal amcalar, emekliler, kiracılar, öğrenciler, işçiler... Kısacası yurttaşlarımızın insanca bir yaşama kavuştuğu bir ülke resmediliyor. Tür: Komedi Yönetmen: Marc Fitoussi Oyuncular: Isabelle Huppert, Aure Atika, Cyril Couton Babou hiçbir şeyi önemsememeyi başarabilenlerdendir. Adam gibi işler, kocalar, sorumluluklar… Bunlara kimin ihtiyacı var ki? Ancak kızının kendisini düğününe çağırmaya utandığını öğrenince, bazı değişiklikler yapmaya karar verir. Ölü sezonda Belçika kıyılarında devre mülk satışı işine girer ve kendisini de şaşırtacak şekilde örnek çalışan seçilir. Babou bir kez daha kendi başarısına gölge düşürmeyi becerir ve şimdi kızına layık bir düğün hediyesi bulması gerekmektedir, tabii kendi nevi şahsına münhasır kişiliğini yansıtan bir hediye… Tür: Komedi Yönetmen: Malcolm Venville Oyuncular: Keanu Reeves, Vera Farmiga, Peter Stormare Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan Keanu Reeves yapımcılığını da kendisinin yaptığı Suçlu Kim ile geri döndü. Komedi türündeki filmin konusu; Henry hayalleri olmayan, hayatını amaçsızca sürdüren bir adamdır. Bir sabah kendisini bir banka soygunun içinde bulur ve suçu olmadığı halde hapse girer. Hapiste hayatını değiştirecek olan adam Max ile tanışacaktır. Tür: Dram Yönetmen: Tolga Karaçelik Oyuncular: Büşra Pekin, Nur Aysan, Ruhi Sarı Kendi halinde bir gişe memuru olan Kenan, babasıyla yaşayan, işiyle evi arasındaki küçük dünyada gidip gelen ve insanlarla iletişim kurmaktansa, kendi hayallerinde yaşamayı tercih eden bir karakterdedir. Çatalca gişeler bölgesinde çalışan ve görevinin başındayken zaman zaman kendi kendine konuşmasıyla bilinen Kenan’ın, diğer insanlarla olduğu gibi babasıyla da mesafeli bir ilişkisi vardır. Kenan’ın kalp hastası olan babasına, gündüzleri Nurgül bakıcılık yapar. 30 yaşlarındaki konuşkan ve anaç Nurgül, Kenan’ı, babasını ve yıllar önce vefat etmiş annesini küçüklüğünden beri tanımaktadır. Kenan’ın işiyle evi arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı, yeni işletme şefinin Çatalca’yı denetlemeye geldiği gün değişecektir. ELEŞTİRİ Eren AYSAN erkesin zihninde ellenmeden duran eski tarihli gazete manşeti var mıdır? Benim var… Çocukluktan ergenliğe geçtiğim dönemlerde saklı kalan bir gazete manşeti… Yaşamı anlama, kavrama yolunda dev bir adım attığım gazete manşeti… “Hiçbir şey eyleme geçmiş cehalet kadar korkunç olamaz” yargısını yalnız kalbimi değil, aklımı acıtacak kadar yaşadığım bir gazete manşeti… Tarih: 3 Temmuz 1993… O gün okurla buluşan Cumhuriyet gazetesinde kara puntolarla şöyle yazıyordu: “Şeriatçılar ayaklandı...” Alt başlık, “Ölenlerin arasında şair Behçet Aysan ile eleştirmen Asım Bezirci de bulunuyor.” İşte o başlık benim geceden sabaha yaşadığım acının göstergesidir. Oysa gün ağarıncaya kadar mavi odamda göz kırpmadan beklemiştim babamı… Yanı başıma geleceğini ve aydınlık geleceğin değişmeyeceğini sanrılamıştım. Gü Benim Cumhuriyet’im... neş yüzünü gösterdiğinde elime aldığım gazete, Cumhuriyet, değişmez gerçeğin ne olduğunu sundu bana. Tekrar tekrar okuduğumu hatırlıyorum. Defalarca okuyunca zihnim farkındalığa mı ulaştı acaba? O an ilk defa gözlerimden yaş boşandı. Düz mantık yalnız indirgemecilik değildir. Çocuksu bakışla da olsa, kesinliği olmayan yargıya ulaşmamızı sağlayandır. Salt gerçeğin peşinde koşan gazetecilik anlayışı da basit bir çıkarımın izinde olmadığımızı gösterir. Yaşamsal gerçeği bulan, arayan, haber yapan gazetecilerle ilgili toplumsal hayattaki imge de böyledir. Onlar haber peşinde koşan, her türlü yolsuzluğu, usulsüzlüğü açığa çıkaran, toplumu bilgilendiren cesur kahramanlardır. Tiyatro oyunlarında gazeteciler yaşamsal doğruyu bulmak adına hayatlarını tehlikeye atar. Ancak sistem demirden zırhla karşılarına çıkar. Turgut Özakman’ın Güneşte On Kişi’sinde hakikat yolunda yılmayan gazeteciler vardır. Kimi zaman da gazete patronları iktidarın totaliter anlayışını, hatta faşizmini yansıtan unsurlar olarak görünür. Tıpkı Aurel Baranga’nın yazmış olduğu Kamuoyu’nda olduğu gibi… Uğur Mumcu’nun Sakıncasızı’nda kişisel çıkarı için fırıldak gibi dönen gazeteci gibi… Paulo Levi’nin Trafik Cezası’nda muhalif olmasına rağmen kendi konumunu meşrulaştırmak adına çırpınan gazete patronu gibi… Ancak bu oyunlardan hiçbiri günümüzün çelişkilerini açığa çıkaramıyor. İktidarın yandaş ve candaş olarak ikiye ayırdığı gazetecilerin kapışması olağanüstünün dışına çok zamandır çıktığımızı gösteriyor. Oysa gerçek, Cumhuriyet’in manşetinde öylece duruyor. Ve ben günümüzün ortaçağ karanlığında yakılan öldürülen bir şairin, Behçet Aysan’ın dizesini düşünüyorum: “Zambak dur, sana da bulaştı kan.” H
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle