Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 OKURKEN Türey KÖSE 6 Mayıs 2011 Cuma 357 Sivil toplum örgütlerinin sesi... ‘Patron gazetesi olmadı’ Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel: Cumhuriyet gazetesi, laik Cumhuriyetimiz gibi köklü bir kurum. İlkeleriyle, okurlarıyla, duruşuyla çok uzun zamandır bir okul. Cumhuriyet’in bu kadar uzun yaşaması, okurlarıyla birlikte var olduğunu gösterir. Cumhuriyet gazetesi, ortakları olmamasına karşın, hiçbir zaman, aya, güne, rüzgâra göre yön değiştiren bir gazete olmadı. Patron gazetesi hiç olmadı. Gücü, önemi ve varlığını sürdürebilmesi de büyük ölçüde buna bağlı. Rahatça eleştirebildiğimiz, duygularımızı söyleyebildiğimiz, övgüleri de aktarabildiğimiz bir yayın organı. Çok uzun yaşamasını, bizlere olduğu gibi gelecek kuşaklara da okul olmasını diliyorum. Cumhuriyet’le Büyümek 982 yılında İzmir Büro’ya “stajyer” olarak girmemin üzerinden neredeyse 30 yıl geçti. O döneminİzmirTemsilcisiolanHikmetÇetinkayabeni gazeteye stajyer olarak alırken küçük bir sınavdan geçirmişti. Bu, gazetecilikten çok bir “okur”luk sınavıydı. Nâzım Hikmet, Attilâ İlhan ve Cemal Süreya’dan şiirler bildiğim anlaşılınca gazeteye stajyer olarak kabul edilmiştim. Gazetecilikte “edebiyat yapmak” hemengözebatar;ancakedebiyatlaakrabalığınkatkısıdayadsınamaz. Bakınız; Işık Kansu’nun yazıları, röportajları... Gazetecilikte ustaçırak ilişkisine inananlardanım. İzmir Büro’da Hikmet Çetinkaya’nın az fırçasını yemedim. Yazdığım haberleri buruşturup çöpe attı, istifalara kalkıştım, “Ağabeylere kızılmaz” yazılı çiçeklerle gönlümü aldı. O dönemde İstanbul’da Haber Merkezi Müdürümüz olan Yalçın Bayer’in yazdığım bir haberle ilgili gece yarısıevdenarayıp“fırça”atmasınıdaunutmam.Elbetteeşit ilişkilere dayanan çalışma koşulları önemlidir. Ancak, bazı mesleklerde “ustaçırak” ilişkisinin önemi de görmezden gelinemez diye düşünüyorum. 1993’te İzmir’den Ankara’ya geldim. O yıllardan beri Ankara Büro’dan kimler geldi kimler geçti? İsmet Demirdöğen, Haluk Geray, Güneş Gürson, Nursun Erel, Doğan Akın, Hakkı Erdem, Serkan Demirtaş, Banu Salman, Mutlu Sereli, Hazal Ateş, Şebnem Güngör, Ayhan Şimşek, Bülent Sarıoğlu, Ergun Aksoy, Evren Değer, Rıza Ezer, Bahar Tanrısever, Lale Sarıibrahimoğlu, Ebru Toktar, Göksel Polat, Evin Göktaş, Tarık Tınazay, Hacer Boyacıoğlu, Esra Yener, Kemal Yurteri, Hülya Karabağlı, Dürdane Kırçuval, Sebahat Karakoyun, Alper Ballı, Yusuf Özkan, Can Gazalcı, Osman Aydoğan, Hasan Aydın, Ece Temelkuran, Mahmut Gürer, Mehmet Açıktan, Lütfiye Baltacıoğlu... Ankara’da, İstanbul’da Cumhuriyet “okulu”ndan geçmiş ne çok meslektaşımız, dostumuz var. Hepsinin Cumhuriyet’e katkıları unutulmaz... Eski fotoğraflara bakıyorum, kayıplarımız da ne çok. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Mustafa Ekmekçi, Yılmaz Gümüşbaş ve Mahmut Tali Öngören’i saygıyla anıyorum. Uğur Mumcu’nun meslek heyecanını, Mustafa Ekmekçi’nin haber kaynaklarıylainsanlarla çok yakın ilişkisini, Yılmaz Gümüşbaş’ın nezaketini, Mahmut Tali Öngören’le sinema sohbetlerimizi unutmanın olanağı var mı ? “Cumhuriyet Ankara Büro” deyince, Işık Kansu’nun büroya hep kol kanat geren “abağey”liğini anmadan geçmek olmaz. Aramızdaki yaş farkı ne kadar az olursa olsun, O hep “ağabey” oldu... Danıştığımız,dert yandığımız,zamanzamanikitekatıpsohbet ettiğimiz... Cumhuriyet’e İzmir Büro’da “genç” bir stajyer olarak başladığım günlerden, Ankara Büro’nun “en eski”leri arasına girdiğim günlere geldik. Tüm meslek yaşamım Cumhuriyet’te geçti, Cumhuriyet’le birlikte büyüdüm. 12 Eylül askeri darbesinin ardından gazetenin kapandığı günleri unutmuyorum. Sonra gazetedeki büyük “kırılma”yı, arkasından Ergenekon dalgalarını ve temsilcilimiz Mustafa Balbay’ın Ankara Büro’dan götürüldüğü günleri... Hayatımıza Silivri ziyaretlerinin girmesini... Cumhuriyet’te zor zamanlardan geçtik, geçiyoruz... Bir gün hepsitariholacak,birileriCumhuriyet’leilgiliyenikitaplar yazacak. Geride gazete sayfalarındaki haberler, anılar, dostluklar kalacak... Ve eski fotoğraflar... 1 ‘Gücü inandırıcılığında’ Ayşe Ceyhan (ÇYDD Ankara Şube Başkanı): Çocukluğumdan bu yana okuduğum bir gazete Cumhuriyet. Gazeteyi elime aldığımda ilk olarak köşe yazarlarını okuyorum. Çünkü köşe yazarlarını çok doyurucu buluyorum. Politika ile ilgili haberleri, kültür sanata verdiği destek çok önemli. Gazetenin gücü inandırıcılığında bence. ‘Cumhuriyet’siz eksik kalırdık’ um:ag Yayın Yönetmeni Orhan Tüleylioğlu: Evimize 40 yıldır Cumhuriyet giriyor. Bunun nedeni Cumhuriyet gazetesinin çizgisidir. Bağımsız, dürüst ve haksızlıkların karşısında duran... Tabii siyasi duruşu da onu vazgeçilmez kılıyor. Daima insanların yanında oldu. Uğur Mumcu, İlhan Selçuk ve Ahmet Taner Kışlalı gibi ölümsüz yazarları da anmadan geçemem. O ölümsüz yazarlar bizim için, halkları için, Cumhuriyet gazetesini bizlere ulaştırmak için öldürüldü. İşte bu yaşanmışlıklar beni Cumhuriyet gazetesine daha da bağladı. Onun için Cumhuriyet her şeydir. Olmasaydı, Türk siyasi tarihinin gerçekleri yazılamazdı. Bir yerlerde bir şey ler eksik kalırdı. Araştırma kitaplarımı yazarken de ilk Cumhuriyet’e başvuruyorum. Temel alıyorum. Çok yaşa Cumhuriyet.