23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ADEM KOCAMAZ’DAN ‘VELI’NIN OĞLU ORHAN’ Tükenmez Orhan Veli Orhan Veli’yi; şiir üzerine düşündüklerinden tutun da parasızlığına, aşklarından politik görüşlerine kadar aklınıza gelebilecek birçok yönüyle konu alan Veli’nin Oğlu Orhan kitabı üstüne Adem Kocamaz’la konuştuk. BOZAN YAMAN O rhan Veli ile nasıl tanıştın, biyografisini yazma düşüncesi nasıl oluştu, anlatır mısın? Orhan Veli’yi lisede tanıdım ilk. ‘İstanbul’u Dinliyorum’ ve ‘Anlatamıyorum’ şiirleri ders kitaplarımızdaydı. Sonra öteki şiirlerini okudum. Gündelik hayata dair herkesin yaşamış olduğu basit durumlardan bir sevinç duyuluyordu bu şiirlerde. Öyle etkilenmiştim ki Garip’in rüzgârına kapılıp onlar gibi şiirler yazmaya çabaladım. Üniversitede arkadaşlarımla Orhan Veli’nin gazetesinin adına atfen Yaprak adında bir edebiyat dergisi çıkardık. Son sınıfta “Garip Hareketi’nde Yaşama Sevinci” konulu bir yazı hazırladım. Bir Orhan Veli paneli yaptık. Okulu bitirdikten sonra “Bir Garip Orhan Veli” adında bir belgesel hazırladım. Bu belgeseli seyreden dostum Serkan Erden, “Bunu yazmalısın” dedi. Onun teşvikiyle bu işe niyetlendim. On yıllık bir zaman diliminde yaptığım çalışmaların birbirine eklenmesiyle gelinen bir nokta bu kitap. DÜŞÜNCE İKLİMİ n Peki bu kitapta Orhan Veli’ye dair neler bulacak okuyanlar, onunla ilgili yazılmış başka kitaplardan farkı ne? Önce onun Orhan Veli olmasında etkili olan, yetiştiği dönemin düşünce iklimini anlatarak başlıyorum kitaba. Yüzünü Batı’ya çeviren Türkiye’nin yönetim şeklinden mimarisine yaşanan büyük dönüşüm, dönemin Ankara’sı. Ve tabii Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile tanışmaları, şairliğe adım atmaları, Sürrealizm ile ilişkileri, Garip’in çıkışı, Orhan Veli’nin postanedeki memuriyet günleri, platonik aşkı Bella, yasak aşkı Nahit Hanım, askerliği, Tercüme Bürosu’ndaki mutlu günler ve 1946 seçimleri sonrasında buradaki tasfiyeleri protesto ederek bürodan istifası, ardından gelen parasızlık günleri, Mehmet Ali Aybar ile Hür ve Zincirli Hürriyet’i çıkarmaları, Yaprak gazetesiyle daha politik yönüyle ortaya çıkan Orhan Veli. Tehditler ve ölümünü hazırla yan süreç… Kitabımın ötekilerden ayrılan yönü ise Orhan Veli’nin politik duruşunu ilk kez bu kadar öne çıkarmış olması. GERÇEĞİN SINIRLARINDA n Bu çalışmayı hazırlarken, tüm bunla rı anlatırken nasıl bir yöntem izledin, nasıl bir dil kullandın? Bu işe niyetlenmiştim ama kafamda şu sorular dolanıp duruyordu: Nasıl başlamalıyım, nasıl yol izlemeliyim, nasıl bir dil, nasıl bir kurgu, kurgu ve gerçek dengesi nasıl olmalı, sınırları nerede başlayıp nerede bitmeli? Gerçeğin sınırlarında kalmaya özen gösterdim. Orhan Veli’nin hayatına dair tüm bilgileri yüzlerce kaynaktan bulup çıkarmaya, sonra legonun parçaları gibi onları birleştirmeye çalıştım. O dönemi de araştırınca parçalar kronolojik bir çizgide neden sonuç ilişkisinde birbirine eklemlendiler. Diyaloglarda ağzından çıkan cümleleri mektuplarından ya da yazılarından aldım ancak bazen küçük müdahalelerle onları kitabi cümleler ol maktan kurtarmaya çalıştım. Nasıl bir dil sorusuna gelince, öncelik le Orhan Veli ne yapmıştı? Bunu dikkate almadan onun hakkında yazılacak bir kitap biçim ve içerik bakımından çelişebilirdi. Şairimiz sokak dilini şiire taşımıştı, yalın söyleyişi, basit sözcüğünü kullanmıyorum dikkat ederseniz, şiire egemen kılmıştı. Nasıl bir dil kullanmam gerektiği ortada duruyordu. Süsten uzak, herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir dil. Sonuçta bir entelektüel de bir lise öğrencisi de ilkokul mezunu annem de kitabı bir solukta beğeniyle okuduğunu söylüyor. Kitabımın böyle geniş bir yelpazeye hitap etmesinden çok memnunum. n Böyle dönütler almak sana yeni kitaplar için güç vermiş olmalı. Son sorum bununla ilgili. Var mı üzerinde çalıştığın yeni bir kitap? Kitabımla ilgili geri dönüşler beni çok mutlu etti gerçekten. Üzerinde çalıştığım bir kitap var. Siroz hastalığına yakalanan Sait Faik’in tedavi için Paris’e giderek orada geçirdiği beş günü anlatan bir roman üzerinde çalışıyorum. n Veli’nin Oğlu Orhan / Adem Kocamaz / Dorlion Yayınları / 312 s. / 2019 BYUNGCHUL HAN’DAN ‘PSIKOPOLITIKA NEOLIBERALIZM’ Yıkıntıların arasından Dünya yıkıntı halindedir. Yıkıntılar arasında çocuklar gibi banknotlarla oynuyor ve onları yırtıyoruz.. DILARA ERDEM B yungChul Han tüketim tarafından ele geçirilen lüksün, zorunluluktan arınmış bir hayat vaadettiği için özgürlüğe denk düştüğünü dile getirirken bir taraftan da bu özgürlüğün tıpkı bir oyun gibi çalışmanın ve tüketimin dışında kaldığını ve çileciliğe komşu olduğunu söylüyor. Psikopolitika Neoliberalizm ve Yeni İktidar Teknikleri çalışmasında odak noktası nı birçok başlık altında günümüz dünyasına hâkim olan yeni iktidar biçimleri üzerine tutuyor. ENDÜSTRİYEL ÜRETİM İlk olarak, tarımsal üretimin yerini alan endüstriyel üretim hâkimiyetinin sebep olduğu disiplin iktidarı üzerinde duruyor ve neoliberalizmle birlikte şekil alan bu Big Data adını verdiği yeni “akıllı iktidarın” dışlayıcı, yasaklayıcı ya da sansürleyici olmadığını, aksine kendini dost olarak sunarak egemenliği insanların kendisine verdiğini söylüyor. Her tıklanmanın kayda geçtiği dijital ağda kişiliğimiz, ruhumuz ve hayatımız hak kında birçok iz bıraktığımızı ve bunu bizzat kendi isteğimizle yaptığımızı ve böylece dijital optik bakış açısından gözetlenmemizi mümkün kıldığımızı belirtiyor. Dijital çağın pazarladığı bu özgürlük duygusunun heyecan kapitalizmiyle beslendiğini ve üretim aracı konumunu kazandığını belirten Han günümüzde tükettiklerimizin şeyler değil heyecanlar olduğunun altını çiziyor. Şirketlerin yönetim kademelerinde de daha fazla öneme sahip olan heyecanlar motivasyon için araçsallaşıyor. Bu sebepten dolayı neoliberal psikopolitikanın eylemleri etkilemek ve verimlilik artışını sağlamak amacıyla heyecanları ele geçirdiğinden bah seden Han bunun iş dünyasını ve yaşam alanlarımızı oyunlaştırdığını söylüyor. Bu oyunlaştırmanın oynayan insanı sömürdüğünü ve kendisini tahakküm ilişkilerine tabi kıldığının da altını çiziyor. Günümüzde bu oyun “beğendim’’lerle, “arkadaş” ya da “izleyen”lerle toplumsal iletişim içerisine sokulduğundan dolayı ticarileştirmeyi de beraberinde getirerek insani iletişimi bozmaktadır. Kişisel verileri kolaylıkla ticarileştirip paraya çeviren Big Data insanları bizzat meta haline getirerek gözetleme devleti ve pazarı bir araya getiriyor. Bugünün ekonomisine yön veren etmenler üzerinde duran ByungChul Han lafı uzatmadan iktidar, sermaye ve sömürü konularını yeni üretim tarzlarından biri olan dijital dünya çerçevesinden ele alıyor. Bu incelikli çalışma derin bir inceleme olamasa da şimdiye dair olanı yeni kavramlar üzerinden özetliyor. n Psikopolitika Neoliberalizm ve Yeni İktidar Teknikleri / ByungChul Han / Metis Yay./ 98 s. / 2019. 14 24 Ekim 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle