03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EMRE KONGAR’DAN “DİREN!” Neye layık olduğunu göster Emre Kongar, demokrasi yitiminin bedellerini irdelediği ve herkese ortak dille seslendiği “Diren! Demokrasi İçin Manifesto” ile zamanın kötücüllüğüne karşı toplumsal dayanışma ruhunu harekete geçirmeyi hedefliyor. hande mİr “Uçurumun tam kenarındayız. Korkulu ve umutsuz gözlerle aşağı bakıyoruz: Aşağısı karanlık. Aşağısı kan ve gözyaşı dolu. Aşağıda Ortaçağ karanlığının acımasız totaliter anlayışı egemen (...) Ya yasalar çerçevesinde, barışçı yöntemlerle, demokratik olarak, demokrasi için Direneceğiz ya da uçurumdan aşağı yuvarlanıp ‘demokrasi ruhuyla’ birlikte yok olup gideceğiz!” Toplumsal dayanışma ruhunu harekete geçirmeyi hedeflediği Diren! Demokrasi İçin Manifesto kitabına bu sözlerle başlıyor Emre Kongar ve yüksek sesle “Teröre karşı, paralel devlete karşı, parti devletine karşı, diktatörlüğe karşı, demokrasi için demokratik olarak, demokratik haklarını kullanarak direneceksin!” diye devam ediyor. Manifestosunda, günümüze atıfta bulunarak demokrasinin değerini ve onun nasıl tahrip edildiğini, Nazi döneminin ön koşullarıyla ortaya koyan Kongar, demokrasinin içte ve dışta, temel hak ve özgürlüklere dayalı “korunması gereken ideal bir rejim” olarak değil, “kullan, at” kafasıyla faşizmi davet eden biçimde, sadece “çoğunluğun yönetimi” olarak algılandığının altını çiziyor. Yalnızca oy mekanizmasının işlemesinin, sürecin demokratik sayılması için yeterli görüldüğünü ve Nazilerin bunu, amaçları için ustaca kullandığını anımsatan Kongar, “iktidar ve meşruiyet” meselesine dikkat çekiyor ardından. “KULLANIŞLI APTALLAR” “Seçim mekanizması” ve “milliyetçilik ideolojisi”nin ne denli hassas ve tehlikeli kavramlar olduğunu merceğe alırken Nazi Almanyası’ndaki normal ve iyi insanları da bir soykırım çarkının dişlisi hâline getiren öğelerin “seçime ve milliyetçiliğe” dayalı, “meşru sanılan iktidarın devletle özdeşleşme” süreci olduğunu vurguluyor. Adalet mekanizmasının, siyasetin ve Nazi ideolojisinin emrine alınma aşama larını yazan Kongar, “ihanet” kavramına dayalı siyasal ve toplumsal propagandayla muhalefetin bütünüyle nasıl susturulduğunu, karşı çıkanların nasıl “temizlendiğini”, toplumun beyninin nasıl yıkandığını açımlıyor. Manifestosunda, Türkiye’nin çok partili düzene, demokrasiyi destekleyecek çağdaş sınıflar; sermaye sınıfı ve işçi sınıfı oluşmadan geçmesini önemli bir kırılma noktası olarak niteleyen Kongar, ülkeyi bugünlere çok partili dönemde yöneten sağ iktidarlar ve askerî darbelerin getirdiğini ifade edip sözü “kullanışlı aptallar”a getiriyor: “Bugün Demokrasi’yi sonlandırmak isteyen iktidar hem iç sınıfsal yapının hem dış dünya konjonktürünün bu süreçlerinin sonucu olarak ortaya çıktı ve ülkede aydın geçinen, kendilerine ‘liberal sol’ gibi etiketler yakıştıran ama dinci/mezhepçi veya etnikçi politikalardan demokrasi bekleyen ‘kullanışlı aptalların’ aymazlığı ile bu noktalara erişti.” Dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, 2 Ekim 2014’te Ankara’da kabul ettiği, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) yaptığı konuşmanın da Kongar için ayrı bir önemi var; Kılıç’ın, “Direnin, pes etmeyin” çağrısında bulunduğu konuşmanın bu manifestoya bir ölçüde esin kaynağı olduğunu ifade ediyor. Diren! Demokrasi İçin Manifesto’nun sonunda dayanışma çağrısını yineleyen Kongar, şöyle sesleniyor: “Demokrasi istiyorsanız, demokrasiye layık olduğunuzu göstereceksiniz: Evde, sokakta, işte, eğlencede... Tek başınıza veya örgütlü olarak... Oturarak, yürüyerek, durarak, konuşarak, susarak, yazarak, okuyarak... Başta muhalefet ve ifade hak ve özgürlüğünüz olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerinizi, demokratik yollar ve yöntemlerle, barış içinde kullanarak... Direneceksiniz! Direneceğiz... Direnecekler!” n Diren! Demokrasi İçin Manifesto / Emre Kongar / Kırmızı Kedi Yayınevi / 104 s. KItap 6 Nisan 2017 19 ZEYYAT SELİMOĞLU BÜTÜN ESERLERİ’YLE EKSİK PARÇA’DA FeSriudnuunş AYnadzıasıçy’lıan DSouğnaunş YHaızzlaısnıy’ılna CeSmuinl KuşaYvuakzçısuıy’nlaun Yüzümüzü göç, gurbet ve denize dönünce ister istemez Zeyyat Selimoğlu’nun anlatı evreni ve öykülerine yansıyan izlekler gelir aklımıza. Düşün yanına düşünceyi, eylemlilik durumlarını da katar Selimoğlu. Kendi öykü zamanını kuran, anlatan, yarattığı deniz gerçeğinde ise Karadeniz insanının ruhunu aydınlatan bir bakışla gülen, gülümseten bir anlatıcıdır o. Zeyyat Selimoğlu’nun bütün yapıtları yeniden, onu tanıma fırsatı bulamamış genç okurlarla ve bu ustayı bir kez daha okumak isteyen severleriyle Eksik Parça Yayınları aracılığıyla buluşuyor… Gülbahar Mah. Elif Sok. No: 4/A Mecidiyeköy/İstanbul Tel: 0212 272 45 46 Fax: 0212 272 45 55
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle