24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MÜNİR GÖLE’DEN “DEDİKODU” Bir yolculuk olarak dedikodu Münir Göle, ele avuca sığmaz bir mesele olarak ele alıyor dedikoduyu kitabında. Göle, dedikodu yapmaktan kaçınarak, dedikodunun kendisini büyüteç altına alıyor, ince ince yorumluyor ve okurun kayıtsız kalamayacağı bir bütüne varıyor. muhammed atalay M ünir Göle, “dedikodu” mekanizmasını inceliyor “yolcu” olarak çıktığı kitabında. Her gün yanı başımıza koyduğumuz, kimi zaman farkında olmadan yaptığımız dedikoduyu çeşitli ör nekler vererek birçok yönüyle anlatıyor. Kitabın hemen ilk sayfasında, “Gerçek ten hepimizin bildiği bir konu mu? Pek emin değilim. Bir süre kafama taktığım bu olguyu incelemeye niyet etmem, dedi kodu mekanizmaları üzerinde ne kadar cahil olduğum, hatta cahil olunduğu ger çeğiyle yüzleşmeme neden oldu. Sıra dışı gücü olan sıradan bir olgunun doğasına erişmek istedim. Böylesi bir olgunun insan anlığını nasıl etkilediğini anlamak istedim” diye yazdığını okuyunca rahatladım. Zira kitabı okumadan önce dedikodu üzerine ne kafa yormuş ne de düşünmüş biriydim. Bu kullandığımız me kanizmanın ne derece ileri gidebileceğini, hangi noktalarda, ne şekilde yayılabileceğini bilmiyordum. Bu tüm bilmediklerim, Göle’nin metninde fazlasıyla açıklanarak yer aldığı nı söyleyebilirim. Yine kitabın başında “dedikodu”, “söylenti” Münir Göle ve “söylence” kavram larını açıklayan yazar, bu kavramları “dedikodu” başlığında topladığını söyleyerek okura, metne ne açıdan bakacağını ve aslında okurun ken dini hangi düzlemde bulacağından da ha berdar ediyor. Bu girişin, metne ve okura karşı dürüst, açık ve net, ne vaat ettiğini söylemesi, okuru heyecanlandırması, bek lentinin ne seviyede olması gerektiği, tüm bunlarla beraber okurun metni nasıl oku yabileceğine karşı aynı zamanda ipucu niteliği de taşıyor diye düşünüyorum. Dinamik metinlerden oluşturulmuş ki tap bıkkınlık hissi vermiyor; tekrara fazla düşmemesinin de etkisi büyük burada. Mekanizmanın çeşitli şekillere girerek anlatılması da hastalık, yaşantı, ünlüler örnekleri çeşitlendirmek, farklı açılardan irdelemek ve okuru canlı tutmak, her şey den önemlisi metni yormamak için geçerli. Buradan hareketle söylemesi gereken bir nokta da yazarın anlatımında tercih ettiği dil. Alabildiğine yalın, bildiklerini okurun gözüne sokmayacak yoğunlukta. Bu özellikler de okuru metne daha yakın tutmakla beraber, merak unsurlarını da içinde barındırması açısından konuya yabancı ya da konu hakkında benim gibiilgisi olmayan okurlara da kendini okutabilmeyi başarıyor. BİR EDEBİYAT TÜRÜ: DEDİKODU Tabii bütün bunları sağlayan yazarın da konu üzerine iyi okumalar yaptığını, yazmak istediği şey üzerine ince düşünüp anlatısını iyice içe sindirmesiyle de alakalı diye düşünüyorum. Zira böyle metinler okuru sıkmaya elverişlidir. Bir mekanizmanın sürekli irdelenmesi bir süre sonra can sıkmaya başlayıp okura kitabı bile bıraktırabilir. Ne ki Göle’de öyle olmuyor. Paul McCarthy’den günlük yaşamın bir ânına gidiyoruz. Bununla beraber yazarın iddialı düşünceleri de mesela, dedikodunun edebi bir tür olduğu iddiası okura düşünmesi gereken sorular bırakıyor. Birikimine güveniyor yazar, bu önemli. Dedikoduyu birbirinden farklı ve birçok çeşitlilikle sunduğu metnin ilk bölümünü bitirip, “...karşılaştığım birçok örneğin içinde en akıl almaz, buna karşın en anlaşılır olanı üzerinde biraz kalemşörlük yapmak istedi canım” diye başladığı ikinci bölümde buluyoruz kendimizi. İrdelediğimiz, anlatılan bütün o metnin üstüne, oldukça geniş çaplı bir örneği incelemeye başlıyor yazar. Bu örnek, anlatılan birçok unsuru içinde barındırdığı gibi kitapta verilen ve yukarıda belirttiğim, kitabın içinde yer alan ve okuru canlı tutan ilginç örneklere nazaran daha ilginç ve yazarın da söylediği gibi gerçekten akıl almaz. Okuruna en büyük kıyağı geçtiğini söyleyebiliriz yazarın. Arka kapakta da belirtildiği gibi “dedikoduya düşmeden anlatıyor” Göle dedikoduyu. Kulaktan kulağa oynar misali... n Dedikodu / Münir Göle / Alakarga Yayıncılık / 112 s. KItap 6 Nisan 2017 17 ayrıntılarönemlidir James M. Jasper Protesto Çeviri: Aslı Önal İnceleme, 256 sayfa Bilim dizimizin ilk kitabı olan Soluk Mavi Nokta’da Carl Sagan, kozmostaki bu muhteşem yeni tarihimizin izini sürüyor ve güneş sistemimizden çıkıp galaksilerin ötesindeki mesafelere yol alırken, bize daha önce bir karaltı gibi görünen bu yeni geleceği anlatıyor. Carl Sagan başka dünyaların keşfinin ve bu dünyalara olası yerleşimlerin ne bir fantezi ne de bir lüks olmadığı konusunda ısrarcı: elbette insan ırkının hayatta kalması için gerekli olan koşulların da farkında olarak sürdürülen bir ısrar bu... Kayhan Delibsş Risk Toplumu Schola, 336 sayfa Carl Sagan Soluk Mavi Nokta Çeviri: Süha Sertabiboğlu Bilim, 320 sayfa Tahsin Saraç Güneş Kavgası Bütün Şiirleri Şiir, 368 sayfa www.ayrintiyayinlari.com.tr online@ayrintiyayinlari.com.tr twitter.com/ayrintiyayinevi facebook.com/ayrintiyayinevi instagram.com/ayrintiyayinlari
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle