23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler gürlükler karşısında genişletilmesi ve doğrulanması yönünde ilerlemektedir. Türkiye’de yargı uzun zamandır bir krizin içindedir. Türk yargısının artık mevcut hali ile varlığını koruyamayacak duruma geldiği, fakat yeni olanın ise yaratılamadığı bugünkü koşullarda, kriz daha da derinleşmeye başlamıştır. Uzlaşma ve Kokuşmuş Uzlaşmalar / Avishai Margalit / Çeviren: Nedim Çatlı / İthaki Yayınları / 224 s. Siyasal uzlaşma ne zaman kabul edilebilir ve ne zaman, temelden kokuşmuş, sonu nereye varırsa varsın asla kabul etmememiz gereken bir şeydir? Peki ya kokuşmuş uzlaşma siyaseten gerekliyse? Uzlaşma büyük bir siyasal erdemdir, özellikle de barış uğrunaysa. Fakat Avishai Margalit’in ileri sürdüğü gibi, kabul edilebilir uzlaşmanın barış için bile ahlaki sınırları vardır. Ama işte nedir bu sınırlar? Uzlaşmayla sağlanmış barış hangi noktada adaletsiz olur? Kitabında, şaşırtıcı derecede az dikkat çekmiş hayati önemdeki sorular üzerine odaklanan Margalit, sadece savaşı adil kılan şeyle değil, ne tür bir uzlaşmanın adil bir barışa olanak sağladığıyla da ilgilenilmesi gerektiğini ileri sürüyor. Münih anlaşması, Yalta Konferansı ve Arapİsrail barış müzakereleri de dahil geniş bir örnek yelpazesini inceleyen İsrail solunun en etkili ismi Margalit, çeşitli biçimleriyle siyasal uzlaşmanın doğasını didik didik ediyor. Emperyalizmin En Ölümcül Silahı Demokrasi Yalanı / William Blum / Çeviren: Ekin Duru / Say Yayınları / 408 s. “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bize Batılı güçlerin komünizm tehdidi altında bulunan ve diktatörlükle yönetilen ülkelere demokrasi ihraç etmek için onurlu ve saygın bir mücadele verdiği söyleniyor. Bu yanılgı tamamen ortadan kalkmadıkça, insanlar emperyalizmin dünya çapında yol açtığı acıları kavramadıkça, bu canavar asla durdurulamaz. Emperyalizmin gerçek yüzünü, onun en son kurbanlarından biri olan Muammer Kaddafi, canavarın pençesine düşmeden önce kaleme aldığı satırlarda anlatıyor: ‘Emperyalistler beni öldürmek, ülkemin bağımsızlığını yok etmek, bizim parasız iskân, sağlık hizmeti, eğitim ve beslenme sistemlerimizi ortadan kaldırarak bunun yerine adına kapitalizm denilen Amerikan usulü soygunu getirmek istiyor. Ama biz Üçüncü Dünyalılar bunun ne anlama geldiğini biliyoruz. Bu, şirketlerin ülkeleri, dünyayı yönetmesi ve insanların yoksullaşması demektir. Bu yüzden benim başka seçeneğim yok. Direnmek ve Allah’ın izniyle bu yolda ölümü göze almak zorundayım.’” Bilim İnsanının Toplumdaki Yeri / Joseph BenDavid / Çeviren: Melek Dosay Gökdoğan, Cüneyt Coşkun / Epos Yayınları / 270 s. Birbirinden ayrılamaz olan ve birbirini tanımlayan bilim insanı akademi akademisyen kavramları nasıl oluştu ? Evrensel bir eylem olan bilimsel üretim sürecinde akademilerin daha doğrusu bilim insanının rolü nedir ? Bilim insanı akademisyenin farklı toplumlardaki, politik, dinî ve ekonomik sistemlerle ilişkisinin boyutları nedir? Bilim insanı akademisyenin yönetenler ve tâcirlerle ilişkisinin tarihsel boyutları nedir? Bilim İnsanının Toplumdaki Rolü adlı bu kitap, toplumda en çok saygı duyulan bireyler olarak bilim insanını ve üniversiteleri inceliyor. Hem bilim insanının “kim” olduğunu hem de bilim insanının içinde yaşadığı toplumsal ilişkilerle bağını araştırıyor. Melez Bilinç / Daryush Shayegan / Çeviren: Haldun Bayrı / Metis Yayınları / 112 s. Bir yandan aydınlanma rasyonalizminin, diğer yandan dinsel gelenekler ile demokrasi talebinin kıskacı altında, bugün dünyayı nasıl düşünmeli? Doğu’da ve Batı’da bilinci mesken tutan varlık halleri neler? Kitabında Avrupa’nın Doğu üzerindeki etkilerini analiz eden Daryush Shayegan yeni bir göçebe düşünce tanımlıyor: Uygarlıkları karşı karşıya getirmeyen, siyasal önyargılarla şekillenmiş kafa karışıklıklarına son veren ve dünyayla ilişkimizde meydana gelmiş değişimleri sorgulayan yeni bir düşünme biçimi... Melez Bilinç’te, DoğuBatı ilişkisini düşüncesinin odağına yerleştirmiş bir düşünürün entelektüel yolculuğundan kesitler bulacak okuyucular. Antikçağda Oyun ve Oyuncaklar / Salkım SelviBener / Kitap Yayınevi / 238 s. Bu kitap, Eski Yunan ve Roma toplumlarındaki gündelik hayata, eğlence kültürüne, sosyalleşme yapılarına oyunların ve oyuncakların penceresinden bakmayı hedefliyor. Çalışmanın amacı söz konusu toplumlarda oyunların işlevini ve ne denli önemli bir yeri olduğunu gösterebilmek. Bu bağlamda kitapta da antik dünyada oynanan başlıca oyunlar ve oyuncaklar kapsamlı bir şekilde incelenmeye çalışılmış. Hangi oyunlar, hangi araçlarla, hangi kurallar çerçevesinde ve nerede oynanıyordu? Ne tür oyuncaklar yaygın olarak kullanılıyordu? Toplumlar arasındaki kültürel sürekliliği anlamak adına, Eski Yunan ve Romada oynanan oyunlarla 1231 1 9 E Y L Ü L 2 0 1 3 n S A Y F A 2 5 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle