06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

çocuğa, devrimciye, okumuş insana, özlemlerinden uzağa düşmüş, yarım kalmışlıkların küçük kahramanlarına söz vererek onların algısından, karmakarışık ve düzensiz bir gidişi aktarır bu öyküler. Leylâ Erbil’in anlatıcıları farklı farklı konumlarla yerleşmişlerdir öykü yapısına. Bazen çocuk kimliğiyle, birer tanık, birer gözlemcidirler, anlatının hemen berisinde bize yakın bir yerde dururlar, soluk alıp verişlerini duyarız; bazen de mesafelidirler, anlatının ötesinden gözlemlerini aktarırlar, onların düşüncelerinin akışına fazla katılmayız, izlemekle yetiniriz. Birçok öyküde “biz” diye kendilerini dile getirirler, bir mahallenin, bir sokağın, bir kentin insanlarıyla kurulan ortak bir söylemin öznesidirler. Öykülerden gelen sesler arasında en baskın olan ses kadının sesidir. Bastırılmış, başkaldıran, özgürlüğe oynayan, birey olmaya çalışan, bunu başaran ve başaramayan kadının sesi. Şunu da belirtelim, hepimizden parçalar taşıyan öykü kişilerinin söylemlerinin gerisinde son derece eleştirel bir ses kendini açık seçik duyurur. Gelmekte ve geçmekte olana bir türlü göz yumamayan duru bir bilincin varlığı bu öykülerden yansıyan o keskin ve acıtan ışığı hep diri tutar. Bu öyle bir bilinçtir ki, Kalan adlı uzun anlatıyı (bazı kaynaklarda roman diye anılsa da uzun anlatıdır) başından sona kesintiye uğratır, “yazıyorsun”, “anlatıyorsun”, “anlatıp duruyorsun” diye kendi kendisiyle hesaplaşıp durmasıdır anlatıcının; ya da “Vapur” adlı öyküde olduğu gibi, “Ey bu bilinci ben ne yapayım, nasıl doyurayım” diye ironik bir haykırışa dönüşür. Yazarın sesidir bu. Öykü estetiği açısından bakıldığında, bilindiği gibi “çarpıcı etki”, “bütünlük etkisi” vurgulanır genellikle. Leylâ Erbil’in öykülerinde çarpıcı etki bazen başka metinlerin araya katılmasıyla elde edilir: “Çekmece” adlı öyküde bir karı kocanın yazışması bir gazete haber kupürüyle tamamlanır; “Tanrı” öyküsü bir kartpostalla. Metinler, yazılar öykünün anlamsal katmanını destekleyecek biçimde ana yapıya katılır. Heterojen bir metin yapısı dikkat çeker. Metinlerin anlatıya yerleşmesinin yanı sıra başka teknikleri de Leylâ Erbil başarıyla kullanır. Yine öykü estetiği açısından, özgün bir biçemle yoğrulmuş, romana oranla kısa, özlü, anda odaklanan bir yazı etkinliği akla gelir. Leylâ Erbil’in öyküsünde de kısa bir ana (şimdiki zamana) yerleşmiş özlü bir anlatım dikkat çeker. Çoğunlukla birbirini izleyen farklı parçalardan oluşan bir bütündür öykü. Her bir parçanın konusu, anlatıcısı, zamanı ve uzamı vardır. Genelde, bir ana sığdırılan, şimdiki zamanda ve burada gerçekleşmekte olan bir öykülemenin içine çok bir geniş zamana yayılan birden çok olay yerleşir. Leylâ Erbil’in yapıtlarına adlarını veren iki önemli öykü, “Gecede” ve “Eski Sevgili” bu yapıyı örnekler. “Gecede” öyküsünde bir erkeğin bir kadına içinden yönelttiği soru ve kadının düşünceleri arasındaki kısacık zamana yerleşir iki kahramanın tüm geçmişi. “Eski Sevgili”yi oluşturan uzun örgü ise anlatıcı Nigâr’ın uykuyu tutturmaya çalıştığı bir gecenin sabaha erdiği süreye yerleşir. Sıklıkla roman olarak nitelendirilen ancak kurgusu ve estetiğiyle uzun anlatı diye adlandırılması daha doğru olabilecek Kalan ise kapsayan anlatı ve kapsanan anlatı yapısının en yetkin örneğini sunar. Bizans’tan Osmanlı’ya, Cumhuriyetin ilk yıllarından darbelere uzanan geniş bir zaman ekseninde, toplumsal kırılmalar, çatışma ve savrulmaların hikâyesi Lahzen’in Zeyyat’ı beklediği o kısa süreye yerleşir. Yalnız “Gecede” ve “Eski Sevgili”’de değil, çoğu öyküde kadın erkeğe bakmaktadır, erkek de kadına; Leylâ Erbil’in öyküsü, işte bu birbiriyle buluşmaya çalışan, gerçekte ise bir türlü buluşamayan, yanlış yer ve zamanda randevulaşmış bakışların anlattığını seslendirir. 2013 PEN Öykü Ödülü’ne değer görülen Leylâ Erbil, çoksesli öykü dili, esnek biçemi ve toplumsal nabzımızı tutan konularıyla öykü alanına çağdaş bir soluk getirmiş, yenilikçi tavrıyla öykünün yeni anlatım damarları bulmasına öncülük etmiştir. n Bu yazı 14 Şubat 2013 Öykü Günü dolayısıyla yapılan Fransız Kültür Merkezi’nde yapılan törende sunulan bildirinin elden geçirilmiş biçimidir. (*) İstanbul Üniversitesi Leylâ Erbil, çoksesli öykü dili, esnek biçemi ve toplumsal nabzımızı tutan konularıyla öykü alanına çağdaş bir soluk getirmiş, yenilikçi tavrıyla öykünün yeni anlatım damarları bulmasına öncülük etmiştir. www.yabanciyayinlari.com facebook.com/yabanciyayinlari twitter.com/yabanciyayinlar C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1231 1 9 E Y L Ü L 2 0 1 3 n S A Y F A 1 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle