07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL n NİLAY YILMAZ n ÇİĞDEM GÜNDEŞ n MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU n Kitap Gölgesi Cemil Kavukçu’dan bir gençlik romanı Yolun Başındakiler r Mavisel YENER Y olun Başındakiler, kişileri, olay örgüsü, romanda yaratılan atmosferiyle, değişik yaş gruplarına farklı çağrışımlar esinliyor… İşte tam da bu nedenle “Köprü Kitaplar” dizisinden çıkması büyük kazanç. Çağdaş Türk edebiyatının usta yazarlarının ilkgençlik çağındaki okurlarla buluşturulması, edebiyat ile genç okur arasında sağlıklı köprüler kurulması amacıyla yayımlanan Köprü Kitaplar dizisinin editörü, Semih Gümüş. Gümüş, Cemil Kavukçu’nun edebiyatçı kişiliğini “Edebiyatımızın Bir Büyük Ustası” başlıklı giriş yazısında irdeliyor. Yolun Başındakiler’in ilk sayfalarındaki bu yazı, genç okura ışık tutması, ona pusula olması açısından önemli. Yetişkin edebiyatında doğup serpilen kimi yazarın, çocuk ve gençler için yazarken öğreticilik kapanına sıkışıverdiğini görüyoruz. Oysa Kavukçu, yetişkinler için üretmesine karşın çocuk ve gençleri anlayan, neyi nasıl algılayacaklarını sezen, onlara yukarıdan bakmayan tavrıyla dikkat çekiyor. BİRDEN BÜYÜMEK... Yolun Başındakiler, üçüncü tekil şahıstan anlatılan bir roman. On bir yaşındaki İsmet’in ilkgençlik yıllarını, onun ve başkalarının hikâyelerinin üstünden okuyoruz. Anlatıcı, başkalarının İsmet’in hayatına değdiği noktalardan yola çıkarak farklı öyküler aktarıyor. İsmet’in ilkokulu bitirdiği yaz onun için zor geçer. O ve mahalle arkadaşları sanki birden büyümüşlerdir; onlar bir yana, oyunlar öte yana savruluvermiştir. Arkadaşlarından pek azı ortaokula gidecektir. Kimisi babasının dükkânında çalışacak kimisi de meslek öğrenmek üzere bir ustanın yanında çırak olacaktır. İsmet’in yaşıtı Hatice’yle ilgili kendine bile açıklayamadığı bir durum vardır. Onu görmek, konuşmak ister. Aslına bakarsanız, onunla evlenmeyi bile hayal eder. Hatice, Tommiks, Teksas okuyan, ağaçlara tırmanan, ıslık öttüren, erkeklerden beter küfür eden bir kızdır. Kitapları çok sever. İsmet ile çizgi roman değiş tokuşu yaparlar. İsmet, okuduğu bir kitabı Hatice’nin de okumasından çok hoşlanır. Kitap birkaç gün sonra geri geldiğinde bir başka kokar sanki… İsmet’in incelikli, duyarlı bir çocuk olduğunu hemen fark ederiz. Romanda yalnızca İsmet’in ilk gençlik aşkına değil başkalarınınkine de tanık oluruz. İsmet’in ilk aşkı olan Hatice’nin ailesini de tanırız kitapta. Hatice’nin babası Hüseyin, hep sarhoş gezen bir kamyon şoförüdür. Sakin bir adamdır. Hatice’nin annesinin baskın karakteri Hüseyin’i ezip geçmiştir. Tepesi atınca kocasını evire çevire dövdüğü bile olur. Hatice’nin abisi Hamdi hasta, içine kapanık bir çocuktur. Annesinin onu da çok dövdüğü dilden dile dolaşır. Romanı okurken “Hatice’yi ve ailesini düşününce neden yüreğimi ısırgan otları dalıyor?” diye düşünüp durdum. Sona yaklaştığımda aldığım yanıtı size söylemeyeceğim, okuyunca anlayacaksınız! kullanıyorum çünkü Cemil Kavukçu’nun bu romanına kuşbakışı baktığımızda birbirinin içine geçen onlarca öykü görürüz. Bu öyküler ilmek ilmek birbirine bağlanmış, roman kurgusuna ustalıkla yerleştirilmiştir. “Yolun başında” olan gençlerin kimisi aile baskısı görür, kimisi eğitim sisteminin çarklarında ezilir, kimisi “İbretlik tip” olarak kurguda yerini alır. Hepsi de umutludur, yaşamlarında neyi değiştirmek istediklerini iyi bilirler. Romandaki yetişkin kasaba insanlarının ortak yönlerinden birisi de iç ve dış dinamiklerini değiştirmek için çaba harcamamalarıdır, beklentileri sınırlıdır. Oysa ilkgençliğini yaşayan tüm kahramanlar kendi kaderlerini çizebilmek için mücadele ederler. Romanın sonunda Hatice’nin ortadan kaybolması, onu simgeleyen kuş; özgürlüğe kaçışı simgeler… BASKICI EĞİTİM SİSTEMİ Yolun Başındakiler’de kasabada yaşayan İsmet’in ilkgençlik yıllarından bir kesit okuruz. Bu kesitin içinde öne çıkan izlek ve motifler arasında, okumak isteyen kız çocukları, yoksulluk, babaların iç sıkıntıları, annebaba kavgaları, ilk aşk, okulda zorbalık, şiddet, baskıcı eğitim, ayrılıklar, kavuşmalar, iyilik ve kötülüğün göreceliği vardır. Baskıcı eğitim sistemi, eleştirel düşünceyi uyarıcı bir dille aktarılır. Sınıf kapılarının üst tarafındaki gözleme kapağını aralayıp içeriyi dikizleyen okul yöneticileri, geceleri sokaklarda dolaşıp kahvehane ve sinemalara baskınlar düzenleyip öğrenci avlayan müdür, öğrencilere gözdağı veren, yüzü hiç gülmeyen öğretmenler, okulda okunması yasak çizgi romanlar, okul çantalarının aranması, suçlanan öğrenciler ve baskıcı eğitim sisteminin diğer pek çok ayrıntısı gözler önüne serilir. Kitabın genç okurlarına inanılmaz gelse de, altmışlıyetmişli yıllarda ortaokuldalisede öğrenim görenlerin hemen hepsinin tanık olduğu durumlardır bunlar. Peki, o günden bu güne ne değişti eğitim sisteminde? Yanıt bu yazının hacmini aşar elbette. Genç okurların bu karşılaştırmayı yapacaklarından kuşkunuz olmasın! Okulda zorbalık, çeteler, tehdit gibi konular üzerinde de düşünecektir okurlar. Kasabanın insanları sayfalarda soluk alıp verirken anlatılanların hepsi gerçekmiş hissine kapılırız. Bunun bir anıroman olma olasılığı üzerine de düşünürüz. Hele ki Cemil Kavukçu okuruysanız, onun özyaşam öyküsüyle kesişen pek çok öğe bulabilirsiniz romanda. Örneğin, İsmet’in bir çizgi roman delisi olması, pazar günleri gidilen sinemalar, esnaf baba gibi… Kavukçu, İsmet’e kendi ilkgençliğinden bazı özellikleri yüklemiş ama İsmet’in özgürce yol alan özgün bir roman kahramanı olabilmesi için elinden geleni yapmıştır. Yeri gelmişken, Yolun Başındakiler’den hemen sonra, yazarın Angelacoma’nın Duvarları (Can Yayınları) adlı otobiyografik anlatı kitabını okumanızı öneririm. Kavukçu’nun çocukluk ve gençlik dönemlerini yansıtan Angelacoma’nın Duvarları ile Yolun Başındakiler arasındaki kan kardeşliği, ilgili genç okurların hoşuna gidecektir kuşkusuz. Romanın sonunda, gizemli elin İsmet’in sınıfına bırakıverdiği kuş şaşkın şaşkın uçup öğrencileri korkutsa da, sınıfın açılan penceresi onu özgürlüğüne taşır. Kuşun sonsuza değen kanat sesleri kalır yüreğimizde, “umut” sözcüğünün anlamı üzerine bir kez daha düşünürüz… www.maviselyener.com *Yolun Başındakiler (Köprü Kitaplar Serisi)/ Cemil Kavukçu/ Günışığı Yayınları/ 156s./ 2013/ 12+ RENKLİ HABERLER Hazırlayan: Mavisel Yener ZEYNEP CEMALİ EDEBİYAT GÜNÜ 28 Eylül 2013’te Kadir Has Üniversitesi Cibali Salonu’nda gerçekleştirilecek. Günışığı Kitaplığı’nın düzenlediği izlencenin açış konuşmasını değerli yazar Ayla Çınaroğlu gerçekleştirecek. Çocuk ve gençlik edebiyatı ve yayıncılığının önemli konularının uzmanları tarafından incelendiği tamgünlük konferansın katılımcıları arasında, edebiyat ustaları, çocuk ve gençlik kitaplarının önde gelen isimleri, yayıncılar, çevirmenler, tasarımcılar, akademisyenlerin yanı sıra resmi ve sivil toplum kuruluşlarından, kütüphanelerden ve basından yetkililer bulunuyor. Kitap Eklerinin Gözünden Çocuk ve Gençlik Edebiyatı başlıklı panele Cumhuriyet Kitap Eki editörü Turhan Günay da konuşmacı olarak katılıyor. Konferans her yıl olduğu gibi, Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2013 Ödül Töreni ve kokteylle son bulacak. Konferansa adını veren yazar Zeynep Cemali’nin adını yaşatmak amacıyla yurt çapında düzenlenen yarışmada dereceye giren gençler ödüllerini usta edebiyatçıların elinden alacaklar. Ayrıntılı bilgi için: www. gunisigikitapligi.com I. TÜRKİYE ÇOCUK VE MEDYA KONGRESİ 1415 Kasım 2013’te İstanbul’da, Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek. Kongre’nin ana konuları koruyucu, yetkilendirici ve çocuk haklarına dayalı içerik geliştirici medya olarak belirlendi. Kongre’de Türkiye’den 33, yurtdışından 24 bildiri sunulacak. Kongre’de çocuk ve medya odaklı 4 yeni araştırmanın sonuçları açıklanacak, oturum programları ve atölye çalışmaları düzenlenecek. Kongre’de ayrıca I. Türkiye Çocuk ve Medya Stratejisi tartışılıp sonuçlandırılacak. Ayrıntılı bilgi için bkz: www.cocukvemedyakongresi.org TÜRKİYE’DE İLK ÇİZGİ SİNEMA ÖRNEĞİ, Pepee’nin mucidi Düşyeri ve BKM Film’in ortak projesi olarak 22 Kasım’da sinemalarda olacak. Türkiye’nin ilk çizgi sinema örneği olan ‘Ayas’ filminde çocuklar Ayas ile birlikte maceradan maceraya koşacak. 6 yaşındaki Ayas’ın hayatından bir bölümü yansıtan film, 75 kişilik bir ekibin 3 yıllık emeği sonunda ortaya çıktı. Ayas’ın öyküsünün yanı sıra kahramanları ve müzikleri ile de çocukların ilgisini çekmesi bekleniyor. ÇOCUKLAR İÇİN EDEBİYAT DERGİSİ KONAKÇA, İzmir Konak Belediyesi tarafından yayımlanıyor. Yayın yönetmenliğini Y. Bekir Yurdakul’un yaptığı çocuklar için edebiyat dergisi Konakça, Konak Belediyesi’nin üç kent müzesinden (Mask Müzesi, Neşe ve Karikatür Müzesi, Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi) ücretsiz olarak edinilebilir. Konakça, bir yandan yazın ve sanat dallarıyla ve bu dalların nitelikli ürünleriyle çocuklarımızın tanışıklığını artırmak, bir yandan da onları, alanda emeği olan sanatçılarla buluşturmak gibi bir yaklaşımla yayına hazırlanıyor. n Romanda Cemil Kavukçu’nun özyaşam öyküsüyle kesişen pek çok öğe bulabilirsiniz. İsmet’in ablası Zeynep ortaokula gitmeyi çok istediği halde gönderilmemiştir; Zeynep kitap okumayı çok sever. Kardeşinin okuduğu resimli kitapları değil, kütüphaneden aldığı macera kitaplarını yutarcasına okur. Genç kızın içi düğüm düğümdür; acısını, kırgınlığını dile getiremez bile. Onun kişiliğinde nice kız çocuğunun “ses”ini duyarız. İsmet’in babasına göre okulların öğretebileceği hiçbir şey yoktur. “Hayat mektebi başka bir şeydi. Ona kalsa İsmet’i yanına alıp babasının kendisine yaptığını yapacak, oğlunu aslanlar gibi hayata hazırlayacaktı.”(s,35) Fakat bu kez İsmet’in annesi sesini yükseltir, alışkın olmadıkları biçimde kocasıyla tartışır, İsmet ortaokula yazdırılacaktır. Tam da burada, babanın sınıfsal ve kültürel aidiyetinin yansımalarını görürüz. Babanın, oğlunu okula yazdırmaya giderken yaşadığı içsel sıkıntıları Kavukçu öylesine anlatır ki babanın ruhunun derinliklerine bir bilet verir elimize. Bir komutan havasındaki Celil öğretmen ile karşılaşması, babanın sıkıntısını daha da artırır. “İdareci öğretmen elini masaya öyle bir vurmuş ki babası yerinden sıçrayıp hazırola geçmiş.”(s, 39) Öğretmenin sergilediği sert tutum, İsmet’in ilkokul mezunu esnaf babasına ağır gelse de çocuğunu okula yazdırır. Romanın bundan sonraki bölümü İsmet’in ortaokul birinci sınıfta yaşadıklarını aktarır. İsmet çok hevesli, heyecanlıdır. Ancak kısa süre sonra, üçüncü sınıf öğrencilerinden Ali, bir uyarıda bulunur: “Burası ilkokula benzemez oğlum, kurallara uyacaksın; hepsinden önemlisi de doğru arkadaş seçeceksin kendine. Eğer İbretlikler’in arasına girer de mimlenirsen, o okulu bitiremezsin. Çünkü Üç Silahşorlar ensene yapışır ve bir gölge gibi peşini bırakmazlar.”(s, 52) İsmet kısa sürede “İbretlikler”in kimler olduğunu “Üç Silahşorlar”ın ne denli korkunç olduğunu anlar. Roman boyunca, İbretlikler’in yaptıkları, İsmet’in onlar arasına nasıl karıştığı ve okulda geçenler, öykü sanatının bütün incelikleri kullanılarak anlatılır. “Öykü” sözcüğünü bilerek 2 0 1 3 S A Y F A 2 2 n 1 9 E Y L Ü L C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1231
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle