27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Batı Rumeli bozgununa dek uzanan dönemi ayrıntılarıyla kayda geçerken, Osmanlı Balkanları’nın çok boyutlu bir tablosunu da çiziyor bu kitabında. Dağ köylerindeki halkın yaşayışı ve askerle ilişkileri, coğrafyanın renkli tasvirleri, av hikâyeleri, askeri tiyatro kumpanyasının turneleri, Meşrutiyet’in Manastır’da yarattığı coşku, Balkan muharebeleri, bozgun ve Resneli Niyazi’nin ölümü... Çarpıcı tanıklıkların ışığında dillendiriyor her şeyi Okar. Cumhuriyetin Manevi Mimarları / Cemal Kutay / Acar Bilgi Merkezi Yayınları / 476 s. “Devletin varınıyoğunu ortaya koyarak giriştiği çetin bir harbin dört yıl gibi uzun sürmüş çarkları arasında tüm imkânlarını yitirdiği anda istiklal ve haysiyetin öncüleri kimler olmuştur. Halkın güven kaynağını kimler temsil etmiştir. Kuvayı Milliye’ye ve Cumhuriyetin kuruluşuna gerçek anlamda destek veren; köylüsü, kentlisi ile sokaktaki adamın gözlerinin içine bakarak haysiyet ve ümit aradığı kişiler kimlerdir. Bunlar hangi meslek ve özelliğin sahibidirler. Kurtuluş Savaşı zaferinin manevi erleri… Destan onlarındı…” Elimizdeki kitap işte bu manevi erleri anlatıyor. Cemal Kutay’ın eşsiz arşivinden... Türkiye’de İktidarların Kılıcı Sansür / Vedat Yenerer / Sarkaç Yayınları / 216 s. Gazeteci Vedat Yenerer`in Türkiye`de sansürü ele alan bu çalışması bürokrasinin gariplikleri sergilendiği gibi örnekleri ile zamanının ruhunu göstermesi açısından da çok ilginç. Yenerer, 1980 öncesi ve sonrası iktidarların tehlikeli olarak düşündükleri sanat eserlerine yönelik uyguladıkları akıl almaz sansürlerin gerçeklerini çok özel belgelerle ilk kez gün yüzüne çıkartıyor. Yazar ayrıca son dönemde de medya ve sanat dünyasının nasıl sansürlendiğini somut örneklerle ve kronolojik sırasıyla ortaya koyuyor. Sanki zaman üstü bir nitelik taşıyan sansürcü zihniyetin garip örneklerini gözler önüne seriyor Yenerer. Kitapta, bugüne kadar duyulan ama somut olarak ortaya konulamayan yasaklamalar ve sansürler çok net olarak yer alıyor. Komünistlerden İslamcılara / Adrian Vickers / Çeviren: Attila Tuygan / Ayrıntı Yayınları / 328 s. Bu çalışma, Endonezya’nın büyük yazarı Pramoedya Ananta Toer’in yaşamını ve yazdıklarını rehber alarak bir ülkenin tarihine ve acılarına ışık tutuyor. Pramoedya Ananta Toer hapsedildiC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I ğinde, yazmaktan mahrum bırakılmıştı. Ama o, büyülü söylentilere göre, yeni romanlarını tutsak arkadaşlarına sözlü olarak aktardı ve bunları ezberleyen arkadaşları sayesinde romanları yok olmaktan kurtuldu. Orada kurtulan, aynı zamanda, hafızası parçalanan bir halkın hafızasıydı da. Cambridge Üniversitesi Yayınları arasından çıkan kitap, sıkıntılı bir geçmişten süzülüp gelen karmaşık ve direngen bir halkı ve onun dev yazarını, edebiyattan sanata, folklordan antropolojiye kadar uzanan bir perspektifle tasvir ediyor. Halkın umutlarını ve hayal kırıklıklarını bağrında taşıyan güçlü edebiyatın izinden giderek bizi bir ülkenin kederli haritasında yolculuğa çıkarıyor. Kürt Böreği / Burak Atman / Cinius Yayınları / 392 s. Kürt Böreği basit ve sadedir ama yenildiğinde ağızda oluşan tadı aslında ne kadar karmaşık olduğunu düşündürür insana. Burak Ataman’ın yurtdışında çalışırken çıktığı uzun seyahatlerde kaleme aldığı ilk romanı, Kürt Böreği de böyle bir etkiye sahip. Romanda, farklı zamanlarda yaşanan olaylar, sürükleyici bir anlatımla bugüne kadar taşınırken, birbirleriyle tesadüfen bir araya gelen bir avuç insanın ortak kaderlerini de belirliyor. Otuz yıldır huzurevinde yaşayan bir adam ve onun yıllardır anlattıklarını ilk kez ciddiye alıp da polise ihbarda bulunan genç hemşire Bahar... Sonrasında yaşananlar, genç kızın kendi geçmişindeki karanlığı aydınlatırken, aşkı da karşısına çıkarıyor. Geçmişinin kaderini de değiştireceğini öğrendikçe artık hiç bir şeyin sandığı gibi olmayacağını gören Bahar, hayatını istediği gibi yaşayabilecek midir? Ataman ilk romanıyla okuyucu karşısında. Uykusuzlar / Gülşah Elikbank / İthaki Yayınları / 198 s. İnsanların sol omzuna sürgün edilen gölgeler ve onları kurtarmaya çalışan sahipleri… 2013’te, bir metropolde yaşayan Nina, o beş yaşındayken intihar eden annesinin bıraktığı gizemlerin peşine düşer. Annesinin mezarında, yalnızca kendisinin fark ettiği bir gölgeyle arkadaşlık kurmaya başlar. Her gece rüyaları yüzünden, psikiyatra gitmektedir ama rüyalarının dehşeti artmaktadır. Üstelik bir kere gördüğü halde âşık olduğu, Ares girmiştir yaşamına. Oysa Nina nişanlıdır, evlenmesine çok az bir zaman kalmıştır. Bir aile kurmak için yanıp tutuşurken karşısına çıkıveren Ares, tüm dengelerini alt üst etmiş, rüyalarının seyrini de değiştirmiştir. Özellikle uyku evreleri, kolektif bilinçaltı, gibi konularla yaşadığımız hayatın ne kadarının gerçek ne kadarının rüya olduğunun sorgulandığı, Gülşah Elikbank’ın yeni romanı okuyucu karşısında. n 1235 1 7 E K İ M 2 0 1 3 n S A Y F A 2 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle