Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Madam Samatya / İbrahim Yıldırım / Doğan Kitap / 340 s. “Siz bağırtılı, şarkılı türkülü geveze meydanını boş verin. Samatya işte böyle bir yerdir; kuytu, gölgeli ve ağzı sıkı bir semttir. Böyle olduğundan ben de muhabirin karşılaştığı engellerin benzerlerini aşmaya çalışmış, ancak insanları konuşturamadığımdan çoğu kez istediğim bilgilere ulaşamamış, yıllar öncesine ait sorularıma yanıt vermek yerine yüzüme ürküyle bakan semt sakinlerine derdimi anlatmakta zorlanmıştım. Üstelik o sıralar Samatya, siyasi bir cinayetin matemini ve tedirginliğini yaşıyordu. Kısacası çaresizdim: Engelin yamacında durup gazete haberlerine ve internet arşivlerine yönelip kendimce çözümler üretmekten başka yapacağım bir şey yoktu.” 1970’li yıllarda Samatyadaki bir evde gerçekleşen üç şüpheli ölüm olayı... Yıl 2011: Ölümlerin üstünü örten kalın sır perdesini tecrit edildiği mekânda hatırlayıp yazarak aralamaya çalışan, 2007’de akıl sağlığını yitirdiği düşünülen, cinayete tam teşebbüsten mahkum bir yazar ve saplantının ötesine geçen, zaman zaman mikro tarih çalışmasına dönüşen, müthiş bir araştırma ve iz sürme çabası. İbrahim Yıldırım “cinayet, ülke, cinnet” izleğinden yola çıkyor yeni yayımlanan romanında ve polisiye edebiyatın tüm olanaklarını kullanarak okuyucusunu sıradışı bir yolculuğa davet ediyor. Teklifinizle İlgilenmiyorum / Başar Başarır / Can Yayınları / 180 s. “Küçük adımlarla balkona doğruyum... Bir sıçrayışta korkulukların tepesindeyim. En dengeli halimde. En güvenli. En ben. Yüzüme çarpan rüzgârın tatlı nefesinde nenemin kokusunu buluyorum. Kollarımı iki yana açıp Abdurrahman Efendinin çatısına doğru bırakıyorum gövdemi.” “Ele avuca sığmaz” kalemiyle dikkat çeken Başar Başarır, yeni öykü toplamı Teklifinizle İlgilenmiyorum’la tekrar okuyucu karşısında. Başarır cümlesi açık, kalemi tutuksuz yazarlardan; Türkçeyi gündelik dilin tüm alanlarına uzanacak, tüm renkleri kapsayacak biçimde kullanıyor. Bu nedenle, aklınıza gelebilecek her kesimden insan, bütün zenginliği ve cıvıltısıyla yer alıyor bu öykülerde. Teklifinizle İlgilenmiyorum, yaşamın insanı köşeye sıkıştırdığı, onun canını yaktığı her parçasına başkaldırıyor. Öykülerin içerdiği mizah, yazarın taşkın zekâsı ve kaleminin akıcılığı Teklifinizle İlgilenmiyorum’un en dikkat çeken yanları. Berlin – Aleksander Meydanı / Alfred Döblin / Çeviren: Ahmet Arpad / Everest Yayınları / 468 s. Alman modernizminin önemli temsilcilerinden Alfred Döblin’in başyapıtı BerlinAleksander Meydanı, eski bir hükümlünün, Franz Biberkopf’un hikâyesini anlatıyor. Biberkopf, hapisten çıkar çıkmaz 1920’lerin Berlini’yle karşı karşıya buluyor kendini. Yoksulluk, işsizlik, suç dünyası, yıldızı gitgide parlayan nasyonal sosyalizm ve tüm bunları temsil eden dostlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. Hayatına yeni bir yön verip dürüst yaşamak S A Y F A 2 0 n 1 7 E K İ M 2 0 1 3 Kayıp Devrimin Öncesinde / Kaan Arslanoğlu / Yazılama Yayınevi / 210 s. “Biz ne düşünüp hissettiğimizi biliriz, peki karşımızdakinin bir şeyleri nasıl gördüğünü tam olarak kavrayabilir miyiz?” Dünyada olası büyük sıçramanın izlerini arayan kozmik bilinç, sonunda Hatay’a, Suriye Savaşı’na yönelir. Ardından “Her yer Taksim, her yer Direniş!”in ortasında bulur birden kendini. Süreçlerin içinden, yaşayarak, günü gününe yazılıp günü gününe Sol gazetesinde yayımlanmış bir roman Kayıp Devrimin Öncesinde. İnsanlığın hali, siyasi çözümlemeler, mizah, kehanetler, olay ve karakter anlatımları, gericiler, devrimciler, partiler, medya ünlüleri birlikte... Bizans 123 / John Julius Norwich / Çevirenler: Hamide Koyukan, Selen Hırçın Riegel / Kabalcı Yayınları / Üç Cilt Toplam: 1085 s. “Bizim medeniyetimiz Doğu Roma İmparatorluğu’na ne kadar çok şey borçlu olduğunu asla yeterince değerlendiremedi. Hıristiyanlığın bu Doğu Kalesi olmasaydı, Avrupanın VII. yüzyılda Sasani ordularına, VIII. yüzyılda Bağdat halifesinin ordusuna karşı şansı olur muydu? Bugün hangi dili konuşuyor ve hangi tanrıya tapıyor olurduk? Kültürel alandaki borcumuz da çok büyüktür.” John Julius Norwich, bu üç ciltlik dev yapıtında Bizans İmparatorluğu’nun ayrıntılı bir portresini çıkarıyor. Meraklılar ve Bizans üzerine araştırma yapanlar için vazgeçilmez bir kaynak olacak bu çalışmada Bizans’ın Avrupa’ya kattıklarından kültürel alanlarda bıraktığı mirasa kadar, imparatorluğun bugüne kattıklarından bahsediliyor. Büyük Theodosius / Radi Dikici / Remzi Kitabevi / 372 s. “Büyük Theodosius; adaleti, merhameti ve zaaflarıyla önce çıkan BizansRoma imparatorunun romanı... BizansRoma İmparatorluğu’nun M.S. 330565 yılları arasındaki üç döneminin anlatıldığı trilojinin bu yeni kitabında Radi Dikici, Büyük Theodosius’u romanlaştırdı. Belgelere dayanan bu biyografik eserde imparatorluğa hükmedenler arasındaki gün ışığına çıkmamış ilişkiler, komşu ülkeler arasındaki diplomatik temaslar, Gotlara ilişkin sorunların çözümü ayrıntılı olarak yer almaktadır. İktidar hırsının neden olduğu acımasız taht çekişmelerinin yanı sıra bu romanda, Theodosius Forumu’nun inşası, Sümela Manastırı’nın kuruluş öyküsü, Hıristiyanlığın esaslarının tespit dönemi ve Kadıköy’ün yeniden yaratılışı ayrıntılı olarak ele alınıyor. Osmanlı Balkanları’nın Son On Yılı (19021912) / Mehmet Ali Okar / Hazırlayan: Ahmet Mesut Okar / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 292 s. Mehmet Ali Okar: Selanik’te doğup büyüyen, hemşerisi Mustafa Kemal’le aynı sıralarda Harbiye’de okuyan ve ilk görevlerine Balkanlar’da çıkan bir subay... Doğduğu topraklara 1902’de teğmen olarak dönen, Adriyakıyılarından Doğu Rumeli’ye, Sırp sınırından Yunan sınırına Balkanlar’ın her köşesinde çeteci takip eden idealist bir genç... Toplu dilekçe vermek suçlamasıyla Beyaz Kule’de hapis yatan ve sonra İttihat ve Terakki’ye girerek köylülerin eğitimi için de çalışmaya başlayan, okul inşa eden bir gönüllü... Mehmet Ali Okar, 1912’deki C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1235 için debelendikçe yeraltı dünyasının içine çekiliyor. Hayallerinden tekrar tekrar koparılıp acı gerçeklerle yüzleşiyor. Döblin, isabetli toplumsal eleştirileri ve modern anlatım tekniğiyle okura çarpıcı bir okuma deneyimi sunuyor bu romanda. Roman, Ahmet Arpad’ın çevirisiyle okuyucu karşısında. Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru / Terry Eagleton / Çeviren: Ferit Burak Aydar / Agora Kitaplığı / 282 s. Walter Benjamin’e her dönemde duyulan yoğun ilgi ile onun bir muamma gibi örülmüş eserlerini derinliğine kavrama arzusu arasında her zaman bir paralellik görülmez. Nitekim Terry Eagleton’ın bu kitabı da birçok yorumcunun beceremediği şekilde sistematik bir çerçeve oluşturmaktan ziyade, Benjamin’in ruhuna hafiften dokunabilme çabasının ürünü olarak okuyucu karşısına çıkıyor. Eagleton’ın Benjamin’in eseri, fikirleri ve üslubuyla ilgili bu temel metni, bir yandan Benjamin’in çalışmalarının muammayı andıran yapısı içinde yol alırken öbür yandan bir devrimci eleştirinin sorunlarına ve imkânlarına eğiliyor. Tedirgin Zamanlar / Uğur Kökden / Yapı Kredi Yayınları / 230 s. “Kendimi kalın camlı, kirli, dolayısıyla bulanık, eski bir vagon penceresine benzetiyorum. Yıllar boyu sürmüş yolculuklardan sonra, enikonu yorgun düşmüş bir pencere! Üstüne nice görüntüler, ışıklı kentler ve onların gölgeleri düşmüş bir aydınlık düzlem!” Uğur Kökden 1971 ve 1980 darbelerini izleyen tutukluluklarını, dışarıya taşıdığı günlükleri 12 Mart Günleri ve Uzun Gecenin Tutsakları’ndan sonra, Tedirgin Zamanlar’da ülke yaşamındaki bu iki keskin kırılmanın öncesi, sonrası ve arasındaki günleri aktarıyor. 196688 yıllarını kapsayan bu günlükler çağının sorunlarına ve ülkesinde olup bitenlere duyarlı bir aydının bir döneme tanıklığı. Acı Çeken Tanrı / Sıla Slavoj Zizek, Boris Gunjevic / Çeviren: Arda Çiltepe / Sel Yayıncılık / 236 s. “Din ve felsefe ile güncel politik yaklaşımlar arasında ne tür bağlantılar vardır ve bunlar ne şekilde geliştirilebilir?” Slavoj Zizek ve radikal teolog Boris Gunyevic, Acı Çeken Tanrı’da bu sorunun cevabını ararken üç temel dini inanç sistemini, özellikle toplumu dönüştürmek için gereken manevi değerleri inşa etmede kullanılacak araçları sağlayabilme potansiyellerini ele alıyorlar. Hıristiyanlık, İslam ve Yahudilik üzerine diyaloglarla yaptığı bu değerlendirmelerde Zizek; Lacan, Levinas, Hegel ve Augustinus gibi isimlerin kuramları yardımıyla ve Dante’den Dostoyevski’ye geniş bir yelpazede kültürel örneklerle kapitalizm eleştirisine yöneliyor. Zizek ve Gunyevic, İslam ülkelerinde şiddetin din aracılığıyla meşruiyet kazanması ve modern ateistlerde Tanrı’dan bile daha sınırlandırıcı şekilde ortaya çıkabilen bilinçaltının paradoksları gibi beklenmedik durumları ele alarak inanç kavramını irdeliyorlar.