27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş iir Atlası Oliver DEMAZET/ Şiirler/ Çeviren: A. Kadir Paksoy uzun bir sessizlik harika bir sessizlik. Bir deniz saksafonu ve firavunlaşmış iki göz… Oysa bir astronom olsaydı onu gören, elleriyle örterken yüzünü bir buluşun sevinciyle aman tanrım derdi işte bir günortası yıldızı! ELLER YUKARI Eller yukarı saf adam! Sizi uyarıyorum bayım Hiçbir şeyim yok Ben hiçbir şeyim Yalnızca bir adam Ama iyiyim! CEVAT ÇAPAN ‘Volkanlaşır şiirleriniz, lav olur dizeler’ GÖZLERİN Gözlerin gökekinin güneşleri. Yitiklere yol gösteren yıldızlar. Sonsuz gece Buğday başakları yaz yelinde dalgalanan. Bin büyülü iki orman nice hayatın kaynaştığı. Sonsuzluğun karı Billur günışığı. Ansızın çığ kış ortasında yaşanan bir baharda. İki krater gölü volkan ağzında. Kopan sel çalkantısı iki kaydırak taşıyla. Menderesler çizen iki nehir belli belirsiz usulca. İlk kez tanınan kumlar sessizliğin kumsallarında. Yalnızlığın adaları rüzgârların rahat bırakmadığı. Kadifeden denizler Fırtınalar okyanusu Kanat çırpar sağ kalan deniz kuşları sandalların takaların aşkıyla. Ansızın iki yunus sevincin sularında dalıp çıkarlar fısıltılı kıyılarda. Çılgın kasırgalar yıldırım aşkından kopan. Kaygısız bulutlar kurtarıcı yağmurlar taşıyan. Gözlerin Mor ışıltılı yeşil çayırlar Gözlerin gül Gözlerin lavanta çiçeği. Gözlerin yeşim taşından Gözlerin iki kaya parçası Gözlerin iki pınar Gözlerin iki alev Gözlerin aşktan Gözlerin… DE BANA De bana Nasıl yapmalı Yürüdüğümüz zaman yürümek için Düşündüğümüz zaman düşünmek için Şarkı söylerken şarkı söylemek için Sevdiğimiz zaman sevmek için Ağladığımız zaman ağlamak için Yaşadığımız zaman yaşamak için Öldüğümüz zaman ölmek için? O liver Demazet, 1930’da Tours’ta doğdu. Bir müzik eğitimcisi ile evli ve hemşire bir kızı var.Demazet, 1989’a kadar Paris’te ve Montauban’da engelli çocukların öğretmenliğini yaptı. “1901 MontauriolPoésie” derneğinin kurucu başkanıdır. 1990’dan beri La Revue des Partisans d’Art (Sanat Yandaşları Dergisi)’nin yayın yönetmenliğini yapıyor. Okuyacağınız şiirler, şairin 1999’da Paris’te yayımlanan “À Mains Nues” (Çıplak Ellerle) adlı yapıtından seçtiklerim. ZAMANENİN BİLMEDİĞİ ŞAİRLER Denizi yeğleyin siz zamanenin bilmediği şairler Ki orada yüzebilir dizeleriniz özgürce, Alır götürür onları halk ozanı esinli yelkenliler Yüzlerinde gri ufuklara özlemle. Denizi yeğleyin siz zamanenin bilmediği şairler Balkırsınız okyanusların derinliklerinde. Volkanlaşır şiirleriniz, lav olur dizeler Duyarsızlığın, ölümün üzerinde. Denizi yeğleyin siz zamanenin bilmediği şairler Bulacaksınız aradığınızı sonsuz varsıllığın adacıklarında. Çünkü size yeni bir dünya kuracak dalgalar Kırılıp yayılarak acının kıyılarında. Denizi yeğleyin siz zamanenin bilmediği şairler Süpürecek zambaktan dizeleriniz kasırgaları Duyarsızlığın cehenneminden esen. Kopacak apansız iyimser aşkınızdan özgürlüğün rüzgârı. Çatırdadı birden namus kilidi Açıl susam açıl, tanrı aşkına! Halveti engelleme kemeri Namus koruyucusu bir çelik Bozmasın diye kadın yeminini Tam önlem, tam güvenlik. Zincirin hakkını da teslim etmeli Anahtarsız kilit nasıl açıla Demir halkaların her biri bir nöbetçi Alay ediyorlar zorbayla. “Madam” dedi senyör, “aramızda Bir duvar var! Ne yapmalı? Anahtarsız kilit açılmasa da Bu cehennemden çıkışın bir yolu olmalı. Güzel kadın gülümsedi: “Aman Tanrım! Randevum gece bitmeden önceydi Tanrı size acısın!... Uyaklı bir söz söyleyin o halde Tutkuyla sevenler için Kilidi açacak bir anahtar kelime Sizi sevebilmem için.” KARŞIMA GEL Karşıma gel Oyala beni Dağıt saçlarımı Sakla beni Öp beni Doku beni Dalgalandır beni Yar beni Çiz beni Yont beni Söyle beni Çal beni Gel yanıma Dokunma Yanımda Düşle beni ÇIPLAK Bir çıplak kadın güneşleniyordu çiçekli balkonunda… Manzara harikaydı! Karşıda bir pencereden dikizliyordu hırbonun biri, zavallı kösnül duygularla. Seyrediyordu deniz gözlüğüyle, çıplak, alışıldığı gibi, Nişancı ve hedefi karşı karşıya 2013 SENYÖR VE SEVEN BİR KADIN Haçlı seferinden dönen Bir senyör sevinçle Varır vakit yitirmeden Bekleyen güzeline Ah! Güzelim merhaba Namusunla beklemiş olmalısın beni? Şatolar, sokaklar arasında Yollar emin miydi? Derken yoklamaya başladı mahrem yerlerini Atınca elini kadının apış arasına S A Y F A 18 n 17 E K İ M GÜL AĞACI Gül ağacı dikenli tellerden nöbetçi kulelerinden kulübelerinden nöbetçilerden elleri kan içinde sıkıp durmaktan tırmalamaktan özgürlüğü n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1235
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle