23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R EN K Lİ KA L E ML E R Yazarlara merak ettiğimiz soruları sorduk. Aslında bu yanıtları okurları da çok merak ediyordu; biz de hem sorduk, hem okurlarıyla paylaştık… Konuğumuz Miyase Sertbarut. Ë Aytül AKAL Hangi türlerde kaç kitabınız var? Roman, öykü, masal, deneme türlerinde 26 kitabım var. Kitaplaşmamış radyo ve sahne oyunlarım da var. 2. Sizce çocuklar okudukları bir kitabı neden sever? Çocuklar kendilerini eğlendiren, heyecanlandıran kitapları severler. Kendi karakterlerine yakın kahramanlar varsa o kitabı daha da severler. 3. Bir okurunuzla aranızda geçen sizin için hoş bir anı... Bir okulda çocuklar kitaplarını imzalatıyordu. Birinci sınıf öğrencisi aynı kitaptan iki tane uzattı. İlk kitabı onun adına imzaladım, sıra ikinciye geldi, “Bunu kime imzalayayım?” dedim. “O da benim.” dedi. “Ama aynı kitap bunlar, istersen değiştir.” dedim. Bu önerim onu neredeyse ağlatacaktı. 1. Dudakları bükülerek şöyle dedi: “Ama bu çok güzel, onun için iki tane aldım.” İmzalamaktan başka bir yol kalmamıştı. 4. Son okuduğunuz çocuk kitabı? Konuk Değil Baş Belası, Christine Nöstlinger.? OKUYAN/OKUTAN ÖĞRETMENLERDEN MEKTUPLAR Çok Tuhaf Hayvan Öyküleri: Keşif, masal, eğlence! Ë Hande ÖLÇEROĞLU (EğitimciÇevirmen) ir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngııııııır mıngır sallar iken; yedi deniz ardında, yedi dağı aşınca, varlığı bir muamma, kadim bir diyar varmış… Bu diyarın kalbinde; büyük mü büyük, yeşil mi yeşil, sonsuz zamandır var olan, bilge bir orman yaşarmış… Kayından palamuda, gürgenden söğüde, göknardan sedire, kavaktan huşa türlü türlü ağaçlar barındıran; derin mi derin gölleri, kâh hızlı kâh yavaş akan nehirleri olan; rüzgârları tatlıyken sert, sertken tatlı esen; güneşin aydınlık, ayın gizemli yüzünü eksik etmediği bu orman, çeşit çeşit canlının hem yuvası hem koruyucusu hem de oyun alanıymış… Kimler yokmuş ki bu ormanda? Başkahramanımız sincap ve arkadaşı karınca, fil, sarıca arı, zürafa, ağaçkakan, levrek, cırcır böceği, balina, karatavuk, salyangoz, akbaba, pire, zebra, yunus ve nice hayvan, karınları doyunca ve partilerden arda kalan zamanlarda, “Gökyüzünün ardında ne var?” “Ormanın geldiği yer neresi?” gibi yaman soruların muğlak cevaplarının peşine düşer, çoğu zaman akılları daha da karışmış bir halde evlerine döner, renkli uykulara dalar ve maceralarına rüyalarında devam ederlermiş. Ormanın, gökyüzünün ve derin suların sırlarını keşfetmeye dair bu arayışlar; aralarındaki dostluğu, dayanışmayı ve sevgiyi günbegün çoğaltırmış. Zaman zaman yalnız kalsalar da uzaklarda ya da yakınlarda bir dostun kendilerini düşündüğünü bilir veya umarlarmış. Bu ormanda kaybedilmesi hoş karşılanmayan tek şey umutmuş… Keyifli zaman geçirmeye ve özellikle damak zevklerine büyük önem veren hayvanlar; çimen, meşe palamudu, bal, ağaç kabuğu, kamış şekeri, yosun, bitki kökü, çeşit çeşit yaprak, çamsakızı, kireçtaşı, çamur ve hatta devedikeninden oluşan öğünlerini afiyetle mideye indirirlermiş. Akbalıkçılın kendisini yutmasına göz yuman kırmızı balık gibi, gerektiğinde kendilerini B arkadaşları için feda etmekten de çekinmezlermiş. Hiçbir şeyi israf etmez, cömert doğa anadan aldıklarını minnetle ve fazlasıyla ona geri verirlermiş… Keşifler yapma aşkını, yemeyi içmeyi ve sohbeti paylaştıkları kadar, bazen yan yana oturur ve sadece sessizliği ve anı yaşarlarmış. Hayatta neşelenmek gibi zaman zaman hüzünlenmenin de güzel ve gerekli olduğunu bilir, mutlu anların kıymetini daha iyi anlayabilmek için ara sıra “şöyle ağız tadıyla hüzünlenirlermiş.” Dayanışma, yardımseverlik ve hal hatır sormak öyle önemsenirmiş ki, uzak diyarlarda yaşayan ya da yaşadığı tahmin edilen(!) dostlara sık sık mektup yazılır, katlanıp rüzgâra uzatılan mektupları rüzgâr estiği gibi dünyanın dört bir köşesine sürüklermiş: “Sevgili ispermeçet balinası, gerçekte var olup olmadığını bilmiyorum ama seni yine de partime davet etmek istiyorum. Yarın sahilde. Eğer gerçekten varsan gelir misin? Martı.” “Çok Tuhaf Hayvan Öyküleri,” sizleri nice keşif, sohbet, oyun, dans, kutlama, ziyafet ve zaman zaman da gözyaşı barındıran tatlı bir dünyaya çağırıyor. Siz sayfaları karıştırın yeter. İşte karşınızda bozulan güneşi onarmaya çalışan kum yengeci, sırların bekçiliğini yapan ağustos böceği, kabuğunun tavanının akmasından endişe eden tosbağa, doğum gününü çürük bitki pastasıyla kutlayan solucan ya da armağan olarak güneşin her sabah yeniden doğacağının garantisini isteyen kirpi, kendi bakışlarından ve kükremesinden korkup tir tir titreyen aslan, uçarken uykuya dalan kuğu, ciyaklamaktan bıkıp kurbağadan vıraklama dersi alan fare, gri ve kocaman olmaktan sıkılan hipopotam… Ormandaki hayata dair ne varsa, hissettiklerini ve yaşadıklarını bizimle de paylaşmak isteyen ve her gün bir öyküye konu olan hayvan dostlarımız, bizi de maceralarına ortak olmaya davet ediyor. Hazır mısınız?? *Çok Tuhaf Hayvan Öyküleri/Yazar: Toon Tellegen/ Çevirmen: Burak Sengir/ Mavibulut Yayınevi/ 654 s. SAYFA 22 ? 10 OCAK 2013 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1195
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle