Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 4 TEMMUZ ÇARŞAMBA ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER A ziz Naci Doğan, Türkçe Günlükleri’nin katılımcılarıyla “Azerbaycan Türkçesinin içerdiği belirgin sorunlar” konusunu tartışmamızı istemişti. Okurlarım onun beklediği ilgiyi göstermeyince üzüldüğünü ve derin bir düş kırıklığı yaşadığını bildirdi. Aşağıdaki türkü ile birlikte: Evleri var hana hana, Evleri var a gülüm, hana hana! Men kül oldum yana yana, Men kül oldum ay anam, yana yana! (...) Obaları oymak oymak, Obaları a balam, oymak oymak! Yavan sözdür, yardan doymak, Yavan sözdür ay anam ay anam, yardan doymak! Sözünü, “Öz kardeşlik duygularını her daim canlı tutmalıyız derim ben!” diye bağlayarak şunu da anlatmıştı: “Bu güzelim Azeri ezgisini yıllar önce (1994 baharında) TRT ekranlarında, Turgut Özakman ve Ziya Öztan imzalı o müthiş Milli Mücadele destanı başyapıtı Kurtuluş dizisinin beşinci bölümünde ilk kez dinlediğimde nefesim kesilmişti. 26 Ağustos 1922 Büyük Taarruzu öncesinde, Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilev’in ev sahipliğindeki şık resepsiyonda, kadın Azeri halk sanatçısının dilinden dökülmüştü türkü ve hemen ardından da piyano başında Türk ve Azeri hanımlar, beraberce İzmir’in Kavakları’nı seslendirdiklerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın gözleri dolmuştu Elçi Abilev’le kucaklaşırken.” 7 TEMMUZ CUMARTESİ Adı çoktandır market olan mahalle bakkalında bu sabah Recai Şeyhoğlu ile karşılaşmak sürpriz oldu. Yazları Ayvalık Sarımsaklı’ya geldiğini biliyordum; ama evlerimizin bu kadar yakın olduğunu tahmin etmiyordum. Bu karşılaşma, Erhan Çiftçi’yi anımsattı bana. “Aslında sorumu size, Ayvalık sokaklarında rastladığımda sorabilirdim” diye yazmıştı o da. Erhan Bey, Ayvalık’ta bir ilköğretim okulunda öğretmenmiş. Henüz karşılaşmadık; ama yazın bu radaysa onunla da karşılaşabiliriz bir gün. Sorusu “ilköğretim okulu” sözünün kısaltmasıyla ilgiliydi Erhan Çiftçi’nin. “İlköğretim kavramı bitişik yazıldığı için” kısaltmanın da İÖ olması gerektiğini düşünüyor; ama resmi belgelerde İ.Ö.O, İÖO gibi kısaltmalarla karşılaşıyormuş. En son “İÖ.O” diye bir kısaltma görünce bana yazmaya karar vermiş. Yeni 4’lü sistem uygulanmaya başlanınca “ilköğretim” kavramı kalacak mı, bilmiyorum. Yalnız “ilköğretim” sözcüğü için değil, bütün bileşik sözcükler için bir genelleme yapılabilir. Bileşik sözcük, artık tek sözcüktür. Bileşik sözcüklerin bileşik değilmiş ve iki ayrı sözcükmüş gibi algılanarak kısaltılmaları yanlış. “İlköğretim” de bileşik bir sözcük. Bu yüzden yapılacak kısaltmada tek sözcük sayılması gerekir. Gelelim noktalı mı, noktasız mı yazılacağına… Büyük harflerle yapılan kısaltmaların arasına nokta konmaz. Kural böyle. Öyleyse “ilköğretim okulu” sözünün kısaltması “İO” olmalı. 8 TEMMUZ PAZAR Elif Çalık’ın sorusu da bileşik sözcüklerle ilgiliydi? “Türkçenin ucubeye dönüştürülmesinin acı sürecine tanıklık eden biri olarak, Cumhuriyet’in Kitap ekindeki yazılarınızın ilaç gibi geldiğini söylemek istiyorum. Söz konusu çirkinleşmeden rahatsızlık duyan ve bunu engellemek isteyen insanların olduğunu bilmek güzel. Bu yoldaki tüm çaba ve emekleriniz için sizi kutluyor ve teşekkür ediyorum.” diye incelik gösterdikten sonra sorusuna geçmiş, “Uzun zamandır aklıma takılan ve doğrusunu kimsenin tam olarak bilemediği bir sorum var size.” diyerek şunu sormuştu: “Beylerbeyi semtinde bir adres tarif edecek olsam ‘Beylerbeyi’nde’ mi, yoksa ‘Beylerbeyi’de’ mi demeliyim? Doğrusu ‘Ahmet Bostanoğlu’ndan...’ mı, yoksa ‘Ahmet Bostanoğlu’dan...’ mıdır? Verdiğim örnekteki gibi özel isimlerde, sanki tamlananmış gibi görünen ikinci sözcüğe vurgu yapar gibi ‘...nde/nda’ eki mi, yoksa sözcüğü bir bütünmüş gibi algılamayı kolaylaştıran ‘...de/da’ eki mi kullanılmalıdır?” Bileşik sözcük yapısında olan yer adlarında o ad, (tamlama olduğu unutulup) tek sözcük olarak algılanmaya başlanıncaya kadar, tamlama olarak işlem görüyor. Şunu demek istiyorum: “Emin+önü”, tıpkı “beyler+beyi” gibi, belirtisiz ad tamlaması biçiminde yapılmış bir bileşik sözcük. Ancak “emin” ve “ön” sözcükleri, kendi anlamlarından tümüyle uzaklaşıp “Eminönü”, tek sözcüklük bir yer adı olarak algılandığı için, “Eminönünü” yerine (artık) “Eminönüyü” demek, kulağımızı tırmalamıyor, daha doğal geliyor. “Beylerbeyi” için bu dönüşümün ne kadar süreceğini tahmin etmek pek kolay değil. Ancak “Beylerbeyiyi” denmesinin çok uzun süreceğini; hatta kulakta bıraktığı tınıdan (kakofoni) dolayı hiçbir zaman bu biçimi almayacağını söylemek kehanet olmasa gerek. Kısacası, daha uzun süre, “Beylerbeyini, Beylerbeyine” demeyi sürdüreceğiz. “Ahmet Bostanoğlu’ndan” yerine, “Ahmet Bostanoğlu’dan” demenin ise daha kısa süreceğini söyleyebilirim. Şimdi bile “Ahmet Bostanoğlu’dan” diyebiliriz. Yadırganacağını sanmam. Demek istediğim, bu bir süreç meselesi. Zamanı dolduğunda; yani bileşik sözcük sıradan bir sözcük olarak algılanmaya başlandığında kendisine getirilecek ekler de herhangi bir sözcüğe getirilen ekler gibi olacaktır. 9 TEMMUZ PAZARTESİ Türkçenin konuşulduğu bir TV programında tanışmıştık. O da Türkçeye emek verenlerden biriydi. Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Terimleri Sözlüğü hazırlamıştı. Aynı üniversitedeymişiz. Daha sonra öğle yemeklerinde karşılaştık sık sık. Emekli olup bütün zamanını ve gücünü yazmaya ayırmayı düşündüğünde eşi Seher Hanım’dan büyük destek gördü. Çatı katında bir yazı odası hazırlayacaktı kendine, yazacaktı. Yazdı da. Bir romanı, bir oyunu, bir de öykü kitabı yayımlandı. “93 Harbi’nden 1918’e Doğu Anadolu” alt başlığını taşıyan Vatan Vardı Kurtarılacak adlı romanı abm yayınevi tarafından yayımlandı. Bana 8. 11. 2011 tarihinde imzalayıp göndermiş. Kitap elime, yazarı Nihat Kınıkoğlu’nun ölüm haberini aldıktan sonra geçti. Yaşam ne garip! ? feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com www.feyzahepcilingirler.com BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şair ve tiyatro sanatçısının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin “delirium tremens” adlı şiirinden dizeler ortaya çıkacaktır. 7 A 8 B 9 F 10 17 C 18 H 19 D 20 E 21 1 B 2 E 3 H 4 G 5 I 6 G Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU mumcuogluilker@gmail.com C 11 I 12 C 13 F 14 A 15 C 16 J 6 25 70 4 B 22 C 23 B 24 H 25 G 26 A 27 H H. Elias Canetti’nin başyapıtı. 28 J 29 A 30 J 31 C 32 C 33 E 34 I 35 B 36 C 27 64 3 73 18 58 24 50 37 C 38 B 39 K 40 B 41 C 42 J 43 C 44 B 45 C 46 D I. Son, sonraki. 47 I 48 B 49 B 50 H 51 B 52 K 53 B 54 A 55 J 56 J 5 34 47 11 57 K 58 H 59 B 60 J 61 F 62 K 63 B 64 H 65 C 66 B 67 K Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “… Toplum” (Ivan Illich’in, öğrenimin kurumsallaştırılmasını sorguladığı kitabı). J. Sevgi Soysal’ın bir romanı. 68 E 69 A 70 G 71 A 72 F 73 H 74 D 75 C 56 55 30 42 60 16 28 mottolarıyla bilinen varoluşçu Alman filozof (Türkçe okunuşunu yazacaksınız). 69 7 71 26 14 29 54 B. Mustafa Ziyalan’ın rüya gibi şiir kitabı. K. “… Özakın” (Geç Kız ve Ölüm’ün yazarı). 41 45 43 10 36 12 65 17 32 75 15 22 37 31 D. Anne ve çocuk gelişimi konusunda kitaplar yayımlayan bir yayınevi. 57 52 62 67 39 1169. sayının çözümü: A. BAŞKALAŞIMLAR, B. EKİM, C. YORT, D. REDD, E. UÇURTMAYI VURMASINLAR, F. TEB, G. KEDİ, H. AĞAÇ, I. SAH, J. İDA, K. DERİ, L. EMRE, M. SADIK, N. İLA. Şiir: “Şair tamamladığı kasideleri ortaya saçar/ Beyrut bu kasidelerden çıkar Mahmud Derviş Alkım” 33 2 68 20 F. Bir dönem Mesut Yılmaz’ın dilinden düşürmediği Avrupa kuruluşu. 48 53 49 35 66 8 38 59 51 21 23 44 40 1 63 C. Çamlı Kuledeki Giz, Beyaz Bisiklet ve Sevgiyle Dönsün Dünya adlı şiir kitapları da olan şair. 74 46 19 E. Güç İstenci, Üstinsan, Bengidönüş gibi 61 9 13 72 G. Fantastikkurgu edebiyatında zombilere (yürüyen ölüler) verilen ortak ad. 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1170 TEMMUZ 2012 ? SAYFA 27