Katalog

Ş G iir Atlası CEVAT ÇAPAN Granaz MUSEVİ/ Şiirler/ Çeviren: Nihan IŞIKER ‘Bana bakıyorsun ya koruk tatlanıyor ağzımda’ ranaz Musevi: Şair, senarist, edebiyat eleştirmeni, yönetmen… Granaz Musevi 1974 yılında Tahran’da dünyaya gelir. Yetenekli genç şair Musevi’nin, doksanlı yılların başından bu yana farklı edebiyat dergilerinde şiirleri ve eleştirileri yayımlanmaktadır. Şiirleri Fransızca, İngilizce, Portekizce, İspanyolca, Kürtçe ve İsveççe’ye çevrilmiştir. Çok aktif ve başarılı bir kişiliğe sahip olan Granaz’ın ilk şiir kitabı ‘‘Gece Karalamaları’’ 1996 yılında yayımlanır. 2001 yılında ‘‘Sabaha Kadar Yalın Ayak’’ adlı şiir kitabı ile Karnameh en iyi şiir kitabı ödülünü alır. 2003 yılında ‘‘Yasak Kadınların Şarkıları ’’ adlı üçüncü şiir kitabı yayımlanır. Batı Avusturalya Flinders Üniversitesi’nde sinema eğitimi alan Granaz Musevi 2006’da mezun olur. Dört kısa film çeken Granaz’ın bu çektiği filmlerden birisi Flinders Üniversitesi’nde en iyi yönetmen ödülünü alır. Senaryosunu yazdığı ve yönettiği ‘‘Benim Satılık Tahranım’’ adlı filmi 2010 yılında Avusturalya’da en iyi bağımsız film ödülünü alır. Bu film, aynı zamanda uzun metrajlı film jüri ödülünü de alır. Granaz Musevi hâlâ Batı Sydney Üniversitesi’nde film yapımcılığı konusunda doktorasına devam etmektedir. Tükeniş damarlarım… damarlarım yarına ulaşmıyor cumaya yapışıyor damarlarım kalan petrol, asılı senetler… hadisenin sularından azap damlıyor namaz ve kemik kırıklarıyla dolu hava daima zincirimizi dokuyan amca* ziyafetten dönen askerlere ağıt sesiyle bu kez el bombası, künye, kolye hediye ediyor şaşkın uykularımın sersemliğinde kesilmiş bileklerimin kırmızısının telafisine kucak kucak gül geliyor tehlikenin tabiri buydu: savaştan dönüyor damarlarım seferi namazlarımı sarıyorlar yeryüzünü ekvator gibi kucaklayıp petrol telafisi ziyafetinden dönen askerler için ninni okuyorlar yerleri değişmiş kemiklerin çığlığında küf ve ezikliğin arasında dumanlı sokaklarda damarlarımın neslinin canı sıkılmış yaşanmışlıklardan ceplerinde tehlikesiz kibrit araş’tan araş’a ok atıyorlar** gün batışının burkuluşunda elektirik gibi yaslanıyorlar direğe yağmur oluyor duvar Ben ne insanım ne de serçe küçük bir tesadüfüm ben her defasında düşüp iki parça oluyorum yarısını rüzgâr götürüyor yarısını da tanımadığım bir adam özlem keşke eteğimden asılan toprağın elinden tutup kırık dökük hadiselerin üzerinden geçebilseydim sürekli dertlerime dolanan yaramın üzerindeki o bayrağı kemiklerimin kenarına koyabilseydim… duvarların haykıracak küfürleri var her zaman yüzlerinden belli olmasa da hatmiler perişan örtü ve fileler içinde destelerce fesleğen köküyle dön alın yazımı bir kurdele gibi sıkıca bağla alnıma âdetlerin duvarı kanıyor hep burada uzun boylu perilerin son kurşunların kenarında parmağı var tüm ağlayışlarda burada tüm dükkânların tepesinde yazılı: işim gücüm yutkunmaktır benim keşke insan eteğinden asılan toprağın elinden tutup götürebilseydi silkeleyebilseydi hafızasını istediği yerde ve alışabilseydi kemiklerinin çığlıklarına aşk zamanı bana bakıyorsun ya koruk tatlanıyor ağzımda gecikeceğim şimdi üzüm mevsimi çatıdaki kuşlar çatıdaki kuşları seviyorum her gün onlara yem veriyorum içlerinde vefasız bir kuş var biliyorum gökyüzüne gidecek bir gün ve gelmeyecek. en çok onu seviyorum saklambaç sıra sendeydi yumdun gözünü çayır güneşin altında serçe dalda fakat ben sana uzak değil saklandım çayırı ve serçeleri gördün senin için bitti oyun şimdi çok uzak bir yerde değil giden bir kadının ayak izi ki sen onu hâlâ bulamadın Günah Çok az uzak bir zamanda Adem’e elma vermişti Havva tüm dünya bundan ibaret şimdilerde bütün günah kucağında huzur bulmak ve söylemek balta balta ölen ormanı işitmekten ne çok yorgunum. ? * Zincir dokuyan amca: İran’da popüler bir çocuk mânisi **Tehlikesiz kibrit: İran’da bir kibrit markası Araş (Araş Kemangir): İran’da mitolojik bir kahraman TEMMUZ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1170 19 2012 ? SAYFA 19