19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ço A RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ sırasında önce bir “ejderhayla”, ardından da Red Kit’le karşılaşırlar ve olan olur. Lola Red’e bayılır, Rintintin Lola’nın kedisine, Baron Red Kit’ten kurtulma hayaline. Baby Bo hepsinden nefret eder, Düldül ise bu macerada çok eğlenir. Red Kit okurlarını yine bol kahkahalı sayfalar bekliyor. Özellikle Lola’nın şarkılarına dikkat! Beş Kilitli Sandık/ Evgene Trivizas/ Resimleyen: Vangelis Eleftheriu/ Çeviren: Ari Çokona/ Altın Kitaplar/ 2012/ 150 s./ 10+ Masal, şiir, öykü, roman, çocuk tiyatrosu, çizgi roman ve opera liberettosu alanlarında yüz elliden fazla çocuk kitabının yazarı olan Evgene Trivizas’ın bu romanı ilginç bir kurgu üzerine kurulmuş. Lort Filibooster vasiyetini hazırlar ve bütün servetini, Hyde Park’ın ördekleri ve çok çocuklu taksi şoförlerinin yanı sıra, adını telefon rehberinden rastgele seçtiği Timothy’ye bırakır. Kendi halinde bir piyano akortçusu olan Timothy’nin, bu akıl almaz servete kavuşmak için Ege’deki Sisam Adası’na gitmesi gerekir. Orada, hazine sandığını açmak için dünyanın dört bir yanını dolaşarak beş anahtar bulması istenir. Böylece Brezilya’dan Macaristan’a, Nijerya’dan Avustralya’ya çeşitli tehlikelerle burun buruna gelir. Sakar Cadı Vini’nin Fotoğraf Albümü/ Laura Owen/ Resimleyen: Korky Paul/ Çeviren: Bülent O. Doğan/ T. İş Bankası Kültür Yayınları/ KİTAP GÖLGESİ Kardeşimm Benim Kardeşimm Benim, engeller, önyargı, baskı, korku, yalnızlık, dil, kendini ifade etme/edememe, kardeşlik, dostluk gibi birbirini bütünleyen farklı izleklerden oluşan sıradışı bir roman. Duvarları ve kuralları yıkan bir roman: çize çize yendim. Üstümde bir yılanın gezinmesini istediğimi söyleyemem tabii, ama artık bahçede her yılan gördüğümde çığlıklar atarak babama koşmuyorum.’ (s. 27) Onun hayali bir ressam olmak ve resimlerini görenlerin çok etkilenmesi. O, ıvır zıvır topluyor çünkü ‘Saklanmaya değer her şey işe yarar olmak zorunda değildir.’ Kitabın dikkat çeken karakterlerinden biri de Jason. Jason, David’in sağaltım gördüğü merkeze giden bir çocuk. Felçli olduğu, konuşamadığı için elindeki sözcük kartları aracılığı ile çevresiyle iletişim kuruyor. Bir isteği olduğunda ya da kızdığında, annesine söylemek için kartlara dokunuyor. Onun sözcükten sözcüğe kayan kıvrık, pençe gibi parmakları Catherine’in dikkatini çekiyor. Roman ilerledikçe Jason’ın, Catherine’in kişisel gelişiminde nasıl da rol oynadığını görecek, şaşıracağız. Jason’ın dil duvarını birlikte nasıl aştıklarına tanık olacağız. Duvarlar ve kurallar yıkılmak içindir çünkü! Catherine’in, Jason’ın tekerlekli sandalyesini iterek onunla koşuya çıkması okura farklı pencereler açıyor. ‘Ve koşmaya başlıyoruz! Pencereleri ve çöp bidonunu geçip otopark tabelasının çevresinde dönüyoruz. Her dönüşümüzde martılar havaya fırlıyor.’ (s. 125) Catherine’in yan komşusu olan Kristi, annesi ve babasının bir araya gelip yeniden mutlu olmasından başka dileği olmayan biri. Catherine onunla arkadaşlık yapmaya başladıktan sonra her şey onun için farklı oluyor. İlk günlerde kendi yaşantısı ile komşusunun yaşantısını sürekli karşılaştırıyor, biraz da kıskanıyor. ‘Kapılarda kilit yok, televizyonun yanında küçük çocuk videoları yok, prizlerde emniyet fişleri yok, mutfak masasında bir paket bisküvi kalmışBirinin hepsini birden yiyeceği endişesi yok.’ (s.96) Roman karakterlerinin hepsinin bir sanat dalına ilgisinin olması ortak özellikleri. Felçli olan Jason’ın besteler yaptığını keşfetmek heyecan verici. David’in müzik kulağı romanın başından itibaren vurgulanmış. Catherine’in resim yeteneği var. İster otistik olsun, ister felçli her bireyin farklı yetenekleri olabileceğini sezdiriyor yazar. Engeller, kurallar, normalin ne olduğu kavramları öylesine alışılmadık bir bakış açısından sunuluyor ki, bunlar üzerinde ister istemez düşünmeye başlıyor çok yönlü eleştirel düşünme sürecine giriyoruz. Okurun doldurması gereken boş alanlar bilinçli olarak metne yerleştirilmiş. Yazar ‘engel’ kavramını iki farklı pencereden dile getiriyor. Engelli olma, kişinin kendi engellerini oluşturması, bunları aşabilme/aşamama gerçeğinden yola çıkılarak soru(n)lar ortaya koyulmuş, soruların yanıtı okura bırakılmış. Kitabın ilginç yanlarından biri otizm gibi bir konuyu işlerken, engelleri anlatan birçok kitap gibi ak/kara ayrımına düşmemesi. Anlatımda abartıya yer verilmeden kurgu tamamlanmış. Bilinmeyene ve farklı olana her zaman kuşkuyla yaklaşırken kendimize koyduğumuz engeller konusunda yadırgatıcı sorularla yüzleşiyor okur. Catherine, kurallar ve kaygılardan oluşturduğu kafesin ona ne denli baskı uyguladığını fark edebilecek mi bakalım. Ne kendi dünyasına ne kardeşinin dünyasına bir türlü ait olamayan, ikisi Cynthia Lord arasında bölünmüşlük yaşayan Catherine’i bu çıkmazdan neyin kurtardığını okurken gözyaşlarımı tutamadım, siz neler duyumsarsınız bilemem…? www.maviselyener.com * Kardeşimm Benim, Cynthia Lord, Çeviren: Nazlı Tancı, Günışığı Kitaplığı, 196 s., 2012, 10+ ? Mavisel YENER omanın anlatıcısı Catherine, on iki yaşında. Sekiz yaşındaki kardeşi David ve ailenin diğer bireyleriyle tanıştırıyor okuru. David diğer kardeşler gibi şakalaşılabilecek, kavga edilebilecek biri değil. Onun otistik olması Catherine’i nasıl etkiliyor, roman boyunca tanık oluyoruz. Otizm, karmaşık bir hastalık. Yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan, ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan, beyin gelişimini engelleyen bir rahatsızlık. Peki, bir otistikle birlikte yaşamak nasıl bir şey? David yüzünden bazı yerlere davet edilmemek, kardeşine bakmak zorunda olması Catherine üzerinde duygusal çalkantılara neden oluyor; onu yalnızlaştırıyor, korkularını körüklüyor. David kurallarla yaşayan biri. Basit bir dille bu kuralları kardeşine öğretmeye çabalıyor Catherine. Fakat karmaşık olan kurallar konusunda epey zorlanıyor. Örneğin, David annesine nasıl sarılıyorsa hiç tanımadığı birine de böyle sarılabiliyor. ‘Annene sarılabilirsin ama yabancılara değil’ kuralını ona anlatmak zor. Ya da, oyun parkında istediği gibi bağırabiliyor da akşam yemeğinde niçin bağıramıyor, bu kural onun için çok karmaşık. Kitabın özgün adının Rules (Kurallar) olması bu konuya yazarın dikkat çekme isteğinin göstergesi. Otistiklerin başka özelliklerini de öğreniyoruz kitap boyunca. Her şeyi daha gürültülü duyduklarını satır arasında fısıldanıyor okura. Bardağa dökülen süt, markette birbirine sürtünen alışveriş arabaları, fren yapan bir araba ve daha milyonlarcası David’in kulaklarını kapatmasına neden oluyor. David’in bir başka özelliği, söylenen her şeyin gerçek olduğunu sanması. Ablası onunla konuşmayı define avına benzetiyor, ne söylemeye çalıştığını anlamak için sözcüklerin ardına bakmak gerekiyor. Kardeşinin onu utandıracağı kaygısı ile yeni arkadaş edinme konusunda güçlükler yaşıyor. David’i annesi sürekli olarak kliniğe terapiye götürüyor. Catherine de onlarla birlikte gitmekten hoşlanıyor. Evle klinik arasındaki yolu gidip gelmeyi, arabada annesiyle konuşmayı ve kliniğin karşısındaki mağazalardan alışveriş etmeyi seviyor. ‘David seanstayken annemle okyanus kıyısındaki parka yürüyoruz. Bu, haftanın annemin yalnızca bana ait olduğu ve David’in başkasının sorumluluğunda olduğu tek anı.’ (s. 23) Catherine, resim yapmayı, okumayı, ıvır zıvır toplamayı, mors alfabesiyle mesaj göndermeyi heyecan verici buluyor. Resim yapmakla ilgili ilginç yaklaşımları da var. Kimi korkuların üstesinden gelmek ve duygu eğitimi için kullanıyor bu yeteneğini. ‘Bazen bir şey hakkındaki duygularımı onu çizerek değiştirebiliyorum. Çizmek, kıvrımları, gölgeleri, girinti çıkıntıları ve güzel yönleri bulmamı sağlıyor. Yılanlara olan nefretimi, ne kadar mükemmel olduklarını görene kadar, üst üste binen minik gümüşi pullarını R Okula Giden Kedi/ Mustafa Ruhi Şirin/ Resimleyen: Ferit Avcı/ Kök Yayınları/ 68 s./ 2012/ 7+ Mustafa Ruhi Şirin, sekiz bölümde topladığı elli bir şiiriyle, ilk torunu Ahmet Kerem’e “Hoşgeldin” diyor. “Ben Büyüyünce/Evler mi küçüldü?” diye soran şair, bir başka şiirinin dizelerinde “Ben Hangisiyim?” diye soruyor: “Annem, aşkım diyor/Babam, arkadaşım. Dayıcığım diye/Seslenir bana dayım/Minnoşuyum anneannemin. Çiçek Ahmet’im/Amcama göre. Rana ablamın/Kardeşiyim. Küçük dedeminse/Paşa torunu. Şaşırdım kaldım/Babaanne/Ben hangisiyim?” Çocukların çocukluk halleri, keşifleri, şaşkınlıkları, kırgınlıkları, duyguları şairin sözcükleriyle dizelere dökülmüş “Resmini yapabilirim/Yıldızlara da/Anlatabilirim seni/Ama sana seni/Anlatamam anne.” Bu şiirleri anlatmak kolay değil, ille de okumak gerek. Kitabın ilginç bir özelliği olduğunu da söylemek gerek: İlk kez yirmi dört şiir ayrı ayrı, bebeklerin ve çocukların adlarına armağan edilmiş. Arka kapakta, çocuklar için yazılan şiirler şöyle tanımlanmış: “Çocuk Büyür hep. Çocuk gerçekliğine göre yazılmış şiirler ise aynı yaşta kalır ve büyüyemez…” Bruni’nin Avlusu/ Arslan Sayman/ Resimleyen: Dilek Yördem/ Yapı Kredi Yayınları/ 76 s./ 2012/ 9+ Yapı Kredi Yayınları’ndan daha önce Hezarfen’in İzinde… Gökyüzünde, Mevsimlere Güzelleme (Sara Şahinkanat ile birlikte) ve Balaban ile Şakrak – Bir Kuş Yuvası Masalı kitapları çıkan Arslan Sayman’dan yepyeni bir kitap: Bruni’nin Avlusu. Kitabın küçük kahramanı Su Ay yaz tatilini yeni bilgisayarı başında geçireceğini düşünmekteyken, küçük bir bisiklet kazasıyla hayatı umulmadık bir biçimde değişir. Bütün yazı hummalı bir çalışmayla provalarda geçer, çünkü onu tiyatro cadısı öpmüş, Su Ay artık bir tiyatro oyuncusu olmuştur… Dilek Yördem’in resimlediği Bruni’nin Avlusu’nu çocuklar severek okuyacak. Karlıdağın Ardındaki Düş/ Yılmaz Yeşildağ/ Yaz Yayınları/ 2011/ 197 s./ 13+ Yılmaz Yeşildağ’ın bir gazete haberinden yola çıkarak kaleme aldığı roman, bir düşün peşine düşen çocukların öyküsü... 614 yaşlarında altı çocuk ve bir köpek... Kendilerini nelerin beklediğini bilmeden özlemleri uğruna yola çıkıp da yollarını kaybederlerse, neler olur, dersiniz? Karlıdağın Ardındaki Düş’ü okurken Muttalip’le üzülecek, Şahabettin’le öfkelenecek, Gürkan’la sevineceksiniz... Son cümleyi okuduğunuzda, siz de düşlerinizin peşine koşacaksınız. Red Kit Benim Kahraman Kovboyum/ Çeviren: Orçun Türkay/ Yapı Kredi Yayınları/ 77 s./ 2012/ 9+ Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Red Kit Benim Kahraman Kovboyum serisinde güzel şarkıcı Lola Montes ile yol arkadaşı, aynı zamanda hayranı olan küçük adam Baron de Primesautier, Vahşi Batı’ya sanat götürmek üzere çıktıkları yolculukları Semp yapıla salı, ‘M toplan farklı simlen tılımc ? D 09 2012/ 96 s./ 811 Sakar Cadı Vini, hangi işe el atsa, yüzüne gözüne bulaştırıyor. Ama o yılmadan denemelerini sürdürüyor ve her seferinde sakarlığını akılcı bir sonuca bağlıyor. Kitapta dört öyküsü var Sakar Cadı’nın: Vini’nin Fotoğraf Albümü, Cadı Kaşıntısı, Sakar Cadı Vini ve Diş Perisi, Vini’nin Tek Cadılık Orkestrası. Hepsi birbirinden komik öyküler. Sakar Cadı’yı tanımayan varsa, hemen şimdi okumaya başlasın. Sakar Cadı Vini’nin maceraları bu kitapla bitmiyor çünkü. Sakar Cadı Vini’nin Patenleri, Sakar Cadı Vini Trafik Sorumlusu ve Sakar Cadı Vini’nin Talihsiz Serüvenleri adlı kitaplarda da birbirinden komik ve eğlenceli öyküler onları bekliyor olacak. Çağdaş Müze, Eğitim ve Gelişim (Müze Psikolojisine Giriş)/ Bekir Onur/ İmge Kitabevi/ 2012/ 438 s./ 15+ “Prof. Dr. Bekir Onur’un bu kitabı hem çağdaş müzecilikteki gelişmeleri, hem de müzelerdeki eğitim, öğrenme ve çocuk gelişimi etkilerini incelemektedir. Kitabın en önemli özelliği ele aldığı bütün konuların kurumsal temellerini de incelemesi, araştırma ve uygulama projelerini gözden geçirmesidir.” Konusunda mükemmel bir başvuru kitabı. Çocuklarla müze kavramını birleştirerek, bu alanda hizmet verenlere, çocuk gelişimcilerine ve dahası, bugüne kadar müzelerle ilgili bilgisi olmayanlara bile seslenerek müze kavramının önemini ve yaşamımızdaki değerini ortaya koyuyor. ? dine SİV TİM, Arş LİDAR, A Eskişehir Yerleşke nu’nda g Gençlik E yum Dizi tül Akal S bir şölen farklı salo üzere top Sempoz sitesi De no Anasa Sivri yap maları, b zenlendi zar Gülte Akal” ve Nuri Oku sından H ve Yazar ğu Işık” b Yurtiçind miz dışın teden 62 kiye’nin d zarların v zar), öğre men), yü öğrencile katıldığı yaraşır b dında es yum sıra lerle çıka bilimsel s sında ya Nilay Yılm deş taraf gazete o olan sem birlikte o onur kon simleyen ölümsüz tül Akal’ı olan, çoc doğan’d madan ö Rektörü fa Delioğ gisinin aç ci gün, e Üniversit ikinci gün görkemli sında ço man, şiir tabı bulu yolca, Fa yurtdışın da Türk y çevrilen Akal’ın h sel bildir lerin içer de yoğun insando geliştirm devindirm duygu ya tığı sorun SAYFA 22 ? 31 MAYIS 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1163 SAYF
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle