19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 3 MAYIS PERŞEMBE ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER na en uygun işaret üç nokta olur bence. 6 MAYIS PAZAR Sokaklara, caddelere, meydanlara verilen adları söz konusu ettiğimizi görünce Faik Başaran Ankara’nın en eski apartmanlarından, Bayındır Sokak’taki Washington Apartmanı’nın öyküsünü anlatmış. Bu apartmanın giriş katında bulunan, hem Ankaralılara hem de köşke hizmet veren lokanta, “Washington Restaurant” adını alınca solcu gençlerin dikkatini çekmiş. Gerisini Faik Başaran’dan dinleyelim: “1960’lı yıllarda Bayındır Sokak’taki Washington Apartmanı ve restorana 500 metre uzaklıkta Mithat Paşa Caddesi üzerinde, Ajans Türk çaprazındaki Amerikan Tuslog binası bulunmaktaydı. Bu binanın önü solcu gençlerin gündüz ise sloganlarıyla, gece ise hem sloganları hem de ellerindeki meşalelerle protesto yürüyüşü yaptıkları yerlerdendi. Günlerden bir gün, yine bir protesto esnasında, yürüyüş Tuslog önünde değil Washington Apartmanı önünde sonlandı. Solcu gençler Amerikan emperyalizminin yanı sıra yabancı adlı bir apartmanı ve lokantayı protesto ettiler. Washington adındaki apartman ve lokanta hedeflerindeydi. Apartmanda oturanlar kapalı perdeler arkasından bu protestoyu seyrettiler. Gençler isteselerdi camı çerçeveyi aşağıya indirebilirlerdi. Hiçbir taşkınlık yapmadılar. Sloganları ile mesajlarını iletip apartmanın önünden ayrıldılar. Olaydan sonra hemen toplanan Apartman Yönetim Kurulu durumu değerlendirdi. Gençlere kulak verdiler ve onları kırmadılar, isteklerini yerine getirdiler. Artık apartmanın adı Hitit, lokantanın adı Hitit Restaurant oldu. Bu olay solcu gençlerin işyerlerine verilen yabancı isimlere karşı ilk tepkilerindendir. Olayın geçtiği yıllar ve gençlik önderleri değerlendirildiğinde Çayan, Gezmiş ve Kürkçü‘nün protestocu grup içerisinde olmaları muhtemeldir.” 7 MAYIS PAZARTESİ Pazar akşamları TRT 1’de yayımlanan bir dizi var: “Avrupa Avrupa”. Devlet eliyle İngilizceye özendirme bu kadar açık, bu kadar gözümüze sokar gibi yapılır mıymış? Dizideki tiplerden birinin “bye, thank you, please” gibi sözcükleri sıradan Türkçe sözcüklermiş gibi kullanmasıyla yetinilmemiş, “Temizlik bitmeden where are you going?” de dedirtilmiş kendisine; “Sen give me to me” diye yalan yanlış tümceler de kurdurulmuş. Karşı komşu Gülbahar’ın adı bile “Rosebahar” (?) biçimini almış bu tipin ağzında. Bizim de bunlara gülmemiz gerekiyor. Vah benim garip ülkem! ? [email protected] [email protected] www.feyzahepcilingirler.com emzi Karabulut’un soruları ilginçti: “Cep telefonu” mu doğru, “ceptelefonu” mu? “Telefonla konuşuyor” mu doğru, “telefonda konuşuyor” mu? “Telefonla aradı” mı doğru, “telefondan aradı” mı? “Cep telefonu” örneği yazım kılavuzlarında yok. Benzerleri ile ilgili uygulama da değişik. TDK, “cep defteri, cep feneri” örneklerini böyle, ayrı yazmayı öneriyor; Dil Derneği “cepdefteri”ni bitişik, “cep harçlığı”nı ayrı yazıyor. Ana Yazım Kılavuzu’nda “cep harçlığı, cep saati” ayrı, “cepdefteri” bitişik. Bitişik yazım, sözcüklerin kendi temel anlamlarından uzaklaşmaları ve tek kavramı karşılamaları durumunda kurallaşır, önerilir. Cep defteri de cep harçlığı da tek kavramın karşılığı. Cep defterinin “cepdefteri” diye yazılması önerilirken defterin cepte taşınması gerekmediği, dolayısıyla “cep” sözcüğünün anlam kaymasına uğradığı düşünülmüş olmalı. Oysa “cep defteri”, “cep”le ilişkisini koruduğu gibi, “cep harçlığı”nın “cep”le bağlantısı kalmamış olabilir. Gelelim “cep telefonu”na… O da tek kavramın (tek nesnenin) karşılığı. “Cep” sözcüğüyle hiçbir anlam ilişkisinin kalmadığı söylenebilir mi? Hayır. Öyleyse “cep telefonu” diye ayrı sözcükler olarak yazılmalı. Bence sözcükler kendi anlamlarından iyice uzaklaşmamışsa bitiştirme yoluna gidilmemeli. Türkçenin eklemeli bir dil olduğu göz önüne alınırsa eklerle zaten genişleyecek olan sözcükleri, bileşik sözcük oluşturduğu kesinlik kazanıncaya kadar ayrı yazmakta yarar var. “Telefonla konuşuyor” mu doğru, “Telefonda konuşuyor mu?” Telefon, konuşmanın aracı olduğuna göre “Telefonla konuşuyor” daha doğru görünüyor. “Telefonla aradı” mı doğru, “Telefondan aradı mı?” Bana daha doğru gelen, aynı gerekçeyle, “Telefonla aradı”. 4 MAYIS CUMA Edebiyat dergilerindeki atışmaları severim. Mühür’ün 38. sayısında ilk sayfada “Bir Meselesi Olmayan Salyalı Tipler Hakkındadır” başlığını görünce, hele öfkenin vardığı düzeyi sezince hem şaşırdım hem sevindim. Atışmalar iyidir, R edebiyata canlılık getirir. Erkek bir şair olduğunu anladığımız o salyalı tipin adı verilmemiş; çizilen tipin birçok kişiye uyuyor olması ise düşündürücü. Mühür Kitaplığınca yayımlanan iki de kitap var elimde. Biri Ali Galip Yener’in yazdığı inceleme araştırma kitabı: Şairin Sabrı. Kitapta, “Gelenek, muhafazakârlık, mitoloji, ironi, ‘sol melankoli’, kır kent ikilemi, acı, intihar, küçük burjuvazi, yalnızlık, metafizik eğilim vb. parametreler çerçevesinde şiir / şair eleştirisi örnekleri sunuluyor.” Öteki de Hilal Karahan tarafından yazılan Şiir ve Kuantum. Kuantum fizik kuramına ve felsefesine bir giriş niteliği taşımaktaymış kitap; “şiirin yapı taşlarından imgelemin oluşumunu da bir nebze açıklamayı amaçlamakta” olduğu söylenmiş arka kapakta. 5 MAYIS CUMARTESİ Abdullah Bizden’in sorusunu ne çok bekletmişim. “7. 3. 2012 tarihli Hürriyet gazetesinde bir köşe yazısında Hasan Bülent Kahraman‘dan şöyle bir alıntı vardı: ‘Eskinin yıkılıp gitmesine sesimi çıkarmıyorum. Bari yerine onun boşluğunu kurtaracak birşeyler koyulsa?’ Cümle sonundaki soru işareti bir yana, bu alıntıdaki ‘koyulsa’ sözcüğü benim kulağımı tırmalıyor. Ben olsam ‘konsa’ ya da ‘koysalar’ derdim. (‘Koyulsa’ sözcüğü olsa olsa ‘Şu muhallebi de artık bir koyulsa’daki gibi koyulaşma için kullanılabilir diye düşünüyorum.) Siz ne dersiniz? Bu konuda bir dilbilgisi kuralı var mıdır? ( Hasan Bülent Kahraman’ın dil titizliğini biliyor ve alıntıda bir yanlışlık olabileceği ihtimalini de göz ardı etmiyorum elbette.)” “Rızkını yiyip seni aç mı kodum Ya ansızın seni muhtaç mı kodum” Eski Türkiye Türkçesinde, Yunus Emre’nin bu dizelerinde de kullandığı, “komak” eylemi var. Halk ağzında bu biçimiyle sürmekle birlikte ölçünlü (standart) dilde yerini, büyük ölçüde, “koymak”a bırakmış görünüyor. Bu yüzden “… yerine bir şeyler konsa” denmesi gereken yerlerde “konulsa” diye çifte edilgenlik kullanlır oldu. Oysa “ko“ eylem kökü yaşıyor ve yaşatılmalı. Kısaca, A. Bizden’in aktardığı alıntıdaki ikinci tümce, “Bari yerine onun boşluğunu kurtaracak bir şeyler (birşeyler değil) konsa…” olmalı. So BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı kitaptan şiir dizeleri, şairin adı ve yayınevinin adı ortaya çıkacaktır. 9 A 10 20 J 21 A 1 K 2 L 3 K 4 D 5 J 6 L 7 F 8 B Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU [email protected] D 11 B 12 B 13 B 14 K 15 B 16 E 17 C 18 D 19 H 18 76 39 22 D 23 C 24 K 25 B 26 B 27 D 28 B I. Angola’nın başkenti. 29 A 30 A 31 I 32 D 33 J 34 G 35 B 36 G 37 F 38 F 39 H 33 53 20 5 64 J. “… Yanal” (Türkiye Milli Futbol Takımları Teknik Direktörü). 40 K 41 C 42 E 43 I 44 C 45 A 46 I 47 E 48 B 49 A 50 C 51 D 52 A 53 J 54 K 55 F 56 D 57 I 58 I 59 A 60 A 61 F 33 53 20 5 64 K. Hikmet Temel Akarsu’nun, Devlet Tiyatroları repertuarına alınmış olan, Teolojik Dörtlü adlı tragedyalarının 3.’sü. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Bir çift kanat, bir altın madeninden daha değerlidir…” diyen şair. 62 F 63 D 64 J 65 G 66 B 67 B 68 K 69 G 70 I 71 E 72 E 73 B 74 K 75 A 76 H 77 D 78 B 79 K 80 D 3 14 68 1 54 40 24 74 79 L. İridyumun simgesi. 59 60 29 30 49 21 45 52 75 9 D. “Alnında Mavi Kuşlar”, “Genç Kız ve Ölüm” adlı romanları yaratan yazar. B. Hikmet Temel Akarsu’nun, Kayıp Kuşak serisinin üçüncü romanı. F. Alışkanlık, huy. 2 6 1160. sayının çözümü: A. LEYLİM, B. AĞRI DAĞI EFSANESİ, C. VELİNİMET, D. İSMET ÖZEL, E. NABİZADE, F. İMGENİN, G. AYEVİ, H. ACEM, I. DAMDA, J. ACEMİ, K. MAGGİE. Şiir: “Sana gitme demeyeceğim,/ Ama gitme, Lavinia./ Adını gizleyeceğim/ Sen de bilme Lavinia. Özdemir Asaf” 73 78 8 67 26 12 25 28 35 66 61 62 37 55 38 7 G. Cerahat. 27 51 10 63 32 22 77 80 4 18 56 48 15 13 11 C. “Yaşar Nabi …” (yazar). E. “Benim doğduğum köylerde … rüzgârları eserdi” (Cahit Külebi). 69 34 65 36 H. Tunç. 17 41 23 50 44 47 72 71 16 42 17 MAYIS 2012 ? SAYFA 35 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1161
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle